Aslında, kendimi anlatmaya başladığımda kar yağar hep. Kasım çocuğu olduğum içindir belki bu! Afyon doğumluyum, ama köklerim daha çok İstanbul'dadır.
Fakat, ben Melih Cevdet'in önerisini yaşamım boyunca zevkle uyguladığım için (''Sök evini, bir gemi yap'') , köklerimle gönenmeyi erteledim hep. Şiirlerimi eski Aydınlık gazetesinde yayınladım ilk, ropörtajlarımı da, kısa dönemler haline Cumhuriyet'de de yazmışlığım vardır. Tiyatroyu Erkan Yücel'den öğrendim; ama, benden aktör çıkmayacağına inandığım için, dramaturgiyle daha çok ilgilendim ve oyun yazarlığıyla elbet... Bir dönem, reklam metni yazarlığı yaptıysam da, onu icra ettiğim bir meslek olarak anmam doğru olmaz: Daha çok bir eğitimdi o; ''sinir uçlarında gezinerek sözcük ekenomisini yapmayı öğrendiğim yer'' diyelim, nankör olmamak için. Yapmaktan hoşlandığım her şey şiirle ilintilidir sanıyorum: Yemek yapmak, otlar ve şuruplar, boyamalar, mektup yazmak, düşleri kaydetmek, okumak (tarih, felsefe, antropoloji, teoloji, simya, kozmoloji, mitoloji) ve gezmek... Böyle işte: Kış güneşinin eriteceği esintiler. Kuma yazılmış sözler...
..

SeViŞMe..ÇeYReĞi..
Neşer Selman
07.06.2004 - 22:35Ne güzel bir şiir! Sözcükler o denli yerli yerinde ve ölçülü ki, oluştululan imgelerle hem dış dünyamızın anıları, hem de iç dünyamızın gölgeleri devinime geçiyor. ''Tenlerinde tüm(lüğü) yakalayan, ateşte soğumaya'' yatan bedenlerin belleği sizi sanırım hep anımsayacak... Ellerinize, yüreğinize sa ...
Toplam 1 mesaj bulundu