Toplumsal ve ahlaki sınırlar ne kadar da kırılgandır. İnsanların koyduğu o yasaklar ve kurallar tebeşir tozu kadar uçucudur. Bir rüzgar esince ne kural kalır ne ahlak ne de etik! (Emile Durkheim)
Harekete geçmeyi engelleyen irade eksikliğinden ziyade tetikleyici fazlalığıdır. İyi bir yaşam için davranış değişikliği şarttır. Davranış değişikliği için de birtakım basit önlemler gerekir. Günümüzde bu önlemlerin ilki sosyal medya bildirimlerini tümden kapatmaktır. (Marshall Goldsmith-Değişim Çarkı)
Kant soruyor: ''Aklın görevi sınır çizmek midir yoksa sınırları ihlal eden iddiaları ciddiye alıp incelemek midir? Yani düşünür aslında metafizik varlıkların var olup olmadığından ziyade insanın geçmişte neden bu tür şeylere inanma eğiliminde olduklarını merak etmektedir. İnsanın rüya, halüsinasyon, serap, kehanet gibi durumlara hakiki imişçesine meyletmesinin nedenini sorgular. Belli ki pek çoklarını bu noktalara iten, algılanamayan ya da var olmayan ile temas kurmaya götüren belirsizlik, çaresizlik, korku ve umuttur.
Modern insanın aktif olmak ya da mücadele etmek dediği şey, kaygıyı örtbas etme çabasından başka birşey değildir. (Heinz Kohut-Kendiliğin çözümlenmesi)
Orwell’in 1984 romanında hakikat bakanlığı vardır. Yani erki elinde bulunduranlar halkın güveneceği ve inanacağı bilgileri sürekli, tekrar tekrar yeniden üretir durur. Amaç muhalif düşünceyi imkansız hale getirmektir.
Zenginler ve güçlüler basit ve gösterişsiz bir yaşam sürmeyi neredeyse ölümden beter görürler. Bunun temel nedeni sempati mekanizması ile alakalıdır. İnsanlar kederlerimizden ve acılarımızdan çok sevinç ve mutluluğumuza sempati duyma eğilimindedir. Yani insan başkalarının kendine hayran olmasını, gıpta etmesini ister. Zenginliği ve gücü sergileme isteği acıları ve fakirliği sergileme, merhamet dilenme isteğinden çok daha yoğundur. Yani zenginlikle dikkat çekerek hayran kazanma isteğimiz, fakirlikle dikkat çekerek merhamet dilenme isteğimizden daha üstündür. Fakirlik utançla saklanır. Tüm dünyanın didinmesinin, çalışmasının arkasındaki temel itici güç budur. Eğer kimsenin sempati duymayacağını bilseydi insan, o zaman zenginlik, mal, mülk, şöhret, konfor kimsenin umurunda olmazdı. (Adam Smith-Ahlaki duygular kuramı)
Bizi üzen insanlara müteşekkir olmalıyız. Onlara minnet duymalıyız. Çünkü onlar kalbimizi paramparça edip, toprağımızı eşeleyip yeni tohumların filizlenmesini mümkün kılarlar. (Marcel Proust-Kederin geçici yararları)
Entüisyonistler(Sezgiciler) subjektiviteye çok açıktır yani onlar ahlakın sezgisel olarak bilinebileceğini varsaymışlardır. Bu, Mill ve Bentham’ın yani utilitaryanistlerin hiç istemediği bir durumdur. Mill ve Bentham ahlak alanında nesnelliği yakalamaya çalışmışlardır. Bu ikiliye göre insan eylemleri gözlendiğinde karşımıza tek bir saik çıkmaktadır. Bu da hazdır. O halde hazzın merkeze yerleşmesi gerektiğini savunmuşlardır. İnsan başta olmak üzere duygulu varlıkların tamamı hazza yönelip acıdan kaçar. Ahlaki fail haz konusunda kendine özel bir önem atfetmemelidir. Kişi herkesi kendisi ile eşit kabul etmelidir ve ne kadar çok insan hazdan yararlanırsa toplum için o kadar iyi olur.
Her bilgi, algı ile başlar ama algıdan akla geçişte hatalar olur. İşte tam burada düşüncelerimizin doğruluğunu ölçmek için zihinsel bir cetvele ihtiyacımız olduğunu fark ederiz. Bu cetvelin ilk bölümü önermelerdir. Bir önerme şeylerin nasıl olduğunu iddia eder. ‘’Bu masa kahverengidir.’’ gibi. Ama tabi ki bu iddialardan daha fazlasına ihtiyacımız vardır.
Felsefenin ödevi varlığın özünü kavramaktır. Felsefede kavramak dışarıdan geleni, duyumların getirdiğini kavramak değildir. Kavramak, kavramın kendi içindeki etkinliğidir. Kendi başına işlemesidir. (Hegel-Tinin fenomenolojisi)
Siyaset bilmek başka, siyaset yapmak başkadır. Bu ikisi zihnin iki ayrı kısmına dayanır. Teori yapmak için noesis, siyaset yapmak için phronesis lazımdır. Bazı şeyler hemen, bazı şeylerse zamanla öğrenilir.
Hegemonya bir sınıfın kendi dünya görüşünü, kendi değerlerini, kendi normlarını toplumun geneline kabul ettirmeyi başarmasıdır. Doğal olmayanı doğal, masal olanı gerçek, ebedi olmayanı ebedi, evrensel olmayanı da evrensel kabul ettirmektir. Hegemonya tesis etme sürecinin en önemli araçları medya, aile ve eğitim kurumlarıdır. Siyasi aktörler, bu aygıtlar vasıtasıyla toplumsal bilinci hamur gibi yoğurarak yeniden ve yeniden üretirler.
Bazen gayret yıkıcı şekle bürünür. İşte insan anlamalıdır o an o işin kendisine uygun olmadığını. Anlamalıdır yıkıcılığa rağmen devam etmenin anlamsızlığını.
Birbirini örseleyen ruhlar görüyorum. Talihsiz bir tanıklığın içinde eziliyor vicdanım. Ne yapsak, ne söylesek kandıramayız kendimizi. Tüm haykırışlarımız kendi içimize mi kapanacak? Hep böyle kendimizi tekrar mı edeceğiz? Sahi kim çizdi bizi buraya? Kimin şakasıyız? Kimin kime anlattığı bir masalız biz? Modern insanlar görüyorum. Modern yükselişte tırmandığımız bütün merdivenler üzerimize katlanıyor birer birer. Duvarlar içinde sıkışıyor, boğuluyoruz. Kurtarın bizi çığlığı atamayacak kadar kısık sesimiz! Modern insanlarız biz. Sessizliğimiz kadar yokuz. Postmodern sayıklamalar, ve postişli kaçışlarla avunuyoruz. Romantizm perisini akıl sevdasıyla kaçıralı epey oluyor. (Ursula Le Guin-Mülksüzler)
Cumhuriyet salt monark yokluğu değil, kamusal alanın yurttaşlarca paylaşılması, denetim mekanizmasının kurulması, yargı ve hukuk güvencesinin sağlanması şeklinde anlam kazanmıştır.
Cumhuriyet denince akla öncelikle; ''Hep birlikte başarılmış bir iş, ortak bir ruh.'' gelmelidir. Zihinlerin bunu bir an önce özümsemesi gereklidir. İdeal yaşam aktif bir vatandaşlık deneyimi ile olur. Vatandaş cumhuriyette idarenin içinde yer alır. Kurumlara katılmak, kurumların denetlenmesini sağlamak, kurumların işleyişini kontrol etmek önemlidir. Böylece belli bir zümrenin egemenliğine meydan verilmez.
Felsefe gerçek bilgiye ulaşmak için çok inatçı bir çabadan doğar. Günlük hayatta bilgi olarak kabul edilen şeyin üç kusuru vardır. Kendinden emindir, belirsizdir ve kendisiyle çelişir. Felsefeye doğru giden yolda ilk adım, bu kusurların farkına varmaktır. Amaç tembel bir kuşkuculukla huzur içinde oturmak değil, deneme türünden, kesin ve kendi içinde tutarlı olan düzeltilmiş bir tür bilgiyi getirmektir. (Bertrand Russell-Felsefe sorunları)
Sanat ne tam olarak akla ne de tam olarak duygulara dayanır. Bu yüzden Kant imgelem (hayal gücü) diye yeni bir kavram geliştirir. İmgelem akılla duygu arasında köprüdür. İmgelem ikisinden de faydalanır. Sanat eseri fikirle duygunun sentezi olmalıdır. Sanat bir fikrin duygular yoluyla açığa vurulmasıdır. Sanatta duygu düşünce dengesi sağlanmalıdır.
Eğer bir toplumda para kazanmak herşeyin ölçütü haline gelmişse bazı insanlar hayatta kalabilmek için bazı değerlerinden tavizler verirler. Bazıları ise tüm değerlerini hiçe sayar hale gelir. (Theodor Adorno-Minima moralia)
Godot'yu Beklerken
13.12.2025 - 01:55Her gün aynı elbise ile dışarı çıkmaktan utanan insanlar neden her gün aynı düşüncelerle sokağa çıkmaktan utanmazla ki? (Fahrian Berotti)
Godot'yu Beklerken
12.12.2025 - 13:06Toplumsal ve ahlaki sınırlar ne kadar da kırılgandır. İnsanların koyduğu o yasaklar ve kurallar tebeşir tozu kadar uçucudur. Bir rüzgar esince ne kural kalır ne ahlak ne de etik! (Emile Durkheim)
Godot'yu Beklerken
12.12.2025 - 12:57Harekete geçmeyi engelleyen irade eksikliğinden ziyade tetikleyici fazlalığıdır. İyi bir yaşam için davranış değişikliği şarttır. Davranış değişikliği için de birtakım basit önlemler gerekir. Günümüzde bu önlemlerin ilki sosyal medya bildirimlerini tümden kapatmaktır. (Marshall Goldsmith-Değişim Çarkı)
Godot'yu Beklerken
12.12.2025 - 12:17Kant soruyor: ''Aklın görevi sınır çizmek midir yoksa sınırları ihlal eden iddiaları ciddiye alıp incelemek midir? Yani düşünür aslında metafizik varlıkların var olup olmadığından ziyade insanın geçmişte neden bu tür şeylere inanma eğiliminde olduklarını merak etmektedir. İnsanın rüya, halüsinasyon, serap, kehanet gibi durumlara hakiki imişçesine meyletmesinin nedenini sorgular. Belli ki pek çoklarını bu noktalara iten, algılanamayan ya da var olmayan ile temas kurmaya götüren belirsizlik, çaresizlik, korku ve umuttur.
Godot'yu Beklerken
08.12.2025 - 01:30Modern insanın aktif olmak ya da mücadele etmek dediği şey, kaygıyı örtbas etme çabasından başka birşey değildir. (Heinz Kohut-Kendiliğin çözümlenmesi)
Godot'yu Beklerken
08.12.2025 - 01:23Aptal insan bedeniyle, bedeni ancak ağrı sinyali verince bağlantı kurmaya çalışır. (Rollo May-Yaratma cesareti)
Godot'yu Beklerken
08.12.2025 - 01:14Totaliter rejimler topluma sürekli nefret edilecek hedefler sunar aksi takdirde özgürlükleri ellerinden alınmış kalabalıklar bastırılmış öfkelerini devlete yöneltirler. Böyle topluluklar yıkıcı duyguları yapıcı enerjiye dönüştürecek mekanizmalardan yoksundur. (Theodor Adorno-Otoriteryen kişilik üzerine niteliksel ideoloji incelemeleri)
Godot'yu Beklerken
08.12.2025 - 00:58Bilgi arttıkça ve biz bu bilgiyi paylaştıkça daha eğitimli olduk. Daha kavrayış sahibi değil. (Bruce Hood-Evcilleşmiş beyin)
Godot'yu Beklerken
02.12.2025 - 00:58Orwell’in 1984 romanında hakikat bakanlığı vardır. Yani erki elinde bulunduranlar halkın güveneceği ve inanacağı bilgileri sürekli, tekrar tekrar yeniden üretir durur. Amaç muhalif düşünceyi imkansız hale getirmektir.
Godot'yu Beklerken
02.12.2025 - 00:55Zenginler ve güçlüler basit ve gösterişsiz bir yaşam sürmeyi neredeyse ölümden beter görürler. Bunun temel nedeni sempati mekanizması ile alakalıdır. İnsanlar kederlerimizden ve acılarımızdan çok sevinç ve mutluluğumuza sempati duyma eğilimindedir. Yani insan başkalarının kendine hayran olmasını, gıpta etmesini ister. Zenginliği ve gücü sergileme isteği acıları ve fakirliği sergileme, merhamet dilenme isteğinden çok daha yoğundur. Yani zenginlikle dikkat çekerek hayran kazanma isteğimiz, fakirlikle dikkat çekerek merhamet dilenme isteğimizden daha üstündür. Fakirlik utançla saklanır. Tüm dünyanın didinmesinin, çalışmasının arkasındaki temel itici güç budur. Eğer kimsenin sempati duymayacağını bilseydi insan, o zaman zenginlik, mal, mülk, şöhret, konfor kimsenin umurunda olmazdı. (Adam Smith-Ahlaki duygular kuramı)
Godot'yu Beklerken
26.11.2025 - 01:32Hayatın absürtlüğü ile baş etmenin tek yolu gevşemektir. (Samuel Beckett-Godot’yu beklerken)
Godot'yu Beklerken
26.11.2025 - 01:31Bizi üzen insanlara müteşekkir olmalıyız. Onlara minnet duymalıyız. Çünkü onlar kalbimizi paramparça edip, toprağımızı eşeleyip yeni tohumların filizlenmesini mümkün kılarlar. (Marcel Proust-Kederin geçici yararları)
Godot'yu Beklerken
23.11.2025 - 00:54Entüisyonistler(Sezgiciler) subjektiviteye çok açıktır yani onlar ahlakın sezgisel olarak bilinebileceğini varsaymışlardır. Bu, Mill ve Bentham’ın yani utilitaryanistlerin hiç istemediği bir durumdur. Mill ve Bentham ahlak alanında nesnelliği yakalamaya çalışmışlardır. Bu ikiliye göre insan eylemleri gözlendiğinde karşımıza tek bir saik çıkmaktadır. Bu da hazdır. O halde hazzın merkeze yerleşmesi gerektiğini savunmuşlardır. İnsan başta olmak üzere duygulu varlıkların tamamı hazza yönelip acıdan kaçar. Ahlaki fail haz konusunda kendine özel bir önem atfetmemelidir. Kişi herkesi kendisi ile eşit kabul etmelidir ve ne kadar çok insan hazdan yararlanırsa toplum için o kadar iyi olur.
Godot'yu Beklerken
23.11.2025 - 00:40Her bilgi, algı ile başlar ama algıdan akla geçişte hatalar olur. İşte tam burada düşüncelerimizin doğruluğunu ölçmek için zihinsel bir cetvele ihtiyacımız olduğunu fark ederiz. Bu cetvelin ilk bölümü önermelerdir. Bir önerme şeylerin nasıl olduğunu iddia eder. ‘’Bu masa kahverengidir.’’ gibi. Ama tabi ki bu iddialardan daha fazlasına ihtiyacımız vardır.
Godot'yu Beklerken
12.11.2025 - 00:43Felsefenin ödevi varlığın özünü kavramaktır. Felsefede kavramak dışarıdan geleni, duyumların getirdiğini kavramak değildir. Kavramak, kavramın kendi içindeki etkinliğidir. Kendi başına işlemesidir. (Hegel-Tinin fenomenolojisi)
Godot'yu Beklerken
12.11.2025 - 00:24Siyaset bilmek başka, siyaset yapmak başkadır. Bu ikisi zihnin iki ayrı kısmına dayanır. Teori yapmak için noesis, siyaset yapmak için phronesis lazımdır. Bazı şeyler hemen, bazı şeylerse zamanla öğrenilir.
Godot'yu Beklerken
12.11.2025 - 00:12Hegemonya bir sınıfın kendi dünya görüşünü, kendi değerlerini, kendi normlarını toplumun geneline kabul ettirmeyi başarmasıdır. Doğal olmayanı doğal, masal olanı gerçek, ebedi olmayanı ebedi, evrensel olmayanı da evrensel kabul ettirmektir. Hegemonya tesis etme sürecinin en önemli araçları medya, aile ve eğitim kurumlarıdır. Siyasi aktörler, bu aygıtlar vasıtasıyla toplumsal bilinci hamur gibi yoğurarak yeniden ve yeniden üretirler.
Godot'yu Beklerken
12.11.2025 - 00:04Bazen gayret yıkıcı şekle bürünür. İşte insan anlamalıdır o an o işin kendisine uygun olmadığını. Anlamalıdır yıkıcılığa rağmen devam etmenin anlamsızlığını.
Godot'yu Beklerken
11.11.2025 - 23:57Birbirini örseleyen ruhlar görüyorum. Talihsiz bir tanıklığın içinde eziliyor vicdanım. Ne yapsak, ne söylesek kandıramayız kendimizi. Tüm haykırışlarımız kendi içimize mi kapanacak? Hep böyle kendimizi tekrar mı edeceğiz? Sahi kim çizdi bizi buraya? Kimin şakasıyız? Kimin kime anlattığı bir masalız biz? Modern insanlar görüyorum. Modern yükselişte tırmandığımız bütün merdivenler üzerimize katlanıyor birer birer. Duvarlar içinde sıkışıyor, boğuluyoruz. Kurtarın bizi çığlığı atamayacak kadar kısık sesimiz! Modern insanlarız biz. Sessizliğimiz kadar yokuz. Postmodern sayıklamalar, ve postişli kaçışlarla avunuyoruz. Romantizm perisini akıl sevdasıyla kaçıralı epey oluyor. (Ursula Le Guin-Mülksüzler)
Godot'yu Beklerken
29.10.2025 - 23:13Cumhuriyet salt monark yokluğu değil, kamusal alanın yurttaşlarca paylaşılması, denetim mekanizmasının kurulması, yargı ve hukuk güvencesinin sağlanması şeklinde anlam kazanmıştır.
Godot'yu Beklerken
29.10.2025 - 23:11Cumhuriyet denince akla öncelikle; ''Hep birlikte başarılmış bir iş, ortak bir ruh.'' gelmelidir. Zihinlerin bunu bir an önce özümsemesi gereklidir. İdeal yaşam aktif bir vatandaşlık deneyimi ile olur. Vatandaş cumhuriyette idarenin içinde yer alır. Kurumlara katılmak, kurumların denetlenmesini sağlamak, kurumların işleyişini kontrol etmek önemlidir. Böylece belli bir zümrenin egemenliğine meydan verilmez.
Godot'yu Beklerken
28.10.2025 - 04:52Felsefe gerçek bilgiye ulaşmak için çok inatçı bir çabadan doğar. Günlük hayatta bilgi olarak kabul edilen şeyin üç kusuru vardır. Kendinden emindir, belirsizdir ve kendisiyle çelişir. Felsefeye doğru giden yolda ilk adım, bu kusurların farkına varmaktır. Amaç tembel bir kuşkuculukla huzur içinde oturmak değil, deneme türünden, kesin ve kendi içinde tutarlı olan düzeltilmiş bir tür bilgiyi getirmektir. (Bertrand Russell-Felsefe sorunları)
Godot'yu Beklerken
25.10.2025 - 04:04Sanat ne tam olarak akla ne de tam olarak duygulara dayanır. Bu yüzden Kant imgelem (hayal gücü) diye yeni bir kavram geliştirir. İmgelem akılla duygu arasında köprüdür. İmgelem ikisinden de faydalanır. Sanat eseri fikirle duygunun sentezi olmalıdır. Sanat bir fikrin duygular yoluyla açığa vurulmasıdır. Sanatta duygu düşünce dengesi sağlanmalıdır.
Godot'yu Beklerken
23.10.2025 - 05:56Eğer bir toplumda para kazanmak herşeyin ölçütü haline gelmişse bazı insanlar hayatta kalabilmek için bazı değerlerinden tavizler verirler. Bazıları ise tüm değerlerini hiçe sayar hale gelir. (Theodor Adorno-Minima moralia)
Toplam 611 mesaj bulundu