özür dilemelere dayanamıyorum ya :) oke bi şartla: (gerçi ortada affedilecek bişey yok,sevemedim sinir oldum o kadar..yani bunun için özür dilenir mi? neyse) şart:özrünü siler misin..mahçup duruma düşüp senin erdemin yüzünden yücelmeni istemem :) sen niye yapmıyosun dersen; bknz.prensip meselesi :)
Fazla muhabbet tez ayrilik getirir derler ya hadi hayirlisi. Nedir ile muhabbeti bir hayli hizli baslayan biri. Kirgizistan'daki karisiklarin efkarini dagitmak icin mi acaba bunlar. Bir de hakkindakileri yeni bir antolojiye cevirmis.
Ee yas 19. En coskun cagin arkadasim. Devam et, tadini cikar.
1 Bana Kürt demeyin Kurt deyin Çünkü kurttandır soyum Oğuzlara dayanır boyum Yanıltmasın sakın dilim sizleri Önce bana yol gösterdi Kurdun ayak izleri Örnekmi istersin köklerimden İşte birkaçı: Nasıl İlhan, Kayhan, Çayhan varsa Parshan'dan gelir Ve Kurdhandan gelir Kürtlerin tümü Bunun için ayırmazlar benden Oğuzluk ülkümü Bunu böyle bilesin: Türkler Kürtler Aynı ağacın dalıdır Ve aynı bayrağın alıdır. 2 Kartal bakışlı Börtü çeneli Arslan pençeli Yiğitler soyyuyuz biz Ergenekon'da demir dağları Kurt diye adlanarak bu yurda En önde bizler geldik. 3 Geleneklerim, göreneklerim Yücedir birinden Çünkü doğmuştur hepsi Oğuzun töresinden. 4 Ben Türklüğe yol gösteren kurdum Kanımla, töremle Türk oğlu Türküm! Bana Kürt deniyorsa biliniz; Yalnız Oğuz boyundan Kürdüm Orhun yazıtlarına şöyle bir bak Türk 'Türük' diye yazılı Türük'ü sağdan okursan Kürt okunur İşte bu büyük gerçek Dağlara, taşlara kazılı. 5 Şimdi soruyorum sana Olmadı mı Bulgar Slav Olmadı mı Peçenek Boşnak Kırgızlara Çerkes denmedimi? Ne oldu Kumanlar, Avarlar Gökoğuzlar Ki çağları doldurdu onlar Dilleri değişip Balkanlar'da erimedi mi? 6 Dilime karışınca Arapça, Katılınca Farsça, Değişmiş neyleyeyim Ata dilim Oğuzca 7 Ey kendine Kürt diyen! Pars'ım, Aslan'ım, Kurd'um! Şöyle bir bak Tacikistan Türk'ünün yüzüne, Bir bak Devlet-i Osmaniye'nin Şanlı padişah çehrelerine Onlarda kendi yüzünü göreceksin. Yüce aslını kendin bileceksin! Bakma şunun bunun, kışkırtıcı sözüne Vur yalanı bölücünün yüzüne! 8 Dostlar da düşmanlar da Hikmetine varsınlar şu gerçeğin Meyvesi Kürt mü olurmuş TÜRT'üm diye açan çiçeğin Yanıltmasım olmayaki dilim sizleri Kürt-Türk diye ayrılmaz Alpaslan atlılarının Anadoluyu fetheden ayak izleri
Yazarı Rozkaanlı Hıdır (Bir Kürt şairi)
1977 Tecüman Gazetesi yazarlarından Allah mekanını cennet etsin Ahmet Kabaklının Köşesinde yayınlanmıştır. Ta o günden beri sakladığın Bu şiiri sizlerle paylaşmak istedim, Selamlar İyi akşamlar diliyorum.
ZELİMHAN Bir fırtına çıkınca Panik ile Kaçarlarmış: Zelimhan! Dağda silah Patlayınca Pusarlarmış: Zelimhan! Stanits'den Kız kaçınca Derlermiş ki: Zelimhan! Binicisiz, At gelince, Ağlarlarmış: Zelimhan! Bin düşmanı Yol kesince, Çekinmemiş Zelimhan. Kara gece, Kara yamçı, Kara aygır- Zelimhan! Koçyiğitmiş, Cengavermiş, Atik imiş Zelimhan... ...Peki sana, sevimli Küçük kuzu, Niçin dendi: Zelimhan! Halkın için Çok yaşa, Çabuk büyü, Zelimhan! Zelimhan'a Dar gelen Dünya sana Çok geniş. Zelimhan'ın Bulmadığı Mutluluklar Sende var. Vatanına, Halkına Faydalı ol, Zelimhan! Yiğit, cesur, Atak büyü, Dostumun oğlu Zelimhan! ...Kara gece, Kara yamçı, Kara aygır- Zelimhan... Bunlar sana Gerekmesin, Sen mutlu ol, Zelimhan! Kharaçoylu Abrek Guşmazuqa oğlu Abrek Zelimhan'a AHMAD SULEYMANOV
Ellerin demiştin Sonra; gözlerin Diye Devam etmiştin Bir gün gülecekti Yıllar geldi geçti Dikenli yollarında Hayatın Saatler geçti Saçlarda karanlık kalmadı Hepsi aklandı Gözler soluklaştı Nefesin daraldı Fakat gülecek Gün gelmedi Hayat bitti Ölümün tatlı nefesi Kırışmış yüzünde dolaştı Beyaz saçlarını taradı Buruşmuş elbisesini yıkadı Ayaklarından gücünü aldı Tatlı bir melodi idi gençlik Çabuk biten bir gündü
antolojinin nedir bölümü var orada bir kelime ve size ne anlam ifade ettiği soruluyor bunlara eksi sözlük deniyor herhalde bilmiyorum....
bir ülkede yaşayanların ortak konuştuğu dili devlet resmi dil olarak kabul eder Türkiyenin resmi dili türkçedir türkiyede türkçeden başka konuşulan diller azınlıkların dilidir. ama burada kişilerin bir bilgi yetersizliğine girdiğini görmemiz mümkündür -ağızlar- ve -şivelerinde- ayrı bir dil olarak algılanması var argo gibi bunlarda ana dilin bir parçasıdır burada uzun uzun bilgi verecek değilim ama şu kadarını söyleyeyim Türkçe ural-altay dil ailesinden..altay koluna bağlıdır ve bağlantılı dillerdendir bu özelliği dünyada çok az millette vardır ki yeni kelime türetilmesi bu sayede kolaydır türkçede 100 binden fazla kelime vardır günümüzde 1000-2000kelimeden oluşan ve çoğuda başka dillerden araklama sözcüklerle dolu olan ve kendilerini ayrı bir milletmiş gibi görenlere gülmemek elde değil filoloji bir ilimdir ve dilleri inceler hangi filoloji uzmanı bunlara sizin ayrı bir diliniz var dedi acaba......! tarih de bir ilimdir tarihin yardımcı bilim dallarından olan antropolojik bulgular bu zavallıları çürütmekte zaten kavim olarak dayandıkları mezopotamya kültürünü bilselerdi bu iddealarda bulunmazlardı malım okumayı fazla sevmeyince ve çoban olana seni vali yapacam derseniz şimdiki gibi zavallı kandırılmışları bulursunuz karşınızda zavallılar bilselerdi turan kavimlerinden olduklarını bunları söylemezlerdi
ne diyorduk dil türkçe şu an dünyada 300 milyondan fazla insanın konuştuğu bir dil olup bütün asyayı başka bir dile ihtiyaç duymadan dolaşma imkanını size vermektedir isterseniz deneyin......
Yılları üst üste sırt sırta verdim Küçüktüm büyüdüm bu güne geldim Herkesi aşk ile kusursuz sevdim Sırrımı söyleyecek dostum var benim...
Derelere aktı sular bağlayamadım Yaylalarda doya doya yaylayamadım Yeryüzünü baştan sona turlayamadım Şiiri anlatacak dostum var benim...
Öldüğümde kara toprak dolar bağrıma Selam söyle rüzgar benden yarime Konuşup gülmesinler sakın halime Derdimi anlayacak dostum var benim...
Bahar gelir rengarenk çiçekleri görürsün Doğunca sürünür sonra büyür yürürsün Gönüllerde yaşıyorsun sen bir ömürsün Dostunu satmayan dostum var benim...
Cahiller anlamaz bizi ahmaklar bilmez Söz söylersin geri teper kafası almaz Dostluklar unutulmamalı geçici olmaz Beni dost tanıyan dostum var benim...
Ok bir kez çıktı yaydan.. Geçtik düğünden, toydan.. şimdi hep meydan meydan... Söylenecek söz menem! ...
Bitsin bu kızıl oyun! .. Açılsın bahtı ayın! .. Altay'da kurultayın Toplandığı güz menem! ...
Vur Bozkurtum! ! . Vur tilkiye... Vur.. kurtulsun Türkiye... Sizi büyük ülküye Götürecek iz, menem! ... Ülkü uğrunda şehid Men Süleyman Özmenem!
N.Yıldırım Gençosmanoğlu
'Süleyman ÖZMEN,21 MART 1970 tarihinde,Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde öğrenci idi.Kızıl terörün düşürdüğü,KILIÇKIRAN'dan sonraki ikinci bayraktır.Şehadetinin 35.yılında rahmetle anıyorum.'
uzak diyarda ardında yüksek dağların, Bulutların dalga - dalga oluğu yerde, Köyüm var benim, gölgesinde ormanların, Ve dağların var, taşıyorum yüreğimde. Güneşin ışıkları sabahı müjdelerken, Yansıyordur sıcağı, okşayarak gözleri. Genç kızlar! Akşamları çeşmeden su alırken, Unutmayın sizlerden uzakta bekleyeni. Oradadır her şeyim - bacalardaki duman, Yollardaki ince iz - şahinin süzülüşü, Hepsi orda-mutluluğum, kederim, Oradadır, köyümdedir sevdiğimin gülüşü. Dünya bana kapısını, açtı sonuna kadar, Çok şehir, kasaba ve köyleri görüyorum. Ama yüreğimi, şiirlerimi size, Halkım: sevinçle, gururla veriyorum. Yensem de, yenilsem de- Durmaksızın sürecek kavgam! Doğrulurum düşsem de- Bana böyle öğretti yaşam, Güçlü kıldı beni deneyimlerim. Yenilsemde kavgada, zafere varmam için! Genç dağlı-kız, utanarak Niçin saklıyorsun gözlerini? Oysa görüyorum onların içinde Sevgili vatanımın yıldızlı göklerini. Zülüflerinin güzelliğini Niçin saklıyorsun eşarpla? Çıkar onu! Dalsın omuzlarına Geceden kara saçların uykuya. Bacım, niçin suskunsun? Yanıt ver, alçak sesle olsada. Dağlarımızın ırmaklarının sesi Sesin sesinle yankılar bana. Alımlı, uyumlu, düğünde oynuyorsun, Hayranlıkla izliyor bir çoğu seni, Çemberin arasında fır dönüyorsun, Yaşlıların, gençlerin, tutsak oldu gözleri. Ayrılık - sürekli değil, - Zaman akıcı. Ayrılık... Karşı çıkıp Kaderime, O soğuk kavramı Uzaklaştırıp. İçtenlikle istiyorum Övgüyle anlatmayı - Kavuşmayı! Sen değilmiydin, parayla Herşey alınır, diyen, Peki niçin alamıyorsun kendine insanlığı? Peki niçin bulmuyorsun beş paralık akılı?
Ağır ol, kimse kaldırmasın. Çığlıkta, sukûnet ol, kimse duymasın. Toprak ol, nefsin her daim uyanmasın. Az konuş, sessizliğin altın olsun.
İnsansın değerini bil, adem olasın. Kuraklık ol, yağmuru bilesin. Tevâzuda yel ol, değerin bilinsin. Dostlukda yok ol, dost olduğun görünsün.
İmanın her an olsun, Peygamber komşun olsun. Namusa bekçi ol, sen seni kaybetmiyesin. Dilin söylerse, kalbin dinlesin. Eline sahip ol, sen yücelerdesin.
Sen insansın, Allah'ın en değerli kulusun. Meziyetlerini giyin, soyunuk olduğun görülmesin. Gafleti gözünden sil, aptalsın sanılmasın. Ömürde kısa, ahirette uzun yoldasın.
Bayrağın kanın, yıldızın şanın. Vatanın özgürlüğün, milletin erkin. Şehitler senin, istiklâl rehberin. Bunlar senin hayat damarın. Tarih senin, şanlı destanın. Yabancı çizmeler, bu faziletlerini çiğnemesin...
SÖYLE YILDIZ Çok sevdiğin öldü diye Kara haberini aldım, Baştan ayağa yandım ateşle, Kırıldı kolum kanadım. Nereye açar sevda? Yetişirmiyim koşsam ardına? Unutmak onu yapamam Ama görememde bir daha. Üzüntü çökertse beni, Çığlık çığlığa haykırsam, Ağlasam duymaz ki, Sonsuz uykuya dalan. O yıldıza bakardı geceleri, Hayran, şaşkın, dikkatli. '-Çok garip, derdi sessizce- Hep parlayacak ölüm alsa da bizi.' Küçüçük bir çocukken de, Tanırdı kutup yıldızını... O öldü, ama hala gurbette, Görüyorum yıldızın parıltısını. Binlerce yıldan beri, O yıldız göz kırpmakta, Söyle, yıldız! Dünden bugüne Nicelerin sevdası yitti boşlukta... Yüreğimi Böleceğim Bin parçaya, Her birini bir güvercin yaparak, Salacağım, Dünyanın dört bir yanına; Doymak istedim dünyaya, Yetiremedim gönlümü Doyamadım! Vermek istedim Dünyaya. Veremedim Yüreğimi, dünyanın Her yanına!
Vuruyor sabahın nuru Yeni bir güne. Duruyor buğusuyla gözlerimde Dün gecenin karanlığı. Kaygılarla çırpınırken yüreğim Garip bir eziklikle, Dinsin diye içimdeki fırtına Bakıyorum dağlara. Oysa, onlar da diyor ki bana: Suçlu değiliz biz İnsanların kaygılarından yana. MOHMAD SULAYEV
Şirin,yeşil yemyeşil Afşin; Reyhan,kekik kokulu dağları,ovaları, Çiğdemler belverir sevenlere,sevilenlere, Yemlikler toplanır ovalarında, Gelincikler fışkırır topraklarında, Çile dergahı mağara: Başı duman duman sevdalılar; Kah Aşık Mahsuni Şerif olur, Kah Kıraç Olur, Ben'den içeri beni keşfeder, Ovalara duru su berraklığında iksir sunar. Gönül mağarası ilmek ilmek,nakış nakış İşlenir..... Derinliğin gölgesinde,boy veren beyanlar Ötelere açık, Ruhların bam teline dokunur... Hakikata hasret vicdanlara, Güfte olur,beste olur.. Başı dumanlı dağlar çeker kendine, Ve mağara bir mağara, Yedi güzel gence beşik olur, Ana kucağı olur, Baba ocağı olur, Anayurt olur, Atayurt olur, Çile olur, Gözyaşı olur sicim sicim, Günahkar bakışları temizler. Bağrına basıverdi yediveren güllerini, Gizemli mağara,vefalı mağara, Eshab-ı Keyf Mağarası, Arkadaşlık, Dostluk, Yarenlik, Kardeşlik mağarası, İhanet etmedi,etmezdi asla... Dışarıda zalim Dakyanus Hüküm sürmede; Kasıp kavurmada, Meksilina, Yemliha, Mernus, Saznuş, Debernus, Kefetatuyyuş Ve kıtmır; Kaçtılar zulümden,zalimden, Kötüden,kötülükten, Haksızdan,haksızlıktan, Sığındılar mağaraya: 300 yıl mı uyudunuz? Yoksa 309 yıl mı? Uyanırlar nihayet.. Çağları aşarak geri dönüş şehre Ne bir tanıdık, Ne bir dost, Ne bir arkadaş, Ne bir akraba, Ne bir can, Yok,yok artık.. Herşey herkes değişmiş, Asırlar geçmiş, Paralar tedavülden kalkmış, Çaresiz tekrar dönüş geriye, Sığınış mağaraya, Mağaradan ötelere kucak açış, Kulaç atış ötelere, Asırlara damga İlahi mühür olarak. Pörsümüş ruhlara işaret bırakarık, Geride hayretkar bakışlar bırakarak Kucak açış ötelere......
aşağıda yer alan birçok şiire antoloji şairler bölümünden erişebilirsiniz yada gelin antoloji yıldızlar grubuna üye olun şiir ziyafetine doyun
Bayram..
Bugün gönlümün bayramı, Zeytin gözlüm, geldi. Mor dağlar, çiçeklere büründü. Bak! gördünmü? leyleklerde döndü. Bahar yağmurları, Gönlümde dans ediyor. Bir çoşkudur ki, şen kahkahalarla yarış ediyor. Bu mutluluğun resmi. Hoşgeldin, gönlümdeki tahtına, Zeytin gözlüm. Bu benim bayramım Eğlen, eğlenebildiğin kadar.....
Nedendir bilinmez Sevgi varken sevgisizlik Gülümsemek varken yeni bir güne merhabayla Dudak bükmek niye? El ele tutuşmak varken sırt sırta dönmek Nedendir bilinmez Çözümlenmesi hem kolay Bir o kadar da zor sanki İki denklem arasında gidip gelen Çözümlenmesi zor bir bilmece gibi.
Kaybetmişti kendini 'Neyim? ' yerine Ne oldum delisi Kendini bilmezlikle sürüklenip gitti Kendine bahşedilmiş o güzel bedeni Onu seven herkesi Ve her şeyden öte kendisini tüketti gitti Hiç dönüp bakmadı ardına Geçmişin muhasebesini yapsaydı oysa Şükredecekti gerçek varlığa Çok para kazandı; yanındakileri dost sandı Zorlukla kazandıklarını Bir gecede havaya saçtı Şans verdiyse de ona hayat O bunun kadrini anlayamadı Şimdi açtı elini havaya Ne dost sandıkları kaldı Ne de bir ekmek parası..............
'Kana bulaşmış iki elim Herkes sıra olmuş vuruyor Izdırapdan bükülmüş belim Silahlar ateşleniyor Herhalde bu ölende benim.......' İrfan Öğütcü 11 mart 1977, istanbul
bu mısralar 18 yaşının baharında, küfrün kanlı pençelerinde şehid edilen cam arkadaşım kan kardeşim İrfan Öğütçü ülküdaşımın son yazdığı şiirlerinden biridir.Küfrün kokuşmuş düzenine karşı çıktığı için silahlar ateşlenmiş İrfan vurulmuştu. ardından 3 yıl sonra kardeşi can kardeşim Orhan Öğütçü de şehid edildi. Mezarında bile rahat bırakılmayandefalarca mezar taşları bombalanan şehid kardeşlerimiz Allah yolunda saf oldular.
Onlar peygamber sevgisi yüreklerinde bir bir vuruldular.
NOT:Bu şiir Halka Ve Olaylara Tercüman Gazetesi'nde Sayın Servet Kabaklı tarafından yayınlanmıştır.
HAİNLİĞİN NE YAZAR?
Yüzde yüz bir pislik var ki kanında, Soykırımı icadı yaptı sonunda. Türkiye'nin şu en hassas anında, Onu yalanlayanlar tarihe kızar, Böylesi hainler oluyor yazar.
Nerden çıktı şimdi durup dururken? Dört yandan ülkeyi düşman bürürken, AB'ye gün be gün hesap verirken, Hayali ölüye mezarlar kazar, Böylesi hainlar oluyor yazar.
Kıvırmayı bırak,erkek ol erkek Birbuçuk milyonu saydın mı tek tek? Üç kuruş paraya satılmış köpek Eline bir kemik geçince azar, Böylesi hainlar oluyor yazar.
Dönen dolapları ibretle seyret, Ermeni bu kadar göstermez gayret. Kraldan daha çok kralcı,hayret! Kafayı 'soykırımı' sözüyle bozar, Böylesi hainlar oluyor yazar.
Eğer bir soykırımı varsa ortada, Türkler'e yapıldı Erzurum,Kars'ta. Tarihi git öğren,birazcık sus da, Doğu baştan sona hep toplu mezar, Böylesi hainlar oluyor yazar.
Azerbaycan'a git,gör soykırımı, Yürekler acısı Türk'ün durumu. Bir daha bilmeden yapma yorumu, Azeri kanıyla doluyken Hazar, Böylesi hainler oluyor yazar.
Batı'nın gözünde arttı değerin, Onlardan bir daha kaptın 'aferin'. Küpe de taktı mı efendilerin? Midesi dolunca dili hep uzar, Böylesi hainler oluyor yazar.
Anan mı Ermeni,baban mı senin? Ailenden var mı hiç katledilenin? Seni bu ülkede 'aydın' edenin... Alçaklık yaptıkça bulursun pazar, Böylesi hainler oluyor yazar.
Ekmeğini yediğin bu devlete, Seni adam sayan yüce millete, İhanet ederek düştün zillete! Aman ha dikkat et,değmesin nazar, Böylesi hainler oluyor yazar.
Bir adam olursa doğuştan yamuk; Soyuna düşmandır,düşmana pamuk. ERBABCE,yakana yapışır CMUK, Unutma,bu millet oyunu bozar, Böylesi hainler oluyor yazar.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA ANADOLU'NUN DURUMU VE KURTULUŞ ÇARELERİ Samsun'a çıktığım gün genel durum ve görünüş Bunlara karşı düşünülen kurtuluş çareleri Milli kuruluşlar, siyasi amaç ve hedefleri Memleket içinde ve İstanbul'da ...
28.03.2005 - 22:17
özür dilemelere dayanamıyorum ya :)
oke bi şartla: (gerçi ortada affedilecek bişey yok,sevemedim sinir oldum o kadar..yani bunun için özür dilenir mi? neyse)
şart:özrünü siler misin..mahçup duruma düşüp senin erdemin yüzünden yücelmeni istemem :)
sen niye yapmıyosun dersen; bknz.prensip meselesi :)
28.03.2005 - 22:13
tamam affedildin :)
hem de çabuk öğrenen bi çocuğa benziyosun. bi bakalım kardeş kadromuzda boş yer var mı?
28.03.2005 - 21:51
hiçbirinize bir aksi algım yok sadece seviyorum birbirnize yazdıklarınızı bazen gülüyom bazen bende yazayım diyorum yanlış anlaşılıyo
28.03.2005 - 21:16
sevgili kırgız kardeşim bana kastın mı var? milletin yazdığını silmiyon da niye benimkini siliyon?
28.03.2005 - 20:54
yav ben bu adamı sevmiyorum :)
boşluk dolduruyorsun habire de; içinden geliyor mu?
samimi ol kasma..
27.03.2005 - 21:19
Fazla muhabbet tez ayrilik getirir derler ya hadi hayirlisi.
Nedir ile muhabbeti bir hayli hizli baslayan biri. Kirgizistan'daki karisiklarin efkarini dagitmak icin mi acaba bunlar.
Bir de hakkindakileri yeni bir antolojiye cevirmis.
Ee yas 19. En coskun cagin arkadasim. Devam et, tadini cikar.
26.03.2005 - 14:37
sağolun ama ben sizlerin çıragıyım daha sizler kadar olamadım yardımlarınızla yetişeceğiz sizlere
26.03.2005 - 10:51
dostum ne bu hız estiriyorsun nedirde.) ...
24.03.2005 - 19:49
1
Bana Kürt demeyin
Kurt deyin
Çünkü kurttandır soyum
Oğuzlara dayanır boyum
Yanıltmasın sakın dilim sizleri
Önce bana yol gösterdi
Kurdun ayak izleri
Örnekmi istersin köklerimden
İşte birkaçı:
Nasıl İlhan, Kayhan, Çayhan varsa
Parshan'dan gelir
Ve Kurdhandan gelir
Kürtlerin tümü
Bunun için ayırmazlar benden
Oğuzluk ülkümü
Bunu böyle bilesin: Türkler Kürtler
Aynı ağacın dalıdır
Ve aynı bayrağın alıdır.
2
Kartal bakışlı
Börtü çeneli
Arslan pençeli
Yiğitler soyyuyuz biz
Ergenekon'da demir dağları
Kurt diye adlanarak bu yurda
En önde bizler geldik.
3
Geleneklerim, göreneklerim
Yücedir birinden
Çünkü doğmuştur hepsi
Oğuzun töresinden.
4
Ben Türklüğe yol gösteren kurdum
Kanımla, töremle Türk oğlu Türküm!
Bana Kürt deniyorsa biliniz;
Yalnız Oğuz boyundan Kürdüm
Orhun yazıtlarına şöyle bir bak
Türk 'Türük' diye yazılı
Türük'ü sağdan okursan Kürt okunur
İşte bu büyük gerçek
Dağlara, taşlara kazılı.
5
Şimdi soruyorum sana
Olmadı mı Bulgar Slav
Olmadı mı Peçenek Boşnak
Kırgızlara Çerkes denmedimi?
Ne oldu Kumanlar, Avarlar Gökoğuzlar
Ki çağları doldurdu onlar
Dilleri değişip Balkanlar'da erimedi mi?
6
Dilime karışınca Arapça,
Katılınca Farsça,
Değişmiş neyleyeyim
Ata dilim Oğuzca
7
Ey kendine Kürt diyen!
Pars'ım, Aslan'ım, Kurd'um!
Şöyle bir bak Tacikistan
Türk'ünün yüzüne,
Bir bak Devlet-i Osmaniye'nin
Şanlı padişah çehrelerine
Onlarda kendi yüzünü göreceksin.
Yüce aslını kendin bileceksin!
Bakma şunun bunun, kışkırtıcı sözüne
Vur yalanı bölücünün yüzüne!
8
Dostlar da düşmanlar da
Hikmetine varsınlar şu gerçeğin
Meyvesi Kürt mü olurmuş
TÜRT'üm diye açan çiçeğin
Yanıltmasım olmayaki dilim sizleri
Kürt-Türk diye ayrılmaz
Alpaslan atlılarının
Anadoluyu fetheden ayak izleri
Yazarı Rozkaanlı Hıdır (Bir Kürt şairi)
1977 Tecüman Gazetesi yazarlarından
Allah mekanını cennet etsin Ahmet Kabaklının
Köşesinde yayınlanmıştır. Ta o günden beri sakladığın
Bu şiiri sizlerle paylaşmak istedim,
Selamlar
İyi akşamlar diliyorum.
23.03.2005 - 17:38
ZELİMHAN
Bir fırtına çıkınca
Panik ile
Kaçarlarmış:
Zelimhan!
Dağda silah
Patlayınca
Pusarlarmış:
Zelimhan!
Stanits'den
Kız kaçınca
Derlermiş ki:
Zelimhan!
Binicisiz,
At gelince,
Ağlarlarmış:
Zelimhan!
Bin düşmanı
Yol kesince,
Çekinmemiş
Zelimhan.
Kara gece,
Kara yamçı,
Kara aygır-
Zelimhan!
Koçyiğitmiş,
Cengavermiş,
Atik imiş
Zelimhan...
...Peki sana, sevimli
Küçük kuzu,
Niçin dendi:
Zelimhan!
Halkın için
Çok yaşa,
Çabuk büyü,
Zelimhan!
Zelimhan'a
Dar gelen
Dünya sana
Çok geniş.
Zelimhan'ın
Bulmadığı
Mutluluklar
Sende var.
Vatanına,
Halkına
Faydalı ol,
Zelimhan!
Yiğit, cesur,
Atak büyü,
Dostumun oğlu
Zelimhan!
...Kara gece,
Kara yamçı,
Kara aygır-
Zelimhan...
Bunlar sana
Gerekmesin,
Sen mutlu ol,
Zelimhan!
Kharaçoylu Abrek Guşmazuqa oğlu Abrek Zelimhan'a
AHMAD SULEYMANOV
www.vaynahgroup.com
antoloji grub:kırgızistanbozkırındabirbozkurt
23.03.2005 - 14:35
Ölümün Sesi
Ellerin demiştin
Sonra; gözlerin
Diye
Devam etmiştin
Bir gün gülecekti
Yıllar geldi geçti
Dikenli yollarında
Hayatın
Saatler geçti
Saçlarda karanlık kalmadı
Hepsi aklandı
Gözler soluklaştı
Nefesin daraldı
Fakat gülecek
Gün gelmedi
Hayat bitti
Ölümün tatlı nefesi
Kırışmış yüzünde dolaştı
Beyaz saçlarını taradı
Buruşmuş elbisesini yıkadı
Ayaklarından gücünü aldı
Tatlı bir melodi idi gençlik
Çabuk biten bir gündü
Nur Ulusoy
22.03.2005 - 22:17
antolojinin nedir bölümü var orada bir kelime ve size ne anlam ifade ettiği soruluyor bunlara eksi sözlük deniyor herhalde bilmiyorum....
bir ülkede yaşayanların ortak konuştuğu dili devlet resmi dil olarak kabul eder Türkiyenin resmi dili türkçedir türkiyede türkçeden başka konuşulan diller azınlıkların dilidir.
ama burada kişilerin bir bilgi yetersizliğine girdiğini görmemiz mümkündür -ağızlar- ve -şivelerinde- ayrı bir dil olarak algılanması var
argo gibi bunlarda ana dilin bir parçasıdır burada uzun uzun bilgi verecek değilim ama şu kadarını söyleyeyim Türkçe ural-altay dil ailesinden..altay koluna bağlıdır ve bağlantılı dillerdendir bu özelliği dünyada çok az millette vardır ki yeni kelime türetilmesi bu sayede kolaydır türkçede 100 binden fazla kelime vardır
günümüzde 1000-2000kelimeden oluşan ve çoğuda başka dillerden araklama sözcüklerle dolu olan ve kendilerini ayrı bir milletmiş gibi görenlere gülmemek elde değil
filoloji bir ilimdir ve dilleri inceler hangi filoloji uzmanı bunlara sizin ayrı bir diliniz var dedi acaba......!
tarih de bir ilimdir tarihin yardımcı bilim dallarından olan antropolojik bulgular bu zavallıları çürütmekte
zaten kavim olarak dayandıkları mezopotamya kültürünü bilselerdi bu iddealarda bulunmazlardı
malım okumayı fazla sevmeyince ve çoban olana seni vali yapacam derseniz şimdiki gibi zavallı kandırılmışları bulursunuz karşınızda
zavallılar bilselerdi turan kavimlerinden olduklarını bunları söylemezlerdi
ne diyorduk dil
türkçe şu an dünyada 300 milyondan fazla insanın konuştuğu bir dil olup
bütün asyayı başka bir dile ihtiyaç duymadan dolaşma imkanını size vermektedir
isterseniz deneyin......
devam edecek
22.03.2005 - 10:16
Dostum Var Benim
Yılları üst üste sırt sırta verdim
Küçüktüm büyüdüm bu güne geldim
Herkesi aşk ile kusursuz sevdim
Sırrımı söyleyecek dostum var benim...
Derelere aktı sular bağlayamadım
Yaylalarda doya doya yaylayamadım
Yeryüzünü baştan sona turlayamadım
Şiiri anlatacak dostum var benim...
Öldüğümde kara toprak dolar bağrıma
Selam söyle rüzgar benden yarime
Konuşup gülmesinler sakın halime
Derdimi anlayacak dostum var benim...
Bahar gelir rengarenk çiçekleri görürsün
Doğunca sürünür sonra büyür yürürsün
Gönüllerde yaşıyorsun sen bir ömürsün
Dostunu satmayan dostum var benim...
Cahiller anlamaz bizi ahmaklar bilmez
Söz söylersin geri teper kafası almaz
Dostluklar unutulmamalı geçici olmaz
Beni dost tanıyan dostum var benim...
Mehmet Karlı
22.03.2005 - 01:08
SÜLEYMAN ÖZMEN'E
Öz menen öz menem
Onlar kabuk öz menem
Sen yelde savrulan kül..
Yüreklerde köz menem! ..
Ülkü uğruna şehid
Men Süleyman Özmen'em! ..
Ne Kafkasya, ne Prut
Şu bin yıllık anayurt!
Kurşunlanan bir Bozkurt,
Çıkarılan göz menem! ..
Dinmez gönül sancımız,
Derinleşir acımız...
Alınmazsa öcümüz
Dövülecek diz menem! ...
Ok bir kez çıktı yaydan..
Geçtik düğünden, toydan..
şimdi hep meydan meydan...
Söylenecek söz menem! ...
Bitsin bu kızıl oyun! ..
Açılsın bahtı ayın! ..
Altay'da kurultayın
Toplandığı güz menem! ...
Vur Bozkurtum! ! . Vur tilkiye...
Vur.. kurtulsun Türkiye...
Sizi büyük ülküye
Götürecek iz, menem! ...
Ülkü uğrunda şehid
Men Süleyman Özmenem!
N.Yıldırım Gençosmanoğlu
'Süleyman ÖZMEN,21 MART 1970 tarihinde,Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde öğrenci idi.Kızıl terörün düşürdüğü,KILIÇKIRAN'dan sonraki ikinci bayraktır.Şehadetinin 35.yılında rahmetle anıyorum.'
21.03.2005 - 23:07
ANADOLUDAN TÜRK İLLERİNE SELAMLAR
Birleşiniz diyor Sultan Muhammet
Bu gün sultan nevruz birliğe koşun
Ayrılıkta azap birlikte rahmet
Nevruz bayramını kutluyor bugün
Karlar erimişte ırmaklar coşkun
Güzeller oyunda parmaklar coşkun
Muhabbet çağıdır sarmaklar coşkun
Nevruz bayramını kutluyor bugün
Bu mutlu bayramda açılmış güller
Bahar müjdecisi öter bülbüller
Sinsinler oynanır hoşçadır haller
Nevruz bayramını kutluyor bugün
Kainat güzellik çağına erdi
Çiçekler açılıp semaha girdi
Bülbül gül dalında murada erdi
Nevruz bayramını kutluyor bugün
Aşığı coşturur nevruzun nuru
Gamları yok eder güzel süruru
Bü gün ziyadedir Türk'ün gururu
Nevruz bayramını kutluyor bugün
Kar yağsa bahane rüzgar bahane
Ovalar yemyeşil yayla şahane
Bahar yaza gelin gider daha ne
Nevruz bayramın kutluyor bugün
Azerbaycan beni gözler meraktan
Kerkük Musul selam söyler Irak tan
Ve dünya Türklüğü tek bir yürekten
Nevruz bayramını kutluyor bugün
SERDAROĞLU bu mu feleğin işi
Uçar ilden ile ayrılık kuşu
Akıpta sel olan gözümün yaşı
Nevruz bayramını kutluyor bugün
HAYRİ ARIKAN (SERDAROĞLU)
21.03.2005 - 21:11
uzak diyarda ardında yüksek dağların,
Bulutların dalga - dalga oluğu yerde,
Köyüm var benim, gölgesinde ormanların,
Ve dağların var, taşıyorum yüreğimde.
Güneşin ışıkları sabahı müjdelerken,
Yansıyordur sıcağı, okşayarak gözleri.
Genç kızlar! Akşamları çeşmeden su alırken,
Unutmayın sizlerden uzakta bekleyeni.
Oradadır her şeyim - bacalardaki duman,
Yollardaki ince iz - şahinin süzülüşü,
Hepsi orda-mutluluğum, kederim,
Oradadır, köyümdedir sevdiğimin gülüşü.
Dünya bana kapısını, açtı sonuna kadar,
Çok şehir, kasaba ve köyleri görüyorum.
Ama yüreğimi, şiirlerimi size,
Halkım: sevinçle, gururla veriyorum.
Yensem de,
yenilsem de-
Durmaksızın
sürecek kavgam!
Doğrulurum düşsem de-
Bana böyle öğretti yaşam,
Güçlü kıldı beni deneyimlerim.
Yenilsemde kavgada, zafere varmam için!
Genç dağlı-kız, utanarak
Niçin saklıyorsun gözlerini?
Oysa görüyorum onların içinde
Sevgili vatanımın yıldızlı göklerini.
Zülüflerinin güzelliğini
Niçin saklıyorsun eşarpla?
Çıkar onu! Dalsın omuzlarına
Geceden kara saçların uykuya.
Bacım, niçin suskunsun?
Yanıt ver, alçak sesle olsada.
Dağlarımızın ırmaklarının sesi
Sesin sesinle yankılar bana.
Alımlı, uyumlu, düğünde oynuyorsun,
Hayranlıkla izliyor bir çoğu seni,
Çemberin arasında fır dönüyorsun,
Yaşlıların, gençlerin, tutsak oldu gözleri.
Ayrılık - sürekli değil, -
Zaman akıcı.
Ayrılık...
Karşı çıkıp
Kaderime,
O soğuk kavramı
Uzaklaştırıp.
İçtenlikle istiyorum
Övgüyle anlatmayı -
Kavuşmayı!
Sen değilmiydin, parayla
Herşey alınır, diyen,
Peki niçin alamıyorsun kendine insanlığı?
Peki niçin bulmuyorsun beş paralık akılı?
RAİSA AHMEDOVA
21.03.2005 - 15:05
Çiğnemesin..
Ağır ol, kimse kaldırmasın.
Çığlıkta, sukûnet ol, kimse duymasın.
Toprak ol, nefsin her daim uyanmasın.
Az konuş, sessizliğin altın olsun.
İnsansın değerini bil, adem olasın.
Kuraklık ol, yağmuru bilesin.
Tevâzuda yel ol, değerin bilinsin.
Dostlukda yok ol, dost olduğun görünsün.
İmanın her an olsun, Peygamber komşun olsun.
Namusa bekçi ol, sen seni kaybetmiyesin.
Dilin söylerse, kalbin dinlesin.
Eline sahip ol, sen yücelerdesin.
Sen insansın, Allah'ın en değerli kulusun.
Meziyetlerini giyin, soyunuk olduğun görülmesin.
Gafleti gözünden sil, aptalsın sanılmasın.
Ömürde kısa, ahirette uzun yoldasın.
Bayrağın kanın, yıldızın şanın.
Vatanın özgürlüğün, milletin erkin.
Şehitler senin, istiklâl rehberin.
Bunlar senin hayat damarın.
Tarih senin, şanlı destanın.
Yabancı çizmeler, bu faziletlerini çiğnemesin...
Nurdane Diken
21.03.2005 - 11:19
SÖYLE YILDIZ
Çok sevdiğin öldü diye
Kara haberini aldım,
Baştan ayağa yandım ateşle,
Kırıldı kolum kanadım.
Nereye açar sevda?
Yetişirmiyim koşsam ardına?
Unutmak onu yapamam
Ama görememde bir daha.
Üzüntü çökertse beni,
Çığlık çığlığa haykırsam,
Ağlasam duymaz ki,
Sonsuz uykuya dalan.
O yıldıza bakardı geceleri,
Hayran, şaşkın, dikkatli.
'-Çok garip, derdi sessizce-
Hep parlayacak ölüm alsa da bizi.'
Küçüçük bir çocukken de,
Tanırdı kutup yıldızını...
O öldü, ama hala gurbette,
Görüyorum yıldızın parıltısını.
Binlerce yıldan beri,
O yıldız göz kırpmakta,
Söyle, yıldız! Dünden bugüne
Nicelerin sevdası yitti boşlukta...
Yüreğimi
Böleceğim
Bin parçaya,
Her birini bir güvercin yaparak,
Salacağım,
Dünyanın dört bir yanına;
Doymak istedim dünyaya,
Yetiremedim gönlümü
Doyamadım!
Vermek istedim
Dünyaya.
Veremedim
Yüreğimi, dünyanın
Her yanına!
Vuruyor sabahın nuru
Yeni bir güne.
Duruyor buğusuyla gözlerimde
Dün gecenin karanlığı.
Kaygılarla çırpınırken yüreğim
Garip bir eziklikle,
Dinsin diye içimdeki fırtına
Bakıyorum dağlara.
Oysa, onlar da diyor ki bana:
Suçlu değiliz biz
İnsanların kaygılarından yana.
MOHMAD SULAYEV
21.03.2005 - 10:19
Mağaralar Da Uyur
Şirin,yeşil yemyeşil Afşin;
Reyhan,kekik kokulu dağları,ovaları,
Çiğdemler belverir sevenlere,sevilenlere,
Yemlikler toplanır ovalarında,
Gelincikler fışkırır topraklarında,
Çile dergahı mağara:
Başı duman duman sevdalılar;
Kah Aşık Mahsuni Şerif olur,
Kah Kıraç Olur,
Ben'den içeri beni keşfeder,
Ovalara duru su berraklığında iksir sunar.
Gönül mağarası ilmek ilmek,nakış nakış
İşlenir.....
Derinliğin gölgesinde,boy veren beyanlar
Ötelere açık,
Ruhların bam teline dokunur...
Hakikata hasret vicdanlara,
Güfte olur,beste olur..
Başı dumanlı dağlar çeker kendine,
Ve mağara bir mağara,
Yedi güzel gence beşik olur,
Ana kucağı olur,
Baba ocağı olur,
Anayurt olur,
Atayurt olur,
Çile olur,
Gözyaşı olur sicim sicim,
Günahkar bakışları temizler.
Bağrına basıverdi yediveren güllerini,
Gizemli mağara,vefalı mağara,
Eshab-ı Keyf Mağarası,
Arkadaşlık,
Dostluk,
Yarenlik,
Kardeşlik mağarası,
İhanet etmedi,etmezdi asla...
Dışarıda zalim Dakyanus Hüküm sürmede;
Kasıp kavurmada,
Meksilina,
Yemliha,
Mernus,
Saznuş,
Debernus,
Kefetatuyyuş
Ve kıtmır;
Kaçtılar zulümden,zalimden,
Kötüden,kötülükten,
Haksızdan,haksızlıktan,
Sığındılar mağaraya:
300 yıl mı uyudunuz?
Yoksa 309 yıl mı?
Uyanırlar nihayet..
Çağları aşarak geri dönüş şehre
Ne bir tanıdık,
Ne bir dost,
Ne bir arkadaş,
Ne bir akraba,
Ne bir can,
Yok,yok artık..
Herşey herkes değişmiş,
Asırlar geçmiş,
Paralar tedavülden kalkmış,
Çaresiz tekrar dönüş geriye,
Sığınış mağaraya,
Mağaradan ötelere kucak açış,
Kulaç atış ötelere,
Asırlara damga İlahi mühür olarak.
Pörsümüş ruhlara işaret bırakarık,
Geride hayretkar bakışlar bırakarak
Kucak açış ötelere......
Necmiye Sarpkaya
21.03.2005 - 09:01
aşağıda yer alan birçok şiire antoloji şairler bölümünden erişebilirsiniz yada gelin antoloji yıldızlar grubuna üye olun şiir ziyafetine doyun
Bayram..
Bugün gönlümün bayramı,
Zeytin gözlüm, geldi.
Mor dağlar, çiçeklere büründü.
Bak! gördünmü? leyleklerde döndü.
Bahar yağmurları,
Gönlümde dans ediyor.
Bir çoşkudur ki, şen kahkahalarla yarış ediyor.
Bu mutluluğun resmi.
Hoşgeldin, gönlümdeki tahtına,
Zeytin gözlüm.
Bu benim bayramım
Eğlen, eğlenebildiğin kadar.....
Nurdane Diken
20.03.2005 - 18:06
Nedendir Bilinmez
Nedendir bilinmez
Sevgi varken sevgisizlik
Gülümsemek varken yeni bir güne merhabayla
Dudak bükmek niye?
El ele tutuşmak varken sırt sırta dönmek
Nedendir bilinmez
Çözümlenmesi hem kolay
Bir o kadar da zor sanki
İki denklem arasında gidip gelen
Çözümlenmesi zor bir bilmece gibi.
Birsen İbrahimhakkıoğlu
20.03.2005 - 16:03
Kendini Bilmek Gerek
Kaybetmişti kendini
'Neyim? ' yerine
Ne oldum delisi
Kendini bilmezlikle sürüklenip gitti
Kendine bahşedilmiş o güzel bedeni
Onu seven herkesi
Ve her şeyden öte kendisini tüketti gitti
Hiç dönüp bakmadı ardına
Geçmişin muhasebesini yapsaydı oysa
Şükredecekti gerçek varlığa
Çok para kazandı; yanındakileri dost sandı
Zorlukla kazandıklarını
Bir gecede havaya saçtı
Şans verdiyse de ona hayat
O bunun kadrini anlayamadı
Şimdi açtı elini havaya
Ne dost sandıkları kaldı
Ne de bir ekmek parası..............
Birsen İbrahimhakkıoğlu
20.03.2005 - 13:21
'Kana bulaşmış iki elim
Herkes sıra olmuş vuruyor
Izdırapdan bükülmüş belim
Silahlar ateşleniyor
Herhalde bu ölende benim.......'
İrfan Öğütcü
11 mart 1977, istanbul
bu mısralar 18 yaşının baharında, küfrün kanlı pençelerinde şehid edilen cam arkadaşım kan kardeşim İrfan Öğütçü ülküdaşımın son yazdığı şiirlerinden biridir.Küfrün kokuşmuş düzenine karşı çıktığı için silahlar ateşlenmiş İrfan vurulmuştu. ardından 3 yıl sonra kardeşi can kardeşim Orhan Öğütçü de şehid edildi. Mezarında bile rahat bırakılmayandefalarca mezar taşları bombalanan şehid kardeşlerimiz Allah yolunda saf oldular.
Onlar peygamber sevgisi yüreklerinde bir bir vuruldular.
Onlar, din,vatan ve türklüğü savundular,
Erkekçe çarpışarak yılmadılar,
Onlar yağız yerde çeri
Selamlara nurdular........
Milliyetçi Duruş
20.03.2005 - 11:59
NOT:Bu şiir Halka Ve Olaylara Tercüman Gazetesi'nde Sayın Servet Kabaklı tarafından yayınlanmıştır.
HAİNLİĞİN NE YAZAR?
Yüzde yüz bir pislik var ki kanında,
Soykırımı icadı yaptı sonunda.
Türkiye'nin şu en hassas anında,
Onu yalanlayanlar tarihe kızar,
Böylesi hainler oluyor yazar.
Nerden çıktı şimdi durup dururken?
Dört yandan ülkeyi düşman bürürken,
AB'ye gün be gün hesap verirken,
Hayali ölüye mezarlar kazar,
Böylesi hainlar oluyor yazar.
Kıvırmayı bırak,erkek ol erkek
Birbuçuk milyonu saydın mı tek tek?
Üç kuruş paraya satılmış köpek
Eline bir kemik geçince azar,
Böylesi hainlar oluyor yazar.
Dönen dolapları ibretle seyret,
Ermeni bu kadar göstermez gayret.
Kraldan daha çok kralcı,hayret!
Kafayı 'soykırımı' sözüyle bozar,
Böylesi hainlar oluyor yazar.
Eğer bir soykırımı varsa ortada,
Türkler'e yapıldı Erzurum,Kars'ta.
Tarihi git öğren,birazcık sus da,
Doğu baştan sona hep toplu mezar,
Böylesi hainlar oluyor yazar.
Azerbaycan'a git,gör soykırımı,
Yürekler acısı Türk'ün durumu.
Bir daha bilmeden yapma yorumu,
Azeri kanıyla doluyken Hazar,
Böylesi hainler oluyor yazar.
Batı'nın gözünde arttı değerin,
Onlardan bir daha kaptın 'aferin'.
Küpe de taktı mı efendilerin?
Midesi dolunca dili hep uzar,
Böylesi hainler oluyor yazar.
Anan mı Ermeni,baban mı senin?
Ailenden var mı hiç katledilenin?
Seni bu ülkede 'aydın' edenin...
Alçaklık yaptıkça bulursun pazar,
Böylesi hainler oluyor yazar.
Ekmeğini yediğin bu devlete,
Seni adam sayan yüce millete,
İhanet ederek düştün zillete!
Aman ha dikkat et,değmesin nazar,
Böylesi hainler oluyor yazar.
Bir adam olursa doğuştan yamuk;
Soyuna düşmandır,düşmana pamuk.
ERBABCE,yakana yapışır CMUK,
Unutma,bu millet oyunu bozar,
Böylesi hainler oluyor yazar.
OZAN ERBABCE
08.03.2005-KAYSERİ
Toplam 57 mesaj bulundu