Her vapur dumaninin ardina yüregi sicak bir insan sanip takilirken tüyleri islanan bir marti oldugumu hem azarlayan hem de sirtima havlu koyan anneme anlatamam
Kanadim kirilsa da konmam deniz kiyisindaki hiçbir caminin minaresine kubbeye tüneyen martilarin keyiflerince uçmalarini bekleyen imam ezani geç okudugu için sürülünce bir dag köyüne
Birazcik daha sabredin diyorum eski bir sokagin kivriminda yolun iki ucunu gösteren trafik aynalarina hüzün modeli arabalar kirilmamaniz için örgütleniyor dolmus duraklarinda
Denize düsen bir gazetedeki ölüm ilanindan ögrenirim mendirege attigi çakiltasiyla ürken martilarin alkisa benzeyen kanat seslerini selamlayan yasli adamin unutulan bir tiyatrocu oldugunu
Gece yarisi söndürülünce isiklarini kuytu bir iskelede ne yaptigini görürüm iki yakasi arasinda Istanbul'un koltuklarinda günboyu kadin kalçalarinin izlerini biriktiren vapurun
Yanindan ayrilmam deniz fenerlerinin fotografina benzemeyen heykelleridir çünkü idam sehpasina çikinca asagida asilmasini bekleyenlerin yüreklerindeki sivri kayaliklari isigiyla aydinlatan devrimcinin
Uyandiririm çigliklarimla kiyisinda karni aç yatan çocuklari yiyecek aradigim kent çöplügünün ama bir parça olsun koparmam beyazligindan bilirim ki Kiz Kulesi dogum günü pastasidir özgürlügün! ...
Sunay Akın
Anı
Bir çift güvercin havalansa Yanık yanık koksa karanfil Değil bu anılacak şey değil Apansız geliyor aklıma
Nerdeyse gün doğacaktı Herkes gibi kalkacaktınız Belki daha uykunuz da vardı Geceniz geliyor aklıma
Sevdiğim çiçek adları gibi Sevdiğim sokak adları gibi Butun sevdiklerimin adları gibi Adiniz geliyor aklıma
Rahat döşeklerin utanması bundan Öpüşürken o dalgınlık bundan Tel orgunun deliğinde buluşan Parmaklarınız geliyor aklıma
Martı
Her vapur dumaninin ardina
yüregi sicak
bir insan sanip takilirken
tüyleri islanan bir marti oldugumu
hem azarlayan
hem de sirtima havlu koyan anneme anlatamam
Kanadim kirilsa da konmam
deniz kiyisindaki
hiçbir caminin minaresine
kubbeye tüneyen martilarin
keyiflerince uçmalarini bekleyen imam
ezani geç okudugu için sürülünce
bir dag köyüne
Birazcik daha sabredin diyorum
eski bir sokagin kivriminda
yolun iki ucunu gösteren
trafik aynalarina
hüzün modeli arabalar
kirilmamaniz için örgütleniyor
dolmus duraklarinda
Denize düsen bir gazetedeki
ölüm ilanindan ögrenirim
mendirege attigi çakiltasiyla
ürken martilarin
alkisa benzeyen kanat seslerini
selamlayan yasli adamin
unutulan bir tiyatrocu oldugunu
Gece yarisi söndürülünce isiklarini
kuytu bir iskelede
ne yaptigini görürüm
iki yakasi arasinda Istanbul'un
koltuklarinda günboyu
kadin kalçalarinin izlerini
biriktiren vapurun
Yanindan ayrilmam deniz fenerlerinin
fotografina benzemeyen
heykelleridir çünkü
idam sehpasina çikinca
asagida asilmasini bekleyenlerin
yüreklerindeki sivri kayaliklari
isigiyla aydinlatan devrimcinin
Uyandiririm çigliklarimla
kiyisinda karni aç yatan çocuklari
yiyecek aradigim kent çöplügünün
ama bir parça olsun
koparmam beyazligindan
bilirim ki Kiz Kulesi
dogum günü pastasidir özgürlügün! ...
Sunay Akın
Anı
Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu anılacak şey değil
Apansız geliyor aklıma
Nerdeyse gün doğacaktı
Herkes gibi kalkacaktınız
Belki daha uykunuz da vardı
Geceniz geliyor aklıma
Sevdiğim çiçek adları gibi
Sevdiğim sokak adları gibi
Butun sevdiklerimin adları gibi
Adiniz geliyor aklıma
Rahat döşeklerin utanması bundan
Öpüşürken o dalgınlık bundan
Tel orgunun deliğinde buluşan
Parmaklarınız geliyor aklıma
Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm
Kahramanlıklar okudum tarihte
Cağımıza yakışan vakur, sade
Davranışınız geliyor aklıma
Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil, unutulur şey değil
Çaresiz geliyor aklıma
Melih Cevdet Anday