Yakında çıkacak olan yemek ve şiir kitabımın giriş bölümünü burada paylaşmak istedim. Herkese selam ve saygılarımı sunarım... Sevgiyle
MEHMET SAKARYA (Mehmet Usta)
08.06.1951 Yılında Bilecik ilinin Söğüt ilçesi Tarpak köyünde dünyaya geldi. Küçük yaşta Eskişehir’e göç etmelerinden dolayı Eskişehir’de yaşamaya devam etti. İlkokulu Eskişehir’de okudu. Ortaokul hayatı başlamadan sona erdi. Okulun kapısından kayıt yaptırmadan dönüldü zira Sakarya ailesinin o yıllarda maddi imkânları okumaya müsait değildi.
Mehmet Sakarya on iki yaşında çalışma hayatına başladı. Yemek yapmaya olan kabiliyeti onu 1963 yılında lokantalarda çırak olarak çalışmaya yöneltti. Sonrasında yazar daha güzel ve nezih mekânlarda yer aldı.
Türkiye’nin sayılı mutfaklarında aşçı ve aşçı başı, şef olarak çalıştı. Yeni nesil aşçılarla yakından ilgilenip onlara mesleği sevdirmek adına seminerler verdi. Hala Türk Mutfağına yeni tatlar katabilmek ve faydalı olabilmek adına aktif olarak Eskişehir Çukurhisar’da faaliyet gösteren Hisarlar Makine Sanayi’nde mutfak şefliği yapmaktadır.
Yazar hayatını idame ettirirken, gönül pınarından fışkıran duygularını durduramadı. Çünkü o bir gönül adamıydı. Yemeklerine bile sevgisini katardı, bilirdi ki sevgiyle yapılan her iş başarılı olurdu.
Çıraklık yıllarından itibaren gördüklerini, yaşadıklarını kaleme almaya başlayan yazar, hayata çok farklı pencerelerden bakmayı ahlak edindi.
Sayın Sakarya’nın küçük yaştan beri yazdığı şiirler, bugün binlerle ifade edilmektedir. Eskişehir başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir tarafında sevilen, bilinen şairlerimiz arasındadır.
Yazarın hayatında olmazsa olmazları yemek yapmak ve şiir yazmaktır. Onun için her yemek bir şiir, her şiir bir yemektir.
Mehmet Sakarya evli ve üç kız babasıdır.
SEVGİLİ DOSTLARIM MERHABA
Yemek sanatına olan tutkum nedeniyle dünyanın en nezih mutfağı olan Türk mutfağının gelecek nesillere ve mutfak sanatçılarına katkı yapması için çalışmalarımı sürdürmeye devam ediyorum.
Her işte olduğu gibi pişirdiğimiz yemeğe de sevgimizi ve gönlümüzü katarsak ona lezzet vermiş oluruz. Çünkü, “isteksiz pişirilen aş, lezzetten mahrumdur.” Sanatına ve işine yüreğini katmayan, sanatkâr olamadığı gibi insanlara da bir şeyler veremez, bu da başarısızlığı getirir.
Anadolu mutfağının zenginliği ve lezzeti bugün dünya mutfağına alternatif konumdadır. Mutfağımızın zenginliği, lezzeti dünyanın sayılı aşçıları ve şefleri tarafından yakından izleniyor, hayranlıkla, takdirle konuşuluyor. Türk mutfağının bu zenginliğini ve lezzetini Anadolu’nun çeşitli yörelerinden, en ücra köşelerinden maharetli ellerin sunumuyla mutfağımıza hâlâ katamadığımızı söylemeden geçemeyeceğim. Mutfağımızı iyi tanımadığımız gibi dünya yemeklerine duyduğumuz özenti yemek sanatımızı gölgeliyor. Örneğin, bir şef yanına alacağı aşçıya ilk olarak şu soruyu yöneltir: “Alafranga biliyor musunuz?” Aslında Avrupa ve dünya bizim mutfağımızı çoktan almış ve yıllar sonra isim değiştirip geri sunmuştur. Böyle yüzlerce örnek vardır.
Bir İtalyan şef arkadaşım yıllar önce şunu söylemişti: “Biz yıllardır makarnayı ve pizzayı İtalyan mutfağı diye tanıdık, onlarla karnımızı doyurduk. Keşke sizin mutfağınız ve yemek kültürünüzün yarısı bizde olsaydı.”
Elinizdeki kitapta biz de iki sanatı bir araya getirdik. Yemeklerimizi şiirlerimizle süsleyip, damaklarınızda ve yüreklerinizde hoş bir seda bırakmak istedik. Yemeklerimizi şiirlerle süsledik ya da şiirlerimizi yemeklerimizle bezedik.
Sevgiyle
MEHMET SAKARYA (Mehmet Usta)
08.06.1951 Yılında Bilecik ilinin Söğüt ilçesi Tarpak köyünde dünyaya geldi. Küçük yaşta Eskişehir’e göç etmelerinden dolayı Eskişehir’de yaşamaya devam etti. İlkokulu Eskişehir’de okudu. Ortaokul hayatı başlamadan sona erdi. Okulun kapısından kayıt yaptırmadan dönüldü zira Sakarya ailesinin o yıllarda maddi imkânları okumaya müsait değildi.
Mehmet Sakarya on iki yaşında çalışma hayatına başladı. Yemek yapmaya olan kabiliyeti onu 1963 yılında lokantalarda çırak olarak çalışmaya yöneltti. Sonrasında yazar daha güzel ve nezih mekânlarda yer aldı.
Türkiye’nin sayılı mutfaklarında aşçı ve aşçı başı, şef olarak çalıştı. Yeni nesil aşçılarla yakından ilgilenip onlara mesleği sevdirmek adına seminerler verdi. Hala Türk Mutfağına yeni tatlar katabilmek ve faydalı olabilmek adına aktif olarak Eskişehir Çukurhisar’da faaliyet gösteren Hisarlar Makine Sanayi’nde mutfak şefliği yapmaktadır.
Yazar hayatını idame ettirirken, gönül pınarından fışkıran duygularını durduramadı. Çünkü o bir gönül adamıydı. Yemeklerine bile sevgisini katardı, bilirdi ki sevgiyle yapılan her iş başarılı olurdu.
Çıraklık yıllarından itibaren gördüklerini, yaşadıklarını kaleme almaya başlayan yazar, hayata çok farklı pencerelerden bakmayı ahlak edindi.
Sayın Sakarya’nın küçük yaştan beri yazdığı şiirler, bugün binlerle ifade edilmektedir. Eskişehir başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir tarafında sevilen, bilinen şairlerimiz arasındadır.
Yazarın hayatında olmazsa olmazları yemek yapmak ve şiir yazmaktır. Onun için her yemek bir şiir, her şiir bir yemektir.
Mehmet Sakarya evli ve üç kız babasıdır.
SEVGİLİ DOSTLARIM MERHABA
Yemek sanatına olan tutkum nedeniyle dünyanın en nezih mutfağı olan Türk mutfağının gelecek nesillere ve mutfak sanatçılarına katkı yapması için çalışmalarımı sürdürmeye devam ediyorum.
Her işte olduğu gibi pişirdiğimiz yemeğe de sevgimizi ve gönlümüzü katarsak ona lezzet vermiş oluruz. Çünkü, “isteksiz pişirilen aş, lezzetten mahrumdur.” Sanatına ve işine yüreğini katmayan, sanatkâr olamadığı gibi insanlara da bir şeyler veremez, bu da başarısızlığı getirir.
Anadolu mutfağının zenginliği ve lezzeti bugün dünya mutfağına alternatif konumdadır. Mutfağımızın zenginliği, lezzeti dünyanın sayılı aşçıları ve şefleri tarafından yakından izleniyor, hayranlıkla, takdirle konuşuluyor. Türk mutfağının bu zenginliğini ve lezzetini Anadolu’nun çeşitli yörelerinden, en ücra köşelerinden maharetli ellerin sunumuyla mutfağımıza hâlâ katamadığımızı söylemeden geçemeyeceğim. Mutfağımızı iyi tanımadığımız gibi dünya yemeklerine duyduğumuz özenti yemek sanatımızı gölgeliyor. Örneğin, bir şef yanına alacağı aşçıya ilk olarak şu soruyu yöneltir: “Alafranga biliyor musunuz?” Aslında Avrupa ve dünya bizim mutfağımızı çoktan almış ve yıllar sonra isim değiştirip geri sunmuştur. Böyle yüzlerce örnek vardır.
Bir İtalyan şef arkadaşım yıllar önce şunu söylemişti: “Biz yıllardır makarnayı ve pizzayı İtalyan mutfağı diye tanıdık, onlarla karnımızı doyurduk. Keşke sizin mutfağınız ve yemek kültürünüzün yarısı bizde olsaydı.”
Elinizdeki kitapta biz de iki sanatı bir araya getirdik. Yemeklerimizi şiirlerimizle süsleyip, damaklarınızda ve yüreklerinizde hoş bir seda bırakmak istedik. Yemeklerimizi şiirlerle süsledik ya da şiirlerimizi yemeklerimizle bezedik.
Bir mozaik inceliğinde işleyip beğeninize sunduk.
İnanıyorum beğeneceksiniz.