Oguzcan Demir Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakk ...

  • Oguzcan Demir
    Oguzcan Demir

    20.03.2005 - 08:15

    GÜVEN
    Koç yiğidim, Bahadırım, Ozanım
    Alp Dadaşım, Yağız Efem, Ozanım
    Bir narada dokuz tümen bozanım,

    Tug kaldırıp yürüyecek Bozkurtum!
    Tanrım Türkü koruyacak Bozkurtum!

    Dört yaman sızım var inceden ince;
    Vatanca, Bayrakça, Törece, Dince...
    Ay-yıldızın ışığını görünce,

    Arsız otlar çürüyecek Bozkurtum!
    Tanrı Türkü koruyacak Bozkurtum!

    Yeline de Ergenekon yeline!
    Kurban olam kutlu ülkü yoluna!
    Yetmiş koruk milyon oldu biline!

    Demir dağlar eriyecek Bozkurtum!
    Tanrı Türkü koruyacak Bozkurtum!

    Bizim ilde doğan olur baz olur,
    Kara taşa pence vursa iz olur.
    Bir yiğide yedi kafir az olur!

    Orduları kürüyecek Bozkurdum!
    Tanrı Türkü koruyacak Bozkurdum!

    Yola çıktık Tanrıkurtlar yolundan,
    Yandık piştik Kızıl Elma derdinden.
    Günde bin kez Gökbörünün ardından

    Beş yüz köpek ürüyecek Bozkurtum!
    Tanrı Türkü koruyacak Bozkurtum!

    Dokuz Işık kör zulmeti yaranda
    Dokuz sene şölen olur Turanda
    Ol Yezdanın vaadi Kuranda

    Soysuz eller kuruyacak Bozkurtum!
    Tanri Turku koruyacak Bozkurtum!

    Dilaver CEBECi

  • Oguzcan Demir
    Oguzcan Demir

    20.03.2005 - 01:30

    EY TÜRK; Unutma! …

    Târîh, 11 Aralık 1917...

    Osmâniye'de askerlik görevini yapan Er Mehmed Oğlu Bekir ve bir grup silâh arkadaşı Dereli’dedirler. Dereli'den geçen ve adını az ötedeki Çona Köyü’nde alan Çona Deresi suyundan kana kana içerler. Aynı suyu Dereli Köyü de kullanmaktadır.
    Birinci Dünyâ savaşı başlayınca 20-25 yıldan beri Türk düşmanlığını sürdüren Ermeni’lerin bu düşmanlıkları alenîleşmeye başlar. Çukurova’da bir Ermeni Devleti kurmaya kalkışırlar.
    11 Aralık 1917 günü Çona Deresi’ne Ermeni komitacılar zehir atarlar. Bu mis gibi berrak sudan kana kana içen Er Mehmed Oğlu Bekir ile birkaç silâh arkadaşı ve Dereli Köyü’nden kadın, kız ve çocuklar zehirlenerek şehid düşerler.
    Kadın, kız ve çocuklar aile kabristanlarına gömülürlerken şehit düşen askerler de aynı mezarlıkta, Dereli Köyü Mezarlığı’nda topluca toprağa verilirler. Dereli Köyü köylüleri o gün bu gündür, bu büyük mezara “ŞEHİD MEZARI” diyerek hürmet ederler.
    Ermeni komitacıların sabotajı ile zehirlenerek ölen askerlerimizden, Istanbul’un, Şile İlçesi’nin, Dereli Köyü’nden Mehmed oğlu Bekir’in torunları ninelerinden işittikleri, öğrendikleri bilgilerle yola çıkarlar. Osmâniye’nin Dereli Köyü’ne ulaşırlar. Köyün en yaşlı kişisi 96 yaşındaki Mehmed Kuş Dede ile birlikte halktan bâzı kişiler de bu rivâyeti doğrularlar.
    * * *
    İşte “Osmâniye Çona Deresi Şehidleri” adıyla çevre düzenlemesi yapılan “ŞEHİD MEZARI”... Dileğimiz odur ki bu mezar Osmâniye İli’ne, dolayısıyla Türk Dünyâsı’na bir “Ermeni terörünü tel’in anıtı” kazandırır.
    * * *
    Istanbul’un Dereli Köyü’nden gelip Osmâniye’nin Dereli Köyü’nde zehirlenerek şehid düşen Mehmed Oğlu Bekir’in künyesinde, askerî birliğinin 159uncu Alay, 1inci Tabur, 3üncü Bölük olduğu yazılıdır.
    Şehidlerimizin ruhları şâd olsun...
    Biline ve unutulmaya! ..

    EK BİLGİ: Uzun yıllar “ŞEHİD MEZARI” adıyla bilinen ve hürmet edilen Osmâniye İli, Dereli Köyü Mezarlığı’ndaki büyük mezar, “OSMÂNİYE ÇONA DERESİ ŞEHİDLERİ” adı verilerek Osmâniye Türk Ocağı tarafından yeniden düzenlenmiştir.

  • Oguzcan Demir
    Oguzcan Demir

    19.03.2005 - 22:07

    aşağıdaki birkaç tane şiir necmiye hanım efendiye aittir şiirlerini daha fazla incelemek isterseniz antoloji şaiirlerde necmiye sarpkaya adını arayarak ulaşabilirsiniz

  • Oguzcan Demir
    Oguzcan Demir

    19.03.2005 - 22:02

    NE DİYECEĞİM
    Hatırlasana.
    Birlikte büyüdük seninle.
    Aynı beşikte uyuduk,
    Aynı eşikten atladık.
    Birlikte güldük,
    Birlikte ağladık.
    Düğünlere birlikte girdik seninle;
    Azmı oynadık,
    Azmı dalıp gittik
    Mızıkanın sesinde.
    Eskilerden dinlediğimiz
    O masal ülkesine,
    Azmı Ant içtik
    Birgün döneceğimize.
    Dün gibi hatırlıyorum;
    Sen bebek kadar uysal,
    Seteneyce bilge.
    Sen örste kıvılcımdın
    yeri geldiğinde.
    Sen oyuna kalktığında,
    Savaşçılar at binerdi.
    Gün doğardı gözlerinde.
    Şimşekler susar,
    Gök durulur,
    Yağmur dinerdi.
    Her dönüşünde,
    Bin gökkuşağı doğardı saçlarından.
    Bin çiğdem,bin menekşe,
    Bin papatya,
    Bir anda yeşerirdi topraktan.
    Sen böylemiydin o zaman.
    Bir militan kadar kararlı,
    Bilim kadar kesin.
    Sen kalkıp konuştuğunda,
    Ruhları paklardı sesin.
    Dua kadar yumuşak,
    Ölüm kadar keskin,
    Gerçeği yüzlere çarpardı sözlerin.
    Ve bir anda
    Umursamazlığın yerini alırdı hüzün.
    Acısı sarardı yürekleri,
    Sürülmüşlüğün.
    Bir çoğu başını önüne eğerken,
    Sen devam ederdin anlatmağa,
    Kaldığın yerden.
    Şarkılarım senin dilinde güzeldi.
    Senin dilinde sevda,
    Senin dilinde kavgaydı.
    Ama sen bile,
    En ummadık anda,
    Bırakıverdin bizi yarı yolda.
    Sattın...
    demeğe varmıyor dilim.
    Kavganı değiştin ya sevdanla.
    Hemde bir yabancıya.
    Ama aldanma.
    Daha ilk günden,
    bir başka kavgadasın.
    Ya o sen,
    Ya sen o olacaksın.
    Artık şarkılarını anlamayacaklar.
    Sen söyledikçe gülecekler;
    Bizi ağlatan nağmelere.
    Sen oyuna kalktığında,
    Savaşçılar at binmeyecek artık.
    Dönüşünde,
    Gök renklere bezenmeyecek.
    Şunu iyi bil ki,
    Sen onlara özeneceksin.
    ve fakat,
    onlar sana özenmeyecek.
    Eskiden biz derdin
    Artık diyemeyeceksin.
    Gün gelecek
    Bir de çocuğun olacak.
    Ayşe,Fatma,yada Ali.
    Fakat bize benzemeyecek hali,
    Bize benzemeyecek dili.
    Kucağında bir masum;
    O sana,
    Sen ona mahkum.
    Artık dönülmezin eşiğinde
    Ruhunda bir kelepçe ile,
    Öylesine yaşayacaksın.
    Fakat çare yok;
    Bu iklime uyacak,
    Bu toprağa kök salacaksın.
    Bir gün biz dönüp giderken,
    Sen burada kalacaksın.
    Lütfen söyle;
    Seni sorduklarında ne diyeyim.
    Bir hata ettiğini,
    Yokolup gittiğini nasıl söyleyeyim.
    Öldü desem olurmu? ...
    Ergun YILDIZ
    Kasım 1990

  • Oguzcan Demir
    Oguzcan Demir

    19.03.2005 - 22:01

    YURTSUZ
    Anasız büyüdüm.
    Ve babasız.
    El kapılarında yetiştim.
    Ayağım çarıksız,Sırtım urbasız.
    Yurtsuz derlerdi bana.
    Böyle çağırırlardı beni.
    Ve ben ilk kez;
    Bu sözcükte tanıdım seni.
    Dedim ya;
    Açtım,açıktım.
    Öksüzdüm,ufacıktım,
    Bazen günlerce karnım doymazdı.
    ama bunların hepsi birden;
    Daha o çağda bile
    Yurtsuzluk kadar koymazdı
    Şubat 1983
    Ergun YILDIZ

  • Oguzcan Demir
    Oguzcan Demir

    19.03.2005 - 22:01

    SON İSTASYON
    Akültürasyon
    Ajitasyon
    Asimilasyon
    Dilsiz halk
    Ruhsuz sürü
    Tarihin bataklığı
    Son İstasyon.

    ergun yıldız

  • Oguzcan Demir
    Oguzcan Demir

    19.03.2005 - 13:36

    Bir bahar günü
    Yollara döküldük.
    Haykırdık hep bir ağızdan
    Vatan, birlik,ülkü dedik
    Vurulduk
    Kan kırmızısı çiçekler açtı bedenimizde
    Yılmadık susmadık
    Umutsuzluğa umut saçtık
    Kör gecelerin karanlığına

    Biz hain olduk onlar kahraman
    Biz zindana onlar saraylara
    Şan şeref mükafat olsun onların
    Bize yeter selameti vatanın

    Yılmadık yılmayız
    Kaçmadık kaçmayız
    Her zaman turan için
    Ölürüz öldürürüz
    Alt tarafı bir can
    Olmayınca vatan
    Neye yarar cihan
    Mal mülk şan şeref
    Varsın onların olsun
    Bize yeter selameti vatanın

    18 mart 2005
    09.12..

  • Oguzcan Demir
    Oguzcan Demir

    19.03.2005 - 13:33

    57 YILLIK AHISKA ve AHISKALININ DRAMI
    Bilmem ne arzetsem dinleyenlere
    Dünyada bizlere yer bulunmuyor
    Kopartılar yerden attılar suya
    Bulandı bir kere hiç durulmuyor.

    Bu bir soykırımdır sürgün dediler
    Binlerce insanı yolda yediler
    Şahit buna üçler, beşler, yediler
    Bu konuya yakın hiç varılmıyor

    Ne evladım kaldı nede kardeşim
    Ne akrabam belli nede bir eşim
    Vurdular duvardan duvara başımı
    Nedense vuranlar hiç yorulmuyor.

    Suçumuz neydi bir kere bilsek
    O hatayı bizde defterden silsek
    Hayatta birazcık bizlerde gülsek
    Gözümüzün yaşı hiç durulmuyor.

    Suçumuz Türklük mü, Müslümanlık mı?
    Onurlu vakurlu, kahramanlık mı?
    Haşa Moskof gibi şertanlık mı?
    Bu soru bunlardan hiç sorulmuyor.

    Ahıska'yı tüm kökünden söktüler
    Yer kürede dağa, taşa döktüler
    Teker teker dişlerini söktüler
    Bu zulum Dünyaca hiç sorulmuyor.

    Dünya bizi kabul etmez nedelim
    Kalkıp başka gezegene gidelim
    Rehber lazım kime rica edelim
    Rehber vardır fakat yol görülmüyor.

    Horoz bile vakit gelmeden ötmez
    Toprak olmayınca hiç nebat bilmez
    Vatansız insanın dertleri bitmez
    Dertler belli, derman hiç verilmiyor.

    Derdi dert etmekle derde deva yok
    Aramayan kula asla şifa yok
    Amaç tektir, amma araçımız yok
    Araçsız hedefe hiç varılmıyor.

    Bir araç vakıftır, bir araç dernek
    Amaç vatansızı vatanda görmek
    Birlikte yaşayıp murada ermek
    Tükenmiş imkanlar bol görülmüyor.

    Hoca der kardeşim kendin bilmedi
    Adresleri iyi bilenden sormalı
    Her sanatın bir erbabı olmalı
    Sanat sanatçıdan hiç sorulmuyor

    DEMİRALİ KUŞU
    http://www.ahiskalilar.org/giris/anasayfa.html

    ÜMRANİYE AKISHALILAR DERNEĞİNİN WEB SİTESİNİ ZİYARET ETMENİZ DİLEĞİYLE

  • Oguzcan Demir
    Oguzcan Demir

    19.03.2005 - 13:32

    ÇEÇEN MİLLİ MARŞI

    Zafer ya da Ölüm
    Gece kurt yavrularken geldik dünyaya biz
    Sabah kükrerken aslan, konuldu ismimiz
    Lâ ilâhe illallah
    Kartal yuvalarinda emzirdi analarimiz
    At üstünde savasmayi ögretti babalarimiz
    Lâ ilâhe illallah
    Halk için, vatan için yetistirdi analarimiz
    Onlara bir zarar gelecegi zaman yigit kesildik
    Lâ ilâhe illallah
    Biz daglarin Sahinleri zaferlerle yetistik
    Zorluktan ve savastan onursuz çikmayiz biz
    Lâ ilâhe illallah
    Tunçtan daglar kursun gibi erise de
    Hayattan ve savastan onursuz çikmayiz biz
    Lâ ilâhe illallah
    Ey kara toprak her zerren baruttan aglasa da
    Sana serefsiz bir sekilde dönmeyecegiz
    Lâ ilâhe illallah
    Hiçbir zaman kimseye pes etmedik biz
    Ölüm veya zaferden biridir tercihimiz
    Lâ ilâhe illallah
    Yaralarimizi agitlarla sararken bacilarimiz
    Degerli gözleri maharetle canlanir
    Lâ ilâhe illallah
    Kök yeriz, ot yeriz bizi açlik kivrandirsa da
    Otlari sikar içeriz suyunu, susuzluk yandirsa da
    Lâ ilâhe illallah
    Gece kurt yavrularken geldik dünyaya
    Sadigiz biz, sadik, ALLAH'a, halka ve vatana
    Lâ ilâhe illallah

Toplam 57 mesaj bulundu