Dosttan Yana Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkı ...

  • Dosttan Yana
    Dosttan Yana

    12.09.2009 - 11:28

    *- Güngörmüş olmak için illa belli bir yaşa gelmiş olmak gerekmiyor. Güngörmüş olmak demek hayata baktığınız pencerenin ne kadar temiz olduğuyla ve o pencereden neyi görüp algılayarak aktardığınızla ilgili bir durumdur.

  • Karçagu Ketken
    Karçagu Ketken

    12.09.2009 - 06:18

    Hayatı sen aldıktan sonra ölmek, şeker gibi tatlı şeydir
    Seninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır
    MEVLANA

  • Dosttan Yana
    Dosttan Yana

    09.09.2009 - 12:39

    Duydum ki Bizi Bırakmaya Azmediyorsun Etme
    Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
    Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

    Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
    Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

    Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
    Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

    Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
    Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

    Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
    Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

    Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
    Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

    Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
    Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

    Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
    Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

    Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
    Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

    Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
    O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

    Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
    Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme

    Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
    Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

    İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
    aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme

  • Dosttan Yana
    Dosttan Yana

    06.09.2009 - 11:07

    Al Beni Götür Sandal

    Siyah mürekkep gibi, geceden kara sular...
    Çıt çıkmayan geceyi, yıktı paslı bir mandal!
    Bataklık dolu gölde, beklerken tüm pusular,
    Çıktı bir barınaktan, beniz sarısı sandal.

    Saz dolu gölün suyu, ince uzun kamışlar...
    Sararmış benizleri, sularda susamışlar!
    Hepsinde bir endâm ki, ne güzel uzamışlar,
    Yardı tüm kamışları, gece yarısı sandal.

    Uyanmasın sevgili, ses çıkartmadan suya...
    Yırtıp yakamozları, bakıp yâr yüzlü aya!
    Al beni götür sandal, şöyle karşı kıyıya!
    Sakın ha, sorma bana yolum neresi sandal?

    Hiç karıştırma sakın, sorma bana tek suâl.
    Aman ha! Hışırdama, deme ki nedir bu hâl?
    Kürekler insin kalksın, gidelim hayâl, meyâl,
    Gör bana neler etti, kızın birisi sandal...

    Belki yâr çıkar gelir, hızlı çek şu küreği!
    Öyle bir söz etti ki, tuz buz etti yüreği.
    Geçirdi ya kafama, koskoca yer küreyi,
    Sessiz söyle; çok mudur yolun gerisi sandal? ..

    Ereğli-Akgöl: 2008

    Halil Şakir Taşçıoğlu

Toplam 4 mesaj bulundu