Nisari Özdoğan - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı


Nisari Özdoğan N...iğde Gösterli kırkiki doğum yerim yazılmış.
İ.....çinde doğduğum aya özgü adım var benim.
S...eyran eylerim alemi, bencileyin bozulmuş.
A...teşi hüznümle yanan gizli odum nar benim.
R...abıtalar parçalanmış, dostluk yerde ezilmiş.
İ.....nkırazım ondandır ki, ağustosta kar benim.

Ö...mrümü boş tüketirken bakma dilim çözülmüş.
Z....ahiren kül gorünsem de, içi yanan kor benim.
D...alalet erbabı beyler yollarıma dizilmiş.
O...lsa da azmü-mecalim, gayet işim zor benim.
G...önül bağım harabolmuş, hodbinlerce gezilmiş.
A...rifler meclisi bilmem, gedalardan sor benim.
N...eyim ne deyilim bilmem, ben kendime sır benim.

Firak-ı Kebir


Ben gönülden Yareliyem......Terkeyledi .Pir ben.
Yareliyem........Bir dokunsan.Söyletir.....Bin bir beni.
Tarkeyledi........Söyletir..........Bu firak-ı...Kebir beni.
Pir beni............Binbir beni.....Kebir beni.Cebir beni.

Dertler bana....Sırdaş amma..Ayrılıklar..Yer beni.
Sırdaş amma..Serden eder...Derdile......Keder beni.
Ayrılıklar..........Derdile bir......Derbeder...Eder beni.
Yer beni...........Keder beni....Eder beni...Heder beni.

Didarıma.......Nazar etme....Bir mehenge.Sür beni.
Nazar etme...Maziden dem.Vurmadan....Gör hor beni
Bir mehenge.Vurmadan......Aşinadan......Gel sor beni.
Sür beni........Gör hor beni..Gel.sor.beni.Hem gör beni

Bu ateşi........Hüznüm ile.....Kül eyledi.......Nar beni.
Hüznüm ile..Yoldaş oldum.Terketmez.......Bu zar beni.
Kül eyledi....Terketmez......Gam.şad eyle.Sen yar beni
Nar beni.......Bu zar beni....Sen yar beni...Gel sar beni


Özgeçmişim


Dünya'ya geldiğim anda ünledim.
Gücüm yettiğince tüm avaz ile.
Bana göre değil bu dünya dedim.
Baş edemem bunca düzenbaz ile.

Maşallah tu, tu maşallah diyerek,
Ağıdıma Annem gülümseyerek,
Oğlan diye allı pazen giyerek,
Sardı beni sıcak kumlu bez ile.

Unutmam en güzel dört beş yaşımı.
Bitten ari edemezdik başımı.
Tabiattan aldım sağlık aşımı.
Tarlada, harmanda, toprak toz ile.

Tereyağ, yumurta, sütü peyniri,
Ya kuru fasulye, etten ileri.
Sofrada baş köşe bulgurun yeri.
Kara pekmez kıyaslanmaz muz ile.

Bahar, çiğdem toplamaya giderdik.
Akranlar bir olur kuzu güderdik.
Mayalı şepeye katık ederdik,
Bazan soğan ile, bazan tuz ile.

Kar görmeden ayak girmez çoraba.
Ne oyuncak. ne bir tahta taraba.
Kışın her gün yapardım bir araba.
İşerken teker yaptığım buz ile.

Babam harman sonu satıp zahire,
Yatırırdı bir senelik ahire.
Gaz, tuz, tütün borcu, bakkal tahire,
Yılda bir sırtlık alırdı güz ile.

Mektebe başladım yedi yaşında.
Bir eğitmen, yetmiş çocuk başında.
Öğretmen de geldi sınıf beşinde.
Sınıfları her yıl geçtim vız ile.

Öğretmenim demiş çok kaba saba.
Bundan ne köy olur ne de kasaba.
Bence okuması gelir hesaba.
Babam'ı kandırmış bir çift söz ile.

Kayıt olup ortokula başladım.
Eziklikle hep kendimi dışladım.
On liralık bir izbede kışladım.
Okul bitti köye döndüm poz ile.

Gariplere yakışır mı localar.
Elbet köylü şehir yerde bocalar.
O zamanki saygı değer hocalar,
Çok uğraştı benim gibi yoz ile.

Baktım bana uygun sanat okulu.
Makinalar yağlı, tulum kokulu.
Bir demirci verdi bana akılı.
Tornacıda iş de buldum yaz ile.

Çavuş oldum askerliği bitirdim.
Çok aradım işe gıtlık getirdim.
Üç kez nişanlandım üç kez yitirdim.
Kimse beğenmedi bir tek koz ile.

Öğretmenlik için icazet aldım.
Mesleğim olunca hanım da buldum.
Bir telekli fötr kurbanı oldum.
O işi yaparken hem de haz ile.

İşçi oldum Almanya'ya uzandım.
Çiçeği burnunda taze kızandım.
Üç senede koca bir hiç kazandım.
Gönlüm kaldı bir sarışın kız ile.

Demircoldum kilo döğdüremedim.
İşçilerim tembel evdiremedim.
Herkes beni yerdi övdüremedim.
İşler yürümedi kuru vaz ile.

Müteahhitlik yaptım evim olmadı.
Üste borçlu çıktım para kalmadı.
İcracı alacak bir şey bulmadı.
Avukat kanaat etmez az ile.

Kumcu oldum elekciler çoğaldı.
Kum yığıldı müşteriler yoğaldı.
Onu da bırakmam elbet doğaldı.
Satın aldı bir elekci naz ile.

Şiir yazdım ama şair olmadım.
Roman yazdım, okuyucu bulmadım.
Sanki hiçbir işten geri kalmadım.
Hepsinden feragat ettim tez ile.

Tutmadığım başka bir iş kalmadı.
Boşa koydum dolmaz, dolu almadı.
Her makamdan çalam dedim olmadı.
Akordu yok iki telli saz ile.

Faka bastım ayan beyan görürken.
Diken battı asfalt yolda yürürken.
Bize göre davul zurna dururken,
Çiftetelli oynanır mı? caz ile.

Bu başa yılları saydıramadım.
Maymun iştahından caydıramadım.
Bir havaya ayak uyduramadım.
Bar oynadım horon tepen laz ile.

Açık büyüdükce küçüldü yama.
Girmedi bozulan düzen nizama.
Çok şükür anlımda leke yok ama,
Sırtıma damgayı vurdu köz ile.

İşte böyle her işe havasladım.
Ben mi sakar, sakara mı rasladım?
Her hamlede bir engele tosladım.
Önümü görmedim miyop göz ile.

Çeşmeler kurudu testim dolmadan.
Meğer uçulmazmış kanat olmadan.
Bir hekim bulup da tarif almadan,
Komaya girmişim fazla doz ile.

Tükenen beyhude, çırpına, koşa,
Bir ömrün hesabı gider mi hoşa?
Daha yekinmeye derman yok, boşa
Geçen ömre içim yandı cız ile.

Nisari miadı doldurdu çoktan.
Elbet yok olacak, gelmişti yoktan.
Ümidi kesmedi bir zaman Hakk'tan,
O'ndan cennet umar! Hangi yüz ile?

Nisari Özdoğan