Toz toprak kokardı iç gömleğimizin ilmekli muskası. Siyah dikiş ipliğinin pantolonuma bıraktığı, yama izini kapamayacak kadar onurluyduk daha çocukluğumuzda. Zamanı geçmiş iki gazete sayfası üzerine serilmiş domates ekmekle geçiştirirdik öğle paydoslarımızı. Kuru ayazda otobüs beklerken ellerimizde tuttuğumuz defter kitap ağırlığınca büyüktü düşlerimiz. Acıya sağır, hüzne kahırdık biz. Mutluluğa aç, umuda gebeydik biz. Biz biraz çocuktuk biraz da toz toprak. Ama en çok Anadolu’yduk.
Toz toprak kokardı iç gömleğimizin ilmekli muskası.
Siyah dikiş ipliğinin pantolonuma bıraktığı,
yama izini kapamayacak kadar onurluyduk daha çocukluğumuzda.
Zamanı geçmiş iki gazete sayfası üzerine serilmiş
domates ekmekle geçiştirirdik öğle paydoslarımızı.
Kuru ayazda otobüs beklerken ellerimizde tuttuğumuz
defter kitap ağırlığınca büyüktü düşlerimiz.
Acıya sağır, hüzne kahırdık biz.
Mutluluğa aç, umuda gebeydik biz.
Biz biraz çocuktuk biraz da toz toprak.
Ama en çok Anadolu’yduk.