Naile Asker Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkın ...

  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy

    05.04.2011 - 18:47

    Saygın arkadaşımız Bayan * Nasker *

    * Doğum gününüz kutlu olsun *

  • Bilici Adem
    Bilici Adem

    03.06.2010 - 20:54

    Dokunma kalbime



    Kaybettiğin karanlıkta beni arama

    Bir garip sarhoşum içtim senin uğruna

    Yakılacak yaralarımı saramadım kalbimde

    Yaralarımı sar ama kalbime dokunma...

    Nizam şair olsaydı böyle yanmazdı

    Kapında kul değil köle olmazdı

    Aşkın alevleri sarıyor kalbimi

    Alevleri söndür ama kalbime dokunma...



    Gittin kaç deli sevda sığdı yüreğine

    İnat etmiş yalnızlığın feleğe

    Söküp atamadım senin sevdanı kalbimde

    Yüreğimi sök ama kalbime dokunma..

  • Bilici Adem
    Bilici Adem

    26.05.2010 - 18:36

    ***Ben Seni Çok Sevdim***

    Bir sevda masalı bu... Yazmaya henüz başlamadım... İnsan yaşarken yazamıyor bazı şeyleri aynı kelimelerin arasında gidip geliyor.... Ne zaman yazmaya kalksam hep aynı cümleler... Onun için yazmaya başlamadım daha...Ama bu bir masal... Bu bir sevda...

    Ben seni sevdiğimde aklım hür bir çocuktu... Ne istersem yapabileceğimi ol dersem olabileceğini dünyanın ekseninde ömrümü geçireceğimi sanıyordum... Ben seni sevdiğimde en çok kendimi seviyordum...Şimdiyse seni...

    Sana dair ilk cümlem -korkuyorum senden- di... O anki gülüşün hala aklımda... Anlayamayan hoşuna gitmiş kafası karışmış bir gülüş... -masalları sever misin? - demiştin bana sonra da küçük kızının masal kitabından bir masal okumaya başlamıştın... Ben de bu sevda masalını yaşamaya... Masalları severdim evet... Ama bunu sana söyleyemedim. Korkuyordum senden... Şimdiyse seni kaybetmekten...

    Konuşamıyordum anlatamıyordum dinleyemiyordum dizginleyemiyordum duygularımı içimde deli bir nehir gibi çağlayan aşkı tutamıyordum...

    Yapamadığım çok şey vardı... Ama sevdim seni...

    Sana mucizeler vaadetmedim... Ama sen mucizenin ta kendisiydin... Ben de seni mucize aratmayacak kadar sevdim...

    'Sana Mucizeler Vaadedemem... Ama mucize aratmayacak kadar sevebilirim seni...'

    Bir mucize arar gibiydin seni tanıdığımda... Gözlerin nereye baksa aynı soruları soruyordu bana... 'Gerçekten aşk var mı? ' 'Gerçekten mavi sevebilir mi insan? ' 'Gerçekten bir MaSaL yazılabilir mi bir yaşamdan'...

    Öyle çok kırılmıştın ki korkuyordun... Bense hiç kırılmamıştım daha ve sana yenilmekten korkuyordum... Senin korkularının üzerine giderken kendi korkumun içine düştüm... Yenildim sana... Hayatım boyunca yapmaktan korktuğum tek şeyi yaptım ve aşık oldum sana...

    Ama hiç pişman olmadım sonrasında....

    Gerçekten aşk vardı...Gerçekten mavi sevilebiliyordu...Gerçekten bir MaSaL yazılabiliyordu bir hayattan...

    Ve ben sana Mavi bir MaSaL yazdım...İnanıp inanmayacağını düşünmeden masallara... Masalımı maviyle donattım. Bunlar mucize değildi hayır...Sana mucize vaadetmedim...Ama seni mucize aratmayacak kadar çok sevdim...

    Korkularını silerken senin esiri oldum mavinin

    'Sana mucize vaadetmiyorum; ama mucize aratmayacak kadar seviyorum seni...'

    Sana dair anlatılacak o kadar çok şey var ki aslında... Dedim ya yaşarken anlatamıyor insan... Ne zaman yazmaya kalksam içimden geçen cümleler hep aynı yerde takılıp kalıyor... 'Seni çok sevdim ben'.... Bundan bir adım öteye geçemedim yıllardır... Aylardır ne zaman seni yazmak istesem kelimelerim düğümlendi...

    Artık senli zamanlarıma 'Aylardır' diyebilmenin mutluluğu da eklendi senli mutluluklarıma... Seni tanıdığım için seni sevdiğim için benim olduğun için mutluydum zaten... Ve artık sana 'Seni çok sevdim' derken çok geniş bir zamanı anlatıyor geçmiş zamanım...

    Ve şimdiki zamanım da çok büyük bir sevdayı...

    Bir sevda masalı bu... Ama yazmaya henüz başlamadım... Yazıldığında göreceksin ne çok sevildin...Yazıldığında göreceksin... ' BEN SENİ ÇOOK SEVDİM......

  • Bilici Adem
    Bilici Adem

    14.05.2010 - 21:34

    Seni Benim Dualarım Korur!

    Ben galiba gidiyorum sevgili, içimde bir garip hüzün var. Sanki ne yapsam olmuyor gibi hissediyorum. Seni severken, üstelik senin de sevdiğine inanırken, nasıl beceremedik bu işi bilemiyorum ama sanırım ben gidiyorum.


    Ellerimin sana dokunmadığı bir dünyada yaşamaktan, yalnız sesini duyarak kısıtlı vakitlerde mutlu olmaya çalışmaktan, bedenini ve aklını yanımda hissedememekten yorgun düştüm. Kurduğum bütün hayaller boşuna, hiçbirini gerçekleştiremiyorum, etrafı sularla çevrili yalnız bir ada gibiyim. Arada bir konan kuşlar da olmazsa, içimde yaşayan bir nefes kalmayacak.


    Sabretmeyi öğrenmiştim ama bu kadarı beni bile aşıyor. Taş olsa çatlardı diyorum. Zor demek ki aşkı gerçekten yaşatmak, ben beceremediysem özür diliyorum. Biliyorum, sevgi anlamaktır ancak sürekli anlayan taraf ben olacaksam, o zaman aşk da sadece bana ait olmaz mı? Bu durumda aşkımı da cebime koyup gitmek gerekiyor, sanırım vakti geldi, gidiyorum.


    İçimde hiçbir kırgınlık taşımadan, sadece iki kocaman insanın beceriksizliğine kızarak, şu minnacık yüreklerimizi bir arada tutamayışımıza içlenerek zaman zaman, inatçılığımızın sonunda ikimizi de köprüden düşüreceğini söyleyerek üstelik, yoksunluğumu hissetmediğini anladığım için, gitmeye hazırlanıyorum.


    Rüzgarda çarpan kapılar gibi, sürekli kendime çarparak yaşamaktan sıkıldım. Madem bunca yalnızlığa asılı kalıyorum, o zaman senin yaşamında bir yer işgal etmenin de anlamı yok diyorum. Zaten bensizliğe talimli hayatında eksilen ne olabilir ki? Günde bire düşmüş telefon sohbetlerimize bakınca, arkadaşlarımla seninle konuştuğumdan daha fazla diyalog kuruduğumu görüyorum. Nasılsa merak etmezsin, gidişim sende neyi değiştirir ki, kadınca birkaç tavırdan başka? Bugün alış verişe çıktım.

    Sana da güzel bir tişört aldım. Sonra neden aldığımı sordum kendime, cevabını bulamadım. İnsan, sevdiği kişi için bir şeyler yaptıkça mutlanıyor, işe yarar mı hissediyor acaba?


    Yüreğim öyle yorgun ki tahmin edemezsin. Senden önce de birikmiş vurgunlarım var zaten benim. Daha onları yeni temizlemişken, bir başka acıya tahammül etmemek için gideyim diyorum. Bana da alıştırdın ya sensizliği, ayrılığı da yadırgamıyorum demek ki!

    Ben galiba gidiyorum sevgili! İçimde bitirilmemiş düşlerim, cebimde seninle kurulmuş hayallerim, bir türlü anlatamadığım sevgim, beceriksizliğim ve her yanında ismin yazan kalbimi elime aldım, gitmeye hazırlanıyorum

    Arkamızdan kimsenin söyleyecek sözü yok. Dedikodumuzu da yapamayacaklar. Kim ne biliyor ki? Benim anlattıklarımdan başka, senin dünyanda beni tanıyan bile yok. Yani, bu ayrılık seni vurmayacak. İçimde biraz burukluk olsa da, nefes aldığım sürece seni aklımın, kalbimin bir yerinde tutacağımı biliyorsun.

    Nerede ve kiminle olursan ol, hangi derdin içine girmiş olsan da, merak etme seni dualarım koruyacak. Bundan eminim çünkü seven bir kalbin ettiği güzel dualar, bu koca evrende kabul göreceği yere ulaşacaktır.


    Artık vakit geldi ve ben galiba gidiyorum sevgili, ama sen dur dersen….
    [email protected]

  • Sinan Karakaş
    Sinan Karakaş

    05.04.2010 - 16:25

    Değerli arkadaşım, bu gün sizin doğum gününüz,iyi ki doğmuş ve iyiki sevenleriniz olmuş ve siz sevenlerinizi mutlu kılmışsınız.Selam ve Saygılarımla

    Doğum Günü

    D oğduğunda bilmezdin dünyada misafirsin
    O ysa nadir bulunan değerli bir safirsin
    G eçmiş günlere göre bu gün daha mahirsin
    U marım her geçen gün biraz daha tahirsin
    M addenle hayal değil dünden daha sahisin


    G ünün kutlu olmalı iyi ki doğmuşsunuz
    Ü zmesin sizi kimse siz hakkı bulmuşsunuz
    N edamet kulun işi siz nadim olmuşsunuz
    Ü stelik bu alemde gül gibi kokmuşsunuz
    N ezafeti yüreğe,elbet indirmişsiniz,
    Ü midi saklı tutup,hayatı bilmişsiniz,
    Z aman akıp gitmekte,siz bunu görmüşsünüz.


    K utlu olsun bu günün,kutlu olsun her günün,
    U marım ağlamazsın,hep görülsün güldüğün,
    T efekküre yönelsin,bakışın temayülün,
    L ebinden çıktığında,karşılansın isteğin,
    U zaklarda değildir,yakındır mutluluğun.


    O lsun diye dilerim,bu günlerin hep kutlu,
    L ayıksın mutluluğa,günlerin olsun mutlu,
    S ıkıntılı olmasın,yarınların umutlu,
    U mduğunu bulursun,yaşarsın hep onurlu,
    N ezaket içersinde,her şeyi yap şuurlu.

    Sinan Karakaş

  • Bilici Adem
    Bilici Adem

    17.03.2010 - 23:23

    O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
    arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar
    bırakılmasaydı eğer.

    Dayanılması o kadar da zor değildir,
    büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

    Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
    yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

    Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
    çalınan birinin kalbiyse eğer.

    Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
    insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

    O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
    hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

    Daha çabuk unutulurdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
    kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

    Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
    öylesine delice bakmasalardı eğer.

    Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı
    belki de,
    kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

    Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece
    sohbetlerinin,
    son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

    Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
    meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır
    yaralamasaydı eğer.

    Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
    beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

    Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
    tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

    O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
    yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

    O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
    son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

    Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
    her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

    Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
    dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

    Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
    namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

    Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
    dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

    Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
    sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

    Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
    kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

    İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir
    ayrılık gizlendiğine
    belki de, kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci
    dereceden failidir'
    denmeseydi eğer.

    Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
    ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

    Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
    kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle
    avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

    Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
    Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini
    tutmak isterse...

    Evet Sevgili,
    Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim
    uzanmak isterdi ince parmaklarına,
    mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık
    etmiş olmasalardı eğer! !

  • Bilici Adem
    Bilici Adem

    23.01.2010 - 14:25

    Ne Zoruma Gidiyor Biliyor musun...
    Senden Ayrılmak Değil de
    Ne Zoruma Gidiyor
    Biliyormusun...
    Benden Sonra Lanet oLası eLini Kim tutacak Kim Sevecek Kim Saracak Seni...
    Ne Zoruma Gidiyor Biliyormusun..

    Senden Ayrılmak Değil de
    O öPüp Koklayamadığım Kıyamadığım Saçlarını Kim eLLeyecek..
    Benim Zoruma Ne Gidiyor BiLiyormusun..

    Senden Ayrılmak DeğiL de.
    Sana Doya Doya Seni SEviyorum Diyemedim ya.
    Sana Kim Seviyorum Diyecek
    Benim Zoruma Bu Gidiyor..

    Kim TutabiLir Senin eLini Kim SarabiLir Senin boşlukta oLan Yerini.
    Aklıma Geliyor İlk Tanıştığımız Gün..
    HatırLıyormusun iLk Seni Seviyorum Dediğimi..
    iLk Sen Deniz GözLümsün Dediğimi Hatırlıyormusun..
    Ne Zoruma Gidiyor Biliyormusun
    Zamanı Geçmişe Döndüremiyorum ya..
    Zamanı Geri Çeviremiyorum ya.
    Yanıyor Yüreğim..
    Ne Zoruma Gidiyor Biliyormusun.
    DünyaLArı Verdim DünyaLarı Yıktım..
    Sana Var ya Ömrümü Verdim..
    Ne Zoruma Gidiyor Biliyormusun..
    Anlamadın AnLayamadın ya Beni...
    Ne ALLaha Ne KeDere İsyan eTTim Şimdiye Kadar..
    Ne Sana Ne Sana oLan Sevgime Söz Geçirdim..
    Ne Zoruma Gidiyor Biliyormusun..
    AğLarken Beni GörmeLiydin Senin iÇin Defalarca Kendimi Yıprattıgımı Senin İçin Var ya Canımı...
    Tek Kalemde Vereceğimi aNLamadın ya..
    Ne Zoruma Gidiyor Biliyormusun..
    SeninLe Bir Yatakta Sana SarıLıp Doya doya öPmeyi.
    Sana Seni Seviyorum Demeyi Sana Canımsın Diye İnLemeyi Söyleyemedim

    [email protected]

  • Bilici Adem
    Bilici Adem

    13.01.2010 - 20:03

    Kaç damlada ıslanır ki yüreğimin kıraç toprağı? .
    Kaç mendille kurur ki bu gözyaşı sağanağı? .


    Özledim diyorum. Özledim işte…
    Bu can sana döndü her dirilişte.
    O kadar zavallı gecem oldu ki yalnızlık denilen suretsiz kimlikte.
    Bazen şaşırdım yolumu ne yana dönsem hep iki yüzlü yalnızlık..evimde odamda..
    Ne zaman başımı kaldırsam bir çivi gibi alnımın ortasında.
    Ne zaman bir yana dönsem kader gibi ömrümün rotasında.
    Kaç gece kirpiğimde kan izleri kaç gece yüreğimde dön sözleri yankılandı çaresizce.
    Bulamadım cevabını bendeki bende.

    Özledim diyorum..özledim işte..
    Canımdan can aktı her direnişte.
    Her gece başka bir hayali bağladım gönül darağacıma.
    Yüreğim sızlaya sızlaya ittim titreyen sehpayı parmak uçlarımla.
    Asılan her hayal ölüme giden yüzlerce umuttu aslında.
    Kayboldu rüyaların renkli daveti.
    Ben yarı çıplak yanımla bir teselli ararken sensizlik duvarında.
    Çığlıklar kurşuna dizildi dudaklarımda saçlarım intihar etti parmak uçlarımda. Kayboldu bakışlarım titrek mum ışığında ve ben öylesine bitkin öylesine yorgun..
    Bir yol arıyordum kendime ışığa ulaşmak adına..Bulamıyordum..
    'ne yan aydınlığa düşerdi ne yan karanlığa'
    Ne zaman ve nerede varırım ki ışığa? .

    Özledim diyorum..Özledim işte..
    Ciğerim söküldü her serzenişte.
    Her gece bir çizik daha atıyorum yüreğimin kerpiç duvarına sensizliği tüketmek adına. Ama olmuyor… her hücresinde bakışların saklı her kuytu köşesinde parmak izlerin. Bir görebilsen yalnızlığın alnımın ortasına vurduğu soğuk damgayı.
    Bir duyabilsen kalabalıkta kayboldukça yalnızlığın kollarında bulduğum feryadı.
    Ne güne ulaştı yüreğim ne gecede kaldı.
    Ne bir gülü tuttu elim ne dikeni battı.
    Ey hayat canımı acıtma artık dedikçe canım daha çok yandı..canım..daha..çok..yandı..

    Özledim diyorum..Özledim işte..
    Gözlerim yanıldı her benzetişte.
    Yokluğun en hazin bestesi oldu dudaklarımın.

  • Bilici Adem
    Bilici Adem

    05.10.2009 - 18:32

    Hiçbir Ateş Isıtamadı Beni Ellerinden Sonra

    (vedalaşırken bile beraber ağlayamadık; oysa idamlıkların bile son dileği kabul edilir.gözlerindeki hüznü ellerimle silemedim ya…işte en çok bu öldürdü beni.saate bakmıyorum artık.mevsimler; seninle zamandı.şimdi zamanın adı yok..önemi yok sabahın gecenin….)
    Yangınındım, yanılgın değil.!
    ................................

    Deniz kokulu rüzgarların çatlattığı,
    Yüreğimden aşk firar etti can!
    Gülüşün kaçak,
    Sesin, dağlarda tutuklu,
    Sözlerin sürgün kentlerin sokaklarında kayıp,
    İkimiz de gurbetlerde tükettik onca baharı,
    Ne kadar da benzerdi yazgımız,yangınımız…

    Sığınağındım,dağ yüreklindim…
    Şirinliğini sevdim, toprak renginde,
    Yağmur saflığında sana geldim aylardan haziran
    Engin denizlerin maviliğinde sakladım seni yıllarca
    Güneşten de sıcaktı selamın
    Hiçbir ateş ısıtamadı beni ellerinden sonra
    Engin denizin,adamın,sabahın,şiirindim…

    Elele olamadığımız sahilde bu kaçıncı voltam.!
    Sana anlatamadığım bu kaçıncı rüya,
    Ve yazıp yollayamadığım şiirler,mektuplar….
    Gün,sensiz batıyor,
    Ben söylemediklerimle ölüyorum,
    Yani ölümlerin en katmerlisi….

    Son gecemizi anımsa
    Can bedenden ayrılır gibiydi.!
    Ne zor vedalaştığımızı,
    Dönüp dönüp bakıştığımızı,
    Sana binlerce kez sarılmadığıma yanıyorum hala
    Neden bıraktın beni neden!
    Neden bırakıp gittin!
    Hani kaybetme korkundum
    Hani sevgin,huzurun,yarınındım…
    Hani…
    Hani…
    [email protected]

  • Bilal Küçük
    Bilal Küçük

    01.10.2009 - 17:28

    Burada yağmur yağıyor
    Aralıksız yağıyor günlerdir
    Ama sen yine de şemsiyeni
    Almadan gel ilk otobüsle

    Buğulanan camlara usulca
    Yüzünü çiziyorum ki yüzün
    Bir yağmur damlası olup
    Düşüyor yapraklarına gülün

    Güller de bozamıyor bu uzun
    Karanlık sessizliğini kentin
    Anılarını yitiriyor sokaklar
    Bezirgânlaşıyor bulvar ışıkları

    Tarih de kekemeleşiyor bazan
    Ki o zaman aşktır tek bilici
    Aşksa yürümek gibi bir şey
    Duyabilmek kuşların gelişini

    Anısı bizsek eğer bu kentin
    Unuttuğu türküler bizsek
    Acıyı rehin bırakıp bir güle
    Anımsatmalıyız bunları bir bir

    Sonra yürümeliyiz seninle
    Sokaklara caddelere çıkmalıyız
    Belki bir aşktır bu kentin
    Belleğini geri getirecek olan

    Burada yağmur yağıyor ama sen
    Şemsiyeni almadan gel yine de
    Özletiyor bu çılgın sağanak seni
    Sırılsıklam özletiyor biliyor musun

    muhabbet ve sevgilerimle

  • Bilici Adem
    Bilici Adem

    29.09.2009 - 22:18

    Dön Gel Gurbetten

    Ne sen güldün, ne de beni güldürdün.
    Uzak kaldın yaktın, yıktın, öldürdün.
    Ne haber gönderdin, ne de bildirdin.
    Bekliyorum seni, dön gel gurbetten.

    Senden uzak kalmak ateşten gömlek,
    Hakkımız değil mi bizim de gülmek,
    En içten dileğim baş başa vermek,
    Bekliyorum seni dön gel gurbetten.

    Bir haberin gelse, dönüyor diye,
    Almış biletini, geliyor diye,
    Beklediğini de biliyor diye,
    Bekliyorum seni dön gel gurbetten.

    Her yerde hatıran, illa gönlümde.
    Unutamam inan, seni ömrümde.
    Tutan mı var yoksa, gurbet elinde.
    Bekliyorum seni, dön gel gurbetten.

  • Bilici Adem
    Bilici Adem

    06.05.2009 - 22:52

    // Söyle Canan Söyle //

    Yükledin sineme hicranı gamı
    Yıktın viran ettin gönül binamı
    El vurdun kanattın eski yaramı
    -Söyle canan söyle kuban olammı
    -Aşkın ile derde düşüp yanammı

    Gelde insaf eyle bitsin bu hicran
    Dar oldu başıma koca asuman
    Kula gizli ama mevlaya ayan
    -Söyle canan söyel kurban olammı
    -Düşüp aşkın yollarına kalammı

    Bağından efsunlu gülleri sundun
    Bu mücrim garibi yürekten vurdun
    Geçen yollarıma tuzaklar kurdun
    -Söyle canan söyle kurban olammı
    -Bir gül gibi sararıpta solammı

    Bulamadım felek ile arayı
    İstemem ben sensiz tahtı sarayı
    Mecnun gibi gezdim çölü sahrayı
    -Söyle canan söyle kurban olammı
    -Uğruna pervane olup ölemmi

    Sevdim seni korkmam hiç bir yasadan
    Gelde kurtar gönlümü bu tasadan
    Yardımcımız olsun ulu yaradan
    -Söyle canan söyle kurban olammı
    -Düşüp gurbet ele seni bulammı

    Şeyrani bilmezdi baharı yazı
    Seninle başladı yürekte sızı
    O Settârdan sensin bir tek niyazı
    -Söyle canan söyle kurban olammı
    -Yakıp gemileri sana gelemmi
    [email protected]

  • Bilici Adem
    Bilici Adem

    21.10.2008 - 13:06

    Sustum!

    Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!

    kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...

    yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime

    kimse duymuyor...

    Sustum!



    Bin ah sürüp dudaklarıma

    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!

    sustu benimle deniz,

    sustu deli dalgalar, sustu martılar...

    umutlarımı sarıp rüzgarlara

    uzaklara savuruyorum her gece

    yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne

    kimse görmüyor...

    Sustum!




    Tam acılarımı haykıracaktım ki,

    sustum

    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!

    bir çığlık kanıyor demedim, en derininde yüreğimin...

    içimdeki volkanları boğarak sustum!

    açmadım kimselere yüreğimi

    hançeri sadece kendime sapladım

    sapladım ve sustum!

    hüznü yüzümde,

    acıları gözlerimde topladım sustum! ..

    Sustum!



    Sustu dudağımdaki şarkı,

    gözlerimdeki şiir

    yaraları yalayan rüzgar

    sokaklarında kahrolduğum şehir

    gözlerim konuşuyor yalnız!

    Saçı ağarmış hayaller

    nemli kirpiklerle

    bulutlandığında gözlerim

    gökte şimşek olup çakıyorum

    kimse görmüyor...

    Sustum!




    Tuz basıp yaralarıma!

    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!

    içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi

    yaslanıp yalnızlığın duvarına

    gül döküp kalabalıklara her gece

    kimsesiz geziyorum gönül ülkemi

    kimse bilmiyor...

    Sustum!




    Tam sevdiğimi haykıracaktım ki, sustum

    sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak

    acılar konuşuyor şimdi yalnız

    yaralı gönlümün sızıları konuşuyor

    tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir

    atıyorum uçurumlardan

    kimse görmüyor.



    Ne zaman

    dudaklarından öpmeye kalksam hayatı

    saçlarını koklasam rüzgarların

    içimde incecik bir sevgi ürperiyor

    sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme

    gelmiyor beklediğim bahar

    yaralar merhem tutmuyor

    gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara

    kimse silmiyor

    yağmur dinmiyor

    sevdiğim bilmiyor

    Sustum!




    Sustu benimle sarı sabır,

    sustu hasret, sustu zaman

    yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata

    kimse duymuyor

    Sustum!

    İçimde dalgalar kabardıkça volkanlar gibi

    sustum!




    Sustu dudağımdaki şiir

    gözlerimdeki nehir

    gönlümdeki yara

    bulutlar haykırdı isyanımı

    şimşekler haykırdı

    sadece ben duydum

    sadece ben

    Ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat

    ey kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi

    yaralar merhem tutmuyor

    geceler avutmuyor

    ben sustum!




    Acılarım konuşuyor yalnız

    yaralı gönlümün sızıları konuşuyor

    Ben sustum!

    susmuyor yüreğimi kavuran kasırga

    pencereme vuran yağmur damlaları

    susmuyor dışarda inleyen rüzgar

    yıldızlar küs

    ay üzgün

    yağmur dinmiyor

    içimde binlerce şiir kanıyor her gece

    kimse bilmiyor

    kimse duymuyor

    sustum!




    Sustu benimle sarı sabır, sustu hasret,

    sustu hayat, sustu zaman

    acılar konuşuyor yalnız

    acılarım konuşuyor

    kimse duymuyor...

    duymuyor...

    duymu...

    duy...

  • Bilici Adem
    Bilici Adem

    14.10.2008 - 08:20

    KARABAĞ DESTANI

    Dünya duysun bu sesi, bu ses şarkın sesidir,
    Peygamberin övdüğü necip ırkın sesidir,
    Bu ses Azerbaycan� ın, bu ses Türk'ün sesidir;

    Bu Ermeni tak etti canımıza tak artık,
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    Karabağ’da kan var kan, ağlıyor Azerbaycan,
    Karabağ’da karalar bağlıyor Azerbaycan,
    Kanlar kanı eritti, çağlıyor Azerbaycan;

    Vahşet bu, vahşet dünya, dön başını bak artık
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    Dünya, göz yumamazsın bu insanlık suçuna,
    Gözünü kan bürümüş, bak ermeni **çine!
    Benim diyor girmişte hududumun içine;

    Ya bu işe bir dur de, ya aradan çık artık,
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    İşte dünya atlası, Karabağ Türk, bitmiştir,
    AGİT de kararında bunu tasdik etmiştir,
    Ermeni vatanımı resmen gaspa gitmiştir;

    Kâinatın önünde benim alnım ak artık,
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    Azerbaycan bir gözdür, Karabağ da bebeği
    Yani Azerbaycan’ın tam ortası, göbeği;
    Gözüme mi göz dikti bu Ermeni köpeği? ! !

    Bu köpek senin dünya, kapımızdan çek artık
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    Ben zaten ermeniyi hallerinden tanırım,
    Bindokuzyüzonsekiz yıllarından tanırım,
    Kanıma batırdığı ellerinden tanırım;

    Şart oldu o elleri kökünden kırmak artık
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    Plan şu:Karabağ’a önce özerk denecek,
    Parlamento, oylama, kahpelikler dönecek,
    Peşinden de ermeni Karabağ'a konacak;

    Ondan sonra ermeni kök salacak,kök artık
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    Dünyayı kandırıyor Ermeni lobileri,
    Amerika ve Moskof en büyük abileri,
    Lejyonerler yığıyor Fransa gibileri;

    Ankara da bu kadar olamaz ahmak artık!
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    Karabağ’da kapkara bir destan yazılırken,
    Savunmasız insanlar kurşuna dizilirken,
    Bebeklerin başları taşlarla ezilirken;

    Kimse bana diyemez dişlerini sık artık!
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    Genç,ihtiyar,kadın,kız demeden kıyılmakta,
    Kolları kesilmekte, gözleri oyulmakta,
    Dalga-dalga semaya feryatlar yayılmakta;

    Bir şehidin mezarı bir taneden çok artık,
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    Televizyon veriyor, verince bakılıyor,
    O mübarek mescitler, camiler yıkılıyor,
    Sofrada boğazıma lokmalar takılıyor;

    Kardeşlerim ölürken bana hayat yük artık,
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    Nerdesin ehli-i İslam; ey Muhammed ümmeti? ! !
    Sende mi görmüyorsun, bu zulmü, bu vahşeti?
    İşte gün vahdet günü, gerçekleştir vahdeti;

    Allah-u Ekber deyip tek yumruk ol, tek artık! ! !
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    Müslüman-Türk her zaman vahdetin istekçisi,
    Ama şimdi mazlum Türk, çok olur köstekçisi,
    Maalesef İran bile ermeni destekçisi;

    İslam'ı istismara benim karnım tok artık,
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    Türk'ün dostu Allah'dır, İslam'a inanmıştır,
    İslamda 'hubbul vatan-minel iman' denmiştir,
    Yani vatan aşkını imanla bir anmıştır;

    Demedi deme dünya, bana cihat hak artık,
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    Konuş dünya, konuş da, sesin duyulsun sesin,
    Bir ateşkes tutturdun, nerede ateşkesin? !
    Bundan sonra o ateş isterse kesilmesin;

    Ateşkesi münasip yerlerine *** artık,
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

    Ermeni vampir gibi kanımızı içecek,
    Sonra bir ateşkesle acımız mı geçecek?
    Bu rüzgârı ekenler, fırtınayı biçecek;

    Ozan Arif diyor ki, yaydan çıktı ok artık! !
    Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık! ! !

    __________________

    ___________________________

Toplam 14 mesaj bulundu