HAYAT BİR ÇOCUĞA NASIL ANLATILMALI ? Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti, 'Sen eğitimcisin, neler öğretmem gerekiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum' dedi. Sorusu kolaydı ama yanıtı zordu, akıl vermesi basitti ama uygulaması karmaşıktı, anla ...
04.12.2010 - 17:30
* HAYATTA ÖNEMLİ İKİ ŞEY*
* İKİ ŞEY 'KALİTESIZ INSAN'IN ÖZELLİĞİDİR:
...
1- ŞİKAYETÇİLİK
2- DEDİKODU
IKI SEY COZUMSUZ GORUNEN PROBLEMLERI BILE COZER:
1- BAKIS ACISINI DEGISTIRMEK
2- KARSINDAKININ YERINE KENDINI KOYABILMEK
IKI SEY YANLIS YAPMANI ENGELLER:
1- SAHIS VE OLAYLARI AKIL VE KALP SUZGECINDEN GECIRMEK
2- HAK YEMEMEK
IKI SEY KISIYI GOZDEN DUSURUR:
1- DEMAGOJI (LAF KALABALIGI)
2- KENDINI AGIRA SATMAK (OVMEK, VAZGECILMEZ GOSTERMEK)
IKI SEY INSANI 'NITELIKLI INSAN' YAPAR:
1- IRADEYE HAKIM OLMAK
2- UYUMLU OLMAK
IKI SEY 'EKSTRA DEGER' KATAR:
1- HITABET VE DIKSIYON EGITIMI ALMAK
2- ANLAYARAK HIZLI OKUMAYI OGRENMEK
IKI SEY GERI BIRAKIR:
1- KARARSIZLIK
2- CESARETSIZLIK
IKI SEY KASIF YAPAR:
1- NITELIKLI CEVRE
2- BIRAZ DELILIK
IKI SEY OMUR BOYU BOSA KUREK CEKMEMENI SAGLAR:
1- BASKIN YETENEGI BULMAK
2- SEVDIGIN ISI YAPMAK
IKI SEY BASARININ SIRRIDIR:
1- USTALARDAN USTALIGI OGRENMEK
2- KENDINI GUNCELLEMEK
IKI SEY BASARIYI MUTLULUKLA BERABER YAKALAMANIN SIRRIDIR:
1- NIYETIN SAF OLMASI
2- RUHSAL FARKINDALIK
IKI SEY MILYONLARCA INSANDAN AYIRIR:
1- SORUNUN DEGIL, COZUMUN PARCASI OLMAK
2- HAYATA VE HER SEYE YENI (OZGUN, ORIJINAL, FARKLI) BAKIS ACISIYLA
YAKLASABILMEK
IKI SEY GELISMEYI ENGELLER:
1- ASIRILIK (MUBALAGA, ABARTI, IFRAT)
2- FELAKETE ODAKLANMIS OLMAK
IKI SEY COZUM GETIRIR:
1- TEBESSUM (GULUMSEME)
2- SUKUT (SUSMAK)
IKI SEYIN DEGERI KAYBEDILINCE ANLASILIR:
1- ANNE
2- BABA
IKI SEY GERI ALINMAZ:
1- GECEN ZAMAN
2- SOYLENEN SOZ
IKI SEY ULASMAYA DEGERDIR:
1- SEVGI
2- BILGI
IKI SEY 'HAYATTA ONEMLI OLAN HER SEY' ICINDIR:
1- NEFES ALABILMEK
2- NEFES VEREBILMEK...
18.11.2010 - 12:44
ALINTI...
Hani diyorum da insanin gercekten mükemmel bir dostu olsa...Onu söyle icine sindire sindire, kocaman bir sarilsa. Ne iyi olur degilmi? Dostunuz! Dostunuz varmi? Varsa sorun yok. Yoksa gidin bulun hemen! Sirlarinizi paylastiginiz. Özlediginizi acik yüreklilikle söylediginiz. Canim benim...! Dediginiz. Telefonda bile saatlerce konustugunuz sicacik biri....Onu görmediginizde keske oda burda olsaydi dediginiz. Dert ortagi, sohbetlerinizi paylastiginiz, yalnizliginizi paylastiginiz, yalnizliginizi anlattiginiz, sevincini hisseden biri....Yalniz kaldiginizi düsündügünüzde, birilerine öfkelendiginizde, sevdiklerinizi özlediginizde, hayal kurdugunuzda o varmi? Sizi hic yalniz birakmayan biri...Cesur, sempatik, azimli, kararli, orayan soran, seni özlüyorum diyen biri...Yaniltmaz! Anlayisla karsilayan herseyi...Hatalari, günahlari, sevablari, herseyi konusabilirsiniz onunla...Kimseye söyleyemediginizi, en yakininiza anlatamadiginizi, gecmisteki izleri geleckle ilgili düsüncelerinizi Sadece ona anlatir olursunuz. Anlatsin konussun, acik secik, korkmadan yasasin. Güvensin! Dogrulari söylesin. Gercekci olsun yaniltmasin kandirmasin! Icten sevecen, sempatik, sevdalari özlemleri anlayabilen biri olsun. Anlasin! Agziyla degil gözleriyle ve kalpten konussun Yasasin! ! ! Doya doya yasasin, doya doya yasatsin. Beyninden degil, yüreginden versin. Olsun Varsin! Paylasirim desin....Bir dostun olsunTipki benim gibiTipki senin gibiAllah herkese bu duygulari, bir Dostun sevgisinde yasamayi nasip etsin.....Değer vermesini öğren: Değer verdikçe sevgilerin küpünü bulup, onları
mutlulukla çarpabildiğini görürsün. Değer vermeden geçirdiğin günün güneşi
hiç doğmamış gibidir. Değerini bilmediğin eşyaya hiç sahip olmamış
gibisindir. Değerini bilmediğin dostların sana göre hiç yaşamamış gibidir.
Değer vermesini öğrendiğinde, hay...atın sahihleştiğini fark edersin. Daha
yavaş yürürsün ama adımlarını yere sıkı basarsın.
Ve bir gün öleceğini bil: Kesinlikle öleceksin ve öldüğün gün anlayacaksın
ki, yaşadığın hayat, paydası sonsuzluk olan basit bir kesirden ibaretmiş.
Kesrin payında ne olursa olsun, ne kadar çok şey biriktirmiş olursan ol,
hepsi son işlemde sıfıra eşitlenir. Kesrin üzerine, yani bu dünyaya,
sonsuzluk cinsinden bir şeyle...r koyman gerekiyor. Yoksa “elde var sıfır”
Her gün yeniden uyan: Uyanmayı sadece gözünü açmak olarak bilen için, bir
şafak vakti ne kadar da sıradandır. Hayranlık duygusunu her gece iki göz
kapağının ardına sakladığı gözleri gibi her daim uykuda bırakan için, bir
gün doğumu “sabahın körü” olasıca karanlıktır. Kulluk heyecanını avucunda
tutamadığı bir kor gibi s...avurup söndüren için, bir seher vakti eğreti ve
tanımsız bir vakitsizliktir.
Haydi aç gözlerini... Aç gönlünü... Şimdi ve
burada var olduğunu fark et. Var edildiğini fark et. Buraya, bu sabaha bir
insan olarak gönderildiğini bil. Bu sabahın senin için, sana özel olarak
yaratıldığını fark et. Uyan... Güneş senin için doğuyor...
18.11.2010 - 02:05
RUHUMUZUN KÖPRÜLERİ
Zordur köprüleri yakmak... Sıradan sabahların mahmurluğuna alışmışlar için, bir şafak vakti aniden geçmişinden ve bugününden vazgeçmek ve içinde her nasılsa saklanmayı başarmış bir ya¬rın heyecanının kanadına tutunarak havalan¬mak cesaret ister. Kurulu düzen öylesine rahat, öylesine huzur doludur ki, ruhuna gömülü ço¬cuğu, yıllarca kınında beklemiş keskin bir kılıç gibi uyandırıp dörtnala ileri atılmak, yaman bir karara dönüşür.
Zordur insanın onca zaman, bunca emekle kurduğu ne varsa hiçe sayıp, mağlup ama mağ¬rur bir komutan edasıyla yeni seferlere niyet¬lenmesi... Bugüne yenik düşenler, yarını sade¬ce hoş bir hayal olarak düşleyip, dünde yaşar¬lar. Bedel ödemeyi göze alanlar ise, yelkenleri atlastan ge¬milerle, arkalarında külden köprüler bırakarak meçhul bir istikbale doğru dümen kırarlar...
Yakılan sırat köprüsüdür. Geçer ve orada kalırsınız: cennetse cennet, cehennemse cehennem... dönüşü yoktur...
* * *
Clint Eastwood'un son filmi 'Madison Kasabasının Köp¬rüleri' çoğumuza bir kez daha ruhumuzun derinliklerinde saklanan o yakılası köprüleri hatırlattı. Hayatı, sohbetsiz sofralara yemek hazırlamaktan ibaret, kendi halinde bir ev kadınının günün birinde kapıyı çalıveren bir yabancıyla ya¬şadığı 4 günlük 'yasak ilişki', içimizdeki şeytanın kapıları¬nı çaldı. 40 yıl kendirli, kendinden bile saklamış bir kadının, 4 gün içinde kendisiyle tanışması ve 40 yıldır ıskaladığı bir mutluluğu bir 'yabancı'da yakalaması, dünyanın dört bir yanındaki izleyicilere pek tanıdık bir duygu gibi geldi.
Sinema çıkışında ellerindeki küçük mendilleri gizli gizli göz pınarlarına bastıran hanımlarla, yaşlı gözlerini kara gözlüklerinin ardına saklamaya çalışan beyler, yasak bir
İlişkiye gözyaşlarıyla onay veriyorlardı adeta...
Yolboyu eşler birbirlerini yokladı, ihmal edil¬miş heyecanlar çıkarıldı naftalinli sandıklar¬dan... Kimi, köprüleri yeniden kurmanın yolla¬rını aradı, kimi yakma vaktinin gelip de geçtiği¬ni düşünürken...
* * *
Lakin zordur köprüleri yakmak...
Meçhul bir istikbal uğruna bugününden vaz¬geçmek korkutur insanları... Mazinin hatıraları taze, dostluklar sıcak, kurulu düzen güvenlidir. Nitekim filmin kadın kahramanı da kendi köp¬rülerini yakmaktan son anda vazgeçer. Ruhu¬nun köprüleri yerine, cesedini ateşe vererek, bir imkansız aşkı, küllerin buluştuğu öbür dünyaya erteler.
Köprüleri yakmak cesaret ister... ama siz kararsızlanırken köprünün karşısından ışıl ışıl yeni bir hayat umudu inatla gülümser insana... Bir elte bugünün yerleşik¬liğine tutunurken, öbürüyle yarın macerasına uzanmaya çalışır, arada çırpınır durursunuz.
Belki orayı bilmemek, bilmekten iyidir. Bilip de gidememek en beteridir çünkü...
* * *
Sinema çıkışında izleyicilerin düşünce balonlarında köp¬rüler sallanıyordu. Eşler yolboyu birlikteliklerinin muhasebesini yaptılar, kimileri işi cesur bir hesaplaşmaya dönüştü¬rerek, kimi kaygılarını dillendirmeye çekinerek...
Kimi evlerde eski aşklar tazelendi ve yeni köprüler ku¬ruldu, ihmal edilmiş diyaloglardan... Kimi evlerde ise yeni¬den sohbetsiz sofralara dönüldü... Rahat oturma odaları¬nın kurulu düzenlerine sarılanlar, heyecan dolu bir aşkı beyinlerinde büyüterek kaşıkladılar yemeklerini..
...ve ertelediler, ruhlarının köprülerini kavuracak bir heyecan ateşini; o ateşin ancak cesaretlerini yakacağı güne kadar...
Yüreğimin her sessiz atışında
Saatin her saniyeyi zorlayışında
Her akşam günbatımında
Aşk gibi aklımdasın
Yazdığım her notada
Seni anlatan yoksul şarkılarda
Sesini anımsatan her çığlıkta
Ölüm gibi aklımdasın
Gidişinin sessiz ağıtında
Sen diye açılan her kapıda
Bakıpta göremediğim her duvarda
Ayrılık gibi aklımdasın
Seni yitirdiğim eylül ayında
Açmadığın telefonlarımda
Kulağımın her çınlayışında
Sevdam gibi aklımdasın
Aklımdasın işte inadına
Aklıma sığmayan hayalinle
Aklımın ermediği yalnızlığımla
Aklımın alabildiği her alemde
Aklımdasın inadına aklımda
17.11.2010 - 17:47
Ne ararsın Tanrı ile aramda
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda,
Başı açığa niye türban sorarsın
Rakı, şarap içiyorsam sana ne.
Yoksa sana bir zararım içerim.
İkimiz de gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.
Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden,
Dininden de soğuyacak bu millet
İşgaldeki hali sakın unutma,
Atatürk'e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın amma,
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz...
NEYZEN TEVFİK
15.11.2010 - 20:36
Güneş Sordu Deniz'e
Gece bensiz ne'ylersin?
Dedi Deniz Ay'layım
Ben sensiz de varım
Güneş bir an duraksadı.
Varlığının anlamını sorguladı.
O denizle bir bütündü
Deniz onu nasıl yok sayardı?
Güneş sakladı kendini
Gri bulutların ardına
Görünmesini istemiyordu belli ki
Hesaplaşmasının kendisiyle
Bulutlardan damlalar
Düşerken ardı ardına
Deniz vardı farkına
Ağlıyordu Güneş
Her düşen damla
Deniz'i güçlü kılıyordu
Güçlenirken deniz
Olanları umursamıyordu
Güneş baktı bir an
Bulutların arasından
Sırıtıyordu Deniz
Gücünün doruklarında
Baktı kendine Güneş
Hiddetlendi birden
Anlamıştı denizi
Onun ne istediğini
Esirgedi ışığını Deniz'den
Dostu Rüzgar ona yardım etti
Koparken fırtınalar denizde
Güneş sadece izledi
Anlamsızca çırpınışları
Sonuç vermedi denizin
Anlamıştı o da
Güneşsiz hiçliğini
Mavi deniz kaybetti rengini
Büründü siyahının sonsuz karartısına
Son bir çare haykırdı Güneş'e
Affet diye beni.
Güneş baktı kıyıya
Ağlıyordu genç kadın
Farketti o anda
Suçsuzluğunu kadının
Dedi denize suç senin
Affetmedim seni
Ama senin cezanı
Çekmemeli masum ahali
Dindi rüzgar bir anda
Çıktı Güneş meydana
Baktı denize yukarıdan
Güldü alay edercesine
O zamandan beri küstür
Denizle Güneş
Hatırlar bazen Güneş
Gösterir hiddetini yeniden
Elbet biter bu ayrılık
Kavuşur sevgililer yeniden.
07.11.2010 - 08:55
AŞKMIYDI O?
Aşk mıydı o, aşkımsı bir şey miydi
Neydi çekip kendine, beni bağlayan
Kanatan dudağımı, tenimi dağlayan
Elleri ta içimde o dev miydi
Etime bir alev değmişçesine
Nasıl da yakardı öptüğü zaman
Bir su gibi akıp gitti avuçlarımdan
Yorgunum şimdi bin yıl sevmişçesine
Hani o yalnız benim olan gül, kırmızı
Gözlerimin önünde açılan sonsuz bahçe
Hani, o var olmalarımız öpüştükçe
O delice sürdürmeler yaşantımızı
Hiç doymamak oysa, tene, kokuya, aşka
Sarıldıkça güçlenmek, bütünlenmek
Kudurmuş arzularla zamanı yenmek
Ve en kuytularda buluşmak korka korka
Kimi gün utanmak otlardan, çimenlerden
Kimi gece mıhlamak gölgemizi duvara
Varmak için o sevgiyle açılmış kollara
Apansız düşmek yükseklerden bir yerden
Oydu işte alıştığım, özlediğim şimdi de
Sevgice bir tutku, aşkımsı bir yakınlık
Avunmak... Kırık dökük anılarla artık
Kimbilir? o geceler yaşanmadı belki de
Ümit Yaşar OĞUZCAN
05.11.2010 - 19:23
sanal ortamda aslında kişilikler gerçektir niyemi kişi aslında anlattığı kişidir hiç kimse içinde hissetmediği kişiliği ortaya koyamaz demekki o kişi gerçekten o kişilikde ama ya hayat şartları yada bulunduğu ortam onu başka kişiliğe büründürmüştür buda demek oluyor ki insanlar ister istemez 2 kişilik taşıyor..
duyguların açığa çıkması noktasıda malesef gerçek hayatda yapamadığı hep içinde baskı altında tutduğu ne varsa hiç tanımadığı kişiyle paylaşır buda toplumun baskısı değin yetiştirilme tarzı değin ama buda var olan duyguları gerçekten daha gerçek yaşıyor karşısındakini hiç tanımadan bunu büyük bir mutlulukla paylaşıyor belkide hiç yaşayamayacağı veya hiç güncel hayatda asla sahip olamayacağı kişiye cam arkasından sahip olma duygusunu ömür boyu yaşayacaktır........ işte sorunun asıl yönü niye normal hayatda insanlarla bu kadar mutlu olunmuyor? ? ? ? niye kimse eşiyle mutlu olamıyor? ? ? cam arkasındakiyle mutlu olduğu kadar? ? ? sorunun cevabı çok ama hangisini kendimiz için kullanacağız bunu bilmiyoruz zaten bilsek herkes normal hayatında bunları canlı yaşar......
01.11.2010 - 16:28
Bir sensizlik kaldı avuçlarımda,
birde geceye yakılmış türküler...
Dön deyince hani gelecektin ya
yalan oldu gönlüm o beklemeler..
Hani ruzgarın sesini dyarmış gibi,
Bir hayalin peşinden koşarmış gibi,
Umudu kundağa sararmış gibi,
yalan oldu gönül o beklemeler..
Bir zındana hapsolmuş hülyalar
sanki orda saklanmakta gerçeğim.
Açınca hepsi ortaya çıkacaklar,
Umudum,sevdiğim ve de gerçeğim..
Z.K.
29.10.2010 - 17:04
Seni ben
ömrümden öte seveceğim
sana yazıyorum bu şiiri
kararmış sayfalara inatla
yazgıma işliyorum seni...
Ardından kağıtlara seriyorum ümitlerimi
iklimler biriktiriyorum sinemde
ve baharları serpiyorum satır aralarına
seni anlatabilsin diye
sana yazıyorum bu şiiri
gülüşünü de alıyorum yanıma
bir,
şarkı oluyorsun
bir türkü...
her ne olduysan sığmadın hiçbirşeye
ve hiç bir mevsim yetmedi seni anlatmaya
şimdi hangi tarife sıgdırsam seni
bir yanın boş kalıyor
bir yanın eksik
sığmıyorsun cümlelere
ve yetmedi hiç bir güzel kelime seni betimlemeye
isminin baş harflarını yazıyorum
korkak satırlara buğulu camlara
doğmayı bilmeyen güneşe
esmeyi bilmeyen rüzgâra
inatla yazıyorum seni
sayfalara, satırlara
Seni ben, sen bilmeden seveceğim
ve özleyeceğim....
hiçkimsenin anlamayacağı bir dilde şiirler yazıp yokluğuna
ismini gizleyeceğim satır aralarına..
ve hiç kimseye vermeyeceğim ümitlerimi
özleyeceğim seni
hasretinden kentler yapıp yollar boyu
sana gelip gideceğim
yol üstü otellerde konaklayıp
eski aşklarıma veda edeceğim
ve kendi kendime
kendimce seveceğim seni..
hergün ayrı bir durakta soluklanıp
isimler konduracağım yokluğuna
bunu bilmiyor olacaksın ama
ben seni, sen bilmeden seviyor olacağım
yarın bu yazıttan bir tek adını saklayacağım
kendimden geçeceğim belki de
hatta yaşamaktan
var olmaktan..
ama
Seni seveceğim sen bilmeden..
her ihtimale inatla
olmayışının inadına
benim sana erken
senin bana geç kalışının inadına
Seni ömrümden de öte seveceğim
29.10.2010 - 02:02
Cumhuriyet Destanı
Halkın halkla beraber seller gibi coşması
Ayyıldızlı bayrakla sonsuzluğa koşması
Sevgi, huzur, güvenin yüreklerden taşması
.......................Çiçek çiçek mutluluk, güler yüzlü hürriyet
.......................Barış ve demokrasi gülümüz Cumhuriyet...
Nice yıllar geçti can, işte o güne erdik
Kimdir Yüce Atatürk, cihana da gösterdik
İnsanlara mutluluk, kardeşlik, dostluk verdik
........................Değişmez çare sensin, senden umarız elbet
........................Barış ve demokrasi yolumuz Cumhuriyet...
Öyle güzel yakıştın kahraman millet Türk’e
“Önce vatan! ” diyoruz, asla değişmez ilke
Her karış toprağında şehit yatan bu ülke
.........................Arı gibi çalışır, beklemez elden medet
.........................Barış ve demokrasi balımız Cumhuriyet...
Kovarak ufkumuzdan kararan bulutları
Aşkının ateşiyle sarmışız hudutları
Yurduma fidan fidan dikmişiz umutları,
.........................Yeşerecek fidanlar, meyve verecek.. Sabret
.........................Barış ve demokrasi dalımız Cumhuriyet...
Herşey yalnız halk için, herşey halkla beraber,
Başım buluttan üstte, bereket doludur yer,
Uğrunda can vermemiz gerekiyorsa eğer,
.........................Hazırız can vermeye...Onun içindir gayret!
.........................Barış ve demokrasi sevdamız Cumhuriyet...
11.10.2010 - 16:00
Hayat der ki;
Sevdiğin insanda arayacağın ilk şey iyi niyet olmalıdır. O yoksa başa özelliklerinin anlamı kalmayacaktır çünkü.
Hayat der ki;
Dost dediğin sadece kötü gününde yanında olan değildir, aynı zamanda sevincine de en az senin kadar sevinebilendir.
Hayat der ki;
Başarmak için sıradan olandan ayrılmak zorundasın. Bırak insanların karşı duruşunu, doğru bildiğine sarıl ısrarla.
Hayat der ki;
Daha önce görmediğin biriyle karşılaştığında ilk dakikalara dikkat et. O insanın pozitif yada negatif enerji veren biri olduğunu anlayacaksın.
Hayat der ki;
Yaptığın seçimlerden dolayı başın derde girerse eğer, ilk suçlaman gereken kişi sensin.Sızlanmak ve başkalarını suçlamak yerine,hatanı bulmaya çalış.
Hayat der ki;
Bir yıkımla karşılaştığında yas tutma. O yıkımı, ne yap et öğretmenin haline getir.
Hayat der ki;
Hayvan sevmeyen insanlardan uzak dur. Doğal ve güzel olanı sevemez onlar çünkü.
Hayat der ki;
İnsanlara kendini defalarca anlatmak zorunda kalma. Ya oradan ayrıl yada bildiğini oku.
Hayat der ki;
Hedeflerin konusunda kararlı ol. Engelleri düşünme.Ya bir yol bul,ya bir yol aç.
Hayat der ki;
İçgüdülerinin sesine çok iyi kulak ver. Unutma ki,onca hayvan türü onlar sayesinde varlığını sürdürüyor milyonlarca yıldan beri.
Hayat der ki;
Kendini saygın bir birey haline getir.Aksi taktirde,boşuna beklersin başkalarının sana saygı duymasını.
Hayat der ki;
Başına bir şey geldiğinde,neden başkalarının değil de benim başıma geldi bu iş diye sızlanma,durduğun yere bak.
09.10.2010 - 18:45
Dost dediğin
Dostun yüreğinden geçeni bilmeli
Dost dediğin
Dostunu karşılıksız sevmeli
Dost dediğin
Verecekse almadan vermeli
Dost dediğin
Yüreği kan ağlarken, dost için gülmeli
Dost dediğin
Kara toprak gibi sadık kalabilmeli
Dost dediğin
Sığınacak yerin yoksa kucağını açabilmeli
Dost dediğin
Güne sıcak bir güneş olup doğabilmeli
Dost dediğin
Geceye parlayan yıldız olabilmeli
Dost dediğin
Sırtını yasladığın asırlık bir çınar
Dost dediğin
Gerektiğinde bir kalkan olabilmeli
Dost dediğin
Kahpe kurşuna göğsünü siper yapabilmeli
Dost dediğin
Velhasıl dost olduğunu bilmeli
Dost dediğin
İki yüreği bir beden sayabilmeli
Ben herkese dost demem
Benim dostum
Yüreğimin sesini uzaklardan duyabilmeli
Dost o zaman dosttur
Dost dediğin
Bir batında doğan kardeş bile olabilmeli
07.10.2010 - 19:51
Nerde olursan ol benimle kal.
Öylesine bir gündü, yeni değil de sanki geçmiş günlerden biriydi, öyle gibiydi...
Kaç gece beklemiştim seni. Kaç gece koynuma hasretini alıp uyumuştum. Kaç gece yalnızlık sancısıyla kıvranıp durmuştum. Öyle acımasızdı ki geceler, gökteki yıldızlar yüreğime atılan birer taş gibi gelmişti bana. Yine de her şeye değerdi bekleyişim.
Bütün yollar sana çıkıyordu ama ben asıl senin yolunun benimkiyle kesişmesini bekliyordum.
Aylar geçmişti hep vardın ama bir tek o an yanımdaydın. Biraz yabancıydın bana, biraz da tanıdık. Şaşkındık, şaşkınlığımız çok fazla yansıyordu yüzümüze. Göz göze gelmek hiç bu kadar zor olmamıştı. Bir bakıştan bin anlam çıkarmak buna denirdi işte. Yüzümüzde birbirimize ait izler arıyorduk bakarken.
Düştükçe gülüşün yüzüne, sessiz olan her şey konuşmuştu içimde. Yine de sözler bir türlü çıkmıyordu ağzımdan. Oysa boynuna sarılıp 'Sen aylardır beklenen, sen yıllardır özlenensin' demek istiyordum. Hava serin değildi ama ben titriyordum.
Kelimeler hiç bu kadar zor olmamıştı bana. Ne zaman bir şey söylemeye kalksam, her seferinde bir şey oluyordu, sözcükler ağzımda donuyordu.
Sıcaktın, dokunmasan da yansıtıyordun. Biraz önce titreyen ben artık terliyordum. Aşktı bu biliyordum ama bunu kendime bile itiraf edemiyordum.
Farkında değildin belki, belki ben belli etmiyordum ama yıllardır koruduğum, yıllardır kimseye açmadığım topraklarımı çoktan teslim almıştın bile. Sınırlarımdan içeri girmiştin bir kere. Yüreğimin en gizli, en kuytu köşelerinde sen vardın artık.
İtirazsızdım, belli ki mutluydum. Belli ki beni şaşırtan mutluluğun ta kendisiydi. Harfleri tükenmez bir kavuşmanın alfabesindeydim. Ve ben okumayı sanki yeniden öğreniyordum.
Şimdi bu sevdayı bana yaşattığın için kendimi şanslı hissediyorum. 'Ya sen olmasaydın' diye düşünmüyorum çünkü sen varsın. Çünkü sen içimdesin. Çünkü sen benim hayat kaynağımsın.
Biliyor musun, çölde bulabildiğim bir avuç su olsan, bitmeyesin diye içmem seni. Nerede olursan ol benimle kal. Ben, bu yürek attığı sürece seninleyim...
06.10.2010 - 12:45
Seni Özlüyorum Diyen Biri Olmalı
Özlediğinizde, hayal kurduğunuzda yanınızda o var mı?
Sizi hiç yalnız bırakmayan biri...
Cesur, sempatik, azimli, kararlı,.. Arayan, soran,
'Seni özlüyorum' diyen biri.
Böyle bir canlı ile her şeyi konuşabilir, paylaşabilirsiniz.
Yanıltmaz! Anlayışla karşılar her şeyi...
Hataları, günahları-sevapları her bir şeyi konuşabilirsiniz onunla...
Bir arayış içinde olmanıza gerek yoktur. O kendiliğinden çıka gelir zaten.
Bir gün bir bakarsınız, karşınızda... Bir de bakmışsınız sımsıcak sohbetler,
Derin konular, sırlar, paylaşımlar...
Kimseye söyleyemediğinizi, en yakınınıza anlatamadığınızı,
Geçmişteki izleri, geleceğe dairlerinizi, sadece ona anlatır olursunuz.
Kadın, erkek fark etmez. Bir dost bulun! Ama gerçek olsun.
Aradığınızda işinizi değil, sizi soran..
Kötü gününüzde ev sahibi, iyi gününüzde kiracınız olsun.
Anlatsın, konuşsun, açık-seçik, korkmadan yaşasın.
Güvensin!
Bir kartal kadar haşin, bir maymun kadar şaklaban, bir ceylan kadar narin olsun.
Doğruları söylesin! ! ! ! ! .
Gözleriyle ve kalpten konuşsun.
Yaşasın! Doya doya yaşasın, doya doya yaşatsın.
Beyninden değil,
Yüreğinden versin. 'Olsun varsın! Paylaşırım.' desin. Sizi ve benliğinizdekileri paylaşsın...
SENİ OZLUYORUM DIYEN BIRI OLMALI
05.10.2010 - 11:52
Yüreğime Düşür Yıldızları
Sen
Öyle sev
Öyle sev ki beni
Bakışından
Yüreğime düşsün yıldızlar....
Dudakların hecelerken ismimi
Sevgilerin en güzelini der avuçlarında
Bir demet yapıp
Savur saçlarıma...
Sıcacık kucakla
Yumuşacık dokun
Şarkılarda aşkınla
Sen
Yüreğime düşür yıldızları....
Tenimin tuzu dudaklarında
Coşkun duygularım
Çağlasın tepeden tırnağa
Ruhunun dansı
Ben olayım
Yıldızları düşür gözlerime.....
02.10.2010 - 16:36
SEVDAM
Çekip giden bir baharda
Düşler kabus gönül harda
Bir tebessüm son kez garda
Hatırlarım sevdam seni
Sende sevgi aşk kusursuz
Bende bu yürek huzursuz
Yollar kitli hep umutsuz
Hatırlarım sevdam seni
Son bir defa görebilsem
O sesini duyabilsem
Sendin gerçek son çare sen
Hatırlarım sevdam seni
Anlamadı Hiç Kimse Ellerime ve sıranın üzerine Sulu boyadan resimler çiziyordum Kimse daha bilmiyordu Sonra gökyüzünü beyaza boyuyordum Beyaz sana çok yakışıyordu Kirlenmesin diye Fırçanın ucuyla dokunuyordum Gözlerini çalan maviye Çerçeveleri ve tuvalleri hep boş bırakırdım Anlamasın hiç kimse diye Saklaması imkansız Şiirler yazıyordum… Ve saçlarını denizlere savuruyordu kelimeler Sakin ve suskun gibi görünüyor Ardı sıra alıp götürüyordu Martıları oluyordun, balıkları Gemisi, dümeni, rüzgarı Ne vakit gözünü açsan Satırlar arasına inciler dökülüyordu Şiirler yazıyordum her defasında Bölüp tüm yürekleri ikiye Sayfaları hep boş bırakırdım Anlamasın hiç kimse diye Süzülüp turnalar uçardı bakışlarından Çiçekler tenin gibi kokardı Hayallere sığmayan gülüşün vardı Anlamsın hiç kimse diye Hep uzaktan bakardım Sorsalar kimi sevdiğimi Anlatırdım başka bir kadını Hiç kimseye söylemedim Kimseler bilmedi adını Tesadüfen karşılaşırdık Sevdiğin şarkıları çalardı radyolar Gittiğin yerler, sokaklar, caddeler, Pazarlar Peşin sıra gitmezdim Orda olurdum geçtiğin tüm vakitler Aklıma gelince sen Başımı hep havaya kaldırırdım Kimse görmezdi gözlerimi Tutardım kendimi, gülümsemezdim Çocuklar gibiydim Sığmazdı içim içime Seni sevdiğimi Anlamadı, anlamadı hiç kimse bugün kadıköy'deydim martılar selamını söylediler bana fısıldadılar kulağıma o sevdiğimiz şarkıyı o deli gibi dans edip,yorulunca birbirimize yaslanıp ey hayat yenilmeyeceğiz sana,dediğimiz şarkıyı oturup denize doğru,martılara simit attım denize taş fırlattım ve hüzünlendim acıma acı,derdime dert kattım yine seni hatırladım ağladın sana özledim seni ve yaktım üzerine bir cigara dumanını tüttürdüm dalgaların vuruştuğu kıyıya vapurlara yazdım adını martılara fısıldadım aşkımı sana söylesinler diye sonra kalktım yürüdüm sahilde serseri biçare,deli divane hiç bir şey görmüyor gözüm her yerde senin adın her şeyde sen esen rüzgar gelen tüm dalgalar, ve bütün kuşlar sevdamızı anlattı bana hani vapurdan bakarsın ya göremessin ya ufkun sonunu işte o kadar seviyorum seni yağan her yağmur damlası kadar yere düşen her kar tanesi kadar ve sonbahar da ağaçların bıraktığı her yaprak kadar ağlıyorum sana, düşlüyorum hala seni belki bir gün seversen üzülürsen halime acırsan,anlarsan seni nasıl sevdiğimi ve gelmek istersen görmek istersen sensiz zavallı halimi her şeye rağmen çektiğim tüm acılara rağmen seni nasıl sevdiğimi bir daha duymak istersen çatlak dudaklarımdan gel,yine ordayım, elimde cigara bekliyor senin için ağlıyor olacağım gözlerim de yaş ufukta bekleyeceğim seni belki saçlarım beyaz elimde baston olacak ama inan seni ilk günkü gibi,deliler gibi seveceğim Durgunlaştım Yine Durgunlaştım yine… Galiba özledim seni… Özledim kokunu, nefesini, Ara sıra kızmanı, kimi zaman bağırmanı, Bazen de en uyuz anlarını özledim… Karşımdasın şu an… Gözlerim üstünde… Korkma! Konuşamasak da, sevmesen de beni Uzaklarda seni koruyan meleğinim hep… Durgunlaştım yine… Galiba korkuyorum senden… Korkuyorum gitmenden, Beni büsbütün terk etmenden, Bir daha da dönmemenden korkuyorum… İçimdesin şu an… Kalbimin o taa en derininde… Korkma! Korksam da, korkutsan da beni Uzaklarda seni koruyan meleğinim hep… Durgunlaştım yine… Galiba seviyorum seni… Seviyorum teninin esmerliğini, Ara sıra elini tutmayı, kimi zaman saçmalamalarını, Bazen de o aklımdan hiç çıkmayan, Geceyi andıran gözlerini seviyorum… Aslında ben seni seviyorum… Hafif tılsımlı odamdasın şu an… Kalbim kalbinde… Korkma! Sarılamasam da sana, söyleyemesem de sevdiğimi Uzaklarda seni koruyan meleğinim hep…Özlemek Nedir Bilirmisiniz? Özlemek; sevmektir ilk önce Çünkü sevmezsen özlemessin ki delicesine. Özlemek; aglamaktır aslında Akan her gözyaşında anıları hatırlamaktır. Özlemek; uzaklara dalmaktır Çok uzaklara... Özlemek; ümit etmektir Hayal etmek başarmanın yarısıdır mesela. Özlemek; sıkılmaktır Bazen yalnızlıgından, bazen ise etrafindaki gereksiz kalabalıktan. Özlemek; haykırmaktır Sesin kısılırcasına özledim diye bagırmaktır. Özlemek; kızmaktır Bazen özlemine neden olanlara, bazen ise kadere çaresizce. Özlemek; yanılmaktır Gece yarısı kalktıgında, herseyin bir rüya oldugunu anladıgında mesela. Özlemek; sabretmektir Usanmadan şafagı gözlemektir Yılları, ayları, haftaları, günleri, saatleri, dakikaları hatta saniyeleri kovalamaktır. Özlemek; yaşamaktır Yalnızlığa inat mücadele etmektir Özlemek; kavuşmaktır Bir daha ayrılmamacasına... Hayal bile olsa…
29.09.2010 - 15:41
Satırlarıma ‘sen’ değil,
Özlemin dökülüyor…
Olmazsa olmazım ‘sen’…
Yoksun işte…
Sana gözlerim değil, Yüreğim…Bedenim...Ağlıyor..!
Bir hayalden ibaret özlemlerim…Yastığıma başımı koyduğumda
sadece sen'li hülyalara bırakıyorum ruhumu...
Dışına çıkılması zor bir yol gibisin…
Çıksam, düşeceğim sanki uçurumundan…
Sana gözlerim değil, Yüreğim…Bedenim...Ağlıyor..!
Oysa yoksun, varlığımın sınırlarında…
Anladım ki sen kolaylaştırdıkça anlamını, ben zorlaştırıyorum seni…
Oysa basit bir oyunsun, beynimin içinde karmaşaya sebep olan.
Ve karmaşık olan sen değil, sensizliği anlamak…
Sana gözlerim değil, Yüreğim…Bedenim...Ağlıyor..!
Hangi kelime, hangi cümle sensizliği anlatabilir ki?
Düşünüyorum da düşünecek bir şey yok özünde…
Varlığının yerine yokluğunu kabullenmeyi
öğrenmeli avaz avaz…
Bir sensizliği bir de yalnızlığı yaşayabilmeli içimde ki
sesliliğe rağmen…
Sana gözlerim değil, Yüreğim…Bedenim...Ağlıyor..!
Oysa,
Bıraksam çığlıklarımı terkini sindirecek suskunluğum…
Bu yalnızlık, suskunluğuma eşit olacak sensizliğe
giden her adım da…
Biliyorum, kendimi kandırıyorum zamana karşı…
Ve bilmek bahane değil ‘bana’…
Sana gözlerim değil, Yüreğim…Bedenim...Ağlıyor..!
Olmazsa olmazım ‘sen’…
Yoksun işte…
Ve görmüyorsun…
Sana gözlerim değil,
Yüreğim…
Bedenim…
Ağlıyor! ! !
26.09.2010 - 17:45
ALIŞMA BANA;
ne yapacagım belli olmaz, bugün varım yarın birden yok olurum...
*DOKUNMA BANA;
kapanmamış yaralarla doluyum, canımı
acıtma bi yara da sen açma...
*SEVME BENİ;
yogun duygularımda kaybolursun, tutuştururum...
İSTEME BENİ;
yasaklarla bogusursun, engellerle doluyum...
*ÇÖZMEYE ÇALIŞMA SAKIN;
seninle karışır iyice kördüğüm olurum
*ANLAMA BENİ;
ben kendimi anlarım, ben böyle mutluyum...
*AŞKI YAŞATMAMI İSTEME ASLA;
ben aşka yıllardır inanmıyorum...
*GÜVENİYORSAN KENDİNE;
inandır beni aşkın varlıgına sonucunda öyle bir aşk yaşatırım ki, vazgeçemezsin
TUTKUN olurum! ! !
22.09.2010 - 13:09
Her Şeyim Ol Ama Özlenen Olma
Her şeyim ol ama özlediğim olma…
Yoksa bu şarkılar, her gece bir musallaya salarlar beni
Her gün bir ısırgan otu daha köklenir içimde
Denizden hiç bir zaman nasiplenemeyeceğim bir balık
Kahvemin kokusu
Yorgunluğum, telaşım, ortada kalakalmışlığım ol ama
Sakın özlenen olma!
Ben bu dertle başa çıkamıyorum
Kalbim, yokluğunun kaynayan kazanında
Ne zaman uyandığımda olmayışını hatırlasam
Soysuz, uğursuz bir isyanla ısırıyorum dudaklarımı
Kaderim, kederim, sefaletim ol
İlle de ömrüme son, gençliğime bedel ol
Ama özlenen olma!
Ya da, elindeyse al üzerimdeki bu korkusuz karanlığı
Baktığımda, dizlerimin bağını çözen resimlerini sıyır çerçevelerden
Olur olmadık yerde, elinle sıkar gibi çökme yüreğime
Başımda bela, omzumda yük,boğazımda düğüm ol
Yeter ki özlediğim sen olma!
Koruksuz asmaların, ekşisi bende sanki
Bedenleri ayıran yolların ne kadar tozu varsa, hepsi alnımda leke
Sırlarımın en mahrem yerinde saklıyorum sarhoşluğumu
Gaipten gelen sesim, bir sıkımlık canıma kefen olmuş elem ol
Suyuma buz, yangınıma körük ol
Yalvarırım özlenen olma!
Bıraktım ıslığını bana getiren rüzgârların peşini
Boncuk boncuk bakan çocuklara şeker vermeyi
Gölgeme ters, sokağıma ters, bildiğim bütün adreslere ters yürüyorum artık
Ne kadar çukur varsa, körkütük düşüyorum
Bileklerimde zincir, yollarımda duvar ol
Kalbimdeki savaşta ister galip, ister mağlup ol
Lakin özlenen olma!
16.09.2010 - 17:53
SEN YOKSUN
sen yoksun
deniz yok
yıldızlar arkadaşım
ya bu gece harika bir şeyler olsun
yahut bir bomba gibi
infilak edecek başım
ağzımda eski mısralar uzanıp kalmışım
istanbul minareler odamda gibi
gökyüzü temiz ve parlak
işte kolkola girmiş en mesut günlerimiz
muhalif bir rüzgar karşı sahilden
fosforlu ışıklarıyla gökyüzü bir deniz
havada kanat sesleri
ve çılgın kokular
deniz yok
yıldızlar uzaklaşıyor
ben yine yalnız kalıyorum
istanbul minareler kaybolmuş
sen yoksun
ATTİLA İLHAN
16.09.2010 - 00:35
GİTME / KAL
Dağlarımın
Yıkılmasını istemiyorsan yüreğimde,
Gözlerimde,
Çiçek açmış taze bir dal
Kurumasın diyorsan,
Beklemiyorsan
Ay’ın karanlık yüzünü yaşamamı,
Gitme / kal!
Sonbahar
Nasıl sebebiyse taze bir yaprağın ölümünün,
Çiçeğin / yeşilin hüsranıysa;
Gidişin de
Sebebidir sabahı olmayan gecelerimin.
Gitme / kal!
Tutunacak bir dalı,
Isınacak bir ateşi olsun ellerimin.
kamuran eseen
15.09.2010 - 10:26
Sırdaşım Ol
Sırdaşım ol,
sırrımı paylaşayım seninle
Fırtınalı günlerde sığınağım ol,
sokulayım sana
Gerçeğim, doğrularım ol,
savunayım korkusuzca
Umudum ol,
doğayım yarınlarında
Gülcan Akcan
11.09.2010 - 12:33
4 Mevsim Aşk...
Her iliski bir bahceye benzer. Eger yeserip gelismesi isteniyorsa, duzenli olarak su verilmelidir. B...eklenmedik hava degisiklikleri kadar, mevsimleri de dikkate alarak ozel bakim gosterilmelidir. Yeni tohumlar ekilmeli ve yabani otlar ayiklanmalidir. Tipki bunun gibi, askin buyusunu canli tutmak icin de, mevsimlerini anlamali ve askin kendine ozgu ihtiyaclarini doyurmaliyiz...
AŞKIN ILKBAHARI
Asik olmak, ilkbahar gibidir. Sonsuza dek mutlu olacakmisiz gibi birduyguya kapiliriz. Esimizi sevmemek aklimizin ucundan bile gecmez. Bu bir saflik donemidir. Ask olumsuz gibi gorulur. Her seyin kusursuz sanildigi ve tikir tikir isledigi buyulu bir donemdir bu. Esimiz tipatip bize uygun gorunur. Hic caba harcanmaksizin, uyum icinde dans ederiz ve sansimizin yuzumuze gulmesinin tadini cikaririz..
AŞKIN YAZ MEVSIMI
Askimizin yaz mevsimi boyunca esimizin sandigimiz kadar kusursuz olmadigini ve iliskilerimiz uzerinde calismamiz gerektigini anlariz. Esimiz hata yapan, bazi bakimlardan aksayan bir insan olarak da karsimiza cikar. Surtusmeler ve dus kirikliklari belirmeye baslar, yabani otlarin kokunden sokulmesi ve yakici gunes altindaki bitkilerin fazladan sulanmasi gerekir. Artik aski vermek de, gereksindigimiz aski almakta o kadar kolay degildir. Her zamaan mutlu ve sevgi dolu olmadigimizi gorup anlariz..Bizim ask konusunda dusledigimiz tablo degildir bu. Bircok cift, bu noktaya geldiginde dus kirikligina ugrar. Ilısiki uzerinde calismak istemezler. Hicte gercekci olmayan bir tutumla, hep ilkbahar olmasini beklerler. Eslerini suclarlar ve pes ederler. Askin her zaman kolay olmadigini, arasira yogun bir calisma ve sicak bir gunes istedigi gercegini gormezler. Askin yaz mevsiminde, kendi sevgi ihtiyacimizi oldugu kadar esimizin ihtiyaclarini da doyurmamiz gerekir. Bunlar kendiliginden gerceklesmez...
AŞKIN SONBAHARI
Yaz mevsimi boyunca bahcemize iyi baktiysak, bu calismanin sonucu olarak hasadimizi aliriz.. Guz mevsimi gelmistir. Bu altin bir cagdir, zengin ve doyurucu. Gerek kendimizin, gerekse esimizin kusurlarini kabullenen ve anlayisla karsilayan daha olgun bir asktir yasadigimiz. Bir sukran ve paylasma zamanidir. Yaz boyu cok calistigimiz icin, simdi dinlenebilir ve yarattigimiz askin tadini cikarabiliriz..
AŞKIN KIŞ MEVSIMI
Sonra hava yeniden degisir ve kis bastirir. Kisin o soguk, verimsiz aylari boyunca doga kendini tumuyle icine ceker, kapanir. Bu bir dinlenme, dusunme ve yenilenme zamanidir. Ilıskilerde de cozumlenmemis acilarimizla veya golge benligimizle yuzlesme zamandir. Kapagimizin acilip aci dolu duygularimizin ortaya dokuldugu zamandir. Ask ve doyum icin esimizden cok, kendimize bakmaya gereksinme duydugumuz, kendi kendine gelisim zamanidir. Yaralarin iyilesmesi, acilarin dindirilmesi zamanidir. Erkeklerin magaralarina cekilip kisladiklari ve kadinlarin kuyularin dibine indikleri zamandir bu...
11.08.2010 - 18:18
Mutlu Aşk Yoktur
İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman
Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini
Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi
Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi
Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an
Mutlu aşk yoktur
Hayatı Bu silahsız askerlere benzer
Bir başka kader için giyinip kuşanan
Ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan
Onlar ki akşamları aylak kararsız insan
Söyle bunları Hayatım Ve bunca gözyaşı yeter
Mutlu aşk yoktur
Güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim
İçimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi
Ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri
Ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri
Ve hemen can verdiler iri gözlerin için
Mutlu aşk yoktur
Vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye
Yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek
En küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek
Bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek
Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine
Mutlu aşk yoktur
Bir tek aşk yoktur acıya garketmesin
Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da
Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
Mutlu aşk yoktur ama
Böyledir ikimizin aşkı da
Louis Aragon
Toplam 1172 mesaj bulundu