desu rumuzlu dosta teşekkür. iyiki sayfanıza iletmiş.
kardeşimizle payaştığınız konuya ortak bir yorum yolluyorum -sununuza. tek ve gerçek dost olarak, ben-liğimdeki özümü buldum orada eğer ki buldun ise- dünyanda ben-i de haberdar edermisin bekliyorum heyecanla. tek gördüğüm gerçek yazılan sayfalarda bir türlü aktarılamıyor kirlenmiş dünyamıza. ey dost yüreğe hasret bizleriz sanma- ararken kendimizi unutmuşuz kalabalıkta öz ben-bekliyor tüm insanları hasretle sarmaya. yüreği yürek yapan beklentileri değil özünü vermek başkalarına. şiir olsa bile *********** selam genç kaleme özüne resim çizen özden kişiye. göndereceğim deyişlere **************** bir eman da sen dile.
Dost deniz kenarındaki taşlara benzer.Önce tek tek toplarsın sonra birer birer denize atarsın ancak bazılarına kıyamazsın.İşte sen o kıyamadıklarımdansın.
bu güzel yazıyı sayfanıza koymalıyım dedim okuyunca çok teşekkür ediyorum benimle paylaştıgınız için
böyle kaç tane dostunuz var?)
Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün; 'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi' Baba, itiraz eder, Olmaz öyle çok dost, hakikisi Belki bir, belki iki, Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki... Devam eder durur konuşma... Aralarında başlar bir tartışma, Karar verirler bir sınava, Dostun hakikisini anlamaya... Bir akşam bir koyun keserler, Ve koyarlar çuvala. Baba der ki oğluna, 'Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna'. Çuvaldan kanlar damlamakta, Sanki öldürmüşler de bir adamı, Koymuşlar çuvala, Dıştan böyle sanılmakta. Delikanlı sırtlar çuvalı, Gider en iyi bildiği dostuna, çalar kapıyı. O dost, bakar ki bir çuvala hem de kanlı, Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına, Almaz içeri arkadaşını, Böylece tek tek dolaşır delikanlı, Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını. Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır. evlat geriye döner. Ama içten yıkılır... Babasına dönerek; haklıymışsın baba ' der. Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana. Baba 'hayır Evlat 'der, benim bir dostum var bildiğim. Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona. Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar. Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar... Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir. O dost, delikanlıyı alır hemen içeri. Geçerler arka bahçeye. Bir çukur kazarlar birlikte, Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye, Üzerine de serpiştirirler toprak. Belli olmasın diye dikerler sarımsak... Genç adam gelir babasına; 'Baba, işte dost buymuş' diye konuşunca, Babası; 'daha erken, o belli olmaz daha. Sen yarın git O'na, çıkart bir kavga, Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona, işte o zaman anlaşılacak,dostun hakikisi. Sonra gel olanları anlat bana...' Genç adam, aynen yapar babasının dediğini, Maksadı anlamaktır dostun hakikisini, Babasının dostuna istemeden basar iki tokadı! Der ki tokadı yiyen DOST; 'Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını Böyle iki tokada'! Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile Seni Sevmeli... Sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile Sana Sarılmalı... Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı... Dost dediğin; Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli. Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli, Ve ağladığında, seninle ağlamalı... Ama hepsinden daha çok; Dost matematiksel olmalı; Sevinci çarpmalı... Üzüntüyü bölmeli... Geçmişi çıkarmalı... Yarını toplamalı... Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı... Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı... İşi bitince seni bir tarafa atmamalı...
BİR SABAHZamanı durdurdun sen... Ayrılığı ekledin sonbahara Mevsimin bütün bulutları, Gözlerimde birikti de Ben yağamadım bakışlarına...Söyle! Hangi güneş Baharı getirecek şimdi bana? Kadehimiz ayrılağa kalkmadı ki hiç Ben nasıl içebilirim yokluğuna. ...
29.01.2014 - 09:17
Doğum Gününüzü Can-ı Gönülden Kutlar sağlık,sıhhat, huzur ve mutluluk dolu nice nice yıllar dilerim.
Sevgi, Saygı ve Muhabbetle
06.10.2008 - 12:40
desu rumuzlu dosta teşekkür.
iyiki sayfanıza iletmiş.
kardeşimizle payaştığınız konuya ortak
bir yorum yolluyorum -sununuza.
tek ve gerçek dost olarak,
ben-liğimdeki özümü buldum orada
eğer ki buldun ise- dünyanda
ben-i de haberdar edermisin
bekliyorum heyecanla.
tek gördüğüm gerçek
yazılan sayfalarda
bir türlü aktarılamıyor
kirlenmiş dünyamıza.
ey dost yüreğe hasret
bizleriz sanma-
ararken kendimizi unutmuşuz
kalabalıkta
öz ben-bekliyor
tüm insanları hasretle sarmaya.
yüreği yürek yapan
beklentileri değil
özünü vermek
başkalarına.
şiir olsa bile
***********
selam genç kaleme
özüne resim çizen
özden kişiye.
göndereceğim
deyişlere
****************
bir eman da
sen dile.
14.08.2008 - 00:27
Dost deniz kenarındaki taşlara benzer.Önce tek tek toplarsın sonra birer birer denize atarsın ancak bazılarına kıyamazsın.İşte sen o kıyamadıklarımdansın.
10.04.2007 - 18:10
bu güzel yazıyı sayfanıza koymalıyım dedim okuyunca çok teşekkür ediyorum benimle paylaştıgınız için
böyle kaç tane dostunuz var?)
Genç adamın biri,
Dermiş babasına her gün;
'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
Baba, itiraz eder,
Olmaz öyle çok dost, hakikisi
Belki bir, belki iki,
Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki...
Devam eder durur konuşma...
Aralarında başlar bir tartışma,
Karar verirler bir sınava,
Dostun hakikisini anlamaya...
Bir akşam bir koyun keserler,
Ve koyarlar çuvala.
Baba der ki oğluna,
'Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna'.
Çuvaldan kanlar damlamakta,
Sanki öldürmüşler de bir adamı,
Koymuşlar çuvala,
Dıştan böyle sanılmakta.
Delikanlı sırtlar çuvalı,
Gider en iyi bildiği dostuna, çalar kapıyı.
O dost, bakar ki bir çuvala hem de kanlı,
Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına,
Almaz içeri arkadaşını,
Böylece tek tek dolaşır delikanlı,
Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.
Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır. evlat geriye döner.
Ama içten yıkılır...
Babasına dönerek; haklıymışsın baba ' der.
Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana.
Baba 'hayır Evlat 'der, benim bir dostum var bildiğim.
Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona.
Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar.
Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar...
Gider, baba dostuna.
Kabul görür, sevinir.
O dost, delikanlıyı alır hemen içeri.
Geçerler arka bahçeye.
Bir çukur kazarlar birlikte,
Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye,
Üzerine de serpiştirirler toprak.
Belli olmasın diye dikerler sarımsak...
Genç adam gelir babasına;
'Baba, işte dost buymuş' diye konuşunca,
Babası; 'daha erken, o belli olmaz daha.
Sen yarın git O'na, çıkart bir kavga,
Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona,
işte o zaman anlaşılacak,dostun hakikisi.
Sonra gel olanları anlat bana...'
Genç adam, aynen yapar babasının dediğini,
Maksadı anlamaktır dostun hakikisini,
Babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!
Der ki tokadı yiyen DOST;
'Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını Böyle iki tokada'!
Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile Seni Sevmeli...
Sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile Sana Sarılmalı...
Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı...
Dost dediğin;
Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli.
Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli,
Ve ağladığında, seninle ağlamalı...
Ama hepsinden daha çok;
Dost matematiksel olmalı;
Sevinci çarpmalı...
Üzüntüyü bölmeli...
Geçmişi çıkarmalı...
Yarını toplamalı...
Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı...
Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı...
İşi bitince seni bir tarafa atmamalı...
Toplam 4 mesaj bulundu