HAYAT BİR ÇOCUĞA NASIL ANLATILMALI ? Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti, 'Sen eğitimcisin, neler öğretmem gerekiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum' dedi. Sorusu kolaydı ama yanıtı zordu, akıl vermesi basitti ama uygulaması karmaşıktı, anla ...
20.08.2013 - 12:43
En çok
gözlerinde unuturdum kendimi sevgili,
resmini öpünce,
geceyi sende uyuturdum.
Dünyanın en güzel şeyi
senin olmakmış oysaki,
ellerimi açınca,
yağmurları susturan bir buluttum.
Masmavi gökyüzü kapladı sevdana dair içimi,
önsözü hep 'sen'le başlayan kitaplar okurdum.
Zamanın sevmek adlı dakikasındayım şimdi,
ilkbahar mevsiminde sonbahar isimli bir çocuktum.
En çok
gözlerinde kaybolmayı sevdim ben sevgili,
masalların bittiği yerde,
hep aşka kanan mutluluktum..
20.08.2013 - 10:36
RABİA SEMBOLÜNÜN ANLAMINI
Sembolün anlamını öğrenmeden, profil resmi yapanlar, okuyunuz ve yaptığınız 4 işaretinin nereden geldiğini öğreniniz.
Bir elinde ateş diğerinde su: Rabia el-Adeviye
Bir elinde meşale diğer elinde bir kova su ile Basra sokaklarında gezinmekteydi.
'Biz zaten seni deli biliriz de, bu yeni deliliğin sebebi nedir? ' diye sordular. İşte onun günümüze kadar ulaşan feryadı:
'Bize söylendi ki, eğer dinimizin kurallarını takip edersek, cennete gidip sonsuza kadar keyif içinde yaşayacağız. Eğer kurallara karşı çıkarsak, cehennemin kızgın ateşleri içinde yanacağız. O nedenle, herkes sadece kurallara uyup yeryüzündeki zamanını doldurmak peşinde.
İyi insan olmanın sebebi cennet için verilen söz oldu.
Kötülükten korunmanın sebebi de cehennemden korku.
İşte onun için cenneti ve cehennemi arıyorum.
Bir bulursam, elimdeki bu meşalenin ateşiyle cenneti yakıp yok edeceğim. Bu su ile de cehennemin ateşini söndüreceğim.
Böylece, hepimiz, cennet rüşvetinden veya cehennem korkusundan değil, iyiliğin güzelliğinden dolayı iyi insan olacağız.'
700'lü yılların ortalarıydı. Yani İslam’ın ilk yüz yılı. Rabia, erkek egemen Arap toplumu içinde korkmadan konuşan bir kadın yıldız oldu.
Yoksul bir ailenin dördüncü kızı idi. Adını 'Dördüncü' anlamına gelen 'Rabia' koydular. Adı bile yoktu yani. O, ailenin dördüncü kızı idi sadece.
Anne baba öldükten sonra kızlar köle pazarında cariye olarak satıldılar.
Sahipleri onu haremlerine kapattılar. Köleci rejim, köleleri, cariyeleri insan yerine koymuyordu. Köle sahibi, cariyelerini yatağa atmak için nikâh yapmak zorunda değildi. İslamiyet de bu köleci kuralları onaylıyordu. Hassas ruhu her satıldığında, yeni sahibinin hoyratlıkları, tecavüzleri karşısında bir kere daha inciniyordu. Her türlü çileyi çekti. Çektiği acılar, ona toplumu, köleci dinci sistemi sorgulama yolunu açtı.
Şimdi kendisine bunca kötülükleri yapanların günümüzdeki temsilcileri, Müslüman Kardeşler, Kahire'de onun adını taşıyan meydanda gösteriler yapıyorlar.
Rabia, ruhlar âleminden onlara sesleniyor: 'Ey kara yobazlar, defolun benim meydanımdan'
(SON NOKTA DERGİSİNDEN CENGİZDEN ALINTIDIR)
20.08.2013 - 00:00
Unuturum
Unutmak zor değil
Unutmak acı
Unutmak zor değil
Unutmak yazık
Unutulmaz kimse yok bende
Bir sana kıyamadım
Gücüm yetmedi seni yok saymaya
Kollarımı açtığım kadar unuttugumsun
Açamadığım kadar özlediğim
Benim Unuttuğum Kadarını Sen Özler misin?
18.08.2013 - 19:23
Ve en çok seni özledim ben.
Karşı komşunun sokağa çıkacağı zamanı beklemeni.
Her teyzeyi annen gibi sevmeni.
Sanki ayıpmış gibi kimselere söylememeni.
Ve o bisikleti ilk gördüğünde koşuşunu.
Yağmurlu bir günde annenin elinden yediğin ekmeği.
Islanan sokaklara bakıp duygulanmanı.
Yaz akşamlarında oturduğun kaldırımı.Seni bir kez daha görmek isterdim...
hiç konuşmadan..
kısa pantolonlu siyah beyaz halini..
bir lokma boyunu..
diz çöküp yere sımsıkı...ama çok sıkı
sarılmak sana..
gözyaşlarımı omuzlarına bırakıp gitmek istiyorum şimdi
sana kim olduğumu söylemeden...arkama bakmadan
ağladığımı sana göstermeden
seni çok özledim
ama çok özledim
çocukluğum! !
Ceyhun Yılmaz
18.08.2013 - 14:43
İçelim edûlê içelim.
Gecenin ağır ve soğuk efkarına
Yıldızların hüzünlü bakışlarına
Uzaklara, uzaktakilere içelim.
İşlenmiş suçlara
Mahpustaki suçsuzlara
Duaya kalkan avuçlarına
Kelebeklere kuşlara içelim.
Ana rahminde ellerine kelepçe vurulmuş çocuklara
Umutlarla süslenen gelinlere
Ve umudu kursakta birakan rezillere içelim.
İçelim edulê dibine kadar içelim
Kulağına mor menekşe iliştirmiş çingeneye içelim
Sokakta ruhunu meydana sermiş fahişeye içelim.
Hüznü dillendiren kemanın sesine içelim.
Deligoncayla kafayı arayan esrarkeşe
Ve onun kafasını bulandıran hayallere içelim.
Meyhanedeki yorgun düşen kafalara içelim.
Şuan bizimle içen tum sarhoşlara içelim.
Yoldaki yolculara
Uzak diyarlara
Ve o diyarlarda bekleyen sevgiliye içelim.
Arsızca sevişenlere içelim
Başka ten'lerde aşk arayanlara
Başka gözlerde sevda dileyenlere
Başka gülüşlerde utopya tasarlayanlara içelim
___________________Mîr Malalayko
17.08.2013 - 14:40
Kelebek Kanadında Aşk
Zamanlar
Güneş ekilip yıldız biçilen zamanlardı
Hatırlıyorum...
Ya önce sen vardın yürek olarak
Ya da aşk vardı
Gelip içimde kestiğin
Hatırlamıyorum...
Ben imkânsıza dudak bükerdim
Sense halime gülerdin...
Olsun! O günlerde ben
Biraz mutlu biraz umutlu
Biraz içliydim
Doğrusu en çok da
Kelebeklerin kanadına işlediğin
Aşkından dertliydim...
Ama o zamanlar
Güneş ekilip yıldız biçilen zamanlardı
Aşk dediğin belki de
Geceye veda etmeyen bir ay’dı...
Türküler saklardın derinlerinde
Sazından kaçak...
Bilmezdin
Ben görürdüm duyardım da
Sen bir kez olsun söylemezdin
Korkularını zaten
Kimselere vermezdin...
Ve böylece
Sen yağmura
Yağmur benim gözlerime hasret
Yaşardık...
Heyhat!
Hep ama hep
O imkânsıza takıldın da sen
Ve belki de bu yüzden
Aşk gelip bizi sarsınca yüreklerimizden
Ben ağlardım gözlerim gülerdi
Sen gülerdin gözlerin susardı...
Şimdi ben
O zamanların renklerini unuttum.
Belki mavi belki sarı belki aktı...
Hatırladığım tek şey
Güneşle yıldız arkadaştı...
Bilenler bilirdi
Çok sevmiştik biz
Çok!
Ben gönlümden
Sen dilinden...
Ben unutsam da şimdi
Sen hatırlarsın.
Sesinde ufacık bir hüzün olsa
Ya da acıtan bir özlem gözlerinde
Bembeyaz gecelerinde gelirdim sana bu şehrin...
Gelirdim...Gönlümden...
Ve sen
“Hoş geldin' derdin
Dilinden....
Kocaman bir çocuktum o zamanlar
Belli!
Dil nedir, gönül ne?
Anlamını bildiğim
Şüpheli!
Şimdi söyle bana!
Kaldıysa geriye ne kaldı?
Tek tarafı hesaplı bir sevda
Niyeti bozuk bir dava
Bir de
Sadece dağlara caka satan bir sema...
Ama ben bunların hepsini sevdim.
Şaşacak bir şey yok!
Dedim ya... Ben
Güneş ekilip, yıldız biçilen zamanlardan geldim...
Sonraları
Belki de hiç gülmedim
Ve sen
Kelebeklerin ömrünün üç gün olduğunu
Hiç bilmedin!
Esra Güzelipek
16.08.2013 - 14:48
Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar,
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalan istiyorsan yalanlar söyleyeyim.
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia...
Özdemir Asaf
15.08.2013 - 21:26
Bugün günlerden sen;
Güneşin kokusu gibi
Yudum,yudum çekerken içime seni
İliklerime kadar sen damlalarıyla ıslanıp
Köklerine sığınıyorum…
Bugün günlerden sen;
Uykum gibi gel bana
En güzel rüyalara kanatlanıp,
Kırıp tutsak kelimelerin zincirlerini
Anason tadında aşklarda buluşalım
Bugün günlerden sen;
Al kuşak takınıp gel gecelerime
Vurayım uçuşup duran kanatlarından
Düş
Duyulmamış masallarımın orta yerine...
Gül Ubay
15.08.2013 - 09:34
Severim seni bilmeden nasıl, ne zaman, nereden,
basitçe severim seni, sorunsuz ve gurursuz,
başka türlü sevmeyi bilmediğim için böyle severim seni.
Fakat ne sen varsın ne de ben,
öyle yoğun ki sevdamız, bağrımdaki elin elimdir,
öyle yoğun ki, uyuduğumda kapanan gözlerindir.
Pablo Neruda
15.08.2013 - 07:51
Dün gece,
Hiç olmadığım kadar ihtiyacım vardı sana! !
Ağlıyordum hıçkırarak..
Sesini duymak iyi gelecekti bana, emindim.
Telefonu elime aldım.
Her canım yandığında, birine ihtiyaç duyduğumda yalnız olmayı seçen ben, bu defa istemedim..
kısa bir mesajdı..
Sana İhtiyacım Var..!
Sonra.. Ağlarken uyumuşumm!
Ve sen, cevap yazmaya bile tenezzül etmemişsin.
Benim canım yanıyordu, ve sen hala kendi düşüncelerinde boğuluyordun!
Oysa, böyle anlarda ne önemi vardıı kırgınlığın_?
Benim, Sana ihtiyacım vardı!
SeninSe hala susmaya! ..
Şimdi bende susuyorum..
Yine tüm cümlelerimi içime sakladım,
Yine bir sürü cevapsız soru kaldı bana..!
Gidiyorsun belki..
Sadece şunu söylemek istiyorum son olarak;
Benim, dün geceee..
Sana ihtiyacım vardı!
Seninse hala susmaya! ...
14.08.2013 - 08:35
İyiki doğdun, iyiki varsın..
Boş ver be yaşı!
Gönlün ne kadar genç ondan haber ver?
Şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan
sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver?
Koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını,
Gelene geçene yol verme girsin içeri diye,
Ama gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.
Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,
Ama aklını kaybedecek kadar bir aşk varsa avuçlarında,
bırak aksın yollarına.
Yağ geç, yık geç kimse, kimse inanmazsa inanmasın
sen inan yüreğine.
hem ona geçmezse kime geçer sözün?
Büyü büyü..
Bak ellerin ayakların kocaman,
aklında maşallah yerinde
E ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.
Akıllı ol, yüreğin gelir peşinden
boş ver yaşı başı,
Aşk var mı aşk, ondan haber ver?
Takılmışın yüzündeki, gözündeki çizgilere
o çizgilerin yüreğine neler kazıdğını düşün,
Atmak mı istiyorsun kendini dereye soğuk bir kış günü.
Öl gitsin...
Parayı pulu savurup
bir balıkçı köyünde balık mı tutmak istediğin,
Savrul gitsin..
Boşver be yaşı başı,
kim tutar seni kim,
Kendi yüreğinden başka?
Aklını al da öyle git...
İster bir duvara, ister bir odaya, kıra, bayıra vur da git.
Dert etme ellerini, onlarda gelir seninle birlikte bırakmadıkça birine.
O biride gelir, gerçekten istediğin oysa,
Seveceksen ve öleceksen uğruna...
Yaşa be yaşa da öyle git, gireceksen toprağa.
Yaş 70'e gelse bile, hayat daha bitmemiş,
Sen mi biteceksin?
Çekeceksen bile bayrağı,
yaşadım ULAN DİBİNE KADAR diyemeyecek misin?
Can YÜCEL
13.08.2013 - 18:32
Senelerce senelerce evveldi
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz
İsmi; Annabel Lee
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni
O çocuk ben çocuk, memleketimiz
O deniz ülkesiydi
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee
Göklerde uçan melekler
Kıskanırlardı bizi
Bir gün işte bu yüzden göze geldi
O deniz ülkesinde
Üşüdü bir rüzgarından bulutun
Güzelim Annabel Lee
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni
Mezarı oradadır şimdi
O deniz ülkesinde
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskanırdı bizi
Evet! Bu yüzden 'Şahidimdir herkes ve deniz ülkesi'
Bir gece rüzgarından bulutun
Üşüdü gitti Annabel Lee
Sevdadan yana kim olursa olsun
Yaşca başca ileri
Geçemezlerdi bizi
Ne yedi kat göklerdeki melekler
Ne deniz dibi cinleri
Hiç biri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee
Ay gelir ışır, hayalin erişir
Güzelim Annabel Lee
Orda gecelerim uzanır beklerim
Sevgilim sevgilim hayatım gelinim
O azgın sahildeki
Yattığın yerde seni...
Edgar Allan Poe
10.08.2013 - 12:37
PEZEVENK
Dünya ahvâlinden haberi yoktur
Sohbeti din ile açar pezevenk
Komşusu aç iken kendisi toktur
Sanki melek olmuş uçar pezevenk
Karanlık işlerde zıplama ister
Evine granit kaplama ister
Dünya mektebinden diploma ister
İnsanlık dersinden kaçar pezevenk
Herkesin kabına çeşmesi akmaz
Erkek sinekleri hareme sokmaz
Fakir komşusunun yüzüne bakmaz
Selâmsız sabahsız geçer pezevenk
Sanırsın Allah'la akte oturmuş
Cennete giderken macun götürmüş
Hûriler'i dizip işi bitirmiş
Şimdi gılmanları seçer pezevenk
Aydınlığa düşman yobazın dölü
Hû çekerken şişmiş ağzında dili
Erbâbi, ülkede bunlardan dolu
Durmadan zehrini saçar pezevenk
Âşık Erbabi
09.08.2013 - 16:07
Deniz
Eğer benden önce rastlarsan
Dokunmaya korktuğum düşlerime
Yargılamadan
Hesap kitap sormadan
Bas bağrına olur mu Deniz
İncitme sakın gülüşü süt mavisi çocukluğumu
O hep güzelleştirmek için çırpındı
Kısa saçlı yüzümü de
Hep bir ağızdan konuşunca sarı mevsimler
Yapacak birşeyi kalmadı Deniz
Hani hatırlıyor musun
Yıldız tozu toplamaya çıkmıştık ya
Daha uzaktan görür görmez
Konuşup, dertleşmiştik
Sedefi bol geceyle de, oralı bile olmamıştı yıldızlar
Biz üzülürdük
Gök mavisi bilmediği için renklerimizi
Görmeyen gözlerine bakar ağlardık ya usul usul
Hep o serseri umut yüzünden Deniz
Hovardalığını bırakıp dönmedi hiç
Karanfil kokulu avuçlarımıza
Ağlama Deniz
Artık yeşil ne renk, papatyalar açar mı diye meraklanıp
Uykusunu kaçırmıyorum zifiri karanlık gecenin
Korkmuyor muyum?
Korkuyorum elbette, fakat artık biliyorum ki
Olsam da olmasam da
Gün doğacak, yağmur yağacak
Ve yeniden filizlenip açacak narin gelincikler
Belki bu son şiirim olacak biliyorsun
Senden tek ricam, o gün geldiğinde
Tek tek öpüp okşa çiçeklerin yapraklarını
Ve bir tutam ışık bırak çam ağacının altına
Bir de renklerin güzelliğini anlat
Yontulmuş mermer taşına
Hatırımızı soranlara iyiymiş
Korkmuyormuş artık de sessizlikten
Ve sonra Deniz
Sal küllerimi kuş sürüsünün içine
Yüreğinden, yüreğinden öpüyorum seni Deniz....
Seval Akkuş
07.08.2013 - 11:51
GÜNAYDIN....
Gelecekte çocuklarınızın size nasıl davranmasını istiyorsanız, bugün siz atalarınıza öyle davranın... Unutmayın ki çocuklar söylediklerimizden çok yaptıklarımızı benimserler... Hepimiz yaşımız ilerledikçe gençlikte çok kızdığımız annelerimize, babalarımıza dönüşmedik mi..? Bu yüzden iyi bir rol model olmamız önemlidir... Gelecekte mezarınızın başında oynayan torunlarınız olmasını istiyorsanız, bugün torunlarını onların mezarına götürün... Eğer siz evine köpek alıp bakan ama ailesini huzurevine bırakan biriyseniz; şimdiden kendinize huzurevi bakmaya başlayabilirsiniz... Malum ağaca çıkan keçinin, dala bakan oğlağı olur....
Nerdeeee o eski bayramlar diye birşey yok, nerde o sabah erkenden kalkıp, oğullarını alıp bayram namazına giden babalar, onlar gelene kadar kızlarıyla kahvaltı hazırlayan anneler var... Nerde o, babaya, ataya saygıyı öğretmek için çocuklarının önünde durup kocasının elini öpen kadınlar var.... BAYRAM TATİL DEĞİLDİR... Bizi biz yapan milli ve dini değerlerimize sahip çıkalım... Hayırlı Arefeler.... İyi bayramlar.
07.08.2013 - 10:45
Bana harflerden ve kelimelerden arınarak 'GEL'..!
Kalıplardan kurtul, kalbinle 'GEL'..!
Kalinden sıyrıl, hâlinle 'GEL'..!
İster bu aşkın 'SEN' hâli,
İster 'BEN' hâli olsun..!
... 'GEL'diğin zaman,
Ne 'SEN' ne de 'BEN' olmayacağız burada..!
O hâlde sadece 'GEL'..!
İster 'SEN'inle 'GEL'..!
İster 'SEN'siz...
YETER ki 'GEL'..!
04.08.2013 - 08:14
Gülen Yüz ve Ağlayan Yüz
Yemin ederim Dünya en büyük oyun sahnesi,
Ne Antik Yunan nede bir vapur iskelesi.
Herkes oynuyor, sende oynuyorsun ama kendini kandırıyorsun.
Ve bu sahnede herkes kendince baş rolde.
Tüm fikir çatışmalarında bu yüzdendir.
Ne sensiz olur bu oyun, ne de sensizlik hissedilir.
Düşün dur repliğini, sen aklına getiremedikçe,
çevrendekilerin nasıl oynadığını görürsün.
Ne antik yunan nede bir vapur iskelesi.
Bacasız bir teknede makinasız bir kürekçiyi oyna.
Gelen vursun giden vursun.
Baş rolünü kim duysun?
Onur Metin
04.08.2013 03:45
04.08.2013 - 02:42
Hoşçakal..
Gidişim büyük, gelişim gibi,
Artık yazamıyorum şiirlerim hoşçakal
Satır satır yazdığım hepsinde ben saklı
Rüyalarım, umutlarım, sevgiler hoşkal...
Kader diyor bazıları, bilmeden hüküm kurar
Yüreğim garip bir sürgünü yaşar
Yaşantımı kalemim işte böyle yazar
İki gözüm, göz nurum, guzum hoşçakal....
Özledim geride kalan tüm günleri
Topladım hayatımdan beni üzenlerin izini
Tek bir miras kaldı yüreğimdeki sızı
Canımın cananı, kalp sancım, güzüm artık HOŞÇAKAL....
Nur Çakır
02.08.2013 - 19:45
YEŞİL GÖZLÜM
helkeleri almış gider çeşmeye
hayale dalıpda sakın geçmeye
şifalı suyundan bir tek içmeye
yolunu beklerim ben yeşil gözlüm
görenler bakıyor el beni kınar
yaradan sevgimi böylemi sınar
munafık sözleri vallahi yıkar
yolunu beklerim ben yeşil gözlüm
kaş altından sende bana bakardın
deli seller gibi coşup akardın
bir gülüşe ne yiğitler yıkardın
yolunu beklerim ben yeşil gözlüm
sana olan sevdam bitermi bilmem
sevinç göz yaşlarım aksada silmem
sensizde dünyaya hayatta gülmem
yolunu beklerim ben yeşil gözlüm
cesaretim günü güne ekliyor
gelir diye yollarını bekliyor
heycanından kalbi nasıl tekliyor
yolunu beklerim ben yeşil gözlüm
CESARET BERK
02.08.2013 - 09:30
Ilk Askim
Ak ve pak tertemiz saf icimdeydin
Ilk askin heycaniyla icimde kelebeyimdin
Ilk yazdigim mektublarimin özlemiydin
Ilk askim, o günlere bugün yine dönermiydin?
Yüregimin fethiyi, hayallerimin kahramani
Bugün senden bana kalan tertemiz bir ani
Gizli gizli yolladigimiz ilk ask mektublarini
Ilk askim, okudum ve anladim sana doymadigimi
Imkansizliklarin icinde tek imkanlisi sendin
Yoksun yüregime sevginle sevgi ekledin
Ben sende; beni nasil sevdigini sevdim
Ilk askim, onca fedakarligi bugün yine edermiydin?
O cocuksu baksilarimizi
Utanipta konusamadigimizi
Tenimizin birbirine dokunmamasi
Ilk askim, sevdim o saf ve temiz askimizi
Kalbime kazilan ilk ismindir
Gözümden gitmeyen tek resmindir
Beni özüme kavusturan tek sevgindir
Ilk askim, yasatan tek bunlari yüregindir
17 yil sonra kavusmamiz bir ilk
Kalbim durdu, bu ne, nasil bir gariblik?
Kim bilir ikimiz'de ne hallere geldik
Ilk askim, yazilarimizla gecmise yöneldik
Hayallerimin kahramani, kalbimin ilk carpisi
Sesini duyduguma, kalbimin yerinden cikmasi
Cok degismis sessin, sevdim olgunlasmasini
Ilk askim, özledim o koruyucu bakislarini
Gecmisimize dair ne varsa gizlemissin
Ilkim diye anilarimiza deger bicmissin
Mektub ve resimlerimi hayatinda yer etmissin
Ilk askim,bu yüzden seni bu kadar cok sevmissim
Ellerin ellerime degmemis halimdin
Yüregimin ilk gözagrisi sendin
Seni andikca, hizlica carpan kalbimdin
Ilk askim, hayatima tekrardan hosgeldin
21.07.2013
Nurgül Yenigün
02.08.2013 - 03:48
Yokluğun
Sevdana uyanmayan gözelrmi sanırsın
Sayfa sayfa açar okurum
Anılar sayfasını
Sana susarcasına
İklimden iklime geçer duygular
Denizde yol alır gönlünce
Bakmışsın gözlerinde açmışım
Dokunmuşum her gün ağarışında
Sevdana boyun bükercesine
Ellerimdeki aşka
Toprak kokar yalnızlığım
Bereketi sinmiş zamanlarıma
Yeşerir çiçek çiçek
Kokusunu duyman için
Yokluğunda
Derleyip bırakırım kapına..nur
01.08.2013 - 23:35
Seninle
Seninle bir bütün olmuş gibiyim
İçtiğim suyla sarhoş gibiyim
Anılırsa anılsın seninle adım
Ben dünyaya yeniden gelmiş gibiyim
Bir dalgayla okyanusu aşmış gibiyim
Damlayan yağmurda selde gibiyim
Güneşte kavrulsun seninle adım
Ben dünyaya yeniden gelmiş gibiyim
31.07.2013 - 22:35
Soluksuz Öp Beni.
Saçlarımı Okşa Saatlerce.
Sonra Denizin Mavisine Bakar Gibi Bak Gözlerime.
Güneşin Kızılı Gibi Eri Tenimde.
Dokun Parmaklarınla, Dokun Tenime
Sevdanla Sar Sarmala Beni.
Aşkınla Sarhoş Olayım, Dol Bedenime.
Dokun Gözlerime Bakışlarınla.
Oradan Ruhuma Gir Usul Usul.
Sana Sımsıkı Bağlanayım Dol Yüreğime..
Eğil Kulaklarıma, Fısılda Nağmelerinle..
Yaz yağmuru Gibi Ağlayayım.
Düşen Göz Yaşlarımı Sil Usul Usul.
Gel Yanıma.
Bak Açtım Kollarımı Sana.
Gel, Dola Kollarını Boynuma
Gel Korkma, Gel Sarıl Bana
Sevgimi Aşılayacağım Sana
Özlemlerimi Anlatacağım Kulağına
Gel, Daya Başını Omuzuma...
Koklamak İstiyorum Tenini Doya Doya
Gel Korkma!
Hissetmek İstiyorum Seni Ruhumda
Gel!
Gel Hadi!
Gel, Bekletme Daha Beni
31.07.2013 - 10:47
Bizi asacaklar seviştik diye
Hadi gel…
Sız parmaklıklarımdan içeri
Mavi bir ışıkla del karanlığımı
Al eline vuslatı,
koy göğsüme soluyuşları
Kesik kesik seviş benimle.
Yaralarımı sarmadan
Çürüklerimi sormadan.
Şıp, şıp, şıp…
Kanımız damlasın, yere
Gardiyanı kudurtsun iniltilerimiz
Geceyi delsin, harami dokunuşlar.
Gölgemiz iz bıraksın,
taş duvarlarına
Bu karanlık, hücrenin
Anlatsın bizi...
Bizden sonraki mahkûmlarına
Bu sabahın günü,
çavmayacak yüzümüze
Asacaklar bizi, seviştik diye
İz bıraktık artık.
Ağlama gül…
Sallanan cesedimize gül!
Bizi geren, güne gül…
Tekmile Kirlioğlu
Toplam 1172 mesaj bulundu