Merhaba güzel kardeşim,Hayatında mutlu olmayı hakeden insansın.Ben böyle tanıdım,böyle bilirim ve inanıyorumki mutlu,mesut ömür yaşayacaksın...sana ve eşine saygılar ve selamlar.Yolunuz daima açık olsun sizlerin..mavi.hece
Şimdi ilkbahar, yaza giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.
Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle...
Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin.
Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.
Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.
Yokluğunun ödülü olarak Cennette sensiz yaşamaktansa Cehennemin avuçlarında közlenip güller öreyim baharımsı saçlarına.. “
Kar yangını gecenin en dar vaktinde seni düşünüyorum yokluğunu yüreğimde kanatarak. Suskunluğuna uzanmış bedenimle demlenmiş yalnızlığını yudumluyorum dudaklarımı acıtarak. Başucumda yokluğun, bir beden bol gelen hüznün gömleği sırtımda kan ter içinde yalnızlığına akıyorum. Yetim düşlerimi ezip karanlıkların içinde sensizliğini kanatıyorum.
Dağ başı ıssızlığına inat rüzgarın avuçlarında açan kır çiçekleriydik biz seninle. İmkânsızlığın toprağına sımsıkı tutunmuş çınar ağacının umuda gülümseyen kökleriydik biz. Ne sen Mecnun’un Leyla’sı ne de ben Şirin’in Ferhat’ ı. Biz seninle aynı uçurumun birbirine hiçbir zaman kavuşmayacak iki yakasıydık.
Sevdamızda hep bahar mevsimini yaşadık. Hüznün göğsünden acıyı emip yarılan gökyüzünü ıslak düşlerimizle yamadık bir terzi inceliğiyle. Durmadık seninle zamanın avuçlarında. Aşkın köpüksüz sularında sevdayı hiç kirletmedik. Yalancı baharlara tutunup aynı tomurcuğun ıslak dudaklarında yaşadık aşkın tutsaklığını. Kirpik uçlarımızı bulutlara eğip aynı yağmur tanesinde yıkadık hasretin kör karanlığını. Lakin unuttuğumuz bir şeyler vardı sevdanın geceye örüldüğü zamanlarda. İmkânsızlığın avuçlarında eriyen iki güneş tanesi olduğumuzu unuttuk. Kelimelerin en yalın hallerinde sevişirken dudaklarımız, hasretin çöl sıcağında yavaş yavaş eriyen tenimizi fark edemedik. Aynı kalbin yurdunda sevdaya nefes alırken bir gün terimizin birbirimizin sırtından ayrı yerlere süzüleceğini düşünemedik. Ektiğimiz umut tanelerini ellerimizle biçemedik. Evet, yenildik. Lakin biz zamana değil; imkânsızlığa yenildik. Şimdi bir nefes kadar yakın tenine dokunamıyorum, dudaklarından semaya yükselen nefesinden havaya kanatlanamıyorum. Seni görüyorum lakin görmemezlikten gelmemi istiyorsun benden. Varlığında yaşarken yokluğunda sevmemi bekliyorsun benden. Haklısın belki de. Sana söz sevdiğim; ben seni “ sensizliğin “ avuçlarında seveceğim. Senden tek istediğim; her zaman hayata gülümse. Gülümse ki; gülüşlerin duam olsun kanayan yaralarıma.
Bir nefes uzağımdaki sana bir demet gülüşlerimi yolluyorum eriyen umut bahçelerimden. Ellerimle topladım birtanem. Aslında imkânsızlığın duvarını aşıp kavuşabilseydik bu çiçekleri senin saçlarına taç yapacaktım bir kır düğününde. Söz açılmışken seninle bir bahar günü kır düğününde evlenmek isterdim. Saçlarında sarıpapatyalardan örülmüş bir taç durmalıydı ve üzerinde beyaz bir elbise Melek’lerin kollarında gelmeliydin bana. Kelebeklerin gözlerinden düşen yağmur taneciklerinin ıslak havasında ellerimiz birbirini bulmalıydı. Ne olursa olsun senin gözyaşların tek yağmurum, senin gülüşlerin tek güneşim olsaydı. Offf..İmkansızlığını topluyorum bulutların ıslak dudaklarından…
Şimdi sensizliğin içinde yokluğunun kıvılcımlarında kurutuyorum ıslak kirpiklerimi. Sıcak nefesini üşüyen tenimin üzerine örtüp avuç içlerinin terine sığınıyorum. Yalnızlığını dudaklarımdan parmaklarıma akıtıp satırlarımda tek başıma ağlıyorum. Ve sen diye karanlık duvarlara yaslanıp geceye kapatıyorum yorgun gözlerimi. Gülüşlerinle yüreğimi öpmeden bu ayrılık uykusundan uyanmayacağım.
Bir gün gelmek istersen yalnızlığın sen kokan satırlarına umutlarınla gel. Tövbeleri yarım kalmış günahlarınla gel. İçinde yutkunduğun kelimelerini dudaklarıma sürüp imkansızlığın avuçlarından bana gel. Gözyaşlarınla gel, kurumuş dudaklarıma ab- ı hayat olsun tuzlu yağmurların. Hasretinin kanayan yüreğinle dön yüreğime. Geldiğinde yokluk kelimelerini dudaklarında ezip yavaşca sokul yanıma. Usulca saçlarını çöz. Bahar kokulu saçlarını yüreğimin kıyılarına getir. Başını koy göğsümün sen kokan yastığına. Sesinle dokun üşümüş kirpiklerime. Yokluğunu söküp dudaklarımdan, yüreğini ser yüzümün yalnızlığında bitap düşmüş gamzelerine. Nefesini bir an tutup benim nefesime ver nefesini. Yanan tüm ışıklarını söndürüp gülüşlerini ört üzerimize.
“ Rüzgarı giyinip Sana geldim dün gece. Saçlarına dokunmaya gelmiştim. Kıyamadım yüreğinden öpmeye. Kıyamadım gözlerinde gezinmeye. Yatağının yanına usulca çöküp Seni izledim içimde hasretini yutkunarak. Nefes alışını, Meleksi bakışlarını izledim bir nefes uzağından.
Ellerimi uzattim ellerine. Bir kez olsun dokunmak istedim işte. Hiçbir zaman dokunmadığım yüreğine Delicesine sarılmak geçti içimden. Dokunsam ölecektim biliyorum. Sarılsam dizlerinde sonsuzluğa göcecektim.. Dokunamadım, sarılamadım.
Gidiyorum, Günahlarında yanmaya gidiyorum. Kır düğünü düşlerimi, Gözlerine benzeyen bir kız cocuğu özlemimi, Gözyaşlarında yakmaya gidiyorum. Elimde ne bir resmin, Yüreğimde ne bir nefesin, Seni “ sensiz “ yaşamaya gidiyorum. Yokluğunda Cennette yaşamaktansa, Cehennemin avuçlarında yanıp Dudaklarında son dua olmaya gidiyorum. Gidiyorum hasretim, Gidiyorum helalim.. Seni “sensiz “ yaşamaya gidiyorum.
Yarın doğum günüm. Adının yazdığı çağrıdan öte Çok şey istemiyorum sevgili. Seni “ sana “ bugünden yazıp Yarın doya doya ağlamak istiyorum. Ama sakın ağlama sen. Her gözyaşın benim Cehennemim olur. Yokluğuma inat hep gülümse emi. Çünkü her gülüşün duam olur yalnızlığıma. “
Anılar… Tadına doyulmayan, eşi benzeri bulunmayan anılar. Bazen el ele yollarda, bazen göz göze kırlarda yaşananlar, Umudun kolunda, mutlu yarınlara göz kırpan, en içten duygular.
Yalnızken gecenin koynunda, Aydınlanan karanlıkların yıldız yıldız yağması yağmur gibi üzerime, Geleceğe açtığım umudun kapısından sızan ışığın Nebze nebze dolaşması damarlarımda kan gibi.
Ve hayaller; Sen olmadan yaşadığım bu kadar anı bulurken, Senli hayallerimi hayal edemiyorum.
Parlardı ellerin galiba, Gözlerinde bana olan sevgini görmek, Ve en güzel köşelerinde seninle olmak dünyanın, En güzel ve en soğuk suları içmek ülkemin en yüksek dağında. En nadide çiçekleri toplardım sana, Olsaydın yanımda…
Koskoca bir yıl geçti Ve koskoca sensiz bir kış… Yağan karda yalnız gezdim, Ve yalnız ıslandım sonbahar yağmurlarında. Güneş doğduğunda da, battığında da yalnızdım. Ve garip kaldım bir başıma… Senin yokluğunda…
Oysa adına umut koyduğum yalanlarla avunurken ben, Karanlıklar içinde, hiç ışığım yokken ufuklarda, Ellerimde hiç ellerinin izi olmadı canan… Hiç duymadım yüreğimde bakışlarının heyecanını, Almadım ellerini ellerime, Duymadım yüreğimde yüreğini, Duyardım seni, alırdım ellerini ellerime, Olsaydın yanımda…
Artık bahar vaktidir canan, Kuş cıvıltılarından alıyorum ümidimi, Esen rüzgarlarla gönderiyorum hasretimi, Yokluğuna uzanan ellerimi güllerle avutuyorum, Sen diye alıyorum, sen diye bakıyorum güllerime, Ve daha çok seviyorum, dikenleri battıkça ellerime…
Şimdi bahar diyorum… Ve artık geceleri daha çok seviyorum. Her gece seninle aydınlanırken, Kendimi kandırıyorum… Yokluğuna alışıyorum yavaş yavaş… Görmelerim olmadı ki, yokluğuna yanmıyorum… Çevremdeki çiçekler sensindir benim yanımda, Ve her kır çiçeğine adını veriyorum, canan diyorum…
İşte geldi bak, Her taraf yemyeşil… Ve olmasan da yanımda, İşte geldi bak İstanbul’a bahar, Yeni açan tüm çiçeklerin, tüm papatyaların sana selamı var…
Binbir Gece Masallarini Bile Kiskandiran Bir Aşkti Bizimkisi.. İmkânsız bir aşkın öyküsü mü demeliyim buna, Yoksa sevmelerin ağır mahkemesinin cezası mı..? En güzel aşk masallarını anlatırlardı hep bana Kıskanmazda değildim hani o aşkları, Bazen, bezende hayallere dalardım ara ara kendimce.. Uçuk, kaçık masumca hayallerdi onlar! Yani ne canımı acıtan türlerdendi, ne de öfke uyandıran.. ‘’ Acaba bir gün benimde gerçek aşkım olacak mı ki, kim bilir ne zaman çıkacak, hani şimdi yürüdüğüm yolda karşıma çıksa, gülen gözleriyle gözlerime baksa ve ben sana geldim dese ne güzel olurdu’’ derdim.. Bir gün o da oldu sonunda.. Ansızın yoluma çıkıverdi, Gülen gözleriyle inerek gözlerimin derinliklerine, ‘’Ben geldim sana’’ dedi.. Ben ise; ‘’Hoş geldin ey aşk hoş geldin ey gönlümdeki aşkın sahibi’’ dedim.. Bu nasıl bir aşktı ki, önümüze tabular çıkmasına rağmen her seferinde, aşkımız daha da derinleşip, kenetlendi birbirine.. Tüm aşk masallarını kıskandırırdı adeta … Binbir gece masallarında anlatılan o müthiş masalları bile.. Ama dedim ya ne derecede âşık olursak olalım, Aşkın bedelini bizde ödeyecektik mutlaka… Bundan kaçışımız da yoktu oysa! Âşık oluyorsak şayet; Onun dikenlerine de, gül kokusuna da katlanmamız, ve onun sunacağı her koşula da hazır olmamız gerek.. Biz de öyle yaptık ve … Sevmelerin en ağır mahkemesinin en büyük cezasıyla karşılaşarak, Nasibimizi sonunda almış olduk bizde.. Sonu olmayan bir aşkın kurbanıydık ikimizde.. Ve titreyen mısralarımın buram buram aşk kokan en büyük kahramanları
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif edemeyeceğimi biliyorum. Ulaşılmaz oldun hep hayatımda. Dokunmak,hissetmek,dolu dolu yaşamak isterken seni kocaman bir yalnızlıktı payıma düşen. Payıma düşen herşeyi erteledim. Erteleyemediğim bir şey vardı sana benziyordu. Su olsan dokunduğumda bozulurdun. Bozulmayan birşey'din.. Gidilecek yer olsan sonu olurdu sonu olmayan birşey'din.. Uykuda görülecek rüya olsan uyanırdım beni rüyamdan uyandırmayan birşey'din.. Seni düşündükçe yoruluyorum desem dünyanın en büyük yalanı olur. Yalanım yok. Geçmişten yarına ne kalır bilmem ama sen kalırsın yatağı değişmeyen ırmak gibi. Yaşadıklarımız azdı zamana sığmadık yaşamak isterken herşeyi. Bugün türkü söylüyorsam o gün türküde türkü gibi yaşamak isterim seni. Ruhuma benziyordun. Bir yanın göç bir yanın toprak kokuyordu. Bazen yasaklandın bana bazen suç gibi boynumda taşıdım seni. Yasaların bile tanımlayamadığı bir şey'din sen. Haritama sığmazdın, her hücremde bir başka gülüyordun. Nereli olduğumu seninle hatırlardım bana kendimi hatırlatan birşey'din.. Uzaksın, yakınsın, özlenensin ama dün değil yarın gibi birşeysin sen. Bugün herşeyi değiştirmek için çabalarken sen değişmeyen olarak duruyorsun karşımda. Kabul ediyorum artık. Yarınlarıma bu kalsın ama sen bilme.. Dünyada ne kadar acı ne kadar ölüm var? Bir seni bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin. Olsun bilme. Bugün her acıyla biraz daha ölürken ben, seni düşündükçe hayata dönüyorum yeniden.. Gecenin en karanlık yerindeyim. Bir sigara ateşinin aydınlattığı kadar ışık olsan yinede istiyorum. Sadece benim seni anladığımı kimsenin unutmamak için defterine not düşmediği ama hayatında bir dip not olarak kalan kendi yasaklarım gibi unutmayacağım seni. Her şarkımda sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum. Bir başka dilden seviyorum seni. Gelincikler gibi bir mevsim değil dört iklim. Kim ne derse desin geri dönecek yerim yok senden başka. Bu şehrin orta yerinde çığlık çığlığa tek başıma kalsam da yine SEVİYORUM SENİ.. BU BİR SUÇ DUYURUSUDUR KENDİMİ SANA İHBAR EDİYORUM. HADİ TUTUKLA BENİ....
1. Arılar 1 gram bal için çiçeklere en az 7000 uçuş yapıyorlar. Sen ömür boyu mutluluk için yüzlerce kez pişman olmayı, binlerce kez naz çekmeyi, onlarca kez kavga etmeyi, anlaşmazlığa düşmeyi, hayal kırıklığına uğramayı, çiçekler getirmeyi, çikolatalar almayı, yüzlerce kez özür dilemeyi, binlerce kez sözünü geri almayı, binlerce kez 'affet beni' demeyi, on binlerce kez 'seni seviyorum' demeyi göze almalı değil misin?
2. Bir kg bal için ise 40 bin tane arı, 6 milyon çiçeği dolaşıyor. Sen bir tutam sevda için, en az beş duyunla, onlarca duygunla, binlerce güzel sözle, yüzlerce bakışla, susuşla, dinleyişle, dokunuşla, sevdiğinin beş duyusunu dolaşmalı, yüzlerce beklentisini karşılamalı, onlarca duygusuna karşılık vermeli, hayal kırıklıklarına, tedirginliklerine, nazlarına, kaprislerine, hüzünlerine, pişmanlıklarına, taşkınlıklarına, vurdumduymazlıklarına, kararsızlıkları- na, korkularına, kaygılarına doğru yolculuk etmeli, onun kalbinin bütün köşelerini, aklının bütün kıvrımlarını, ruhunun bütün vadilerini dolaşmalı değil misin?
3. Bal arıları bir peteği doldurabilmek için 100 milyon çiçeğin nektarını emiyor ve 100.000 km kanat çırpıyor. Evinde mutluluğu ağırlayabilmek için, hayattan umduğunu bulabilmek için, çokça zahmete katlanmalı, çokça engelleri aşmalı, eşini anlamak için, onu bir çiçek kadar özel görmeli, ona konuşurken en az bir arı kadar seçici olmalı değil misin? Çiçekler nektarlarını gizlerler; arı çalıştığı için özlerini bala çevirirler; sen de eşinde saklı olanı açığa çıkarmak için çalışmalısın, sürekli kanat çırpmalısın.
4. Arılar bu çalışmanın arasında birbirlerine bakıp bakıp 'Neden hep ben çalışıyorum? ' demiyorlar. Her biri kendisinden bekleneni yapıyor o kadar. Sen 'hep ben bir şeyler yapıyorum, peki ya sen? ' derken, eşine de aynı soruyu sorma hakkı tanımış olduğunun farkında değil misin? Sen sana düşeni yap; ona düşen ise ona kalsın. Sen kendinden bekleneni yapınca, hiç olmazsa eksik olan bir yarıyı tamamlamış olacak değil misin? Ama 'önce sen yap ki...' dedikçe, elinde yarım bile olmayacak, sonuçta daha çok eksiğin olacak.
5. Bir arı kolonisinin 1 kg bal üretebilmesi için 8 kg bal tüketmesi gerekiyor. Bu da koloninin 6 kez dünya çevresini dönmesi anlamına geliyor.
Sevgiyi biçmek istediğin yere sevgi ekmelisin. Mutluluk almak istediğin tarlaya emek vermelisin. Dünyanın en güzel çiçeği bile bakımsız kalınca soluyor, renklerini kaybediyor. Arılar nasıl başkalarına verecekleri 1 kg bal için 8 kg balı kendileri için harcıyorlarsa, sen de 1 kg bal tadında aşk beklediğin eşinin hiç olmazsa 1 kg'lık (aslında 8 kg olması gerekiyor!) bal tadında sevgiyi almasına izin vermelisin. Korkma, bunun için dünya çevresini 6 kez dönmen gerekmiyor! Onun kalbini çepeçevre kuşatman yeter de artar bile.
6. Arılar bunu binlerce yıldır yapıyorlar; çünkü onların fıtratına vahyedilmiştir bal yapmak.
Sen hiç olmazsa sadece bugün arılar gibi davran. Dün arılar gibi davranmamış olsan da önemli değil; dünkü gün geçti. Dün yaptıkların / yapmadıkların bugün yapacakların konusunda ayağına çelme takmasın. Arılar gibi davranmak için yarını da bekleme. Şunu kesinlikle bil ki, yarın hiç gelmeyecek; gelince adını 'bugün' diye değiştirmiş olacak. Buna göre, 'yarın' yaptığın bir şey olmayacak. Ne yaparsan 'bugün' yaparsın. Bugün yaptığın her iş bir ömür boyu yaptığın iş olur. Sabrın ancak bugünün hakkını vermeye yeter. Üstelik kalbini dinlersen, kalbine sevmek için vermek gerektiğini söyleyen 'sözler' kazındığını sen de fark edeceksin. Senin fıtratına da sıradan işlere bile aşkla başlamak, olağan şeylere bile olağanüstü hayranlıkla bakmak vahyedilmiştir.
7. Arılar iğnelerini ancak hayatları tehlikeye girdiğinde kullanıyorlar ve sadece bir kez kullanıyorlar. Sen de kendini tehlikede görebilirsin. İğneni kullanmakta kendini haklı gördüğün zamanlar olabilir. Ama, unutma ki iğnenin en tehlikeli ucu kendine batmaktadır. Eşinin canını yakman senin canını da yakıyor olmalı. Sevdiklerine acı vermen en başta seni acıtıyor olmalı. Mutsuzluk üretenlerin hiçbiri mutlu değildir; unutma. Oysa mutluluk ne kadar bulaşıcıdır!
8. Bir arı kendi ağırlığının 330 katı yük çeker. 'Bunca sözün bana faydası yok ki...' diyorsan, 'Artık sabrım kalmadı, dayanamıyorum! ' diye düşünüyorsan, bir kez daha bak kendine; belki de kapasitenin hepsini kullanmıyorsun. Taşıdığın yük taşıyabileceğinin hepsi değil belki de...
9. Arılar çiçekleri sever, kovana elleri boş dönmezler. Sen de, sevdiğin de çiçekleri seviyorsanız; eve elin boş dönme.
10. Arıların bu yazıdan haberleri yok. Senin haberin olsun. SENAİ DEMİRCİ
Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki... 'Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini. Gidersen sönecek içimdeki ateş ve bir daha hiç kimse yakamayacak. Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi O karanlıkta yolumu kaybedeceğim' diyecektim sana. Konuşamadım...
Gittin... Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu bacağımı bu kadar acı duymazdım. Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden. Ağlayamadım...
Gittin... Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek, tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı. Anlatamadım...
Gittin... Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten? Ürperdin yine biliyorum. Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu. Tutamadım.
Gittin... Bir yıkım gibiydi gidişin Sen adım adım uzaklaşırken benden Çöküp kaldı bedenim olduğu yere Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım. Kalkamadım...
Gittin... Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum Hazırdım gidişine, Kaçak zamanları yaşıyorduk Zaman bitecek ve sen gidecektin Bense, gidişinin ertesi günü Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım. Başlayamadım...
Gittin... Bir şey söyledin mi giderken? 'Kal' dememi istedin mi? Son bir kez 'seni seviyorum' dedin mi? 'Bekle beni döneceğim' diye umut verdin mi? Beynim öylesine uğulduyorduki. Duyamadım...
Gittin... Nereye gittiğin önemli değildi Binlerce kilometre uzakta da olsan, iki metre ötemde de farketmiyordu. Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu. Kurtulmalıydım senden, bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım. Kurtulamadım...
Gittin... Unutulanların arasına katılmalıydım Anıları bir sandığa koyup hayatı bir yerinden yakalamalıydım. Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim. Yapamadım...
Gittin... Bir okyanusun ortasında tek küreği kaybolmuş sandalda Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi. Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni, Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde, Bil ki; seni Unutamadım...
Aşkın şiirini yazmak isterdim sana; sana aşkı şiir ile yazmak isterdim... Aşkı seninle tanımlamak ister, aşkı şiir ile yazmak isterdim... Aşkı seninle tanımlamak ister, aşkı sende tanımak isterdim. Ay ikiye bölündüğünde yanında olmak isterdim..
Sevgili! ...
Şimdi senden uzakta, aşk şudur diyebilsem eğer, son defa kendimi ve ilk defa okuyucumu kandırmış olacağım. Bildim dediğim bir aldanıştır çünkü o, duydum dediğim bir yanıştır. Şimdi ayın, şın ve kaf'ları çıkardılar elifbelerden de sensizliğin mektebinde bir sabra mıhladılar bizi elif'lerle he'lerden. Sensizlikte hasretin hüzzamlarını öğrendik kucak kucak ve aşkın nihavent saltanatını arar olduk köşe bucak. Bildiğimizi sandıkça yandık da yolunda, yolunda yandığımızı sandıkça bildik sonunda. Aşkın gerçeği değildi bildiğimiz, ama aşkın ateşiydi yandığımız. Artık şüphedeyiz, canları yâre ulaştıran bir sel miydi! .. Sana varacak yolların çilesi miydi; tutkular ötesi tutkunun zirvesi, hasretleri yanışların sesi miydi! ..
Galiba varlığın çekim alanına giren en ulvi acıydı aşk; ve maddeyi manaya veren en cömert sancıydı. Ruhların çeşitli varlıklar arasında bölüştürülen süsüydü belki; belki ötelere yazgılı yetirişlerin türküsüydü. Kalp kalbe konan kelebek kanatlarında renk; kudümlerde düğünüp neylerde ağlayan ahenkti aşk. Şarkın bütün şiir mazerasıydı, belki Yesribli sevgililer için tutulan bir Anadolu yazısıydı. Yağmur yağmur belâya başını tutmaklar ve ateş ateş denizlerde kendini atmaklardı. Mansûr'u dara takan da, Halil'i oda yakan da oydu ve oydu Eyyub'u derde bırakan da. Tuz kadar mübarek, ekmekçe aziz idi; toprakleyin bereket, su gibi temiz idi.
Aşk iğnesiyle dikilince bir dikiş, kıyamete kadar sökülmez imiş. Aşk ile insan elbet güneşe benzer; ve aşksız gönül misal-i taşa benzer. Hayatı aşka bölünce hayat çoğalır; bütün hayatları toplasan geriye aşk kalır. Gelip kemiğe dayanınca dünya, hayata atılan kement olur; göz kapaklarından vurulunca kasırgalar, annelerce deprem, babalarca bent olur. Aşksız bahar dallarını kuru bir ayaz boğar, aşksız rahmini yargılayan bebekler nagehan doğar. Mahrem düşüncelerle perdelenen odalarda ya ezel ya ebed olur; aşk kayıp giderse dünyadan ebed kıyamet olur; sevgisizlik gelir, dünya cehennem olur.
Aşk gelince burukluğun şiirinde hüzün dokur heceler; ve azarlanmış kalpleri ısırır tam yarısında geceler. Saban onunla sürerse toprağı koşarak, ancak o vakit şereir taze bir başak. Atların nallarından yıldırımlar masallara dökülür ve yollanamayan mektuplarda nice kalpler sökülür. Kayan yıldızlar gibi büzülür elem denizlerinde diller ve melâl süzülür gibi melek kanatlarında döker yapraklarını güller. Kaderin dehşetini yakan şamdanlar özge pervanelere tesellikâr düşer, şefkatli bir ekmek kırıntısıdır kurutulmuş buselere yâr düşer.
Sevgili!
Kapına geldik; aşkı öğret bize; ve aşkını ver yüreklerimize.
Bir nihânice gamzene gamzede âşıkların adına.. Hani uykuya dalınca kenti ve yalnız başına kalınca kendi... Hani yalnız gecelerde konuşmadan kalınca dilleri ve hâl üzre gönüller anlar olunca bütün dilleri... Vicdan sesinden bizar kürek mahkûmlarınca, hani âşıkların hasreti özleme karınca... Hani gurbetin uzunda gönlüme gömen de sen, hani sen gurbet gurbet gönlüme gömende.. Güneş ve ay nurunu aşkından alırken; güneşin ışığı aya vurur gibi âşığı aydınlatırken.. Gel ey Sevgili bir huzmecik bahşeyle asi ve âciz üftadene ve umut ver peykin olmaya teşne kem zerrene. Aşkları unutan bendene aşkını unutturma!
Her şey sen olsun şu dünyada ve olmasın sen olmayan dünya da.
KUM ŞİİRİ'NDEN... Sen kum nedir bilmezsin Deniz nedir görmedin ki. Yum gözlerini zamanı düşün, Deniz bir gözünde Kum bir gözündedir... Sen taş nedir bilmezsin Dağa çıkmadın ki. Yürü ufuklara doğru, Dağ bir ayağında Taş bir ayağındadır... Sen kül nedir bilmezsin Ateş yakmaın ki. Uzat ellrini gökyüzüne, Ateş bir elinde Kül bir elindedir... Sen kan nedir bilmezsin Ölmedin,öldürmedin ki. Yat toprağa boylu boyunca, Ölüm bir yanında Kan bir yanındadır... Sen aşk nedir bilmezsin Beni sevmedin ki. Ağla, ağlayabildiğin kadar, Bütün güzellikler sende aşk Aşk,bendedir.
Bir bebeğin ağzından çıkan ilk sözcük gibi... Bir annenin duası gibi... Bir yetimin feryadı gibi... Adın bende saklı... SessizSenfoni/nin bitmeyen sessiz çığlıkları gibi.. Ben bir mülteciyim artık cannn... Kendi yüreğimden başka sığınacak yerim yok... Yurdum yok...! SEN BİTANESİNNN
13.06.2008 - 12:48
Canım benim..
Herşey o gül gönlünce olsun..
Mutluluk yakanı bırakmasın inş :)
Hayırlı bi yuva dileğiyle...
02.05.2008 - 14:16
Merhaba güzel kardeşim,Hayatında mutlu olmayı hakeden insansın.Ben böyle tanıdım,böyle bilirim ve inanıyorumki mutlu,mesut ömür yaşayacaksın...sana ve eşine saygılar ve selamlar.Yolunuz daima açık olsun sizlerin..mavi.hece
26.04.2008 - 08:21
arkadaşlar......evlenip yuvadan uçuyorum
haberiniz olsun..belki ulaşmak isteyen olurda bulamaz.....
belkide kimse gittiğimin farkına varmaz..
herşey umut..ve hayal ettiğiniz gibi güzel olsun....
26.04.2008 - 08:19
mavii çok güzel olmuş yüreğine sağlık.....
hayatta hep yüzün gülsün.....herşey gönlünce olsun....
18.04.2008 - 17:14
______@@@_________ @@@______
____@______@______@______@___
___@_________@__@_________@__
___@___________@___________@__
____@______B€NİMLE_________ @__
_____@____CIKARMISIN¿______@___
______ @______S€K€Y! M_____@_____
________ @____________@_________
____@______@______@______@___
___@_________@__@_________@__
___@___________@___________@__
____@________CUNKU___
_____@_______ѕ є η ! ! ! ________@___
______ @_cok SEKEY ve___@
________ @___HOSSUN! ! ! _
___________@________@_________
_____________@____@___________
________________@____________
’.... ’~,.............,,,,_
.. /...... ’’~-,,_........,-’.... ’-,~~-,
.. |.......... ¯’~-,....,’.. /.... ’,... ’-,
.. ’,.................... ’-,.. |.. /.........,’
... ’~-,.............. |. |......... /
..... ¯’’’’~~~~~~~’... |,,,........ /
............ ’-,.. ’. ~ ~’ ’-,...... /
.............. /’.... OO.. ’ ~-~~’
..............,-’-..,-~¯¯~-,...... ’-,
...........,-’..... ’~-,,,-~’....... ’,
........... /............,_,-.... /
........... ’,.....,_; ’... |... /....,’
............ ’-,..... ’’’~-~'~~'..,~’ __####___####
.............. ’~-,,_.. ’~~’.,- ’ ___##____#_#___##
................... |’’... ~’,-, ____#_______#______#
................... /...,.... ’~-~'' #_ _____________#
.................... /..,,-’~-,,_,,-..) ..) ____________#
.................... /...- ’....... ’~,~’'#___________#
................. /. ~’...........) _,,_ #_______#
.............. |.............. }__''~,#___#
...............,_....... _,,,-~’¯.. ¯’~,.#
................ ’~-,,,,,,........ ~-,. ’-,
...................... ’~-,,__.... _,) ,-'
13.04.2008 - 21:13
gerçekten süperrr olmuş sayfan canım ablacım iyiki varsın gercekten süpersin vallaaa sen yaşaki dünya senin gibileri görsün AEO...ablacım..
13.04.2008 - 18:05
sakın *bu isimde* duraklama...yoluna devam et......
dost dediklerim gitti.....artık istemiyorum..inanmıyorum
şansınızı zorlamayın......ben artık..yola yalnız devam ediyorum...
08.04.2008 - 11:33
Şimdi ilkbahar, yaza giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım
seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin
renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin
pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir
ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize
tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.
Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar
gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın,
en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki
sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve
ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey
olduğunu anladım seninle...
Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk
yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden
tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil
sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim.
Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana
ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen
girebilirdin.
Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı,
gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,
olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o
doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.
Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.
Sevdim işte ötesi yok...
___________@@@_____@@___@@@@@_____
__________@@@@______@@_@____@@_____
_________@@@@_______@@______@_@_____
_________@@@@_______@_______@_____
_________@@@@@_____@_______@_____
__________@@@@@____@______@_____
___________@@@@@@@______@_____
__@@@_________@@@@@_@_____
@@@@@@@________@@_____
_@@@@@@@_______@_____
__@@@@@@_______@@_____
___@@_____@_____@_____
____@______@____@_____@_@@_____
_______@@@@_@__@@_@_@@@@@_____
_____@@@@@@_@_@@__@@@@@@@_____
____@@@@@@@__@@______@@@@@_____
____@@@@@_____@_________@@@_____
____@@_________@__________@_____
_____@_________@_____
_______________@_____
____________@_@_____
_____________@@_@_____
______________@@_____
______________@_____ Ne Çıkar
07.04.2008 - 10:34
Yokluğunun ödülü olarak Cennette sensiz yaşamaktansa Cehennemin avuçlarında közlenip güller öreyim baharımsı saçlarına.. “
Kar yangını gecenin en dar vaktinde seni düşünüyorum yokluğunu yüreğimde kanatarak. Suskunluğuna uzanmış bedenimle demlenmiş yalnızlığını yudumluyorum dudaklarımı acıtarak. Başucumda yokluğun, bir beden bol gelen hüznün gömleği sırtımda kan ter içinde yalnızlığına akıyorum. Yetim düşlerimi ezip karanlıkların içinde sensizliğini kanatıyorum.
Dağ başı ıssızlığına inat rüzgarın avuçlarında açan kır çiçekleriydik biz seninle. İmkânsızlığın toprağına sımsıkı tutunmuş çınar ağacının umuda gülümseyen kökleriydik biz. Ne sen Mecnun’un Leyla’sı ne de ben Şirin’in Ferhat’ ı. Biz seninle aynı uçurumun birbirine hiçbir zaman kavuşmayacak iki yakasıydık.
Sevdamızda hep bahar mevsimini yaşadık. Hüznün göğsünden acıyı emip yarılan gökyüzünü ıslak düşlerimizle yamadık bir terzi inceliğiyle. Durmadık seninle zamanın avuçlarında. Aşkın köpüksüz sularında sevdayı hiç kirletmedik. Yalancı baharlara tutunup aynı tomurcuğun ıslak dudaklarında yaşadık aşkın tutsaklığını. Kirpik uçlarımızı bulutlara eğip aynı yağmur tanesinde yıkadık hasretin kör karanlığını. Lakin unuttuğumuz bir şeyler vardı sevdanın geceye örüldüğü zamanlarda. İmkânsızlığın avuçlarında eriyen iki güneş tanesi olduğumuzu unuttuk. Kelimelerin en yalın hallerinde sevişirken dudaklarımız, hasretin çöl sıcağında yavaş yavaş eriyen tenimizi fark edemedik. Aynı kalbin yurdunda sevdaya nefes alırken bir gün terimizin birbirimizin sırtından ayrı yerlere süzüleceğini düşünemedik. Ektiğimiz umut tanelerini ellerimizle biçemedik. Evet, yenildik. Lakin biz zamana değil; imkânsızlığa yenildik. Şimdi bir nefes kadar yakın tenine dokunamıyorum, dudaklarından semaya yükselen nefesinden havaya kanatlanamıyorum. Seni görüyorum lakin görmemezlikten gelmemi istiyorsun benden. Varlığında yaşarken yokluğunda sevmemi bekliyorsun benden. Haklısın belki de. Sana söz sevdiğim; ben seni “ sensizliğin “ avuçlarında seveceğim. Senden tek istediğim; her zaman hayata gülümse. Gülümse ki; gülüşlerin duam olsun kanayan yaralarıma.
Bir nefes uzağımdaki sana bir demet gülüşlerimi yolluyorum eriyen umut bahçelerimden. Ellerimle topladım birtanem. Aslında imkânsızlığın duvarını aşıp kavuşabilseydik bu çiçekleri senin saçlarına taç yapacaktım bir kır düğününde. Söz açılmışken seninle bir bahar günü kır düğününde evlenmek isterdim. Saçlarında sarıpapatyalardan örülmüş bir taç durmalıydı ve üzerinde beyaz bir elbise Melek’lerin kollarında gelmeliydin bana. Kelebeklerin gözlerinden düşen yağmur taneciklerinin ıslak havasında ellerimiz birbirini bulmalıydı. Ne olursa olsun senin gözyaşların tek yağmurum, senin gülüşlerin tek güneşim olsaydı. Offf..İmkansızlığını topluyorum bulutların ıslak dudaklarından…
Şimdi sensizliğin içinde yokluğunun kıvılcımlarında kurutuyorum ıslak kirpiklerimi. Sıcak nefesini üşüyen tenimin üzerine örtüp avuç içlerinin terine sığınıyorum. Yalnızlığını dudaklarımdan parmaklarıma akıtıp satırlarımda tek başıma ağlıyorum. Ve sen diye karanlık duvarlara yaslanıp geceye kapatıyorum yorgun gözlerimi. Gülüşlerinle yüreğimi öpmeden bu ayrılık uykusundan uyanmayacağım.
Bir gün gelmek istersen yalnızlığın sen kokan satırlarına umutlarınla gel. Tövbeleri yarım kalmış günahlarınla gel. İçinde yutkunduğun kelimelerini dudaklarıma sürüp imkansızlığın avuçlarından bana gel. Gözyaşlarınla gel, kurumuş dudaklarıma ab- ı hayat olsun tuzlu yağmurların. Hasretinin kanayan yüreğinle dön yüreğime. Geldiğinde yokluk kelimelerini dudaklarında ezip yavaşca sokul yanıma. Usulca saçlarını çöz. Bahar kokulu saçlarını yüreğimin kıyılarına getir. Başını koy göğsümün sen kokan yastığına. Sesinle dokun üşümüş kirpiklerime. Yokluğunu söküp dudaklarımdan, yüreğini ser yüzümün yalnızlığında bitap düşmüş gamzelerine. Nefesini bir an tutup benim nefesime ver nefesini. Yanan tüm ışıklarını söndürüp gülüşlerini ört üzerimize.
“ Rüzgarı giyinip
Sana geldim dün gece.
Saçlarına dokunmaya gelmiştim.
Kıyamadım yüreğinden öpmeye.
Kıyamadım gözlerinde gezinmeye.
Yatağının yanına usulca çöküp
Seni izledim içimde hasretini yutkunarak.
Nefes alışını,
Meleksi bakışlarını izledim bir nefes uzağından.
Ellerimi uzattim ellerine.
Bir kez olsun dokunmak istedim işte.
Hiçbir zaman dokunmadığım yüreğine
Delicesine sarılmak geçti içimden.
Dokunsam ölecektim biliyorum.
Sarılsam dizlerinde sonsuzluğa göcecektim..
Dokunamadım, sarılamadım.
Gidiyorum,
Günahlarında yanmaya gidiyorum.
Kır düğünü düşlerimi,
Gözlerine benzeyen bir kız cocuğu özlemimi,
Gözyaşlarında yakmaya gidiyorum.
Elimde ne bir resmin,
Yüreğimde ne bir nefesin,
Seni “ sensiz “ yaşamaya gidiyorum.
Yokluğunda Cennette yaşamaktansa,
Cehennemin avuçlarında yanıp
Dudaklarında son dua olmaya gidiyorum.
Gidiyorum hasretim,
Gidiyorum helalim..
Seni “sensiz “ yaşamaya gidiyorum.
Yarın doğum günüm.
Adının yazdığı çağrıdan öte
Çok şey istemiyorum sevgili.
Seni “ sana “ bugünden yazıp
Yarın doya doya ağlamak istiyorum.
Ama sakın ağlama sen.
Her gözyaşın benim Cehennemim olur.
Yokluğuma inat hep gülümse emi.
Çünkü her gülüşün duam olur yalnızlığıma. “
31.03.2008 - 23:09
YOKLUĞUNA…
Anılar…
Tadına doyulmayan, eşi benzeri bulunmayan anılar.
Bazen el ele yollarda, bazen göz göze kırlarda yaşananlar,
Umudun kolunda, mutlu yarınlara göz kırpan, en içten duygular.
Yalnızken gecenin koynunda,
Aydınlanan karanlıkların yıldız yıldız yağması yağmur gibi üzerime,
Geleceğe açtığım umudun kapısından sızan ışığın
Nebze nebze dolaşması damarlarımda kan gibi.
Ve hayaller;
Sen olmadan yaşadığım bu kadar anı bulurken,
Senli hayallerimi hayal edemiyorum.
Parlardı ellerin galiba,
Gözlerinde bana olan sevgini görmek,
Ve en güzel köşelerinde seninle olmak dünyanın,
En güzel ve en soğuk suları içmek ülkemin en yüksek dağında.
En nadide çiçekleri toplardım sana,
Olsaydın yanımda…
Koskoca bir yıl geçti
Ve koskoca sensiz bir kış…
Yağan karda yalnız gezdim,
Ve yalnız ıslandım sonbahar yağmurlarında.
Güneş doğduğunda da, battığında da yalnızdım.
Ve garip kaldım bir başıma…
Senin yokluğunda…
Oysa adına umut koyduğum yalanlarla avunurken ben,
Karanlıklar içinde, hiç ışığım yokken ufuklarda,
Ellerimde hiç ellerinin izi olmadı canan…
Hiç duymadım yüreğimde bakışlarının heyecanını,
Almadım ellerini ellerime,
Duymadım yüreğimde yüreğini,
Duyardım seni, alırdım ellerini ellerime,
Olsaydın yanımda…
Artık bahar vaktidir canan,
Kuş cıvıltılarından alıyorum ümidimi,
Esen rüzgarlarla gönderiyorum hasretimi,
Yokluğuna uzanan ellerimi güllerle avutuyorum,
Sen diye alıyorum, sen diye bakıyorum güllerime,
Ve daha çok seviyorum, dikenleri battıkça ellerime…
Şimdi bahar diyorum…
Ve artık geceleri daha çok seviyorum.
Her gece seninle aydınlanırken,
Kendimi kandırıyorum…
Yokluğuna alışıyorum yavaş yavaş…
Görmelerim olmadı ki, yokluğuna yanmıyorum…
Çevremdeki çiçekler sensindir benim yanımda,
Ve her kır çiçeğine adını veriyorum, canan diyorum…
İşte geldi bak,
Her taraf yemyeşil…
Ve olmasan da yanımda,
İşte geldi bak İstanbul’a bahar,
Yeni açan tüm çiçeklerin, tüm papatyaların sana selamı var…
13.03.2008 - 21:40
Binbir Gece Masallarini Bile Kiskandiran Bir Aşkti Bizimkisi..
İmkânsız bir aşkın öyküsü mü demeliyim buna,
Yoksa sevmelerin ağır mahkemesinin cezası mı..?
En güzel aşk masallarını anlatırlardı hep bana
Kıskanmazda değildim hani o aşkları,
Bazen, bezende hayallere dalardım ara ara kendimce..
Uçuk, kaçık masumca hayallerdi onlar!
Yani ne canımı acıtan türlerdendi, ne de öfke uyandıran..
‘’ Acaba bir gün benimde gerçek aşkım olacak mı ki, kim bilir ne zaman çıkacak,
hani şimdi yürüdüğüm yolda karşıma çıksa, gülen gözleriyle gözlerime baksa ve ben sana geldim dese ne güzel olurdu’’ derdim..
Bir gün o da oldu sonunda..
Ansızın yoluma çıkıverdi,
Gülen gözleriyle inerek gözlerimin derinliklerine,
‘’Ben geldim sana’’ dedi..
Ben ise;
‘’Hoş geldin ey aşk hoş geldin ey gönlümdeki aşkın sahibi’’ dedim..
Bu nasıl bir aşktı ki, önümüze tabular çıkmasına rağmen her seferinde, aşkımız daha da derinleşip, kenetlendi birbirine..
Tüm aşk masallarını kıskandırırdı adeta …
Binbir gece masallarında anlatılan o müthiş masalları bile..
Ama dedim ya ne derecede âşık olursak olalım,
Aşkın bedelini bizde ödeyecektik mutlaka…
Bundan kaçışımız da yoktu oysa!
Âşık oluyorsak şayet;
Onun dikenlerine de, gül kokusuna da katlanmamız, ve onun sunacağı her koşula da hazır olmamız gerek..
Biz de öyle yaptık ve …
Sevmelerin en ağır mahkemesinin en büyük cezasıyla karşılaşarak,
Nasibimizi sonunda almış olduk bizde..
Sonu olmayan bir aşkın kurbanıydık ikimizde..
Ve titreyen mısralarımın buram buram aşk kokan en büyük kahramanları
16.01.2008 - 11:43
'Ağlama,
Ağlamak
Biraz öteye kaçmaktır
Ağlamak,
Hüzünle anlaşmak,
Ve kucaklaşmaktır.
Ağlamak
Sığınmaktır ne olsa,
Avuç açmaktır
Uzak da olsa, yakın da olsa
Biraz onu öteye itmektir
Kişinin en kolay mutsuzluğu
Ağlamaktir, geçistirir umutsuzluğu.
Daha zoru var, susmak zor
Susmak bir ağaç, dallarında,
Susmak, ağlamaları da tutuyor'
06.01.2008 - 20:26
bende bu duygusal yazıları okuyup okuyup ağlıyorum....:(((
31.12.2007 - 20:13
Hani Gitmesen Diyorum
hani gitmesen diyorum......
bırakmasan ellerimi,
kaçırsan o ayrılığa giden tüm otobüsleri.
geceler karanlık üşüyor ellerim,
kalsan diyorum gitmesen.
o ansız vedaların hüznüne salmasan
sevginle tutuşmuş yüreğimi.
gidersen bilirim ki son olur ömrüme gidisin,
bir sinir kasabasında bulurlar
kursuna dizilmiş cesedimi.
geceler karanlık üşüyor ellerim,
üşüyor yüreğim,
yalnız ben değil tüm şehir üşüyor.
hani gitmesen diyorum.......
bırakmasan ellerimi,
gidersen paramparça olur yüreğimde ağıtlar.
ay geceyi deler, güneş dogmadan batar.
ama bilirim ki her şey faydasız,
umutsuz bir aşkın kurbanıyız
ve her kimse o yazan
çoktan yazmış kaderimizi.
lakin isterdim ki,
kadere inat sevseydin beni.
hani gitmesen diyorum......
bırakmasan ellerimi,
karanlık gecelerin koynuna salmasan
her vurguna açık yüreğimi.
hani gitmesen diyorum........
12.12.2007 - 14:24
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif edemeyeceğimi biliyorum.
Ulaşılmaz oldun hep hayatımda.
Dokunmak,hissetmek,dolu dolu yaşamak isterken seni kocaman bir
yalnızlıktı payıma düşen.
Payıma düşen herşeyi erteledim.
Erteleyemediğim bir şey vardı sana benziyordu.
Su olsan dokunduğumda bozulurdun.
Bozulmayan birşey'din..
Gidilecek yer olsan sonu olurdu sonu olmayan birşey'din..
Uykuda görülecek rüya olsan uyanırdım beni rüyamdan uyandırmayan birşey'din..
Seni düşündükçe yoruluyorum desem dünyanın en büyük yalanı olur.
Yalanım yok.
Geçmişten yarına ne kalır bilmem ama sen kalırsın yatağı değişmeyen ırmak gibi.
Yaşadıklarımız azdı zamana sığmadık yaşamak isterken herşeyi.
Bugün türkü söylüyorsam o gün türküde türkü gibi yaşamak isterim seni.
Ruhuma benziyordun.
Bir yanın göç bir yanın toprak kokuyordu.
Bazen yasaklandın bana bazen suç gibi boynumda taşıdım seni.
Yasaların bile tanımlayamadığı bir şey'din sen.
Haritama sığmazdın, her hücremde bir başka gülüyordun.
Nereli olduğumu seninle hatırlardım bana kendimi hatırlatan birşey'din..
Uzaksın, yakınsın, özlenensin ama dün değil yarın gibi birşeysin sen.
Bugün herşeyi değiştirmek için çabalarken sen değişmeyen olarak duruyorsun karşımda.
Kabul ediyorum artık.
Yarınlarıma bu kalsın ama sen bilme..
Dünyada ne kadar acı ne kadar ölüm var?
Bir seni bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin.
Olsun bilme.
Bugün her acıyla biraz daha ölürken ben,
seni düşündükçe hayata dönüyorum yeniden..
Gecenin en karanlık yerindeyim.
Bir sigara ateşinin aydınlattığı kadar ışık olsan yinede istiyorum.
Sadece benim seni anladığımı kimsenin unutmamak
için defterine not düşmediği ama hayatında bir dip not
olarak kalan kendi yasaklarım gibi unutmayacağım seni.
Her şarkımda sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum.
Bir başka dilden seviyorum seni.
Gelincikler gibi bir mevsim değil dört iklim.
Kim ne derse desin geri dönecek yerim yok senden başka.
Bu şehrin orta yerinde çığlık çığlığa tek başıma kalsam da yine
SEVİYORUM SENİ..
BU BİR SUÇ DUYURUSUDUR KENDİMİ SANA İHBAR EDİYORUM.
HADİ TUTUKLA BENİ....
11.12.2007 - 12:57
1. Arılar 1 gram bal için çiçeklere en az 7000 uçuş yapıyorlar.
Sen ömür boyu mutluluk için yüzlerce kez pişman olmayı, binlerce kez naz çekmeyi, onlarca kez kavga etmeyi, anlaşmazlığa düşmeyi, hayal kırıklığına uğramayı, çiçekler getirmeyi, çikolatalar almayı, yüzlerce kez özür dilemeyi, binlerce kez sözünü geri almayı, binlerce kez 'affet beni' demeyi, on binlerce kez 'seni seviyorum' demeyi göze almalı değil misin?
2. Bir kg bal için ise 40 bin tane arı, 6 milyon çiçeği dolaşıyor.
Sen bir tutam sevda için, en az beş duyunla, onlarca duygunla, binlerce güzel sözle, yüzlerce bakışla, susuşla, dinleyişle, dokunuşla, sevdiğinin beş duyusunu dolaşmalı, yüzlerce beklentisini karşılamalı, onlarca duygusuna karşılık vermeli, hayal kırıklıklarına, tedirginliklerine, nazlarına, kaprislerine, hüzünlerine, pişmanlıklarına, taşkınlıklarına, vurdumduymazlıklarına, kararsızlıkları- na, korkularına, kaygılarına doğru yolculuk etmeli, onun kalbinin bütün köşelerini, aklının bütün kıvrımlarını, ruhunun bütün vadilerini dolaşmalı değil misin?
3. Bal arıları bir peteği doldurabilmek için 100 milyon çiçeğin nektarını emiyor ve 100.000 km kanat çırpıyor.
Evinde mutluluğu ağırlayabilmek için, hayattan umduğunu bulabilmek için, çokça zahmete katlanmalı, çokça engelleri aşmalı, eşini anlamak için, onu bir çiçek kadar özel görmeli, ona konuşurken en az bir arı kadar seçici olmalı değil misin? Çiçekler nektarlarını gizlerler; arı çalıştığı için özlerini bala çevirirler; sen de eşinde saklı olanı açığa çıkarmak için çalışmalısın, sürekli kanat çırpmalısın.
4. Arılar bu çalışmanın arasında birbirlerine bakıp bakıp 'Neden hep ben çalışıyorum? ' demiyorlar. Her biri kendisinden bekleneni yapıyor o kadar.
Sen 'hep ben bir şeyler yapıyorum, peki ya sen? ' derken, eşine de aynı soruyu sorma hakkı tanımış olduğunun farkında değil misin? Sen sana düşeni yap; ona düşen ise ona kalsın. Sen kendinden bekleneni yapınca, hiç olmazsa eksik olan bir yarıyı tamamlamış olacak değil misin? Ama 'önce sen yap ki...' dedikçe, elinde yarım bile olmayacak, sonuçta daha çok eksiğin olacak.
5. Bir arı kolonisinin 1 kg bal üretebilmesi için 8 kg bal tüketmesi gerekiyor. Bu da koloninin 6 kez dünya çevresini dönmesi anlamına geliyor.
Sevgiyi biçmek istediğin yere sevgi ekmelisin. Mutluluk almak istediğin tarlaya emek vermelisin. Dünyanın en güzel çiçeği bile bakımsız kalınca soluyor, renklerini kaybediyor. Arılar nasıl başkalarına verecekleri 1 kg bal için 8 kg balı kendileri için harcıyorlarsa, sen de 1 kg bal tadında aşk beklediğin eşinin hiç olmazsa 1 kg'lık (aslında 8 kg olması gerekiyor!) bal tadında sevgiyi almasına izin vermelisin. Korkma, bunun için dünya çevresini 6 kez dönmen gerekmiyor! Onun kalbini çepeçevre kuşatman yeter de artar bile.
6. Arılar bunu binlerce yıldır yapıyorlar; çünkü onların fıtratına vahyedilmiştir bal yapmak.
Sen hiç olmazsa sadece bugün arılar gibi davran. Dün arılar gibi davranmamış olsan da önemli değil; dünkü gün geçti. Dün yaptıkların / yapmadıkların bugün yapacakların konusunda ayağına çelme takmasın. Arılar gibi davranmak için yarını da bekleme. Şunu kesinlikle bil ki, yarın hiç gelmeyecek; gelince adını 'bugün' diye değiştirmiş olacak. Buna göre, 'yarın' yaptığın bir şey olmayacak. Ne yaparsan 'bugün' yaparsın. Bugün yaptığın her iş bir ömür boyu yaptığın iş olur.
Sabrın ancak bugünün hakkını vermeye yeter. Üstelik kalbini dinlersen, kalbine sevmek için vermek gerektiğini söyleyen 'sözler' kazındığını sen de fark edeceksin. Senin fıtratına da sıradan işlere bile aşkla başlamak, olağan şeylere bile olağanüstü hayranlıkla bakmak vahyedilmiştir.
7. Arılar iğnelerini ancak hayatları tehlikeye girdiğinde kullanıyorlar ve sadece bir kez kullanıyorlar.
Sen de kendini tehlikede görebilirsin. İğneni kullanmakta kendini haklı gördüğün zamanlar olabilir. Ama, unutma ki iğnenin en tehlikeli ucu kendine batmaktadır. Eşinin canını yakman senin canını da yakıyor olmalı. Sevdiklerine acı vermen en başta seni acıtıyor olmalı. Mutsuzluk üretenlerin hiçbiri mutlu değildir; unutma. Oysa mutluluk ne kadar bulaşıcıdır!
8. Bir arı kendi ağırlığının 330 katı yük çeker.
'Bunca sözün bana faydası yok ki...' diyorsan, 'Artık sabrım kalmadı, dayanamıyorum! ' diye düşünüyorsan, bir kez daha bak kendine; belki de kapasitenin hepsini kullanmıyorsun. Taşıdığın yük taşıyabileceğinin hepsi değil belki de...
9. Arılar çiçekleri sever, kovana elleri boş dönmezler.
Sen de, sevdiğin de çiçekleri seviyorsanız; eve elin boş dönme.
10. Arıların bu yazıdan haberleri yok.
Senin haberin olsun.
SENAİ DEMİRCİ
06.12.2007 - 17:13
HOŞGELDİN şekerrrrr: :)))
kal GİTME birdaha sakın,duam büyük Yarabbim NET ine zeval vermesin: :)))) emii :)
03.12.2007 - 17:05
prenses unutmadı :)) döndü.......mersiiiii iltifatlar için :))
06.11.2007 - 14:38
Neden bir şey yazmıyorsun.? :'(((
31.10.2007 - 23:57
gittin...
Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...
'Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.
Gidersen sönecek içimdeki ateş
ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi
O karanlıkta yolumu kaybedeceğim' diyecektim sana.
Konuşamadım...
Gittin...
Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım
Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu
bacağımı bu kadar acı duymazdım.
Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden.
Ağlayamadım...
Gittin...
Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa
Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek,
tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı.
Anlatamadım...
Gittin...
Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden
Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten?
Ürperdin yine biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini
Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.
Tutamadım.
Gittin...
Bir yıkım gibiydi gidişin
Sen adım adım uzaklaşırken benden
Çöküp kaldı bedenim olduğu yere
Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti
Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım.
Kalkamadım...
Gittin...
Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum
Hazırdım gidişine,
Kaçak zamanları yaşıyorduk
Zaman bitecek ve sen gidecektin
Bense, gidişinin ertesi günü
Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım.
Başlayamadım...
Gittin...
Bir şey söyledin mi giderken?
'Kal' dememi istedin mi?
Son bir kez 'seni seviyorum' dedin mi?
'Bekle beni döneceğim' diye umut verdin mi?
Beynim öylesine uğulduyorduki.
Duyamadım...
Gittin...
Nereye gittiğin önemli değildi
Binlerce kilometre uzakta da olsan,
iki metre ötemde de farketmiyordu.
Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.
Kurtulmalıydım senden,
bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım.
Kurtulamadım...
Gittin...
Unutulanların arasına katılmalıydım
Anıları bir sandığa koyup
hayatı bir yerinden yakalamalıydım.
Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim.
Yapamadım...
Gittin...
Bir okyanusun ortasında
tek küreği kaybolmuş sandalda
Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi.
Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni,
Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde,
Bil ki; seni Unutamadım...
25.10.2007 - 23:13
Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-i sebâdan gayrı
Aşktır ki, gerisi vesairedir...
Sevgili!
Aşkın şiirini yazmak isterdim sana; sana aşkı şiir ile yazmak isterdim... Aşkı seninle tanımlamak ister, aşkı şiir ile yazmak isterdim... Aşkı seninle tanımlamak ister, aşkı sende tanımak isterdim. Ay ikiye bölündüğünde yanında olmak isterdim..
Sevgili! ...
Şimdi senden uzakta, aşk şudur diyebilsem eğer, son defa kendimi ve ilk defa okuyucumu kandırmış olacağım. Bildim dediğim bir aldanıştır çünkü o, duydum dediğim bir yanıştır. Şimdi ayın, şın ve kaf'ları çıkardılar elifbelerden de sensizliğin mektebinde bir sabra mıhladılar bizi elif'lerle he'lerden. Sensizlikte hasretin hüzzamlarını öğrendik kucak kucak ve aşkın nihavent saltanatını arar olduk köşe bucak. Bildiğimizi sandıkça yandık da yolunda, yolunda yandığımızı sandıkça bildik sonunda. Aşkın gerçeği değildi bildiğimiz, ama aşkın ateşiydi yandığımız. Artık şüphedeyiz, canları yâre ulaştıran bir sel miydi! .. Sana varacak yolların çilesi miydi; tutkular ötesi tutkunun zirvesi, hasretleri yanışların sesi miydi! ..
Galiba varlığın çekim alanına giren en ulvi acıydı aşk; ve maddeyi manaya veren en cömert sancıydı. Ruhların çeşitli varlıklar arasında bölüştürülen süsüydü belki; belki ötelere yazgılı yetirişlerin türküsüydü. Kalp kalbe konan kelebek kanatlarında renk; kudümlerde düğünüp neylerde ağlayan ahenkti aşk. Şarkın bütün şiir mazerasıydı, belki Yesribli sevgililer için tutulan bir Anadolu yazısıydı. Yağmur yağmur belâya başını tutmaklar ve ateş ateş denizlerde kendini atmaklardı. Mansûr'u dara takan da, Halil'i oda yakan da oydu ve oydu Eyyub'u derde bırakan da. Tuz kadar mübarek, ekmekçe aziz idi; toprakleyin bereket, su gibi temiz idi.
Aşk iğnesiyle dikilince bir dikiş, kıyamete kadar sökülmez imiş. Aşk ile insan elbet güneşe benzer; ve aşksız gönül misal-i taşa benzer. Hayatı aşka bölünce hayat çoğalır; bütün hayatları toplasan geriye aşk kalır. Gelip kemiğe dayanınca dünya, hayata atılan kement olur; göz kapaklarından vurulunca kasırgalar, annelerce deprem, babalarca bent olur. Aşksız bahar dallarını kuru bir ayaz boğar, aşksız rahmini yargılayan bebekler nagehan doğar. Mahrem düşüncelerle perdelenen odalarda ya ezel ya ebed olur; aşk kayıp giderse dünyadan ebed kıyamet olur; sevgisizlik gelir, dünya cehennem olur.
Aşk gelince burukluğun şiirinde hüzün dokur heceler; ve azarlanmış kalpleri ısırır tam yarısında geceler. Saban onunla sürerse toprağı koşarak, ancak o vakit şereir taze bir başak. Atların nallarından yıldırımlar masallara dökülür ve yollanamayan mektuplarda nice kalpler sökülür. Kayan yıldızlar gibi büzülür elem denizlerinde diller ve melâl süzülür gibi melek kanatlarında döker yapraklarını güller. Kaderin dehşetini yakan şamdanlar özge pervanelere tesellikâr düşer, şefkatli bir ekmek kırıntısıdır kurutulmuş buselere yâr düşer.
Sevgili!
Kapına geldik; aşkı öğret bize; ve aşkını ver yüreklerimize.
Bir nihânice gamzene gamzede âşıkların adına.. Hani uykuya dalınca kenti ve yalnız başına kalınca kendi... Hani yalnız gecelerde konuşmadan kalınca dilleri ve hâl üzre gönüller anlar olunca bütün dilleri... Vicdan sesinden bizar kürek mahkûmlarınca, hani âşıkların hasreti özleme karınca... Hani gurbetin uzunda gönlüme gömen de sen, hani sen gurbet gurbet gönlüme gömende.. Güneş ve ay nurunu aşkından alırken; güneşin ışığı aya vurur gibi âşığı aydınlatırken.. Gel ey Sevgili bir huzmecik bahşeyle asi ve âciz üftadene ve umut ver peykin olmaya teşne kem zerrene. Aşkları unutan bendene aşkını unutturma!
Her şey sen olsun şu dünyada ve olmasın sen olmayan dünya da.
İ. Pala, Kırk Güzeller Çeşmesi,
25.10.2007 - 23:10
___________0000000000_________
___________00_________________
___________00_________________
___________00_________________
___________0000000000_________
___________________00_________
___________________00_________
___________________00_________
___________0000000000_________
______________________________
___________0000000000_________
___________00_________________
___________00_________________
___________0000000____________
___________00_________________
___________00_________________
___________0000000000_________
______________________________
___________000______00________
___________0000_____00________
___________00__00___00________
___________00___00__00________
___________00____00_00________
___________00_____0000________
___________00______000________
______________________________
______________________________
______________________________
______________________________
______________________________
___________00000000000________
___________00_________________
___________00_________________
___________00_________________
___________00_________________
___________00_________________
___________00_________________
___________00000000000________
________________00____________
______________________________
___________00000000000________
___________00_______00___________________00_______- 00___________________00_______-00________
___________00_______00________
___________00_______00________
___________00_______00________
___________00000000000________
______________________________
___________00___00____________
___________00__00_____________
___________00_00______________
___________0000_______________
___________0000_______________
___________00_00______________
___________00__00_____________
___________00___00____________
______________________________
______________________________
______________________________
______________________________
________00000000000000________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00____00000000________
________00__________00________
________00__________00________
________00000000000000________
______________________________
________00__________00________
________00__________00________
________00__________00________
________00__________00________
________00__________00________
________00__________00________
________00000000000000________
______________________________
________00000000000000________
___________________00_________
_________________00___________
_______________00_____________
_____________00_______________
___________00_________________
_________00___________________
________00000000000000________
______________________________
________00000000000000________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00000000000000________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00000000000000________
______________________________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00000000000000________
______________________________
________00000000000000________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00000000000000________
____________________00________
____________________00________
____________________00________
____________________00________
________00000000000000________
______________________________
______________00______________
______________00______________
______________00______________
______________00______________
______________00______________
______________00______________
______________00______________
______________00______________
______________________________
________00__________00________
________00_00_______00________
________00__00______00________
________00___00_____00________
________00____00____00________
________00_____00___00________
________00______00__00________
________00_______00_00________
$$$_______$$$_____$$$___$$$_______$$$_$$$$$$$$$$$_- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$_____$$$$$$$$$$$$$$$_$$$_______$$$_$$$$$$$$$$$_- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$____$$$____$$$____$$$_$$$_____$$$__$$$_________- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$____$$$___________$$$_$$$_____$$$__$$$_________- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$_____$$$_________$$$___$$$___$$$___$$$$$$$$____- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$______$$$_______$$$_____$$$_$$$____$$$_________- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$_______$$$_____$$$______$$$_$$$____$$$_________- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$$$$$$$___$$$_$$$_________$$$$$_____$$$$$$$$$$$_- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$$$$$$$_____$$$____________$$$______$$$$$$$$$$$_- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
__$$$______$$$____$$$_____$$$____$$$______$$$_____- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
___$$$_____$$$__$$$$$$$$$$$$$$$__$$$______$$$_____- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
____$$$___$$$__$$$____$$$____$$$_$$$______$$$_____- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
_____$$$_$$$___$$$___________$$$_$$$______$$$_____- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
______$$$$$_____$$$_________$$$__$$$______$$$_____- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
_______$$$_______$$$_______$$$___$$$______$$$_____- - - - - - - - - - - - - - - - - - -_
_______$$$________$$$_____$$$____$$$______$$$_____- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
_______$$$__________$$$_$$$_______$$$$$$$$$$______- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
_______$$$____________$$$__________$$$$$$$$_______- - - - - - - - - - - - - - - - - - _
_____________$$$$$$$$$$$ $$$$$$$______________
_________$$$$$$$$$$$$$ $$$$$$$$$$$___________
_______$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$_________
______$$$$$$$$$$______ ___$$$$$$$$$$$$_______
______$$$$$$$$$_______ _______$$$$$$$$$______
_____$$$$$$$$$________ ________$$$$$$$$______
____$$$$$$$$$$$_______ ________$$$$$$$$$________$$$$$$$$$$$$_______ ________$$$$$$$$______
___$$$$$$$$$$$________ _______$$$$$$$$$______
____$$$$$$$_$_________ ______$$$$$$$$$_______
___$$$$$$$$$__________ _____$$$$$$$$$________
___$$$$$$$$___________ ____$$$$$$$$$_________
___$$$$$$$____________ ___$$$$$$$$$__________
____$$$$______________ _$$$$$$$$$$___________
_____$_______________$ $$$$$$$$$_____________
____$______________$$$ $$$$$$$_______________
____$____________$$$$$ $$$$$_________________
___$___________$$$$$$$ $$$___________________
__$_$________$$$$$$$$$ $_____________________
___________$$$$$$$$$$_ ______________________
_________$$$$$$$$$$___ ______________________
________$$$$$$$$$_____ ______________________
______$$$$$$$$________ ______________________
______$$$$$$$$________ ______________________
______$$$$$$$$________ ______________________
______$$$$$$$$$_______ ______________________
_______$$$$$$$$$______ ______________________
________$$$$$$$$$_____ ______________________
_________$$$$$$$$$$___ ______________________
___________$$$$$$$$$$_ ______________________
_____________$$$$$$$$$ $_____________________
_______________$$$$$$$ $$$___________________
_________________$$$$$ $$$$$_________________
___________________$$$ $$$$$$$_______________
_____________________$ $$$$$$$$$_____________
______________________ _$$$$$$$$$$___________
______________________ ___$$$$$$$$$$_______________________________ _____$$$$$$$$$________
____________________________$$$$$$$$$_______
_____________________________$$$$$$$$$______
______________________ ________$$$$$$$$______
______________________________$$$$$$$$______
______________________ ________$$$$$$$$______
_____________________________$$$$$$$$_______
______________________ ______$$$$$$$$________
______________________ _____$$$$$$$$_________
______________________ ___$$$$$$$$___________
_______________________$$$$$$$$_____________
_____________________$ $$$$$_________________
___________________$$$ $$____________________
_________________$$$$$______________________
________________$$$$________________________
_______________$$$____ ______________________
______________$$____________@@@@@@@@_________@@@@@- - - - - - - - - - - - -@
________@@@________@@_____@@______@@
______@@@_________ @@@______
____@______@______@______@___
___@_________@__@_________@__
___@___________@___________@__
____@______COOOOOOK______ @__
_____@______GUZELLLL______@___
______ @_____VEEE_______@_____
________ @__TATLISIN__@_______
___________@________@_________
_____________@____@___________
________________@____________
KUM ŞİİRİ'NDEN...
Sen kum nedir bilmezsin
Deniz nedir görmedin ki.
Yum gözlerini zamanı düşün,
Deniz bir gözünde
Kum bir gözündedir...
Sen taş nedir bilmezsin
Dağa çıkmadın ki.
Yürü ufuklara doğru,
Dağ bir ayağında
Taş bir ayağındadır...
Sen kül nedir bilmezsin
Ateş yakmaın ki.
Uzat ellrini gökyüzüne,
Ateş bir elinde
Kül bir elindedir...
Sen kan nedir bilmezsin
Ölmedin,öldürmedin ki.
Yat toprağa boylu boyunca,
Ölüm bir yanında
Kan bir yanındadır...
Sen aşk nedir bilmezsin
Beni sevmedin ki.
Ağla, ağlayabildiğin kadar,
Bütün güzellikler sende aşk
Aşk,bendedir.
Adın bende saklı... Dillerimde sus(ma) lara inat... Alfabenin otuzuncu harfi gibi...
Bir bebeğin ağzından çıkan ilk sözcük gibi... Bir annenin duası gibi... Bir yetimin feryadı gibi...
Adın bende saklı... SessizSenfoni/nin bitmeyen sessiz çığlıkları gibi..
Ben bir mülteciyim artık cannn... Kendi yüreğimden başka sığınacak yerim yok... Yurdum yok...!
SEN BİTANESİNNN
22.10.2007 - 15:19
___________0000000000_________
___________00_________________
___________00_________________
___________00_________________
___________0000000000_________
___________________00_________
___________________00_________
___________________00_________
___________0000000000_________
______________________________
___________0000000000_________
___________00_________________
___________00_________________
___________0000000____________
___________00_________________
___________00_________________
___________0000000000_________
______________________________
___________000______00________
___________0000_____00________
___________00__00___00________
___________00___00__00________
___________00____00_00________
___________00_____0000________
___________00______000________
______________________________
______________________________
______________________________
______________________________
______________________________
___________00000000000________
___________00_________________
___________00_________________
___________00_________________
___________00_________________
___________00_________________
___________00_________________
___________00000000000________
________________00____________
______________________________
___________00000000000________
___________00_______00___________________00_______- 00___________________00_______-00________
___________00_______00________
___________00_______00________
___________00_______00________
___________00000000000________
______________________________
___________00___00____________
___________00__00_____________
___________00_00______________
___________0000_______________
___________0000_______________
___________00_00______________
___________00__00_____________
___________00___00____________
______________________________
______________________________
______________________________
______________________________
________00000000000000________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00____00000000________
________00__________00________
________00__________00________
________00000000000000________
______________________________
________00__________00________
________00__________00________
________00__________00________
________00__________00________
________00__________00________
________00__________00________
________00000000000000________
______________________________
________00000000000000________
___________________00_________
_________________00___________
_______________00_____________
_____________00_______________
___________00_________________
_________00___________________
________00000000000000________
______________________________
________00000000000000________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00000000000000________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00000000000000________
______________________________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00000000000000________
______________________________
________00000000000000________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00____________________
________00000000000000________
____________________00________
____________________00________
____________________00________
____________________00________
________00000000000000________
______________________________
______________00______________
______________00______________
______________00______________
______________00______________
______________00______________
______________00______________
______________00______________
______________00______________
______________________________
________00__________00________
________00_00_______00________
________00__00______00________
________00___00_____00________
________00____00____00________
________00_____00___00________
________00______00__00________
________00_______00_00________
22.10.2007 - 15:17
$$$_______$$$_____$$$___$$$_______$$$_$$$$$$$$$$$_- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$_____$$$$$$$$$$$$$$$_$$$_______$$$_$$$$$$$$$$$_- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$____$$$____$$$____$$$_$$$_____$$$__$$$_________- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$____$$$___________$$$_$$$_____$$$__$$$_________- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$_____$$$_________$$$___$$$___$$$___$$$$$$$$____- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$______$$$_______$$$_____$$$_$$$____$$$_________- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$_______$$$_____$$$______$$$_$$$____$$$_________- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$$$$$$$___$$$_$$$_________$$$$$_____$$$$$$$$$$$_- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
$$$$$$$$$_____$$$____________$$$______$$$$$$$$$$$_- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
__$$$______$$$____$$$_____$$$____$$$______$$$_____- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
___$$$_____$$$__$$$$$$$$$$$$$$$__$$$______$$$_____- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
____$$$___$$$__$$$____$$$____$$$_$$$______$$$_____- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
_____$$$_$$$___$$$___________$$$_$$$______$$$_____- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
______$$$$$_____$$$_________$$$__$$$______$$$_____- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
_______$$$_______$$$_______$$$___$$$______$$$_____- - - - - - - - - - - - - - - - - - -_
_______$$$________$$$_____$$$____$$$______$$$_____- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
_______$$$__________$$$_$$$_______$$$$$$$$$$______- - - - - - - - - - - - - - - - - - - _
_______$$$____________$$$__________$$$$$$$$_______- - - - - - - - - - - - - - - - - - _
_____________$$$$$$$$$$$ $$$$$$$______________
_________$$$$$$$$$$$$$ $$$$$$$$$$$___________
_______$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$$_________
______$$$$$$$$$$______ ___$$$$$$$$$$$$_______
______$$$$$$$$$_______ _______$$$$$$$$$______
_____$$$$$$$$$________ ________$$$$$$$$______
____$$$$$$$$$$$_______ ________$$$$$$$$$________$$$$$$$$$$$$_______ ________$$$$$$$$______
___$$$$$$$$$$$________ _______$$$$$$$$$______
____$$$$$$$_$_________ ______$$$$$$$$$_______
___$$$$$$$$$__________ _____$$$$$$$$$________
___$$$$$$$$___________ ____$$$$$$$$$_________
___$$$$$$$____________ ___$$$$$$$$$__________
____$$$$______________ _$$$$$$$$$$___________
_____$_______________$ $$$$$$$$$_____________
____$______________$$$ $$$$$$$_______________
____$____________$$$$$ $$$$$_________________
___$___________$$$$$$$ $$$___________________
__$_$________$$$$$$$$$ $_____________________
___________$$$$$$$$$$_ ______________________
_________$$$$$$$$$$___ ______________________
________$$$$$$$$$_____ ______________________
______$$$$$$$$________ ______________________
______$$$$$$$$________ ______________________
______$$$$$$$$________ ______________________
______$$$$$$$$$_______ ______________________
_______$$$$$$$$$______ ______________________
________$$$$$$$$$_____ ______________________
_________$$$$$$$$$$___ ______________________
___________$$$$$$$$$$_ ______________________
_____________$$$$$$$$$ $_____________________
_______________$$$$$$$ $$$___________________
_________________$$$$$ $$$$$_________________
___________________$$$ $$$$$$$_______________
_____________________$ $$$$$$$$$_____________
______________________ _$$$$$$$$$$___________
______________________ ___$$$$$$$$$$_______________________________ _____$$$$$$$$$________
____________________________$$$$$$$$$_______
_____________________________$$$$$$$$$______
______________________ ________$$$$$$$$______
______________________________$$$$$$$$______
______________________ ________$$$$$$$$______
_____________________________$$$$$$$$_______
______________________ ______$$$$$$$$________
______________________ _____$$$$$$$$_________
______________________ ___$$$$$$$$___________
_______________________$$$$$$$$_____________
_____________________$ $$$$$_________________
___________________$$$ $$____________________
_________________$$$$$______________________
________________$$$$________________________
_______________$$$____ ______________________
______________$$____________@@@@@@@@_________@@@@@- - - - - - - - - - - - -@
________@@@________@@_____@@______@@
Toplam 31 mesaj bulundu