Atilla Yildirim - Hakkında Yazdığı Tanıtım Ya ...

CANO
Ekmek ve su kadar vazgeçilmez
Karadeniz kadar vahşi
Sansa Deresi kadar karmaşık
Diyarbakır geceleri gibi
Kapkaraydı gözlerin Cano

Sen yanımdayken Asi Nehri gibi
Tersine akardı zaman
Sensizlikte her biri asır olan
Günler saatler dakikalar saniyeler
Velhasılı
Zaman kanatlanır uçardı Cano

Ve...
Sen ıtır kokardın
Dersim gibi
Ülkem dağları gibi
Yıldız yıldız
Saçların dökülünce omuzlarına
Cizre semaları
Seni kıskanırdı Cano

Mermi sesleri duyulmaz olur
Sessizliğin gümbürtüsü kaplardı ortalığı
Ellerin göğsümde gezinirken
Cudi Gabar misali heybetim biter
Fırat Dicle olurdum ayaklarının altına
Erirdim Cano

Pusuları mayınları
İkiyaka’yı Pınarcık’ı
Çiçekli’yi Yavi’yi unutur
Malabadi olurdum
Gözlerinin içine bakarken
Ölürdüm Cano

Gözlerindeki ışıltıyı
Sevdayı
Yanıklığı
Yiğitliği gördükçe
Söğerdim
Munzur papatyasını
Pervari balını
Şifa diye satanlara Cano

Söğdükçe anlardım
Atıf’ın idamını
Mansur’un isyanını
Rahmani Baba’nın katlini
Ve Ferhat’a dağ deldiren deliliğini
Anladıkça
Dağlara
Dağlara döner haykırırdım

Allah Kitap silah çarpsın ki
Seni seviyorum
Seni seviyorum Cano

Hem de
Hiç istemediğim kadar
AHMET YILMAZ

BENİ HEP KAVGALARIMDAN BİLDİLER

Beni hep kavgalarımdan bildiler...
Yarım bıraktığım okul,
Bir bir tenbihleyen anam,
Sevdiğim kız,
Sevdiğimi bilmeyen kız.
Beni hep kavgalarımdan bildiler...
Ulus'ta bir KASIM akşamıydı
Işığımı çaldı, kızıla çalan karanlık.
Ak alnına, al kan damladı yiğidimin.
Kahpece vurup, kahpece kaçtı parkalılar.
İşte o akşam sıktım yumruklarımı.
Eridi avuçlarımda,
Anamdan miras merhamet.
Şehit evi yüreğimde çelikleşen sevdama,
Çifte su diye kan verdi Alperenler.
Tabanca tutuşturup elime,
Çıktı içimden tabutlarla masum düşler.
Aynalara minnetsiz geçirdiğim gençliği;
Meğer nice gömülenler hiç ölmemişler.
Bir hoyrat diyemedim aşka dair,
Kurşunların söylediği türküyü bildim anca;
Yalnız, çaresiz, belimde tabanca.
Sevdiğimden, sevdiğim için kaçtım.
Anlaşılmak değildi derdim;
Kitapların önünden hep mahcup geçtim.
Gül dalında bulunsun isterdim, parmak izim.
Bağışlayın beni!
Babasına doymayan kızım.
Kanıma kan, canıma can aldım,
Acımadım, vurdum, gözümü kırpmadım,
Her kavgamın gecesi rüyamda.
Geleceğimin büyük ülkesinde,
Kavga etmeyen çocuklar gördüm.
Rabbim bilir ki; dinim, devletim,
Bayrağım, ülküm için geçti ömrüm.
Yine bir KASIM günüydü...
Bir hurda yığınında buldular beni,
Senelerdir horozlanan tetikler,
Öldükten sonra vurdular beni.
Reisini dinlersen; yarım kalmamalı,
Hayallerimizin gerçeğe hicreti.
Koy düşmanlar ellerini zillesinler,
Anlatmaktan ötesi düşer sana HALUK!
Bırak beni,
Bırak beni eşkıya bilsinler
HALUK KIRCI