Avni Çakar Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair v ...

Şam puan...
Puan vermek lazım ya.

Şaka bir yana, Yıldız yağmuru gibi.
Hadi hayırlısı...

İnsan başka, hal başka
Her geçen gün sadece gün ise eğer
Kalp neden meyleder taptaze bir aşka.

'Gönül yaşlanır mı a evlat,
yaşlanınca anlayacaksın...'

Ah, seksenüç yaşın bilgesi babaannem
Ne zorun vardı on kere kırklanmakla...

içinden Deniz geçen halkım,

içinden Yusuf geçen Züleyha kaderli Anadolum,

içinden Hüseyin geçen Alicenap insanım,
ve
içinden Erdal geçen ergenlik çağında sevdam.

öğrettiniz;
iki kere iki kadar kesin,
tarihin tekeri döndürülemez geriye.

Yunus ve Mevlana karşılaşmışlar.
Mevlana 6 ciltlik Mesnevi' sini Yunus' u önüne koymuş..
Yunus uzunca bir süre inceledikten sonra başını kaldırmış.
'Dost Rumi' demiş, 'Bunca dil dökeceğine,

Ete kemiğe büründüm
Yunus oluben göründüm'

deseydin a.

Şair demediklerimiz ise;
hayatlarının anlamını katmanlı, çetrefil, kıvrandıran bir söz yumağına sarmak derdinde olanlar.

Ki onlar;
kül olmaya razıdırlar bir pervane gibi nurunda o 'Ikra' diyen emri verenin yolunda.

Onlar,
vuslatı kalemleriyle göğüslerine kazıyanlardır,
bu yüzden her ...

Dört satıra bir sevdayı sığdırmak zor iştir.
Alkışlarım dostumu.
Tezatı helva yapıp önümüze koyduğu için.

Ah, sizdeki
'ince bir ıslıkla yokla beni'

ve ah, bendeki
'uyumadan ne olur ıslık fısılda bana'

Aynı kıyıda tuza bulanmış, kavrulmuşuz meğerse...

Hem gökyüzü, hem de kuşağı.
Uğur böceğinin kanatlarıyla...
Kim istemez ki dostum...

Ömrün kalanı mı?
Belki de merhabadır dileklerin ilkine...

Halk deyişleri şiire döküldüğünde anlam kazanıp, neredeyse gözle görülür, elle tutulur hale geliyor.

Van-Erciş nere, Tekirdağ-Çorlu nere. Ama insan aynı insan, maya aynı maya...

Dürüslüğün ve borcuna sadıklığın timsali bir insan işte bir söz abidesi ile karşımızda duruyor.

'Söyleyene değil, ...

Neden 'kıyı' adını aldığınızı bu şiirde keşfettim.
'Kıyılmak' kökünden...

'Mavi bir gökyüzüne gözler boyamış' sınız önce,
Bunu söylemeyecek kadar mutevazı,

'Gölgenizle kendi üzerinize de basmışlığınız' da olmuştur mutlaka.

Bu şiirden sonra gökyüzü uzanmalı pencerenizden size.

Ve kıyı( ...

Bu yüzden insanın kuyruğu yok, ama 'kuyruk sokumu' var.

Sallarken görünmesin diye mi acaba?

'Koca bir kayaya bağlanmış deli bir tay gibi
Kemendi ısıra ısıra
Uslanmaktı.' mı?

Yoksa, kırıla döküle yüreğini yerlerden toplamak mı?

Ya da bir yangının içine kül olacağını bile bile dalmak mı?

Sevmenin her hali dilin bir halindedir; kezzap tadı.

Öpülmek isteyenin ısrarlı sitemi mi bu yoksa?

'Amade' hiç bir kalp, yarasına bir çift dudaktan daha iyi ilaç bulamadı bu güne dek.

Siz koca şair, 'bilmiyordum bunu' demeyin sakın...

'Çok olağanüstü' diye bir şey olmamalı, olağanüstü tek başına bile bana fazla...
'Bir şeyler aksıyor', evet, bu nedenle ben hala şiirle cebelleşiyorum.
'Keşke bir kaz daha kendi kendine okusaydı şair' (!) Emin olun kendi kendime, kendi içimde ve kendimden dışarıda çok okudum...
Ve son olarak; ...

Osman Doğan' ın şiirlerinde acı yıllara küfür - isyanın çok ötesinde beyitler yüklenmiş bir hamallık var.
Öf, aman, breh breh gibi ünlemlerle tepki vermek yerine şiirin vurduğu betimlemeleri ders gibi almak gerekiyor.

Örneğin, bir tanesi tek başına yeterli;
'Bir yanda Lili Marlen türküsü söyle ...

Şiiriniz umut vaad ediyor, Çünkü güçlü bir altyapı, sağlam betimlemeler ve katman oluşturmaya başlayan anlam...
Sizde eksik olan şey, sabır.
Şiir aceleye gelmez, sancı çektirmeyi sever ve hep yeniden yazılmak ister. Saygı ile...

Değerli Arkadaş.

Şairlik üzerine yazılan şiirlerin her biri, dünyaya iki satır bırakmak ve ahirete de kamil insan olarak gidebilmek derdiyle harmanlanır.

Sizin harmanınız 'beni ufuklarda ara' diyerek başarıyı yakalamış.

Sevgi ve saygı ile...