daha ben doğar doğmaz biçilmiş bana bu elbise; kumaşı, deseni, rengi, modeli, ölçüsü uyar mı yoksa uymaz mı diye hiç düşünmeden dikilip geçirilmiş hemen üstüme unutulmuş; her şeyden önce ' yüzde yüz insan '' olduğum, ve…yazılmış etiketine özenle “ nazlı bebek, uslu çocuk, akıllı kız, iyi kadın, fedakâr eş, cefakâr anne “ diye
kimi zaman dar gelmiş kolu yakası, bunalmış, boğulmuşum kimi zaman bol gelmiş bedeni robası, eriyip, içinde kaybolmuşum kimi zaman, çekip çekiştirmişler; zor kurtarmışım paçamı hoyrat ellerden kimi zaman kendi isteğimle kaptırmışım, seve seve, hiç mi hiç yüksünmeden
bir an gelmiş, yırtarcasına açmışım iliklerimi bir an gelmiş, üst üste atmışım çözülmez düğümleri gün olmuş, şarkılar türküler söyleyip nakışlar işlemişim ceplerine süslü süslü gün olmuş, hüzünlü şiirler döktürüp eğreti bir teyelle tutturmuşum söküğümü kâh, elimin terini silerek eteğine kâh, gözyaşımı saklayarak yenine yaşamışım günden güne azalan ömrümü
artık rengi ağarıp solsa da; lime lime de olsa elbisem, çıplaklıktan evlâdır diyerek her seferinde, bir yama daha yapıp sol göğsümün üstüne sessizce kutlarım hep kendimi geriye kalan ömrümün her ilk doğum gününde
fakat, heyhat…olmuyor işte! İstersem kırk yama yapayım yama üstüne yine bir yanım çıplak, yine bir yanım hep üşümekte…
Yamalı Doğum Günü Elbisesi
daha ben doğar doğmaz biçilmiş bana bu elbise;
kumaşı, deseni, rengi, modeli, ölçüsü uyar mı
yoksa uymaz mı diye hiç düşünmeden
dikilip geçirilmiş
unutulmuş; her şeyden önce ' yüzde yüz insan '' olduğum,
ve…yazılmış etiketine özenle
“ nazlı bebek, uslu
iyi
kimi zaman dar gelmiş kolu yakası,
bunalmış, boğulmuşum
kimi zaman bol gelmiş bedeni robası,
eriyip, içinde kaybolmuşum
kimi zaman, çekip çekiştirmişler;
zor kurtarmışım paçamı hoyrat ellerden
kimi zaman kendi isteğimle kaptırmışım,
seve seve, hiç mi hiç yüksünmeden
bir an gelmiş, yırtarcasına açmışım iliklerimi
bir an gelmiş, üst üste atmışım çözülmez düğümleri
gün olmuş, şarkılar türküler söyleyip
nakışlar işlemişim ceplerine süslü süslü
gün olmuş, hüzünlü şiirler döktürüp
eğreti bir teyelle tutturmuşum söküğümü
kâh, elimin terini silerek eteğine
kâh, gözyaşımı saklayarak yenine
yaşamışım günden güne azalan ömrümü
artık rengi ağarıp solsa da;
lime lime de olsa elbisem,
çıplaklıktan evlâdır diyerek her seferinde,
bir yama daha yapıp sol göğsümün üstüne
sessizce kutlarım hep kendimi
geriye kalan ömrümün her
fakat, heyhat…olmuyor işte!
İstersem kırk yama yapayım yama üstüne
yine bir yanım çıplak,
yine bir yanım hep üşümekte…
SON SÖZ KELEBEKLERİN
Syf:58
Nazlıhan Hasköylü