BAHARIN İLK MÜJDESİNİ VERİR GÜL İLE NERGİS , HAYATIMDA ''YÜZ '' BAHAR OLSA NE FAYDA SENSİZ grup yorum
Ruhumu yedi kez aşağıladım: İlki, onu yükseklere ulaşmaktan kaçındığını gördüğüm zamandı; İkincisi onu topalın önünde topallarken gördüğüm zamandı; Üçüncüsü kolayla zor arasında seçim yapması gerekip de kolayı seçtiği zamandı; Dördüncüsü bir yanlış yaptığı ve kendini başkalarının yanlışlarıyla avuttuğu zamandı; Beşincisi güçsüzlüğe sabrettiği ve sabrını güce yorduğu zamandı; Altıncısı bir yüzün çirkinliğini hor gördüğü ve onun aslında kendi maskelerinden biri olduğunu anlamadığı zamandı; Ve yedincisi bir övgü şarkısı söyleyip de bunun bir erdem olduğunu sandığı zamandı.”HalilCibran
Daha uyanmamalıydık masallardan.
Ne zaman bitti o eşsiz ormanlar, yollar?
Ne zaman ayrıldı yolları şehzade ile ipek kızın?
Ne zaman vazgeçti yakışıklı prens yüzyıl uyuyan güzeli uyandırmaktan?
Ne zaman yoruldu aladdin lambasını ovmaktan?
iyilik perileri, sevimli cinler şimdi neredeler?
Daha uyanmamalıydık...
Masallar hep o renkte ve aynı inandırıcılıkta kalmalıydı kalbimizde.
Belki anlatılacak masalımız kalmadı, çabuk yordu hayat bizi.
Oysa ne güzeldi küllerinden yeniden doğan Anka kuşu, Kaf dağının ardındaki o gizemli ülke, lal bir oba uşağı ile güzeller güzeli bey kızının başkaldıran sevdası.
Şimdi anlatacak bir masalımız bile yok, bir köşesine sığınacak
Hiç göze gelmediler Gözdesi de olmadılar kimsenin Kimse farkına varmadı yalansız gözlerinin Göz oldu mu yüreklerinin Hiç anlamadılar Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Çözülemedi bakışlarındaki tarifsiz sevdalar Kim dedi sevgimi Büyüyünceye kadar cevapsızdılar Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Sarıydılar yada soluk benizli Çoğunlukla karaya yakın bir esmer Ve onlar genellikle burunlarını hiç silmezler Derin iç çekişleri bundandır Dünyanın kahrından değil Çünkü umurlarında değil Onların farkında olmayanlar Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Onlar çok ve çocuklar Büyüyecek adam olacaklar Önceleri öğretmen,ebe Sonra doktor olmak isteyecekler Bildiklerinden değil En yakınlarında onları gördüler, Hep onlar olmak istediler Çalınmış geleceklerinden habersiz Yarım yamalak düşlerde eridiler Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Bekle beni küçüğüm umudu karartmadan sevinci yitirmeden bekle döneceğim bir gün elbet bekle beni
Bahar geldiğinde kırlara çıkacaksın dizboyu otlar üstünde koş koşabildiğince ve sakın yitirme neşeyi
Kırların sessizliğinde yüreğinin sesini dinle ve orada benim için küçücük bir yer ayır ve bekle beni küçüğüm
Doğa pervasızdır biraz bakarsın en olmaz yerde masmavi bir su fışkırır ve suyun ışıldayan göğsünde sevincin nilüferleri
Bahar şaşırtmasın seni sırtüstü uzan bir gölgeye suların, kuşların sesini dinle ve bekle beni orada döneceğim küçüğüm
mapusane türküleri hüzünlüdür biraz belki her dinleyişinde yüreğin burkulmakta için sızlamaktadır
ama acılara alışılmaz birşeyler var değişecek birşeyler var değiştirmemiz gereken önce acılardan başlanacak
AHMET TELLİ.
O güzelim yürekleri Delikanlılık edebiyatıyla körelttiler Okumanın erdeminden İnsan gibi yaşamanın bilimden geçtiğinden Haberleri olsun istemediler Ne kadar parlarsa parlasın Hep suskun kaldı o gözler Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Ahmed Ariften bu yana Yolunu gözleyenlerin adı değişti Hepsi o kadar Kuşpalazı,boğmaca,karaçiçek,sıtma Belki azaldı ama Yeni nedenleriyle yürek enfaktı Kanser filan hala kapıda Çaresizlik dağlar aşırmakta Yer yurt terk edildi
Gurbet artık sıla Çalansa bildik değil başka bir hava Kırıldılar farkında olmasanız da Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Onlar çok ve çocuklar Gözlerinden dillerine dökülürse Bir gün sorular Sürdürebilecek miyiz aynı yalanı Yoksa yine susturacak mıyız onları Küçüldü dünya Çoğu gitti azı kaldı Geçici demişlerdi körlüğümüze Biraz fazla uzadı Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
DELİ KIZIM UYAN
gece geçmez gündüz olmaz can bu dünyaya dayanmaz neden haykırdım dağlara duymaz bekledim günlerce yok ki gelen
karlı dağların ardında biri yaşarmış bulut olur yağmur olur bize bakarmış hem yakın hem uzakmış yanakları al almış
deli kızım uyan söylenenler yalan deli kızım uyan bir tek sensin duyan bir tek sensin duyan
yerde oldum gökte oldum sormayın halim ah başım duman gönül uslanmayı bilmez düşlerim gerçek gerçeğim yalan
ŞEBNEM FERAH.
Onlar çok ve çocuklar Sesiz de kalsalar bizi bağışlamayacaklar Mazeretlerimize inanmayacaklar Yaşamımızda görünmedikleri her karenin Hesabını soracaklar Hazırlıklı olmak gerek Çünkü onlar şimdilik Çok ve çocuklar TAYFUN TALİPOĞLU
' '
Artık Kısa Cümleler Kuruyorum
Sizi bilmem ama ben karar verdim su gibi duru olup hep akmaya Başka sular tanıyıp çoğalmaya dalgalanmaya taşmaya son günlerde çok düşünür oldum zor zamanları çabuk atlatır oldum Yalnız mıyım insanlar içinde arkadaşlarım aşklarım içimde Yara aldım bundan iki yıl önce Hiç susmadım şarkı söyledim günlerce Artık kısa cümleler kuruyorum Sevdiklerim sevmediklerim yanımda Kabullendim herşeyi olduğu gibi yola çıktım yarınlara Son günlerde çok düşünür oldum zor zamanları çabuk atlatır oldum Bakıyorum aynaya her gece içim rahat biraz yorgunum sadece Hayatıma giren herkese yaşanamış herşeye Teşekkürler büyüyorum sizinle...
ŞEBNEM FERAH...
'
Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili... Biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz, acısını acımız yaptık. Çünkü; Dünyanın öbür ucunda, hiç tanımadığımız bir insanın gözyaşı bile içimizi parçaladı. Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk... Yüreğimizin yufkalığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili... Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak... Ben, bütün hayatımda, hep üzüldüm, hep yandım... Yaşamak ne güzel şeydir be sevgili... Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek... Ve o vazgeçilmez sancılarını duyarak hayatın.... YILMAZ GÜNEY
Acilardan arta kalan iste şu bakislarmis Buğu diye gözlerimde gün batimi bulutlarmis Yalanmis hepsi yalan yalanmis hepsi yalan Savrulup gitmek varmis ayri yörüngelere...
HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL
'
' Fıkralarda bile yoktur, yarim hamile olmak. Ama hayatta var. Bu devirde kadin olmak, yari hamile olmak gibi bir sey. Ayni anda hem hamile olmak, hem olmamak, hem de olmak-olmamak gibi yani...
Hem seksi ve erkeksi savasci Zeyna, Hem de giyinip suslenip Ken'i bekleyen Barbie Bebek olmak.
Hem erkeklerle, ayni okullarda esit sartlarda okumak. Hatta daha iyi olmak.
Hem de ise girebilmek icin patronlara 30'una kadar evlenmeme, Çocuk yapmama sozu vermek.
Her sabah cocuklarinin anasi,sevdiginin kadini olarak uyanmak. Tum disi icgudulerinle aynada hos birini gorene kadar cabalamak. Ve ardindan ekmegin pesine dusmek.
Erkek gibi calismak. Isinde mantikli. Disarda duygusal olmak.
Isinde atik, yirtici, tuttugunu koparan. Evinde narin, hassas,sefkatli olmak.
Guzellik bir yere kadar deyip O bir yere bir turlu varamamak. Hic bitmeyen guzel, bakimli, ince, genc kalabilme cabalari vermek. Kozmetiklere,estetik mudahalelere servet yatirmak. Nice okullar, universiteler okumak. Masterlar, doktoralar yapmak. Ama hayatin anlamini ille de bir erkekte bulmak..
Hem saygideger es, muhtesem ev sahibi,basarili is kadini, hem de o... olmak.
Cok ciddi toplantilar, buyuk pazarliklar yapmak.Bunlari yaparken giydiginciddi pantolon takimlarin altina seksi jartiyer giymeyi unutmamak.
Bu devirde kadin olmak. Dedim ya.. Yari hamile olmak gibi birsey. Ayni anda hem hamile olmak, hem olmamak, hem de olmak-olmamak gibi....
Can Dündar ____________________________________
Analardır adam eder adamı Aydınlıklardır önümüzde duran Sizi de bir ana doğurmadı mı Analara kıymayın efendiler Bulutlar adam öldürmesin
Koşuyor altı yaşında bir oğlan Uçurtması geçiyor ağaçlardan Sizde böyle koşmuştunuz bir zaman Çocuklara kıymayın efendiler Bulutlar adam öldürmesin
Gelinler aynada saçını tarar Aynanın içinde birini arar Elbet böyle sizi de aradılar Gelinlere kıymayın efendiler Bulutlar adam öldürmesin
NAZIM HİKMET RAN
Ateste yanan kuslar Bir gün gögü sorgular Ardina bakmaya Utanir suskun rüzgar Ölüm sayfalarina Sevginiz nasil sıgar Siz vatan sevdikçe Ölüyor çocuklar
O günahlarinizla Vatan asklarinizla Ah yeter vurmayin Bizi çocuklarimizla
Büyüde baban sana, büyüde büyü Acılar alacak yokluklar alacak büyüde baban sana Büyüde baban sana, büyüde büyü Baskılar işkenceler, kelepçeler, gözaltılar, zindanlar alacak Büyüde baban sana, büyüde büyü Acılar alacak yokluklar alacak büyüde baban sana Büyüde baban sana,büyüde büyü Büyüyüpte onyedine geldiğinde babana sana idamlar alacak GRUP YORUM
'
Bir çocuk bile yok mu Günahsiz aramizda
Ah ne yaptik Çocuklara ne yaptik
_halkın isyanı ok, isyanımız var ama salya akıtan değil fab'a sor bakalım, hayat bir pençe gibi şakırdıyor kaldırımlarda. amacımıza engel olana isyan ters yaşama ezelden beri kazılı bir isyan büyükler çocukluğumuzu çalmışken, hızlı büyüdüğümüze isyan. bam! bir yarış arabası ve bir duvar düşle... çok istenen barışın imkansızlığına isyan sokaklarımızda onca silahlı polislere isyan lanet dünyanın kendini yıkmasına isyan masumların hep ateş ortasında olmasına isyan isyan çünkü duvarları insan yarattı. doğadan mı korktu ki, kendini betonla kapattı? doğaya ait olduğunu unuttuğu için isyan ve derin bir uyumsuzluktur bu barış güvercini hangi dünyaya uçtu? toplumun lanet ölçülerinden yara almalara isyan isyan evet isyan, çocukluğumuzdan beri isyan isyanımız var, her zaman dimdik ayakta sonuna kadar savaşmak için isyan, ve hayatın bizi götürdüğü yere kadar. isyanımız var, artık susamayız ve oturamayız, çünkü isyanımız var, yürek ve inancımız... isyanımız var, her zaman dimdik ayakta sonuna kadar savaşmak için isyan, ve hayatın bizi götürdüğü yere kadar. keny argana / le rage
TARİH HAKKINDA BİR ŞEYLER BİLEN BİRİSİ, KADIN MAYASI OLMADAN BÜYÜK TOPLUMSAL DEĞİŞİKLİKLERİN GERÇEKLEŞMESİNİN İMKANSIZ OLDUĞUNU BİLİR...
Ünzile insan dölü , On kardeş beşi ölü Büyüdükçe ufak , Ve gelir de görücü
İnci gibi dişi , Görücü bilir işi Söğüdüm ağlar gider , Olur hatun kişi
Varmadan sekizine , Ergin oldu Ünzile Hem çocuk,hem de kadın , Onikisinde ana Bir gül gibi al ve narin Bir su gibi saydam ve sakin , Susar kadın ünzile
Yağmuru kim döküyor , Ünzile kaç koyun ediyor Dayaktan uslanalı hiçbirşey sormuyor Yağmuru kim döküyor , Ünzile kaç koyun ediyor Dayaktan uslanalı hiçbirşey sormuyor
Korkar durur gitmez , Köyün en son çitine İnanır o sınırda dünyanın bittiğine Ünzile insan dölü , Bilinmezlere gebe Sırların mihletini yüklenipte beline sezen aksu
Sana barış, Sana temiz, yaşanası bir dünya Sana insanca bir yaşam.. Sana sevgi.. Sana güzellik.. Sana dostlukla uzanan eller.. Sana sevgi dolu bir yürek Sana sağduyu.. Sana başkalarına duyarlılık.. Sana saygıyı.. Sana insan olabilmeyi Sana insanı sevmeyi, yalansız ve dupduru
Sana şiiri, Sana okumayı, Sana sanatı.. Sana bilmediğini araştırmayı.. Sana öğrenmeyi.. ve öğretmeyi sabırla
Sana gülmeyi Ve ağlayabilmeyi gönlünce.. Sana mutluluğu.. İncitse de yüreğini, acıyı.. Sana özgürlüğün buram buram dolaştığı, Dağları.. ovaları.. vadileri
Sana yemyeşil bir Dünya'yı Ağaçları, ormanları Filizi ve tomurcuğa kesmiş her fidanı Sana renk renk çiçekleri Ve meyvenin dalındaki tadını..
Sana memleketimin en ücrasındaki sesi duyabilmeyi Sana onurlu olabilmeyi.. Sana başın dimdik karşı durmayı Sana sormayı.. Sorgulamayı Sana otlaşmadan Beyninle yaşamayı, Yüreğinle solumayı.. Sana düşünmeyi Ve söyleyebilmeyi düşünceni Özgürlüğünce Sana özveriyi Hoşgörüyü Haklılığı Hemen yanı başındaki haksızlığı
Sana sokakta oynarken, Terörist diye vurulan 12 yaşındaki çocuğa ağlamayı, Ve vuranların terfisine kızmayı, Sormayı hesabını.. korkmadan, açık açık.. Sana öldürdüklerinin kafasını kesip, Önünde hatıra fotoğrafı çektirenleri lanetlemeyi Sana halk içinde, halkı halka gammazlatanları teşhir etmeyi Devletin derininden korunmayı, Ama asla boyun eğmemeyi.. Sana kardeşi kardeşe kırdırana Asla uşaklık etmemeyi.. Sana savaş taciri beyinlerle savaşmayı, Barış sevdasıyla, Barış için. Barış adına
Sana korkuyu ama korkmamayı sefilden.. Sana sarılmayı yüreğindeki insan sevgisine.. Sana rengine, diline, dinine bakmadan Yaşayan her varlığı sevmeyi.. Ağaçları.. Kuşları.. Böcekleri.. Yılanları Ve hatta, kara taşları.. Sana Güneşi.. Ay'ı.. Yağmur sonrası yedi renge kesmiş Gökkuşağını.. Sana masmavi gökyüzünü ve kara bulutları.. Denizleri, Gölleri Ve nehirlerimi, sabırla isyana durmuş.. Sana güne teslim sinsi geceyi, Ve yine koynunda sakladığı yıldızları Dost olduğu kadar, düşman da kesilebileceğini Karanlığa bulaşmadan, Aydınlığa inanmayı..
Sana yalandan korkmayı hatta akrepten de öte Dokunmasa da sana, yılanın başını ezmeyi.. Sana, İki sokak ötende Yakılırken insanlar gecenin bir vaktinde Uyumamayı Sana bir annenin yüreğindeki ince feryadı duymayı Sana köyleri yakıp yıkanları Ormanları ateşe verenleri İçindeki en nazlı ceylanlarıyla.. Sana gencecik bedenleri Halkın (! !) Meclisi önünde Kurşuna dizenlere hesap sormayı
Sana, - insanca Yaşam -, -Yaşasın Halkların Kardeşliği -, diye Haykırdıkları için İpe dizilen Üç Fidanı.. Sana halkı, halkları ve insan için Bedenlerini ateşe veren dörtleri.. Sana kendinden başka dilden konuşan herkesi Terörist belleyenlere Beynini ve yüreğini satmamayı Sana tarihte, bugün ve gelecekte Katledilen her bebeğe, her can'a ağlamayı Ve duymayı o acıyı.. Soluksuz kalmış her canlıya nefes olabilmeyi..
Sana Maraş'ı.. sana Sivas'ı..Sana Dersim'i.. Sana Amed ve Lice'yi.. sana Botan ve Konya'yı.. Sana Milas'ı.. Sana taksim Meydanını.. Sana Kızılay Meydanı ve Tunalı'yı.. Ve Mardin'i.. ve Ruha'yı.. ve Semsur'u Sana yüreğimi sevdasıyla islediğim Silvan'ı.. Sana Halepçe'yi... Sana Felluçe'yi... ve Maxmur'u Açlıktan ölen bebeklerine ağlayan Afrika'yı..
Sana meydanlarda vurulan düşünen beyinleri, Ve gazetecileri Ve yazan her bir kalemi İnandıkları ve bunu söyledikleri için, Tecritlerdeki on binlerce genç bedeni, Beyni ve yüreği
Sana insan için Halkım için Halklarımız için Barışa kesmiş, Barışa sevdalı Mücadelemi..
Sana bir boydan bir boya, Türk'üyle, Kürd'üyle, Laz'ıyla, Alevisi, Sünni'si, Hıristiyan'ıyla. Ve aklına gelebilecek her rengiyle Bir yaşamı bölüşenleri barındıran ANADOLU'YU Ve hatta DÜNYA'YI
Sana insan gibi, insan için düşünüp, Onurlu yaşamayı.. Sana sevgi dolu bir yürek Sana kendi nesline, Ve her canlının yaşam hakkına saygıyı İnsan Gibi İnsan Olmayı Be Yavrum! !
Ve sana; Yaşamı Uğruna Ölecek Kadar Sevmeyi! !
Sana bunları, ...Bırakamamış, Sana bunları, ...Verememiş, Sana bunları, ...Öğretememişsem,
'
BAHARIN İLK MÜJDESİNİ VERİR
GÜL İLE NERGİS ,
HAYATIMDA ''YÜZ '' BAHAR OLSA
NE FAYDA SENSİZ
grup yorum
Ruhumu yedi kez aşağıladım: İlki, onu yükseklere ulaşmaktan kaçındığını gördüğüm
zamandı;
İkincisi onu topalın önünde topallarken gördüğüm
zamandı;
Üçüncüsü kolayla zor arasında seçim yapması gerekip de kolayı seçtiği
zamandı;
Dördüncüsü bir yanlış yaptığı ve kendini başkalarının yanlışlarıyla avuttuğu
zamandı;
Beşincisi güçsüzlüğe sabrettiği ve sabrını güce yorduğu
zamandı;
Altıncısı bir yüzün çirkinliğini hor gördüğü ve onun
aslında kendi maskelerinden biri olduğunu anlamadığı
zamandı;
Ve yedincisi bir övgü şarkısı söyleyip de bunun bir erdem olduğunu sandığı
zamandı.” Halil Cibran
Daha uyanmamalıydık masallardan.
Ne zaman bitti o eşsiz ormanlar, yollar?
Ne zaman ayrıldı yolları şehzade ile ipek kızın?
Ne zaman vazgeçti yakışıklı prens yüzyıl uyuyan güzeli uyandırmaktan?
Ne zaman yoruldu aladdin lambasını ovmaktan?
iyilik perileri, sevimli cinler şimdi neredeler?
Daha uyanmamalıydık...
Masallar hep o renkte ve aynı inandırıcılıkta kalmalıydı kalbimizde.
Bir şey oldu, bir yerlerde.
Büyüdük mü küstük mü birşeylere ne; inanmaz olduk masallara.
Dinlemez olduk ve anlatmadık bir daha.
Belki anlatılacak masalımız kalmadı, çabuk yordu hayat bizi.
Oysa ne güzeldi küllerinden yeniden doğan Anka kuşu, Kaf dağının ardındaki o gizemli ülke, lal bir oba uşağı ile güzeller güzeli bey kızının başkaldıran sevdası.
Nasıl özlüyoruz geçmişi...
Neden özler ki insan?
Hele birde mutsuz bir çocuksanız...
Çocuktuk çünkü.
İnanıyorduk.
Köprüler geçmemiş, aldatmamış, aldatılmamış, bedeller ödememiş, ayrılık ve hasret mektupları okumamıştık.
Ve dizlerimizi kanatmamıştı henüz hayat.
İnanıyorduk, duruyduk, saftık, çocuktuk.
Şimdi anlatacak bir masalımız bile yok, bir köşesine sığınacak
Hiç göze gelmediler
Gözdesi de olmadılar kimsenin
Kimse farkına varmadı yalansız gözlerinin
Göz oldu mu yüreklerinin
Hiç anlamadılar
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Çözülemedi bakışlarındaki tarifsiz sevdalar
Kim dedi sevgimi
Büyüyünceye kadar cevapsızdılar
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Sarıydılar yada soluk benizli
Çoğunlukla karaya yakın bir esmer
Ve onlar genellikle burunlarını hiç silmezler
Derin iç çekişleri bundandır
Dünyanın kahrından değil
Çünkü umurlarında değil
Onların farkında olmayanlar
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Onlar çok ve çocuklar
Büyüyecek adam olacaklar
Önceleri öğretmen,ebe
Sonra doktor olmak isteyecekler
Bildiklerinden değil
En yakınlarında onları gördüler,
Hep onlar olmak istediler
Çalınmış geleceklerinden habersiz
Yarım yamalak düşlerde eridiler
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Bahar şaşırtmasın seni
sırtüstü uzan bir gölgeye
suların, kuşların sesini dinle
ve bekle beni orada
döneceğim küçüğüm
mapusane türküleri
hüzünlüdür biraz
belki her dinleyişinde
yüreğin burkulmakta
için sızlamaktadır
ama acılara alışılmaz
birşeyler var değişecek
birşeyler var
değiştirmemiz gereken
önce acılardan başlanacak
AHMET TELLİ.
Delikanlılık edebiyatıyla körelttiler
Okumanın erdeminden
İnsan gibi yaşamanın bilimden geçtiğinden
Haberleri olsun istemediler
Ne kadar parlarsa parlasın
Hep suskun kaldı o gözler
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Ahmed Ariften bu yana
Yolunu gözleyenlerin adı değişti
Hepsi o kadar
Kuşpalazı,boğmaca,karaçiçek,sıtma
Belki azaldı ama
Yeni nedenleriyle yürek enfaktı
Kanser filan hala kapıda
Çaresizlik dağlar aşırmakta
Yer yurt terk edildi
Gurbet artık sıla
Çalansa bildik değil başka bir hava
Kırıldılar farkında olmasanız da
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Onlar çok ve çocuklar
Gözlerinden dillerine dökülürse
Bir gün sorular
Sürdürebilecek miyiz aynı yalanı
Yoksa yine susturacak mıyız onları
Küçüldü dünya
Çoğu gitti azı kaldı
Geçici demişlerdi körlüğümüze
Biraz fazla uzadı
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
DELİ KIZIM UYAN
gece geçmez gündüz olmaz
can bu dünyaya dayanmaz neden
haykırdım dağlara duymaz
bekledim günlerce yok ki gelen
karlı dağların ardında biri yaşarmış
bulut olur yağmur olur bize bakarmış
hem yakın hem uzakmış yanakları al almış
deli kızım uyan
söylenenler yalan
deli kızım uyan
bir tek sensin duyan bir tek sensin duyan
yerde oldum gökte oldum
sormayın halim ah başım duman
gönül uslanmayı bilmez
düşlerim gerçek gerçeğim yalan
Onlar çok ve çocuklar
Sesiz de kalsalar bizi bağışlamayacaklar
Mazeretlerimize inanmayacaklar
Yaşamımızda görünmedikleri her karenin
Hesabını soracaklar
Hazırlıklı olmak gerek
Çünkü onlar şimdilik
Çok ve çocuklar
TAYFUN TALİPOĞLU
'
'
Artık Kısa Cümleler Kuruyorum
Sizi bilmem ama ben karar verdim su gibi duru olup hep akmaya
Başka sular tanıyıp çoğalmaya dalgalanmaya taşmaya
son günlerde çok düşünür oldum
zor zamanları çabuk atlatır oldum
Yalnız mıyım insanlar içinde arkadaşlarım aşklarım içimde
Yara aldım bundan iki yıl önce
Hiç susmadım şarkı söyledim günlerce
Artık kısa cümleler kuruyorum
Sevdiklerim sevmediklerim yanımda
Kabullendim herşeyi olduğu gibi yola çıktım yarınlara
Son günlerde çok düşünür oldum
zor zamanları çabuk atlatır oldum
Bakıyorum aynaya her gece içim rahat biraz yorgunum sadece
Hayatıma giren herkese yaşanamış herşeye
Teşekkürler büyüyorum sizinle...
ŞEBNEM FERAH...
'
Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili... Biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz, acısını acımız yaptık. Çünkü; Dünyanın öbür ucunda, hiç tanımadığımız bir insanın gözyaşı bile içimizi parçaladı. Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk... Yüreğimizin yufkalığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili... Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak... Ben, bütün hayatımda, hep üzüldüm, hep yandım... Yaşamak ne güzel şeydir be sevgili... Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek... Ve o vazgeçilmez sancılarını duyarak hayatın....
YILMAZ GÜNEY
Acilardan arta kalan iste şu bakislarmis
Buğu diye gözlerimde gün batimi bulutlarmis
Yalanmis hepsi yalan yalanmis hepsi yalan
Savrulup gitmek varmis ayri yörüngelere...
'
'
Fıkralarda bile yoktur, yarim hamile olmak.
Ama hayatta var.
Bu devirde kadin olmak, yari hamile olmak gibi bir sey.
Ayni anda hem hamile olmak, hem olmamak, hem de olmak-olmamak gibi yani...
Hem seksi ve erkeksi savasci Zeyna,
Hem de giyinip suslenip Ken'i bekleyen Barbie Bebek olmak.
Hem erkeklerle, ayni okullarda esit sartlarda okumak.
Hatta daha iyi olmak.
Hem de ise girebilmek icin patronlara 30'una kadar evlenmeme,
Çocuk yapmama sozu vermek.
Her sabah cocuklarinin anasi,sevdiginin kadini olarak uyanmak.
Tum disi icgudulerinle aynada hos birini gorene kadar cabalamak.
Ve ardindan ekmegin pesine dusmek.
Erkek gibi calismak.
Isinde mantikli.
Disarda duygusal olmak.
Isinde atik, yirtici, tuttugunu koparan.
Evinde narin, hassas,sefkatli olmak.
Guzellik bir yere kadar deyip
O bir yere bir turlu varamamak.
Hic bitmeyen guzel, bakimli, ince, genc kalabilme cabalari vermek.
Kozmetiklere,estetik mudahalelere servet yatirmak.
Nice okullar, universiteler okumak.
Masterlar, doktoralar yapmak.
Ama hayatin anlamini ille de bir erkekte bulmak..
Hem saygideger es, muhtesem ev sahibi,basarili is kadini, hem de o... olmak.
Cok ciddi toplantilar, buyuk pazarliklar yapmak.Bunlari yaparken
giydiginciddi pantolon takimlarin altina seksi jartiyer giymeyi unutmamak.
Bu devirde kadin olmak.
Ardi ardina degisimler gecirmek.
Bitmek tukenmek bilmeyen sizofreniler yasamak.
Bu devirde kadin olmak. Dedim ya..
Yari hamile olmak gibi birsey.
Ayni anda hem hamile olmak, hem olmamak, hem de olmak-olmamak
gibi....
Can Dündar
____________________________________
Analardır adam eder adamı
Aydınlıklardır önümüzde duran
Sizi de bir ana doğurmadı mı
Analara kıymayın efendiler
Bulutlar adam öldürmesin
Koşuyor altı yaşında bir oğlan
Uçurtması geçiyor ağaçlardan
Sizde böyle koşmuştunuz bir zaman
Çocuklara kıymayın efendiler
Bulutlar adam öldürmesin
Gelinler aynada saçını tarar
Aynanın içinde birini arar
Elbet böyle sizi de aradılar
Gelinlere kıymayın efendiler
Bulutlar adam öldürmesin
NAZIM HİKMET RAN
Ateste yanan kuslar
Bir gün gögü sorgular
Ardina bakmaya Utanir suskun rüzgar
Ölüm sayfalarina Sevginiz nasil sıgar
Siz vatan sevdikçe Ölüyor çocuklar
O günahlarinizla Vatan asklarinizla
Ah yeter vurmayin Bizi çocuklarimizla
Büyüde baban sana, büyüde büyü
Acılar alacak yokluklar alacak büyüde baban sana
Büyüde baban sana, büyüde büyü
Baskılar işkenceler, kelepçeler, gözaltılar, zindanlar alacak
Büyüde baban sana, büyüde büyü
Acılar alacak yokluklar alacak büyüde baban sana
Büyüde baban sana,büyüde büyü
Büyüyüpte onyedine geldiğinde babana sana idamlar alacak
GRUP YORUM
'
Bir çocuk bile yok mu Günahsiz aramizda
Ah ne yaptik
Çocuklara ne yaptik
_halkın isyanı
ok, isyanımız var ama salya akıtan değil
fab'a sor bakalım, hayat bir pençe gibi şakırdıyor kaldırımlarda.
amacımıza engel olana isyan
ters yaşama ezelden beri kazılı bir isyan
büyükler çocukluğumuzu çalmışken, hızlı büyüdüğümüze isyan.
bam! bir yarış arabası ve bir duvar düşle...
çok istenen barışın imkansızlığına isyan
sokaklarımızda onca silahlı polislere isyan
lanet dünyanın kendini yıkmasına isyan
masumların hep ateş ortasında olmasına isyan
isyan çünkü duvarları insan yarattı.
doğadan mı korktu ki, kendini betonla kapattı?
doğaya ait olduğunu unuttuğu için isyan
ve derin bir uyumsuzluktur bu
barış güvercini hangi dünyaya uçtu?
toplumun lanet ölçülerinden yara almalara isyan
isyan evet isyan, çocukluğumuzdan beri isyan
isyanımız var, her zaman dimdik ayakta
sonuna kadar savaşmak için isyan, ve hayatın bizi götürdüğü yere kadar.
isyanımız var, artık susamayız ve oturamayız,
çünkü isyanımız var, yürek ve inancımız...
isyanımız var, her zaman dimdik ayakta
sonuna kadar savaşmak için isyan, ve hayatın bizi götürdüğü yere kadar.
keny argana / le rage
TARİH HAKKINDA BİR ŞEYLER BİLEN BİRİSİ, KADIN MAYASI OLMADAN BÜYÜK TOPLUMSAL DEĞİŞİKLİKLERİN GERÇEKLEŞMESİNİN İMKANSIZ OLDUĞUNU BİLİR...
Ünzile insan dölü , On kardeş beşi ölü
Büyüdükçe ufak , Ve gelir de görücü
İnci gibi dişi , Görücü bilir işi
Söğüdüm ağlar gider , Olur hatun kişi
Varmadan sekizine , Ergin oldu Ünzile
Hem çocuk,hem de kadın , Onikisinde ana
Bir gül gibi al ve narin
Bir su gibi saydam ve sakin , Susar kadın ünzile
Yağmuru kim döküyor , Ünzile kaç koyun ediyor
Dayaktan uslanalı hiçbirşey sormuyor
Yağmuru kim döküyor , Ünzile kaç koyun ediyor
Dayaktan uslanalı hiçbirşey sormuyor
Korkar durur gitmez , Köyün en son çitine
İnanır o sınırda dünyanın bittiğine
Ünzile insan dölü , Bilinmezlere gebe
Sırların mihletini yüklenipte beline
sezen aksu
YAŞAMIN YARISI BİZİM İSE KAVGANINDA YARISI BİZİM OLMALI..
güzel bize biz güzele candan candan vurgunuz.
ister tel örgüyle gülüm çevrili olsun.
yine açar güller gülüm
yarına müjdeler olsun.
grup munzur.
Oğlum'a Ve Kızım'a...
Sana barış,
Sana temiz, yaşanası bir dünya
Sana insanca bir yaşam..
Sana sevgi..
Sana güzellik..
Sana dostlukla uzanan eller..
Sana sevgi dolu bir yürek
Sana sağduyu..
Sana başkalarına duyarlılık..
Sana saygıyı..
Sana insan olabilmeyi
Sana insanı sevmeyi, yalansız ve dupduru
Sana şiiri,
Sana okumayı,
Sana sanatı..
Sana bilmediğini araştırmayı..
Sana öğrenmeyi.. ve öğretmeyi sabırla
Sana gülmeyi
Ve ağlayabilmeyi gönlünce..
Sana mutluluğu..
İncitse de yüreğini, acıyı..
Sana özgürlüğün buram buram dolaştığı,
Dağları.. ovaları.. vadileri
Sana yemyeşil bir Dünya'yı
Ağaçları, ormanları
Filizi ve tomurcuğa kesmiş her fidanı
Sana renk renk çiçekleri
Ve meyvenin dalındaki tadını..
Sana memleketimin en ücrasındaki sesi duyabilmeyi
Sana onurlu olabilmeyi..
Sana başın dimdik karşı durmayı
Sana sormayı.. Sorgulamayı
Sana otlaşmadan Beyninle yaşamayı,
Yüreğinle solumayı..
Sana düşünmeyi
Ve söyleyebilmeyi düşünceni
Özgürlüğünce
Sana özveriyi
Hoşgörüyü
Haklılığı
Hemen yanı başındaki haksızlığı
Sana sokakta oynarken,
Terörist diye vurulan 12 yaşındaki çocuğa ağlamayı,
Ve vuranların terfisine kızmayı,
Sormayı hesabını.. korkmadan, açık açık..
Sana öldürdüklerinin kafasını kesip,
Önünde hatıra fotoğrafı çektirenleri lanetlemeyi
Sana halk içinde, halkı halka gammazlatanları teşhir etmeyi
Devletin derininden korunmayı,
Ama asla boyun eğmemeyi..
Sana kardeşi kardeşe kırdırana
Asla uşaklık etmemeyi..
Sana savaş taciri beyinlerle savaşmayı,
Barış sevdasıyla,
Barış için. Barış adına
Sana korkuyu ama korkmamayı sefilden..
Sana sarılmayı yüreğindeki insan sevgisine..
Sana rengine, diline, dinine bakmadan
Yaşayan her varlığı sevmeyi..
Ağaçları.. Kuşları.. Böcekleri.. Yılanları
Ve hatta, kara taşları..
Sana Güneşi.. Ay'ı..
Yağmur sonrası yedi renge kesmiş Gökkuşağını..
Sana masmavi gökyüzünü ve kara bulutları..
Denizleri, Gölleri
Ve nehirlerimi, sabırla isyana durmuş..
Sana güne teslim sinsi geceyi,
Ve yine koynunda sakladığı yıldızları
Dost olduğu kadar, düşman da kesilebileceğini
Karanlığa bulaşmadan,
Aydınlığa inanmayı..
Sana yalandan korkmayı hatta akrepten de öte
Dokunmasa da sana, yılanın başını ezmeyi..
Sana,
İki sokak ötende
Yakılırken insanlar gecenin bir vaktinde
Uyumamayı
Sana bir annenin yüreğindeki ince feryadı duymayı
Sana köyleri yakıp yıkanları
Ormanları ateşe verenleri
İçindeki en nazlı ceylanlarıyla..
Sana gencecik bedenleri
Halkın (! !) Meclisi önünde
Kurşuna dizenlere hesap sormayı
Sana,
- insanca Yaşam -, -Yaşasın Halkların Kardeşliği -, diye
Haykırdıkları için
İpe dizilen Üç Fidanı..
Sana halkı, halkları ve insan için
Bedenlerini ateşe veren dörtleri..
Sana kendinden başka dilden konuşan herkesi
Terörist belleyenlere
Beynini ve yüreğini satmamayı
Sana tarihte, bugün ve gelecekte
Katledilen her bebeğe, her can'a ağlamayı
Ve duymayı o acıyı..
Soluksuz kalmış her canlıya nefes olabilmeyi..
Sana Maraş'ı.. sana Sivas'ı..Sana Dersim'i.. Sana Amed ve Lice'yi.. sana Botan ve Konya'yı..
Sana Milas'ı.. Sana taksim Meydanını.. Sana Kızılay Meydanı ve Tunalı'yı..
Ve Mardin'i.. ve Ruha'yı.. ve Semsur'u
Sana yüreğimi sevdasıyla islediğim Silvan'ı..
Sana Halepçe'yi... Sana Felluçe'yi... ve Maxmur'u
Açlıktan ölen bebeklerine ağlayan Afrika'yı..
Sana meydanlarda vurulan düşünen beyinleri,
Ve gazetecileri
Ve yazan her bir kalemi
İnandıkları ve bunu söyledikleri için,
Tecritlerdeki on binlerce genç bedeni,
Beyni ve yüreği
Sana insan için
Halkım için
Halklarımız için
Barışa kesmiş, Barışa sevdalı Mücadelemi..
Sana bir boydan bir boya,
Türk'üyle, Kürd'üyle, Laz'ıyla, Alevisi, Sünni'si, Hıristiyan'ıyla.
Ve aklına gelebilecek her rengiyle
Bir yaşamı bölüşenleri barındıran ANADOLU'YU
Ve hatta DÜNYA'YI
Sana insan gibi, insan için düşünüp,
Onurlu yaşamayı..
Sana sevgi dolu bir yürek
Sana kendi nesline,
Ve her canlının yaşam hakkına saygıyı
İnsan Gibi İnsan Olmayı Be Yavrum! !
Ve sana;
Yaşamı Uğruna Ölecek Kadar Sevmeyi! !
Sana bunları,
...Bırakamamış,
Sana bunları,
...Verememiş,
Sana bunları,
...Öğretememişsem,
Beni DİNLE-ME (!) Yavrum! !
evina berfin