İrfan Sarı Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair v ...

evet şöyle dönüp baktığıızda gerçektende 'eski aşklar' ve yaşam heyecanı yok gibi görünüyor...içine girdiğinide acısınında sızısını bir ömür hisettiğimiz o ele avuca sığdıramadığımız çocuk bu gün ölü...
ddiğiniz gibi ya biz geride kaldık....zaman merdivenlerinden düştük...yada merdivensiz tırmandı ...

sevmeye veda etmek yani kopmak topraktan çiçek iken...ya da özden kopmak geri dönüşü olmayan şimşek misali...
geri dönüp bakmak ayak izlerimizi görmek basılı hafif ve ağır izler....ve çepeçevre açmak yüreğimizin kapağını...kokusunu rengini ve sesini görmek
sonra düşeceği yola yürümek....
kompo ...

efkarlanıp, dışarıya çıkıyor akşam geceyle buluşacak-buluştu dur artık yıldızlar parıldıyor şahit şahit....yüreğini dinleyen bir sanık sevdayı gözlüyor...
oradan çıkıverince ayrılık aktörü.... ellerinde boş bir uyku sevdaya kahkaha ile zafer çığlığındadır...

dolanı dolanı bir akarsu renginde a ...

efkarlanıp, dışarıya çıkıyor akşam geceyle buluşacak-buluştu dur artık yıldızlar parıldıyor şahit şahit....yüreğini dinleyen bir sanık sevdayı gözlüyor...
oradan çıkıverince ayrılık aktörü.... ellerinde boş bir uyku sevdaya kahkaha ile zafer çığlığındadır...

dolanı dolanı bir akarsu renginde a ...

türkçede 'öle' diye bir şey yok...
'Öle güzel dogar ki '

imgeler hançer buz dağı dalgın sancı volkan şeklinde çıkıyor karşımıza...sevgili üşümesin ve gözlerin dolmasın diye volkan içerini ısıtır gibi geliyor...
yaşadıklarını imgelemek güzel şiir güzel...

'Uçuk bir tebessüm dolaşır
akşamın ayak seslerinin ardında, '

yürümek...dolaşmak...ayak...ayak sesi....şirde en çok kullanmak istediklerimdir....
önüme ilk dizelerde çıkması şiirde tutukladı beni iyiki tutuklamış....sonuna kadar özlem özlem büyüyen eksik yanımı öğrendim...

gülmek,,,dört ...

'Uçuk bir tebessüm dolaşır
akşamın ayak seslerinin ardında, '

yürümek...dolaşmak...ayak...ayak sesi....şirde en çok kullanmak istediklerimdir....
önüme ilk dizelerde çıkması şiirde tutukladı beni iyiki tutuklamış....sonuna kadar özlem özlem büyüyen eksik yanımı öğrendim...

gülmek,,,dört ...

bu yaşam kesiti öyküsünü şiirde ağlatmış...az değil...ölüm süslemiş anıların en yücesini...az değil yürekten koparılan sevgi bahçesinin tüm meyvaları kurumuş...bu öykü bu öykü kadar cesur olmuş bu ölüm...çok teşekkürler...ustam

dünya 'kadın' kelimesini çok kullanıyor oysa sade ülkemizde değil en modern ülkelerde ya da en modern ülkelerde de kadın hala geçmişteki yerindedir...şiir akıcı bir o kadar yırtarak boğazdan aşağı inen büyük bir lokma gibi oturmuş mantığa...
hakı olan sesi duyulması gelen bir şiir...
dünyayı değ ...

serçe yürekten içli bir sevi şarkısı....firari bakışları göğe kondurur aşık olan...sevdiğine kıyamaz bakarsam incinir nazarımdan...korkar üşür..gökyüzünden özgür bakışlar alır hayaline ve beyninde bir ışık seli olur kalbine yol olur....orda yeniden yaratır sevdiğne bakışı...o gören gözdür artık..... ...

evet şiirin dili altın bir anahtarla açılır burda.....güleç....düşündürücü....okşayıcı.....sevevecen....
şiiri yazmadan evvel yapılan kurgu plan proje bu olsa gerek....
'Havalar soğuk artık.
Gecelerse
Amansızca karanlık
Sokaklar, evler sessiz
Üstün de kalınca açık…'

şurdan geçiş yapınca ...

evet şiirin dili altın bir anahtarla açılır burda.....güleç....düşündürücü....okşayıcı.....sevevecen....
şiiri yazmadan evvel yapılan kurgu plan proje bu olsa gerek....
'Havalar soğuk artık.
Gecelerse
Amansızca karanlık
Sokaklar, evler sessiz
Üstün de kalınca açık…'

şurdan geçiş yapınca ...

hele karanmlık çöktümü dayanılmaz olur o sızı....bütün fotoğrafları tab etmeden asarsınız gözlerinizin ipine ve bir bir geçirirsiniz şeritten....hangine baksan diğeri yangın çıkar.....gece masal gibi uzadıkça uzar o yanı bu yanı dönersiniz yatağı ve çarşaf dolanı dolanı bir yumruk kalır....kan t ...

giderek büyüyen ve içinden çıkılmaz bir hal alan yaşamın olmadık anında önümüze hayattan kesitmiş gibi çıkan verdiği kimliği adım başı soran sorduran anlayışın yaşam alanlarınıda giderek daralttığını malesef görmemek mümkün değil....

kendini şiddetle yansıtan artık mahiyetinde çalışanların gidere ...

giderek büyüyen ve içinden çıkılmaz bir hal alan yaşamın olmadık anında önümüze hayattan kesitmiş gibi çıkan verdiği kimliği adım başı soran sorduran anlayışın yaşam alanlarınıda giderek daralttığını malesef görmemek mümkün değil....

kendini şiddetle yansıtan artık mahiyetinde çalışanların gidere ...

dicle karanfil....
sen karanfil...
umut karanfil...
şiir karanfil....
demiştiya usta!... 'karanfil kokuyor cıgaram'

işte öyle bir tabakada demlenmeye bırakılmış tütünün karanfil dalıdır dicleye değen....ve inceden anadilimle seslenir...'.lı dotmam lı dotmam' ve bağırıyor 'mala babımın mala mı ...

dicle karanfil....
sen karanfil...
umut karanfil...
şiir karanfil....
demiştiya usta!... 'karanfil kokuyor cıgaram'

işte öyle bir tabakada demlenmeye bırakılmış tütünün karanfil dalıdır dicleye değen....ve inceden anadilimle seslenir...'.lı dotmam lı dotmam' ve bağırıyor 'mala babımın mala mı ...

şairin dili gözü istikametinde kalemle harmanlaşır...
dağların kar altında kalanından sarp yamaçların kardelen düşleri karda yürür...
ve dağ rüzgarı usul usul güneşe dokunmalı ve saçlarını dişileştirmeliydi...şafaklar büyümeliydi ögürlük tadı savrulmalıydı
saklanan ne vvarsa acıdan dar ağaçla ...

ayrılık her sahnesine düşende hayatın....acı ve hüzün kaçınılmaz oluyor....ve şairleştiriyor...ki ayrılık iyi bir işlenişte iyi bir seçenek olarak yerini alır...

d'aha birkaç saat önce
kapımı küstüren ayak seslerin
neşeyle dolanmaktadır belki de
içinde şimdi bir başka evin.'

burdaki tarz se ...

otubü terminalinde hareket saaati kargaşa bağırış çağırış ve kimseler yok seni uğurlayacak...

uğurluyan uğurlamış ya...yıldızların çıplaklığına kızmamak eldemi...onlarda her zaman çıplak duruyorlar...

sürgün...demir almış limanda...büyütülen bütün sevdaları söküp atmaktır...kök cevizi çekip çı ...

uzun ve yorucu yolun başında bebeğe sesleniş ne kadar oturmuş dizelere...

ve buruşuk çarşafta anlık zevkin ürünü olmak....acımasız gaddar bir dünyaya ve yaşama gözleri açmak...

tebrikle ömer hoca...

fikrettiklerinize bir parça destek olur umuduyla.....


bu şehirde; müslüman çocuğun günahı yoktu
.................salyangoz satmasa da mahallesinde,
.................kırık bir sazın telinde
.................asılırdı günahları sebepsiz.

Bu şehirde; çocukluğumuzu yaşadık
............ ...

soy geleneğinin devamaı....aşkın davetine icap etmiş...güzel ve şık....

tebrikler