Karşılaşıyoruz birbirimizle
aynı sokakta, aynı yolda,
omuz omuza, seninle ben!
Aramızda kin yok, düşmanlık yok,
biliyoruz nereye gittiğimizi,
ikimiz de, sen de ben de... /aln.
Daima iç sesini dinle; başka hiç kimseyi dinleme. Etrafında seni baştan çıkartacak binlerce şey vardır, çünkü elindekileri satmak için kapı kapı dolaşan insanlar vardır. Dünya bir süper markettir ve herkes sana elindekileri satmak ister. Herkes bir satıcıdır. Çok fazla satıcı dinlersen, çıldırırsın. Hiç kimseye kulak asma, sadece gözlerini kapat ve iç sesini dinle.
Yargıç, "Dünyada pazartesi diye bir şey olmamalı," dedi. Berber, Yargıç'ın saçını kesmeye devam etti. "Kabahat pazarlarda," dedi. "Pazarlar olmasaydı, pazartesiler de olmazdı."
Âh, bir güvercin gibi kanatlarım olsaydı
Uçar ve huzurlu olurdum
Çünkü şiddeti ve kavgaları gördüm
Bu dünyada çok acı çektim.
Bu dünya gebe ve haksızlık doğuruyor
Allah'ım, senin gücün ve senin huzurun dışında
Nereden sığınak bulurum?
Eğer şafağın rüzgarlarına asılsam ve denizin derinliklerinde yaşasam
Yine de elinin ağırlığını üzerimde hissederdim.
Beni kararsızlıkla sarhoş ettin
Senin yolların ne kadar gizemli
Senin yolların ne kadar gizemli.
Yüreğimin acısını söylüyorum
Ruhumun yakıcılığını söylüyorum
Sessizliğimi korurken, kemiklerim ufalıyor
Çünkü elinin ağırlığı üzerimde.
Hatırla; hayatım bir soluktan ibaret
Çöldeki bir pelikan gibiyim
Ve bir serçe gibiyim, damda tek başına kalmış.
Dökülmüş su gibiyim
Ve ölüp gitmişler gibiyim
Ve ölümün gölgesi, gözkapaklarımı kaplıyor
Beni bırak, beni bırak; günlerim sadece bir nefes.
Beni bırak, yolculuğuma başlamadan önce geri dönüşü olmayan yere,
Ebedi karanlıklar ülkesine.
Hatırla; hayatım bir soluktan ibaret
Değirmenlerin gürültüsü
Ve o acı dolu aylara
Ve çevremi saran neşeli şarkılar
Ve canlı ışıklar yitip gitti.
Ne mutlu, bu zamanda hasat yapanlara
Ve elleriyle başakları toplayabilene.
Çölde şarkı söyleyen ruhları dinleyelim
Âh edenlerin ve ellerini gökyüzüne açanların şarkısı, diyor ki:
"Eyvah, yaralarım ruhumu hissizleştirdi! "
Âh sen,
Beline kadar inen saçların dökülürken,
Kırmızı elbiseler giydiğin,
Altından mücevherler taktığın zamanları hep unuttun.
Gözlerine sürme çekerdin
Hatırla; kendini boşu boşuna güzelleştirirdin,
Çölde yalnız bir şarkı olduğun
Ve arkadaşların seni terkettiği için.
Zaman akıyor ve öğlenin gölgeleri uzamaya başlıyor
Ve kuşlarla dolu bir kafes gibi,
Hayatımız da iniltiyle dolu.
İçimizde hiç kimse bilmiyor; ne kadar vakti kaldığını
Hasat zamanı geçti, yaz artık bitmek üzere
Ve bir kurtuluş bulamadık.
Güvercinler gibi bağrışıyoruz adalet için
Ama kimse duymuyor bizi.
Ve karanlıkta, ışığı bekliyoruz.
Ey sen, sevginin gücüyle taşan nehir
Bize doğru gel
Bize doğru gel.
Beyaz bir hayatın içinde siyah bir lekeyim ben. Kandırılmış, kanmış ve inançlarıyla oynanmış...
Umut ektiği bahçeler susuz bırakılmış...
Gülen gözleri, hatta biraz da gözlerinin içi,
yalanlarla kandırılmış...
Uyandığı her günde eğilimi biraz daha intihara kaymış...
Beyaz bir hayalin içinde siyah bir yalanım ben.
Beklediği her vapur, biraz önce limandan ayrılmış...
İnanmayı beklediği her gün, bir insan daha kandırmış...
Yaralarını sarmayı beklediği her kim ise
bir kez daha kanatmış...
Güvenmeyi beklediği herkes, duvarlarını yıkmış...
Beyaz bir kâğıdın üstünde siyah bir mürekkebim ben.
O kadar dağılmış,
O kadar kırılmış,
O kadar her parçam başka bir başka yerde ki Gözlerimi kapatıp, ölümü bile düşleyemiyorum...
Bir gün, hayatındaki engelleri aşamamaktan yakınan bir adam dostlarının da tavsiyesi üzerine kulübesinde yalnız başına yaşayan bir bilgenin yanına gelir ve “Efendim ben, önüme çıkan engellerin hiçbirini aşamıyorum. Ne yapmam gerekiyor?” diye sorar.
Bunun üzerine bilge, adamı da yanına alarak pencerenin önüne kadar gelir. Camda kanatlarını açmış ve dışarı çıkmak için çırpınan bir kelebek vardır. Kelebek yorulmaksızın dışarıya çıkmaya çalışmakta, devamlı olarak cama çarparak yere düşmektedir. Bilge yavaşça, kelebeğin çıkışını kolaylaştırmak için camı açar. Ama bu da işe yaramaz. Kelebek çırpındıkça çırpınıyor ve her defasında cama çarpmaya devam ediyordur.
Bunun üzerine bilge, yanındaki adama döner ve şunları söyler:
“Kelebek dışarı çıkması için gerekli olan tek yolun, şeffaf oldukları için dışarıyı gösteren, ama gerçekte kapalı olan camlar olduğunu sanıyor. Oysa birazcık geri çekilip şöyle genel bir bakış
açısıyla baksa, onun dışarı çıkması için kocaman bir açık pencerenin olduğunu görecektir. Ne var ki, bütünü göremeyip sadece bir noktaya odaklandığı için, kendisini odanın içinde tutsak kalmaya mahkûm ediyor. daha az
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
24.03.2023 - 00:13Devrik artık cümlelerim.
Eskiyip gidiyor düşüncelerim.
Ne güzel; senli düşlerim.
------ >>> Tuba Yıldırım
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
23.03.2023 - 14:28Gülüşüne vuruldum
Gözlerinde kayboldum
Sözlerinle avundum
Gidişinle savruldum...
----- >>> Tuba Yıldırım
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
22.03.2023 - 18:39Yar
de were!
de were!
jiyan li min bike bihar..
Berken Bereh
,
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
22.03.2023 - 10:08Sonra, gömdük ne varsa içimize.
Anlaşılmasın diye bir de çiçek ektik üzerine.
Altı mezarlık Üstü bağ bahçe..
Sadece Bil İstedim /E.K
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
20.03.2023 - 17:42Çekip gitme diyor. Hepimiz dinleyelim :)
----->> İdan Rachel
akşamcılara gelsin ..
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
20.03.2023 - 15:36Karşılaşıyoruz birbirimizle
aynı sokakta, aynı yolda,
omuz omuza, seninle ben!
Aramızda kin yok, düşmanlık yok,
biliyoruz nereye gittiğimizi,
ikimiz de, sen de ben de... /aln.
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
20.03.2023 - 15:34Tünaydın ,
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
19.03.2023 - 19:57Bir güneşti gördüğüm dağlar ardında
Uzanıp gittiğim yollar ateşti sanki
Tuttuğum ellerde dostluk saklı bağrımda
Yürüyüp gittiğim yollar ateşti sanki.
Bir volkandı içimizde coşan nehirler
Coştukça umutlar hep taşardı sanki
Ne oldu bizim güneşe neden doğmuyor
Uzun uzak gecelerde sabah olmuyor.
İşte bizim hikayemiz hep böyle gider
Umutlar hep gecelerde yol olur gider
İşte bizim hikayemiz burada biter
Aydınlıklar karanlıkta yol olur gider.
Ahmet Kaya
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
18.03.2023 - 02:49Artaç :)
Beton döküp üzerine silindirle geçmek oldu bu
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
16.03.2023 - 16:13Bu uyar ...
Bana bir Gül ver
16.03.2023 - 02:56Bir topak bulutla inmişim yüreğine
Kurumuş dallardan sonra yeşil-yemyeşil..
Adnan Yücel
,
Ve sonra farkettim ki
13.03.2023 - 23:36Kelimeler bir insanın yüzüne çarptığı gibi bir insanı duvara da çarpabiliyormuş.
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
13.03.2023 - 20:26Mutluluk kapsını kapadığında, bir diğeri açılır; ama biz kapanan kapıya o kadar bakarız ki, açılmış olan yeni kapıyı göremeyiz. /aln
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
13.03.2023 - 15:02Daima iç sesini dinle; başka hiç kimseyi dinleme. Etrafında seni baştan çıkartacak binlerce şey vardır, çünkü elindekileri satmak için kapı kapı dolaşan insanlar vardır. Dünya bir süper markettir ve herkes sana elindekileri satmak ister. Herkes bir satıcıdır. Çok fazla satıcı dinlersen, çıldırırsın. Hiç kimseye kulak asma, sadece gözlerini kapat ve iç sesini dinle.
Osho
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
13.03.2023 - 14:25Yargıç, "Dünyada pazartesi diye bir şey olmamalı," dedi. Berber, Yargıç'ın saçını kesmeye devam etti. "Kabahat pazarlarda," dedi. "Pazarlar olmasaydı, pazartesiler de olmazdı."
:) olsun amen
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
12.03.2023 - 18:08bir lamba getir ve küçük bir pencere mutluluk sokağına bakmak için ..
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
12.03.2023 - 13:33şu kadere terk edilmiş halimiz de zulüm ve baskı" dedi berber.
Yargıc senor carmichael, "ama dövmüyorlar bizi" diye cevap verdi .
"bizi tanrı'ya havale etmek de bir çeşit dövmektir".
,
Şer Saati
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
12.03.2023 - 03:13Âh, bir güvercin gibi kanatlarım olsaydı
Uçar ve huzurlu olurdum
Çünkü şiddeti ve kavgaları gördüm
Bu dünyada çok acı çektim.
Bu dünya gebe ve haksızlık doğuruyor
Allah'ım, senin gücün ve senin huzurun dışında
Nereden sığınak bulurum?
Eğer şafağın rüzgarlarına asılsam ve denizin derinliklerinde yaşasam
Yine de elinin ağırlığını üzerimde hissederdim.
Beni kararsızlıkla sarhoş ettin
Senin yolların ne kadar gizemli
Senin yolların ne kadar gizemli.
Yüreğimin acısını söylüyorum
Ruhumun yakıcılığını söylüyorum
Sessizliğimi korurken, kemiklerim ufalıyor
Çünkü elinin ağırlığı üzerimde.
Hatırla; hayatım bir soluktan ibaret
Çöldeki bir pelikan gibiyim
Ve bir serçe gibiyim, damda tek başına kalmış.
Dökülmüş su gibiyim
Ve ölüp gitmişler gibiyim
Ve ölümün gölgesi, gözkapaklarımı kaplıyor
Beni bırak, beni bırak; günlerim sadece bir nefes.
Beni bırak, yolculuğuma başlamadan önce geri dönüşü olmayan yere,
Ebedi karanlıklar ülkesine.
Allah'ım,
Güvercinin ruhunu vahşi hayvanlara emanet etme.
Hatırla; hayatım bir soluktan ibaret
Değirmenlerin gürültüsü
Ve o acı dolu aylara
Ve çevremi saran neşeli şarkılar
Ve canlı ışıklar yitip gitti.
Ne mutlu, bu zamanda hasat yapanlara
Ve elleriyle başakları toplayabilene.
Çölde şarkı söyleyen ruhları dinleyelim
Âh edenlerin ve ellerini gökyüzüne açanların şarkısı, diyor ki:
"Eyvah, yaralarım ruhumu hissizleştirdi! "
Âh sen,
Beline kadar inen saçların dökülürken,
Kırmızı elbiseler giydiğin,
Altından mücevherler taktığın zamanları hep unuttun.
Gözlerine sürme çekerdin
Hatırla; kendini boşu boşuna güzelleştirirdin,
Çölde yalnız bir şarkı olduğun
Ve arkadaşların seni terkettiği için.
Zaman akıyor ve öğlenin gölgeleri uzamaya başlıyor
Ve kuşlarla dolu bir kafes gibi,
Hayatımız da iniltiyle dolu.
İçimizde hiç kimse bilmiyor; ne kadar vakti kaldığını
Hasat zamanı geçti, yaz artık bitmek üzere
Ve bir kurtuluş bulamadık.
Güvercinler gibi bağrışıyoruz adalet için
Ama kimse duymuyor bizi.
Ve karanlıkta, ışığı bekliyoruz.
Ey sen, sevginin gücüyle taşan nehir
Bize doğru gel
Bize doğru gel.
Füruğ Ferruhzad
Bana bir Gül ver
11.03.2023 - 23:07ama neden
11.03.2023 - 22:36Çünkü ,
Çünkü sesinin iyi geldiği yaralarım vardı.
Bana bir Gül ver
11.03.2023 - 22:31Beyaz bir hayatın içinde siyah bir lekeyim ben. Kandırılmış, kanmış ve inançlarıyla oynanmış...
Umut ektiği bahçeler susuz bırakılmış...
Gülen gözleri, hatta biraz da gözlerinin içi,
yalanlarla kandırılmış...
Uyandığı her günde eğilimi biraz daha intihara kaymış...
Beyaz bir hayalin içinde siyah bir yalanım ben.
Beklediği her vapur, biraz önce limandan ayrılmış...
İnanmayı beklediği her gün, bir insan daha kandırmış...
Yaralarını sarmayı beklediği her kim ise
bir kez daha kanatmış...
Güvenmeyi beklediği herkes, duvarlarını yıkmış...
Beyaz bir kâğıdın üstünde siyah bir mürekkebim ben.
O kadar dağılmış,
O kadar kırılmış,
O kadar her parçam başka bir başka yerde ki Gözlerimi kapatıp, ölümü bile düşleyemiyorum...
Ahmet Yavuz
Bana bir Gül ver
11.03.2023 - 22:28iyiki silmemiş bizim gibi ..
:) deli diyorlar bana desinler değişemem hatırladık kalmış
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
11.03.2023 - 15:55Sen geçerken bir evin penceresinde bir dal çiçekleniyor
<3
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
11.03.2023 - 12:49Bir gün, hayatındaki engelleri aşamamaktan yakınan bir adam dostlarının da tavsiyesi üzerine kulübesinde yalnız başına yaşayan bir bilgenin yanına gelir ve “Efendim ben, önüme çıkan engellerin hiçbirini aşamıyorum. Ne yapmam gerekiyor?” diye sorar.
Bunun üzerine bilge, adamı da yanına alarak pencerenin önüne kadar gelir. Camda kanatlarını açmış ve dışarı çıkmak için çırpınan bir kelebek vardır. Kelebek yorulmaksızın dışarıya çıkmaya çalışmakta, devamlı olarak cama çarparak yere düşmektedir. Bilge yavaşça, kelebeğin çıkışını kolaylaştırmak için camı açar. Ama bu da işe yaramaz. Kelebek çırpındıkça çırpınıyor ve her defasında cama çarpmaya devam ediyordur.
Bunun üzerine bilge, yanındaki adama döner ve şunları söyler:
“Kelebek dışarı çıkması için gerekli olan tek yolun, şeffaf oldukları için dışarıyı gösteren, ama gerçekte kapalı olan camlar olduğunu sanıyor. Oysa birazcık geri çekilip şöyle genel bir bakış
açısıyla baksa, onun dışarı çıkması için kocaman bir açık pencerenin olduğunu görecektir. Ne var ki, bütünü göremeyip sadece bir noktaya odaklandığı için, kendisini odanın içinde tutsak kalmaya mahkûm ediyor. daha az
Kinsun /yol senin içinde
Toplam 318 mesaj bulundu