Ecdat Armağan Adlı Antoloji.com Üyesinin Şai ...

'Umutsuz Sabahlar'ın,'Hırsız Geceler'ini de hiçmi sevmedin Ozo :) ?

Yaşamda çoğu zaman, iki kişinin tek başına o kuyu başlarında derinlerdeki suyu aramasını hatırlatıyorsunuz.

Bazende biteviye sorulan sorulara bulduğumuz cevaplardırki bizi yinede yalnızlıklarımızdan kurtaramaz.Kendimize kalabalıklığımızda o zaman bir anlam ifade etmeyebilir.

Yürek yolculuklarının,aşılması zor çölleri kadar, ulaşılması zor 'hayal vaha' larıda süslemese bizi,ne yapardıkki ?Zaten o vahalarında sonrasında,hep koynumuzdaki bir düşle başbaşa kalmıyormuyuz.Değilmi Sayın Erlaçin :)

Kuş'un kendi küllerinden kendini yeniden yaratması gibi, kaynağı yürek olan bir nehrin,her zaman akabileceği yeni mecralar bulması ve o kaynağın ne kadar verimli olduğunu ne kadar güzel anlatmışsınız dizelerinizde.

Sanki 'ser'i aşk' ların ürettiği 'ser'i şiirler.:(

'Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü
daha şiir bitmeden. Karardı dizeler.' der M.Mungan.
Işık veren kandiller eksilmesin yaşamınızdan,karanlıklar olmasın.

'Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü
daha şiir bitmeden. Karardı dizeler.' der M.Mungan.
Işık veren kandiller eksilmesin yaşamınızdan,karanlıklar olmasın.

Yağmak ne söz üstad,yağmurlara karışan gözyaşlarını tek tek toplayıp,o varlığında anlamadığımız sevdayı azmı yıkadık.

Düşündürüyorsun,ve o düşünülenleri sıfırla çarpınca,sonuç sıfır değil,düşünmek oluyor yine.

Düşündürüyorsun,ve o düşünülenleri sıfırla çarpınca,sonuç sıfır değil,düşünmek oluyor yine.

Bir dostumun tavsiyesi ile gelip çok büyük bir keyifle şiirlerini okuduğum değerli şairlerin, dün yaşadığım bir ortak tepkiden sonra, üzülerek belirteyimki, eleştirilere karşı hiçte hoşgörülü olamadıklarını algıladım.İnsan yaşamının en temel erdemlerinden biri 'özeleştiri yapabilmek'dir.Özeleştiri k ...

Sanki siz içinizde 'bir dolu o' taşımadığınızı söyleyebilirmisiniz.:) Aksine kimi inandırabilirsinizki? 'Altı satırlık'lık da diyemezsiniz,ona da ben inanmam.)

Sevgili Bölükbaşı;
Dil'i, “anlatıma, bildirişime yarayan yapma işaretler sistemidir” diye öğrettilerdi ilk eğitim yıllarımızda.Yani kısaca bir araç.Şiirlerinizde
bir araç olmaktan çıkıp bir sonuç, bir amaç haline gelişine tanık oluyorum, nesnel bir değer kazanıyor,biçimleniyor, somut bir eser hal ...

Üstad, daha ilk şiirlerinizde hayatınız aktı ellerimizin içinden, neden hala sıcak sanıyorsunuz o eller :)

İlk sergilenişinde hayalkırıklığı yaratan bir eserdir Kuğugölü.Ama yaratıcısının aşk gibi,ayrık otu gibi herzaman yaşayan duygusallığıdırki yıllar sonrasında 'Fındıkkıran'ı getirmiştir.Zaten aşk da,'kuğugölü'nden 'fındıkkıran' a bir yolculuk,ve hatta gidip gelmeler değilmidir.

Divan'ı ve felsefesiyle Yunus esintileri.Edebiyatın geçmişine çıkılan bir yolculuk ve yeni keşifler.

Dış gerçekliğin görsel cazibesine kapılmadan iç'e yönelişiniz, şiirsel ruhunuzdaki metafizik ilhamları sevindiriyor ve buda ruhsal zenginlik katıyor dizelerinize.Daha keyifle okunmanızın nedeni bu olsa gerek diye düşünüyorum.

Bu şiirinizi,sağ olsaydı da,bir de Necdet Evliyagil yorumuyla dinleyebilseydik,inanıyorumki biz 'davacı' ,siz 'davalı' olurdunuz divan mahkemesinde.Sonsuz Teşekkürler,yüreklerdeki giderilen pas için.

Denirki ; 'Balıkçı'nın Bodrum’a getirdiği ağaç fidanlarının dikilmesidir o kent'i doğanın yeşili ile tanıştıran.Gözlerim dalınca uzaklara,o fidanlar ve Bodrum,hemen sonrasında da sizin bu dizeleriniz ve
suskun bir yürek belirdiler yanyana.Yaz fırtınası kadar hızla susan,sonrada bir çağlayan gibi gü ...

Naime Hanım'ın dediği gibi,keşke yalnızca ayrılık olsaydı geriye kalanlar.Zamanın çığları altında kalırdı birgün.Oysa, mavi bir akşam saatinde,bizim için açıldığını hissettiğimiz o garip çiçekler,uzun hıçkırıklara dönüşürmüydü? Ne dersiniz ?

Ruh'un ruh'a düşmesini hangi ayrılık önleyebilirki,hangi ayrılık hançer gibi vurur da geçebilirki :) Yine vurup, ama hemen geçmeyen dizeleriniz özlenmiş :)

Ya bitince kalanlar ? :)

Varolun,ellerinize sağlık.