Naime Erlaçin Adlı Antoloji.com Üyesinin Şai ...

Aynı anda iki farklı versiyon geldi galiba.
Hangisi doğru, Allah bilir!
Şiiri ekleyen antoloji editörlerinin daha dikkatli olması gerekmiyor mu?

...Ağustos Şiiri...

Yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek
Beterin beteri var diyenlere inanmıyorum
Hep böyle havalar besler fırtınaları
Korkarım bu mavi ışık çabuk sönecek
Duymazdım durgun suların bezgin türkülerini
Alışmak ölümün bir başka adıymış bilmezdim

Bir yangın sonu yorgunluğu ...

Şiirin devamı nerede???

Evet, şiir de bir rengin usul usul dağılışı gibi...
Gitmeler...gelmeler...özleyişlerle yepyeni bir renk sunuyor bize. Acının rengi!

Kocaman aç kalbini ve yalnızlığı içine çekmeye çalış.
O zaman aşk bulur seni.
Sabahları avucuna konan bir güvercin gibi...
Ama zaten bildiklerini söyledim, değil mi?
Kendimle konuşur gibi...

Uzun zamandır sayfana uğramıyordum Nisan. Şiirde epeyce bir yol kat etmişsin. Öncelikle kutluyorum seni.

Sinyali dostumuza katılıyorum. Ahmet Hoca'nın şiir kürelerine geri dönmeliyiz ki onlar hepimizindir aslında. Ne demişti Sevgili İnam;

'Önce şiir vardı. Şiir, sözle bilinçlenmenin başladığı ...

Hemen düzelttim Sn. Banyatunga. Dikkatiniz ve duyarlılığınız için çok teşekkür ediyorum:))

Orta-Doğu ve Doğu'nun varlık felsefesine dokunan fevkalade derin bir şiir.
Şiirin kendini açması için onun anahtarlarına giden yoldan geçmiş olmak gerek...

'Gökyüzünden Başka Sınır Yok' başlıklı denemelerinde, bu felsefeyi açıklarken, 'İmge ile gösterge, harf ile resim aynıdır. Evren, varlığını ...

Bir ustayı kutlamak düşmez bize.
Saygıda kusur etmeden alır şiiri gideriz böyle...

Seçici kurula teşekkürler...

İnsan kendini yitiriyor Nevin. İç dünyası kuruyor. Aldırmazlık, vurdumduymazlık, bencillik alabildiğine...

Kanatan bir dikenin rengidir kırmızı güle vuran!
Ve bunu fark etmek acı veriyor insana. O güle nasıl acılı bir türkü yakmayalım şimdi?

Sevgi ve teşekkürlerimle:))

Evet, can yakıyor avare sözcükler...
Can yakıyor 'hiç'in değerini tartamayan zenginlikler!

Gördüm ki şair, soluksuz bir tirad gibi, majüskül harflerle serilmiş şiire...Ve parolayı 'aşk' tutmuş kendine...

Yüreğinize sağlık Mehmet Bey...

Lirik şiir teması üzerine kurulmuş imgeler dizisi. Ama metinde lirisizimden eser yok...

Bir şiir lirisizmden elbette uzak durabilir; örneğin gerçekçi şiirdir, toplumcu şiirdir, düşünce şiiridir, yeraltıcıdır, felsefi bir altyapısı vardır, vs. Bunu anlarım, ancak her şeyin birbirine karıştırılmas ...

Şiiri bilen, yazın sanatına emek vermiş ve şiiri hakkıyla yazan birinin 'günün şiiri'ne konuk olması ne güzel...

Not: Blogspot ve wordpress'ten (zaman zaman da borges defterinden) fotoğraflarınızı ve grafik çalışmalarınızı da ilgiyle izliyorum Mehmet Bey. Akdeniz ve Torosların kokusunu alıyorum ...

Kusura bakmayın, anlamadım Erdal Bey. Neyin özgün biçimini görebilseydik? Şiiri aynen yukarıdaki gibi yazdım. Tek istisnası şudur ki, e.e.cummings'den alıntılanan 'sözsüzdür tüm iyi şeyler' cümlesi aslında italik yazılmalıydı. Ama ne yazık ki antolojinin yazılımı buna izin vermiyor.

Teşekkür ve s ...

Evet, değiliz!
Aynen öyleydi...
Tebrikler...

Tuğrul Asi Balkar'ın mısralarında pek çok şairden izler bulmak mümkündür. (Nâzım Hikmet, C.Süreya, M.İlhan Erdost, Attila İlhan, İlhan Berk vb.) Şiirlerini okuduğumda en çok da Ank. Onur Kitabevi'ni ve Sanat Rehberi Dergisini hatırlarım.

Ve elbette 'İlhan İlhan' gelir aklıma...'Deniz' gelir... N ...

Şairin yaşına göre oldukça yetkin şiirler okuyorum bu sayfada. Gelecek için büyük umut vaat ediyor bence...

Çok güzel şiirler bunlar!

Bir tarihte, Nietzsche'den hareketle, papatya ile acı arasında bir köprü kurmaya çalışmıştım. ('Beyaz Tayf')

Sıradan bir papatya neler yazdırabiliyor insana...

...Gelincik...

asfaltıma pençe izleri bırakan gelincik /
kanla yoğrulmuş sanıyor ekin tarlalarını /
yanılıyor!
bozkıra çoktan tahvil olduk biz....

ekmek kokusu arıyor bağrımdaki şaki /
atlarımız soluk soluğa /
“rüzgârın oğulları” .....

hırsın özrüdür ‘kavga’ diye sunulan /
suyuna ...

Buhurîzâde Mustafa Efendi'nin camilerden yükselen besteleri bile yeterdi İstanbul'u anlatmaya...

Her ne kadar Four Seasons'da 'Summer' bölümünü tercih etsem de şiirin şuh bir kadını andıran İstanbul'u viyolonsel figürü ile çağrıştırması iyi olmuş.

Ama bunca nota şiiri karıştırmış da...Notalar ...

Sen şiiri bırakamazdın, şiir de seni...
Çok uzun süre gittin. Yeter artık!

Eyvah!

Gittiğim yerde 'şey'dim, kaldığım yerde ne idim, bilemedim...
Ama bu şiiri çok sevdim:))

Eklediğin için sağ ol Ahmet (Erdem)...