ooooooo.........görmeyeli gene mıknatıs gibi çekmişsin herkesi kendine....şeytan tüyü var sen de ben biliyorum..önce sinir edersin insanı konuşmalarınla....sonra alışkanlık yaparsın.. :) yeniden merhaba...
after the torchlight red on sweaty faces after the frosty silence in the gardens after the agony in stony places the shouting and the crying prison and palace and reverberation of thunder of spring over distant mountains he who was living is now dead we who were living are now dying with a little patience
here is no water but only rock rock and no water and the sandy road the road winding above among the mountains which are mountains of rock without water if there were water we should stop and drink amongst the rock one cannot stop or think sweat is dry and feet are in the sand if there were only water amongst the rock dead mountain mouth of carious teeth that cannot spit here one can neither stand nor lie nor sit there is not even silence in the mountains but dry sterile thunder without rain there is not even solitude in the mountains but red sullen faces sneer and snarl from doors of mudcracked houses if there were water and no rock if there were rock and also water and water a spring a pool among the rock if there were the sound of water only not the cicada and dry grass singing but sound of water over a rock where the hermit-thrush sings in the pine trees drip dropp drip dropp dropp dropp dropp but there is no water
who is the third who walks always beside you? when I count, there are only you and I together but when I look ahead up the white road there is always another one walking beside you gliding wrapt in a brown mantle, hooded I do not know whether a man or a woman - but who is that on the other side of you?
what is that sound high in the air murmur of maternal lamentation who are those hooded hordes swarming over endless plains, stumbling in cracked earth ringed by the flat horizon only what is the cry over the mountains cracks and reforms and bursts in the violet air falling towers jerusalem athens alexandria vienna london unreal
a woman drew her long black hair out tight and fiddled whisper music on those strings and bats with baby faces in the violet light whistled, and beat their wings and crawled head downward down a blackened wall and upside down in air were towers tolling reminiscent bells, that kept the hours and voices singing out of empty cisterns and exhausted wells
in this decayed hole among the mountains in the faint moonlight, the grass is singing over the tumbled graves, above the chapel There is the empty chapel, only the wind's home it has no windows, and the door swings dry bones can harm no one only a cock stood on the rooftree co co rico co co rico in a flash of lightning. then a damp gust bringing rain
ganga was sunken, and the limp leaves waited for rain, while the black clouds gathered far distant, over himavant the jungle crouched, humped in silence then spoke the thunder da datta: what have we given? my friend, blood shaking my heart the awful daring of a moment's surrender which an age of prudence can never retract by this, and this only, we have existed which is not to be found in our obituaries or in memories draped by the beneficent spider or under seals broken by the lean solicitor in our empty rooms da dayadhvam: I have heard the key turn in the door once and turn once only we think of the key, each in his prison thinking of the key, each confirms a prison only at nightfall, ethereal rumours revive for a moment a broken coriolanus da damyata: the boat responded gaily, to the hand expert with sail and oar the sea was calm, your heart would have responded gaily, when invited, beating obedient to controlling hands
I sat upon the shore fishing, with the arid plain behind me shall I at least set my lands in order? london bridge is falling down falling down falling down poi s'ascose nel foco che gli affina quando fiam uti chelidon - o swallow swallow le prince d'aquitaine à la tour abolie these fragments I have shored against my ruins why then ile fit you. hieronymo's mad againe datta. dayadhvam. damyata shantih shantih shantih
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyormusun? Elin elime degmeden avuclarımı terleten sıcaklıgını taa icimde hissetmek. Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? 'Seni seviyorum' sözcügü dilimin ucunu ısırırken her konusmamızda bos yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
Aynı seyleri seninle aynı anda düsünmek birlikte aglamak gülmek.Ve buradayken bile seni cılgınca özlemek.
Seninle olmanin en acı yanı ne biliyor musun? Seni hic tanmadıgım bir sürü insanlarla paylasmak.Senin yanında olan seninle konusan herkesi cocukca kıskanmak. Seninle olmanın en mutlu yani ne biliyor musun? Tanıdık birileriyle karsılasma tedirginligi ile yollarda yürümek yan yana...Elimdeki semsiyeye inat yagmurda ıslanmak birlikte.Elimde kırcicegiyle seni beklemek...Ayni mekanlarda aynı yiyecekleri yemek. Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun? Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerim i yıldızlara aya anlatmak...Okudugum kitabın sayfalarında dinledigim sarkıların, türkülerin, siirlerin her mısrasında seni bulmak. Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun? Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattıgım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek...Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı basarmak.Yalın ayak yürümek bıcagın en keskin yerinde. Kanadıkca tuz yerine gözyaslarımı basmak yüregime.
Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
Nereden bileceksin?
Senbenimle hic olmadın ki.
Olsaydın avuclarım terlemezdi...Isırmazdım dilimin ucunu...Özlemezdim seni yanımdayken...Kıskanmazdım. Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdim yagmurlarda...Yıldızlara aya dert yanmaz böyle her sarkıda sarhos olmazdım.Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulacta haykırırdım seni Ama sen hic benimle olmadin ki... YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN...
hiç bir insani unutmak, bir insandan vazgeçmek, bir insani hayatindan sonsuza kadar çikartmak zorunda kaldin mi hiç? hani ölmüs gibi, hani uzatsan da elini tutamayacagini bilmek gibi, her an kapindan içeri gülümseyerek girecegini bekleyip ama aslinda hiç gelemeyecegini de bilmen gibi. ne zor sey degil mi ölmedigini bilmek, ama ölmüs gibi ulasilmaz olmasi artik o insanin sana, ne kadar katlanilmaz bir gerçek degil mi sen hala bu kadar sevgili iken? özlemek, bu kadar özlemek, etini kemigini yakarcasina özlemek... çok kötü degil mi? bu kadar özleyip onu görememek, ona dokunamamak, onu isitememek, artik sonunun 'pi' hali degil mi? biliyorsun degil mi? ne kadar umutsuz bir arayistir o, kalabalik caddede geçen binlerce yüze bakmak belki bir kez daha görebilmek için o yüzü, belki biraz önce geçti bu kaldirimdan diye düsünmek, belki su an arkamda yürüyen insanlarin içinde bir yerde demek, belki su an üzerimdedir gözleri diye paranoyalar yasamak ne zordur degil mi? ne kadar eritir insani farketmeden. sende biliyorsun degil mi bunlari.? bir sinema koltugunda sende iki kisi gibi oturdun mu hiç? hiç iki kisi gibi zevk aldin mi bir konserden yalniz basina. güzel bir kafe kesfettiginde, güzel bir film seyrettiginde, güzel bir sarki dinlediginde güzellikleri oraninda eksik kaldiklarini hissettin mi paylasamadigin için onunla. bir barin kalabaliginda hiç yarim vücudunla sallandin mi ortada? hiç iki kisilik beyninle yarim insan olabildin mi? baktiginda aynana sadece yüzünün bir yarisini gördügün oldu mu hiç? sana hayatindaki en büyük yoksunlugu yasatandan nefret edemedigin zamanlar oldu mu hiç? gözünün içine baka baka kolunu bacagini kesen bir insanin yüzüne sevgi dolu bir gülümseme ile bakabildigin zamanlar oldu mu hiç? hayatta inandigin bütün degerlerini altüst eden birisine ask siirleri yazabildin mi? onu içinde korumanin seni yok etmek oldugu zamanlara feda oldun mu hiç? içinde aglayan çocuga umut sarkilari söyleyemedigin, özlemini, susuzlugunu, açligini gideremedigin zamanlar oldu mu hiç? kanayan yarasini gördügün ama merhem olamadigin zamanlar. gücünün, hani o tanrisal gücünün bir çocugun aglamasini susturamayacak kadar oldugunu gördügün zamanlar oldu mu hiç? hiiiiiiiç.... hiiç... hiç... bir hiç...
Aslında yazacak çok şey var ama, dediğim gibi düşüncelerimi yazıya dökmekte pek başarılı değilim...şu ukala tavırlar bi sana bide bi arkadaşım var Harika kendileri ona yakışıyo valla...İyiki seninle tanışmışız...ARKADAŞIMMMM...
bu saate kadar bekledim ama pencereme kuş falan konmadı işte; ( en iyisi sabaha kadar beklemek... belki gelir... acaba adreste bir yanlışlık mı oldu? ... yolu mu şaşırdı yoksa? ... kayboldu mu? ... başkasına mı gitti? ... yoksa beni unuttu mu? ...
hiç bir insani unutmak, bir insandan vazgeçmek, bir insani hayatindan sonsuza kadar çikartmak zorunda kaldin mi hiç? hani ölmüs gibi, hani uzatsan da elini tutamayacagini bilmek gibi, her an kapindan içeri gülümseyerek girecegini bekleyip ama aslinda hiç gelemeyecegini de bilmen gibi. ne zor sey degil mi ölmedigini bilmek, ama ölmüs gibi ulasilmaz olmasi artik o insanin sana, ne kadar katlanilmaz bir gerçek degil mi sen hala bu kadar sevgili iken? özlemek, bu kadar özlemek, etini kemigini yakarcasina özlemek... çok kötü degil mi? bu kadar özleyip onu görememek, ona dokunamamak, onu isitememek, artik sonunun 'pi' hali degil mi? biliyorsun degil mi? ne kadar umutsuz bir arayistir o, kalabalik caddede geçen binlerce yüze bakmak belki bir kez daha görebilmek için o yüzü, belki biraz önce geçti bu kaldirimdan diye düsünmek, belki su an arkamda yürüyen insanlarin içinde bir yerde demek, belki su an üzerimdedir gözleri diye paranoyalar yasamak ne zordur degil mi? ne kadar eritir insani farketmeden. sende biliyorsun degil mi bunlari.? bir sinema koltugunda sende iki kisi gibi oturdun mu hiç? hiç iki kisi gibi zevk aldin mi bir konserden yalniz basina. güzel bir kafe kesfettiginde, güzel bir film seyrettiginde, güzel bir sarki dinlediginde güzellikleri oraninda eksik kaldiklarini hissettin mi paylasamadigin için onunla. bir barin kalabaliginda hiç yarim vücudunla sallandin mi ortada? hiç iki kisilik beyninle yarim insan olabildin mi? baktiginda aynana sadece yüzünün bir yarisini gördügün oldu mu hiç? sana hayatindaki en büyük yoksunlugu yasatandan nefret edemedigin zamanlar oldu mu hiç? gözünün içine baka baka kolunu bacagini kesen bir insanin yüzüne sevgi dolu bir gülümseme ile bakabildigin zamanlar oldu mu hiç? hayatta inandigin bütün degerlerini altüst eden birisine ask siirleri yazabildin mi? onu içinde korumanin seni yok etmek oldugu zamanlara feda oldun mu hiç? içinde aglayan çocuga umut sarkilari söyleyemedigin, özlemini, susuzlugunu, açligini gideremedigin zamanlar oldu mu hiç? kanayan yarasini gördügün ama merhem olamadigin zamanlar. gücünün, hani o tanrisal gücünün bir çocugun aglamasini susturamayacak kadar oldugunu gördügün zamanlar oldu mu hiç? hiiiiiiiç.... hiiç... hiç... bir hiç...
* fenerbahçeye düşman takım muamelesi yapan fanatik boyutunda bir galatasaraylı... * rakı, beyaz peynir we sınırsız olanından ton balığı wazgeçilmezleri arasında... * bilgiye, kültüre önem weren... * müzik, kitap, film gibi konularda zewkli... * fazla detaycı olanından akrep burcu... * bir riwayete göre şeytan tüyüne sahip olan...
***...we we we... muhabbetine doyum olmayan insan...
aynı bedende, bunun için özel bir çaba sarfetmeden, farklı farklı ruh hallerini barındırabilen bir kişilik... bazen son derece mütewazi, bazen bir o kadar da ukala... we daha bir çok farklı özellik... olumsuz olarak nitelendirilen özellikler bile onda ayrı bir güzel duruyor... bunu yazmaktan nefret ediyorum ama... yaptığı hiçbir şey onda sırıtmıyor. ne yapsa yakışıyor hani ;))
delisin sen ya.. gel artık sana bır sevgıli bulalım.. yeter boyle nereye kadar canım aaaaaaaaaa..ıngılterede yenı arkadaslar edındım ıstermıısn onlardan..yok yok bızım kızlarımız olsun demı :)))
demek okadar büyüksünüz ki şampiyonu bile siz belirliyosunuz olsun biz şimdi şampiyonuz sizde bu avuntuyla oyalanın :))) haa buarada teşekkür ederiz yaniden bizi şampiyon yaptığınız için sizin gibi kötü takımlar olmasa bizim gibi iyi takımlar nasıl kendini gösterir dimi :)))))
sana demiştim yasin bey son gülen iyi güler diye siz beş taneyle bişe yapamadınız biz bir golle şampiyonluğu aldık bence yeryüzünde fener bahçeliden başka bişe kalmıcak canım neyse üüzülme geçmiş olsun şampiyon fenerbahçe taraftarı :)))))))
Benım arkadasım....Hem deli dolu hem sakin olsun,cok konussun ama susmasinida bilsin,gözleriyle ne düsündügünü anlatsin sonra kafami sisirene kadar sohbet etsin,hakliysa bilmislik taslasin haksizsa yerinde oturup sussun,hem aglatsin hem güldürsün ama ...
10.04.2007 - 13:19
ooooooo.........görmeyeli gene mıknatıs gibi çekmişsin herkesi kendine....şeytan tüyü var sen de ben biliyorum..önce sinir edersin insanı konuşmalarınla....sonra alışkanlık yaparsın.. :) yeniden merhaba...
15.08.2006 - 18:38
Onunla tanışmak istiyorum...
17.07.2006 - 17:39
after the torchlight red on sweaty faces
after the frosty silence in the gardens
after the agony in stony places
the shouting and the crying
prison and palace and reverberation
of thunder of spring over distant mountains
he who was living is now dead
we who were living are now dying
with a little patience
here is no water but only rock
rock and no water and the sandy road
the road winding above among the mountains
which are mountains of rock without water
if there were water we should stop and drink
amongst the rock one cannot stop or think
sweat is dry and feet are in the sand
if there were only water amongst the rock
dead mountain mouth of carious teeth that cannot spit
here one can neither stand nor lie nor sit
there is not even silence in the mountains
but dry sterile thunder without rain
there is not even solitude in the mountains
but red sullen faces sneer and snarl
from doors of mudcracked houses
if there were water
and no rock
if there were rock
and also water
and water
a spring
a pool among the rock
if there were the sound of water only
not the cicada
and dry grass singing
but sound of water over a rock
where the hermit-thrush sings in the pine trees
drip dropp drip dropp dropp dropp dropp
but there is no water
who is the third who walks always beside you?
when I count, there are only you and I together
but when I look ahead up the white road
there is always another one walking beside you
gliding wrapt in a brown mantle, hooded
I do not know whether a man or a woman
- but who is that on the other side of you?
what is that sound high in the air
murmur of maternal lamentation
who are those hooded hordes swarming
over endless plains, stumbling in cracked earth
ringed by the flat horizon only
what is the cry over the mountains
cracks and reforms and bursts in the violet air
falling towers
jerusalem athens alexandria
vienna london
unreal
a woman drew her long black hair out tight
and fiddled whisper music on those strings
and bats with baby faces in the violet light
whistled, and beat their wings
and crawled head downward down a blackened wall
and upside down in air were towers
tolling reminiscent bells, that kept the hours
and voices singing out of empty cisterns and exhausted wells
in this decayed hole among the mountains
in the faint moonlight, the grass is singing
over the tumbled graves, above the chapel
There is the empty chapel, only the wind's home
it has no windows, and the door swings
dry bones can harm no one
only a cock stood on the rooftree
co co rico co co rico
in a flash of lightning. then a damp gust
bringing rain
ganga was sunken, and the limp leaves
waited for rain, while the black clouds
gathered far distant, over himavant
the jungle crouched, humped in silence
then spoke the thunder
da
datta: what have we given?
my friend, blood shaking my heart
the awful daring of a moment's surrender
which an age of prudence can never retract
by this, and this only, we have existed
which is not to be found in our obituaries
or in memories draped by the beneficent spider
or under seals broken by the lean solicitor
in our empty rooms
da
dayadhvam: I have heard the key
turn in the door once and turn once only
we think of the key, each in his prison
thinking of the key, each confirms a prison
only at nightfall, ethereal rumours
revive for a moment a broken coriolanus
da
damyata: the boat responded
gaily, to the hand expert with sail and oar
the sea was calm, your heart would have responded
gaily, when invited, beating obedient
to controlling hands
I sat upon the shore
fishing, with the arid plain behind me
shall I at least set my lands in order?
london bridge is falling down falling down falling down
poi s'ascose nel foco che gli affina
quando fiam uti chelidon - o swallow swallow
le prince d'aquitaine à la tour abolie
these fragments I have shored against my ruins
why then ile fit you. hieronymo's mad againe
datta. dayadhvam. damyata
shantih shantih shantih
15.07.2006 - 17:47
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyormusun?
Elin elime degmeden avuclarımı terleten sıcaklıgını taa icimde hissetmek.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
'Seni seviyorum' sözcügü dilimin ucunu ısırırken her konusmamızda bos yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
Aynı seyleri seninle aynı anda düsünmek birlikte aglamak gülmek.Ve buradayken bile seni cılgınca özlemek.
Seninle olmanin en acı yanı ne biliyor musun?
Seni hic tanmadıgım bir sürü insanlarla paylasmak.Senin yanında olan seninle konusan herkesi cocukca kıskanmak.
Seninle olmanın en mutlu yani ne biliyor musun?
Tanıdık birileriyle karsılasma tedirginligi ile yollarda yürümek yan yana...Elimdeki semsiyeye inat yagmurda ıslanmak birlikte.Elimde kırcicegiyle seni beklemek...Ayni mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerim i yıldızlara aya anlatmak...Okudugum kitabın sayfalarında dinledigim sarkıların, türkülerin,
siirlerin her mısrasında seni bulmak.
Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattıgım o tarifsiz duygularımı
umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek...Sevgili yerine
yıllarca dost kalmayı basarmak.Yalın ayak yürümek bıcagın en keskin
yerinde. Kanadıkca tuz yerine gözyaslarımı basmak yüregime.
Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
Nereden bileceksin?
Senbenimle hic olmadın ki.
Olsaydın avuclarım terlemezdi...Isırmazdım dilimin ucunu...Özlemezdim seni
yanımdayken...Kıskanmazdım. Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdim yagmurlarda...Yıldızlara aya dert yanmaz böyle her sarkıda sarhos olmazdım.Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulacta haykırırdım seni Ama sen hic benimle olmadin ki...
YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN...
23.06.2006 - 17:24
Ben bunların hepsi oldum ya sen? ? ?
23.06.2006 - 17:20
hiç bir insani unutmak,
bir insandan vazgeçmek,
bir insani hayatindan sonsuza kadar çikartmak zorunda
kaldin mi hiç?
hani ölmüs gibi,
hani uzatsan da elini tutamayacagini bilmek gibi,
her an kapindan içeri gülümseyerek girecegini bekleyip
ama aslinda hiç gelemeyecegini de bilmen gibi.
ne zor sey degil mi ölmedigini bilmek,
ama ölmüs gibi ulasilmaz olmasi artik o insanin sana,
ne kadar katlanilmaz bir gerçek degil mi
sen hala bu kadar sevgili iken?
özlemek,
bu kadar özlemek,
etini kemigini yakarcasina özlemek...
çok kötü degil mi?
bu kadar özleyip onu görememek,
ona dokunamamak,
onu isitememek,
artik sonunun 'pi' hali degil mi?
biliyorsun degil mi?
ne kadar umutsuz bir arayistir o,
kalabalik caddede geçen binlerce yüze bakmak
belki bir kez daha görebilmek için o yüzü,
belki biraz önce geçti bu kaldirimdan diye düsünmek,
belki su an arkamda yürüyen insanlarin içinde bir
yerde demek,
belki su an üzerimdedir gözleri diye paranoyalar
yasamak
ne zordur degil mi?
ne kadar eritir insani farketmeden.
sende biliyorsun degil mi bunlari.?
bir sinema koltugunda sende iki kisi gibi oturdun mu
hiç?
hiç iki kisi gibi zevk aldin mi bir konserden yalniz basina.
güzel bir kafe kesfettiginde,
güzel bir film seyrettiginde,
güzel bir sarki dinlediginde
güzellikleri oraninda eksik kaldiklarini hissettin mi
paylasamadigin
için
onunla.
bir barin kalabaliginda hiç yarim vücudunla sallandin
mi ortada?
hiç iki kisilik beyninle yarim insan olabildin mi?
baktiginda aynana sadece yüzünün bir yarisini gördügün
oldu mu hiç?
sana hayatindaki en büyük yoksunlugu yasatandan
nefret edemedigin zamanlar oldu mu hiç?
gözünün içine baka baka kolunu bacagini kesen bir
insanin yüzüne
sevgi dolu bir gülümseme ile bakabildigin zamanlar
oldu mu hiç?
hayatta inandigin bütün degerlerini altüst eden
birisine ask siirleri
yazabildin mi?
onu içinde korumanin seni yok etmek oldugu zamanlara
feda oldun mu hiç?
içinde aglayan çocuga umut sarkilari söyleyemedigin,
özlemini,
susuzlugunu,
açligini gideremedigin zamanlar oldu mu hiç?
kanayan yarasini gördügün
ama merhem olamadigin zamanlar.
gücünün,
hani o tanrisal gücünün
bir çocugun aglamasini susturamayacak kadar oldugunu
gördügün zamanlar
oldu mu hiç?
hiiiiiiiç....
hiiç...
hiç...
bir hiç...
21.06.2006 - 15:14
Bişey daha...Herkes Bigün FENERBAHÇELİ olacak..................
21.06.2006 - 15:12
Aslında yazacak çok şey var ama, dediğim gibi düşüncelerimi yazıya dökmekte pek başarılı değilim...şu ukala tavırlar bi sana bide bi arkadaşım var Harika kendileri ona yakışıyo valla...İyiki seninle tanışmışız...ARKADAŞIMMMM...
08.06.2006 - 03:39
bu saate kadar bekledim ama pencereme kuş falan konmadı işte; (
en iyisi sabaha kadar beklemek...
belki gelir...
acaba adreste bir yanlışlık mı oldu? ...
yolu mu şaşırdı yoksa? ...
kayboldu mu? ...
başkasına mı gitti? ...
yoksa beni unuttu mu? ...
31.05.2006 - 21:54
hiç bir insani unutmak,
bir insandan vazgeçmek,
bir insani hayatindan sonsuza kadar çikartmak zorunda
kaldin mi hiç?
hani ölmüs gibi,
hani uzatsan da elini tutamayacagini bilmek gibi,
her an kapindan içeri gülümseyerek girecegini bekleyip
ama aslinda hiç gelemeyecegini de bilmen gibi.
ne zor sey degil mi ölmedigini bilmek,
ama ölmüs gibi ulasilmaz olmasi artik o insanin sana,
ne kadar katlanilmaz bir gerçek degil mi
sen hala bu kadar sevgili iken?
özlemek,
bu kadar özlemek,
etini kemigini yakarcasina özlemek...
çok kötü degil mi?
bu kadar özleyip onu görememek,
ona dokunamamak,
onu isitememek,
artik sonunun 'pi' hali degil mi?
biliyorsun degil mi?
ne kadar umutsuz bir arayistir o,
kalabalik caddede geçen binlerce yüze bakmak
belki bir kez daha görebilmek için o yüzü,
belki biraz önce geçti bu kaldirimdan diye düsünmek,
belki su an arkamda yürüyen insanlarin içinde bir
yerde demek,
belki su an üzerimdedir gözleri diye paranoyalar
yasamak
ne zordur degil mi?
ne kadar eritir insani farketmeden.
sende biliyorsun degil mi bunlari.?
bir sinema koltugunda sende iki kisi gibi oturdun mu
hiç?
hiç iki kisi gibi zevk aldin mi bir konserden yalniz basina.
güzel bir kafe kesfettiginde,
güzel bir film seyrettiginde,
güzel bir sarki dinlediginde
güzellikleri oraninda eksik kaldiklarini hissettin mi
paylasamadigin
için
onunla.
bir barin kalabaliginda hiç yarim vücudunla sallandin
mi ortada?
hiç iki kisilik beyninle yarim insan olabildin mi?
baktiginda aynana sadece yüzünün bir yarisini gördügün
oldu mu hiç?
sana hayatindaki en büyük yoksunlugu yasatandan
nefret edemedigin zamanlar oldu mu hiç?
gözünün içine baka baka kolunu bacagini kesen bir
insanin yüzüne
sevgi dolu bir gülümseme ile bakabildigin zamanlar
oldu mu hiç?
hayatta inandigin bütün degerlerini altüst eden
birisine ask siirleri
yazabildin mi?
onu içinde korumanin seni yok etmek oldugu zamanlara
feda oldun mu hiç?
içinde aglayan çocuga umut sarkilari söyleyemedigin,
özlemini,
susuzlugunu,
açligini gideremedigin zamanlar oldu mu hiç?
kanayan yarasini gördügün
ama merhem olamadigin zamanlar.
gücünün,
hani o tanrisal gücünün
bir çocugun aglamasini susturamayacak kadar oldugunu
gördügün zamanlar
oldu mu hiç?
hiiiiiiiç....
hiiç...
hiç...
bir hiç...
17.05.2006 - 23:48
* fenerbahçeye düşman takım muamelesi yapan fanatik boyutunda bir galatasaraylı...
* rakı, beyaz peynir we sınırsız olanından ton balığı wazgeçilmezleri arasında...
* bilgiye, kültüre önem weren...
* müzik, kitap, film gibi konularda zewkli...
* fazla detaycı olanından akrep burcu...
* bir riwayete göre şeytan tüyüne sahip olan...
***...we we we... muhabbetine doyum olmayan insan...
17.05.2006 - 02:55
aynı bedende, bunun için özel bir çaba sarfetmeden, farklı farklı ruh hallerini barındırabilen bir kişilik... bazen son derece mütewazi, bazen bir o kadar da ukala... we daha bir çok farklı özellik... olumsuz olarak nitelendirilen özellikler bile onda ayrı bir güzel duruyor... bunu yazmaktan nefret ediyorum ama... yaptığı hiçbir şey onda sırıtmıyor. ne yapsa yakışıyor hani ;))
17.05.2006 - 02:49
farklı bir boyut... kalite...
13.05.2006 - 01:31
nosfer :)) tel de sesın kotuydu umarım ıyısındır.. :)) kendine gelllllllllllllllllllll
07.05.2006 - 11:28
delisin sen ya.. gel artık sana bır sevgıli bulalım.. yeter boyle nereye kadar canım aaaaaaaaaa..ıngılterede yenı arkadaslar edındım ıstermıısn onlardan..yok yok bızım kızlarımız olsun demı :)))
02.05.2006 - 01:11
:))))
30.04.2006 - 12:02
bitanedir ;))
23.08.2005 - 14:21
e aramıza yeniden hoşgeldin de hani hiç bi varlık belirtisi göstermiyosun ki :)))
30.07.2005 - 21:30
BEN GELDİM . NOSFERATULAR ÖLMEZ MERAK ETMEYİN....
EEE MİLLET NİRDE ACEP :))
13.07.2005 - 17:09
SLM.Nick bana çok ilginç geldi.Özel bi anlamı varmı? Ha bir de bu kelimeyi yazarken bayağı bi güçlük çekiyosundur herhalde...
28.06.2005 - 10:06
nerelerdesin ya
sağlığın sıhatin nasıl niye heç gelmiyon hal hatır etmiyon ya :))))))))))
08.06.2005 - 12:53
dostum nerelerdesin...ee toplanıyoduk hani be nerdesin...
28.05.2005 - 09:26
demek okadar büyüksünüz ki şampiyonu bile siz belirliyosunuz olsun biz şimdi şampiyonuz sizde bu avuntuyla oyalanın :))) haa buarada teşekkür ederiz yaniden bizi şampiyon yaptığınız için sizin gibi kötü takımlar olmasa bizim gibi iyi takımlar nasıl kendini gösterir dimi :)))))
22.05.2005 - 23:24
sana demiştim yasin bey son gülen iyi güler diye siz beş taneyle bişe yapamadınız biz bir golle şampiyonluğu aldık bence yeryüzünde fener bahçeliden başka bişe kalmıcak canım neyse üüzülme geçmiş olsun şampiyon fenerbahçe taraftarı :)))))))
Toplam 35 mesaj bulundu