bir şiir en çok yakışır buraya......ve ben hasretlerimi ancak şiirle avutabiliyorum......
Ola ki yürürüm bir başka aşka Ya da yürürüm mavi olmayan bir gülüşe Unutma ki tek aşk olduğum sensin Aşık olduğum değil
Karanlıkta süzülüyor içime yıkım dur diyorum yıkılıyorum uçurumları başucuma koyuyorum sonra okşuyorum rüzgarda saçlarını sıcak, ılık bir koku siniyor yüreğime gitme diyorum gitme. düşüyorum...
sonra beni soruyorlar bana tanımıyorum diyorum daha hiç karşılaşmadık aynı çizgide bilge sus umu dinliyorlar ben sustukça...
yazık, bir çığlığın doğuşu gibi ölüyorlar önce bir bir, sonra hepsi sonra bir uçurumlar kalıyor birde yıkımlar verilen herşey borçmuş gibi alınıyor önce bir bir, sonra hepsi sonra bir ben kalıyorum, birde yalnızlık uçurumlar, yıkımlar, ben ve yalnızlık zorlu bir savaşın unutulmuş cesetleri gibi yatıyoruz yanyana öpüşüyoruz, sevişiyoruz da hatta...
herşey oyunun yasaklarına uygun bir günah oluyor sonra tek umudumuzu göğe gelin ediyoruz telli, kanlı düğün işte...
üşüyor saçların biliyorum, dargın mısın? Bu baharda mayısta bıraktığım gibi misin hala? Vurulmuş çocuk gibi büyümemiş yüreğinde hüzün Hala kaçıyor musun zamansız Gözlerini bırakarak birilerinde Hala ellerinden tutup sevgileri Dipsiz bir kıyıya salıyor musun ağlayarak Küçücük bir dokunuşla son sevilen olabiliyor musun?
Kendin kadar aklımdasın Hala öyle savruk bir gök Hala öyle yerini yurdunu bulamamış bir mavi Ve aşkını şaşırmış bir tanrı Çoğalan sızısıyla mutlu bir yara Öyle misin mavi gözlü sarı saçlı yoldaşım Öyle bıraktığım gibi misin Gerçeği yakmada hala usta mısın Yoksa çırak mı yanarken yalanda
Saçlarıma dolanan aydınlığımsın Somutlaştıramadığım tek imgemsin şiirde Anlattıkça eksilen tek anlam Hala bıraktığım gibi misin Yoksa beni bıraktığın gibi mi Kaç mevsimsiz kar düştü toprağıma Kaç mevsimsiz kar düştü benim toprağıma Hala bıraktığım gibi misin...
bir şiir en çok yakışır buraya......ve ben hasretlerimi ancak şiirle avutabiliyorum......
Ola ki yürürüm bir başka aşka
Ya da yürürüm mavi olmayan bir gülüşe
Unutma ki tek aşk olduğum sensin
Aşık olduğum değil
Karanlıkta süzülüyor içime yıkım
dur diyorum yıkılıyorum
uçurumları başucuma koyuyorum sonra
okşuyorum rüzgarda saçlarını
sıcak, ılık bir koku siniyor yüreğime
gitme diyorum
gitme.
düşüyorum...
sonra beni soruyorlar bana
tanımıyorum diyorum
daha hiç karşılaşmadık
aynı çizgide bilge sus umu dinliyorlar
ben sustukça...
yazık, bir çığlığın doğuşu gibi ölüyorlar
önce bir bir, sonra hepsi
sonra bir uçurumlar kalıyor birde yıkımlar
verilen herşey borçmuş gibi alınıyor
önce bir bir, sonra hepsi
sonra bir ben kalıyorum, birde yalnızlık
uçurumlar, yıkımlar, ben ve yalnızlık
zorlu bir savaşın unutulmuş cesetleri gibi
yatıyoruz yanyana
öpüşüyoruz, sevişiyoruz da hatta...
herşey oyunun yasaklarına uygun
bir günah oluyor sonra
tek umudumuzu göğe gelin ediyoruz
telli, kanlı düğün işte...
üşüyor saçların biliyorum, dargın mısın?
Bu baharda mayısta bıraktığım gibi misin hala?
Vurulmuş çocuk gibi büyümemiş yüreğinde hüzün
Hala kaçıyor musun zamansız
Gözlerini bırakarak birilerinde
Hala ellerinden tutup sevgileri
Dipsiz bir kıyıya salıyor musun ağlayarak
Küçücük bir dokunuşla son sevilen olabiliyor musun?
Kendin kadar aklımdasın
Hala öyle savruk bir gök
Hala öyle yerini yurdunu bulamamış bir mavi
Ve aşkını şaşırmış bir tanrı
Çoğalan sızısıyla mutlu bir yara
Öyle misin mavi gözlü sarı saçlı yoldaşım
Öyle bıraktığım gibi misin
Gerçeği yakmada hala usta mısın
Yoksa çırak mı yanarken yalanda
Saçlarıma dolanan aydınlığımsın
Somutlaştıramadığım tek imgemsin şiirde
Anlattıkça eksilen tek anlam
Hala bıraktığım gibi misin
Yoksa beni bıraktığın gibi mi
Kaç mevsimsiz kar düştü toprağıma
Kaç mevsimsiz kar düştü benim toprağıma
Hala bıraktığım gibi misin...
(u.altınçağ)