HAYAT BİR ÇOCUĞA NASIL ANLATILMALI ? Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti, 'Sen eğitimcisin, neler öğretmem gerekiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum' dedi. Sorusu kolaydı ama yanıtı zordu, akıl vermesi basitti ama uygulaması karmaşıktı, anla ...
17.06.2011 - 13:14
Güzel Olan
*Her Günü Seninle Tekrar Tekrar Yaşamak*
*Erimek Yarını Olmayan Zamanlarda*
*Durdurmak Bir Yerde Bütün Saatleri*
*Bütün Kuralları Kırıp Parçalamak*
*Sonra Varmak O Yerlere Mevsimlere Dur Demek*
*Kar Yağarken Çiçek Açtırmak Ağaçlara*
*Güneşi Bir Akşam Saatinde Tutup Bırakmamak*
*Sonra Doldurmak **Ay Işığını Kadehlere*
*Delicesine İçmek Ve Unutabilmek** Herşeyi Ansızın*
*Sevmek Seni En Yücesiyle Sevgilerin*
*Birlikte Geçmiş, Gelecek **Bütün Çağları Aşmak*
*Güzel Olan*
*Sevmek Seni Tanrılar Gibi*
*Seninle Tanrılaşmak..*
*Bir Gün Bu Akan Sele Dur Diyeceğim, Göreceksin*
*Ne Bu Şehir Kalacak Ne Bu Duygusuz Sürü*
*Bu Korkunç Kalabalık*
*Her Vapur Seni Getirecek Bana*
*Bütün İstasyonlarda Seni Bekleyeceğim*
*Kapılar Sana Açılacak*
*Senin İçin Söylenecek Şarkılar*
*Şiirler Senin İçin Yazılacak*
*Her Evde Bir Resmin*
*Her Meydanda Bir Heykelin Olacak*
*Ve Sen Kimi Gün Bir Rüzgar Gibi*
*Kimi Gün Denizler Gibi, Bulutlar Gibi *
*Kopup Ötelerden, Ötelerden*
*Yalnız Bana Geleceksin*
*Bir Gün Bu Akan Sele..Dur Diyeceğim Göreceksin. *
*Ben Eskimeyen Tek Güzelliği Sende Gördüm*
*Sende Buldum Erişilmez Hazları*
*Yanında Sıyrıldım Korkulardan, Yalanlardan*
*Duyguların En Ölmezini Sende Duydum*
*Susuzluğum Dudaklarında Dindi*
*Yalnızlığım Ellerinde*
*Çoğu Gün Unuttum Açlığımı*
*Sende Doydum...*
*İlk Defa Seninle Bütünlendim, Anlıyormusun*
*Anladım Yaşadığımı Her Nefes Alışta*
*Seninle Geçtim Bütün Zamanlardan*
*Seninle Var Oldum*
*Eridim Seninle Bir Sonsuz Çalkanışta.*
*Boynunda Bir Yer Vardır, Ben Bilirim*
*Ne Zaman Oradan Öpsem, *
*Değişir Gözlerinin Rengi*
*Yanar Dudakların**, Terler Avuçların*
*Dökülür Kapkara Aydınlık Gibi*
*Omuzlarına Saçların*
*Gitgide Artar Kalbinin Vuruşları*
*Bir Musiki Halinde Dünyamı Doldurur*
*Ansızın Bütün Sesler Kesilir Zaman Durur*
*Bir Baş Dönmesi Başlar O En Yükseklerde*
*Her Gün Seninle Yeniden Var Oluruz*
*Eriyip Kaybolduğumuz Yerde...*
*Sesini Duymadığım Gün Yaşanmış Değil *
*Açan Çiçek Değil Öten Kuş Değil*
*Yüzünü Görmediğim Gün*
*İçimde Yıldızlar Sönük Güneşler Güneş Değil*
*Seni Sevmediğim Gün Seni Anmadığım Gün*
*Olacak İş Değil...*
*Her Günüm Seninle Geçsin*
*O Güneşe En Yakın*
*Kimsenin Varamayacağı Bir Dağ Başında*
*Uçsuz Bucaksız Uzak Denizlerde*
*İnsan Ayağı Değmemiş Ormanlarda*
*Uzaklarda, En Uzaklarda*
*O Gemilerin Uğramadığı Limanlarda*
*Işığım Ol, Alınyazım Ol Benim*
*Vatanım Ol, Evim Ol*
*Yeter ki Bir Ömür Boyu Benim Ol*
*Her Günüm Seninle Geçsin...*
*Ümit Yaşar Oğuzcan*
16.06.2011 - 15:34
Bir güzellik yap kendine!
Ve sadece sahip olduklarını düşün; mutlu ol onlarla!
Sahip olamadıkların üzülsün senin olmadıklarına...
Bir güzellik yap kendine!
...Keşkeleri hiç düşünme!
Mutlu ol seçimlerinle.
Bırak keşkeler üzülsün senin seçimlerine...
Bir güzellik yap kendine!
Her yeni günü senin günün ilan et ve şımart kendini olabildiğince!
Bırak dünler üzülsün seçilmediğine...
Bir güzellik yap kendine!
Kalbinde daha da büyüt sevgisini sevdiklerinin!
Bırak sevmediklerin üzülsün kalbinde yerleri yok diye!
Bir güzellik yap kendine!
Sev kendini, kimseleri sevmediğin kadar.
Mutlu ol varlığınla!
Bırak seni sevmeyenler üzülsün!
Yüreklerine sığamayacak kadar büyüksün diye!
[Paul Auster]
16.06.2011 - 11:20
SUSMAK
Yaşıyorken susabilir mi insan,görüyorken görmezden gelebilir mi bu kalp. Sevmek neden zor gülümsemekse eski bir hikaye,yaşamaksa gün be gün susatıyor insanı sevgiye mutluluğun mavisine.
Susmak hep susmak mı lazım yaşamak adına,tam çıkacakken kelimeler orada bir yere sıkışıp kalıyor,koca bir düğüm oluyor kör bir düğüm sonraysa yalnızlık başlıyor. Ruh yalnız bir yolculuğa çıkıyor. Aslında hep yalnızız,sanırım iyiler ve özel ve güzel düşünen kalpler dahada bir yalnız.
Liman yok ki biz kendimizin limanıyız,hep kendimize kusuyoruz kendi kendimize öfke saçıyoruz,neden mi susmaktan.
İçimizin iyiliği susturuyor bizi. Ama acı ve çok yorucu aslında bir türlü yetişemiyorum sevgiye ve ikinci bene, yani bana değer verecek bir kalbe. Değerleri bilen yüreklere,uzanacak dost ellere hiç eskimeyecek sevgilere..
Susmak istemiyorum,sustukça içimdeki yalnızlığa takılıyorum,ama susmazsam da dış duvarlarımı örüyor yalnızlık,işte o noktada dışımdaki her yüz yabancı bana,seçemiyorum tanıdıklarımı, sanki yabancı bir ülkede miyim neyim ya da ben tek bir yabancı.
Şu anda sanki bir girdapta ruhum nefes alamıyorum,susmak yoruyor beni tüm kızgınlıklarımı biriktirmek hiç konuşamamak,zamanını beklemek ama neyin zamanı,acaba o kadar yaşar mıyım ki neden beni yaşayacakmış görüyorlar bugünlerimi yarınlara erteliyorlar.
Yarınlar istiyorlar mı ki beni takası kabul ediyorlar mı,bugün yaşayacaklarımı yarın bana verecekler mi yoksa yoksa yine yalnızlığımı takacaklar bana,
Susmak neden var sanki hep susmak mı lazım işimiz iyi gitsin dostlarımız çok olsun,her gelen bizi sevsin,herkes dostumuz olsun,yeter ki yalnız görünmeyelim bu dünyada
Susalım ki müdürlerimiz hep sevsin bizi,susalım ki olgun görünelim,,susaklım ki hep sevdalar dolaşsın yanımızda ama sahteymiş gerçekmiş hiç sorun değil. Yeter ki yalnız kalmayalım
mutlu gözükelim ama mutlu olmayalım, ne güzelde bir anlaşma yapmışız kendimizle hep kolay olana sığınıyoruz,sorunlu gözükmemek adına.
Kolay sevgilere adıyoruz kendimizi,dikenleri istemiyoruz halbuki bilmiyoruz onlar en güzel törpileyici bu yaşamda içimiz dışımız kanasa da sevmeliyiz.
Susarak ölmemeliyiz bu yaşamda,konuşmalıyız içimizi dışımıza ve gerçek hayata küstürmemeliyiz.
Susma ya arkamızı dönmeliyiz, küsmeliyiz onunla,çünkü o bizi öldüren bir duygu,solduran ve nefes aldırmayan.
İşte o yüzden karar verdim susmayacağım artık kaybedeceklerimi göze aldım ben,gözlerimi esas kazanacaklarıma dikiyorum ve susmuyorum. Yalnızlık ve mutsuzlukla yola çıkacağım ama olsun belki mutluluğa kavuşacağım ya da susarak ölmeyeceğim...
hiçbir zaman içimi dışıma ve hayata küstürmeyeceğim,çünkü ben susmayacağım...
16.06.2011 - 10:07
sevmek nedir
. Sen hiç sevdiğinin hayaliyle konuştun mu sabaha kadar? ...
Ona olan hasretini dört duvar arasına sığdırdın mı? ..
Çaresizce boynunu büktün mü? ...
Onun yokluğunda sen hiç aşkın için gözyaşı döktün mü? ...
Onun resmini bağrına basıp doyasıya öptün mü? ...
Dolaştın mı yıldızlı akşamlarda? ...
Saatlerce kendi kendine konuştun mu? ...
Eline ne geçerse devirip de kırdın mı? ...
Doğan her güneşe onun ismini mırıldandın mı? ...
Kollarını çaresizce boşluğa sardın mı? ...
Yerlere çaldın mı hiç sevdiğin için onurunu? ...
Bir tarafa attın mı hiç kahrolası gururunu? ...
Onun ismini kalbine nakşettin mi? ...
Sen evet, sen! .. hiç ona sevdiğim dedin mi? ...
Ellerini tutup ta ona yüreğindeki sevgiyi
kalbinin sıcaklığını masum bir çocuğun korkak ve titrek sesiyle
ansızın ona aşık olduğunu itiraf ettin mi? ...
Ve kalbinin bütün kapılarını açıp işte ben senin sende benimsin dedin mi? ... Her yağmur yağdığında yüreğini bir kuş gibi ona emanet ettin mi? ...
sen evet, sen! .. şimdi sana soruyorum...
HAYAL GÖZLÜM sen hiç benim kadar sevdin mi? ...
14.06.2011 - 21:16
Sende BenimLe HoşçakaL
Bu şehir taşıyamaz bizi!
Bu yağmur ıslatamaz!
Senin gözlerini benim gözlerime kaç kez idam ettiğini,
Benim sana kaç kez ölüp, ölüp dirildiğimi hiçbir kitap yazmaz!
...Eller yukarı! Bu bir emirdir sevgilim..
Gözyaşlarım kolye gibi boynuma dolanırken, gidemezsin!
Özledim anlamıyor musun?
Kahretsin özledim!
Sen benim kendimden dilediğim tek özrümdün!
Sen benim gözümdün!
Gitme!
Ne kadar neşter varsa buyursun değsin yüreğime!
Git demeden gitme dediğimi anla işte!
Bana bir sen kal!
Sende,benimle hoşçakal..
14.06.2011 - 16:06
Sen giderken bir sıcak bakışım
Uğurlayabilir seni
Bütün sözcükler terk etti beni
Dilim suskun ve yorgun
Beni saran bir hüzün var
sen giderken
Her gidişin bir dönüşü var mı?
Seninkinin yoktu
Beni yıkan işte buydu
Gelincik kırmızısı olmuş gözlerim
Saklarken seni
Ben, dağ başı yalnızlığı yaşıyordum
Sen giderken
Tiryakilik yaratıyordu seni her görüşüm
Gözlerim seni ararken
Gezdiğin yerlerde,
Hep hüzünlü çalacak artık şarkılar
Onun için gözlerimi kapatacağım, sen giderken
Sonsuza kadar, orada kalmalı senli duygular.
Kilit vuracağım kapısına gönlümün
Sen giderken
13.06.2011 - 12:21
— MAKAS GÜNLÜĞÜ! —
Planlama: Gereksiz işleri makaslayalım!
Önceliğimiz olmayan ve önemsiz işleri yaşamımızdan kesip atalım. Bulaşıkları ve lavaboları kurulamayın mesela. Kendileri kuruyabilir. Çarşafları ve iç çamaşırları ütülemeyin efendim. İşyerinizde projelerinizi gözden geçirin. Her iş size ait olamaz. Ettiğimiz yardım görev haline gelmişse, kesip atalım! Sorumlulukları sahibine iade edelim. Başarımıza yer açalım!
Disiplin: Şikayetlerimizi makaslayalım!
Sıcak havadan şikayet, soğuk havadan şikayet. Ben önce bunları kesiyorum. Gardropp karşısında 'Ay giyecek hiçbir şeyim yok' saatleri, 'Su içsem yarıyor' muhabbetleri, aileniz ve iş arkadaşlarınız hakkında negatif raporlamalar, dudak uçuklatan 2012 Kıyamet tellallıkları... En önemlisi, 'Başkaları hakkında iyi bir şey söyleyemiyorsak, hiç konuşmayalım daha iyi' deyip, dedikoduyu keselim. Yalan söylemeyi kıtır kıtır doğrayalım. Takdire yer açalım!
Tutumluluk: Gereksiz harcamaları makaslayalım!
Kredi kartlarımızın sağladığı sanal zenginlik, savurganlık ve açgözlülük hissi, bize yüklü faizler olarak geri dönüyor. Maddi dileklerimizi gerçekleştirmek istiyorsak, ne yapıp edelim, para biriktirelim. Emeklilik hesabı, altın hesabı, kumbara...
Bana sorarsanız, önce makasınızı bileyin...
Özsaygı: Kötü alışkanlıklarımızı makaslayalım!
Televizyon dizileri, Facebook profil ziyaretleri, bilgisayar oyunları, yersiz buzdolabı atıştırmaları, sigara tüttürmeler, alkol gevşemeleri, kafein diriltmeleri, çikolata ve hamur işleri baygınlıkları, hepsi... Makasımıza kurban olsun!
Makasımızla mutlu açılışlar yapalım!
Yüreğimizi sevgiye ve şefkate açalım. Zihnimizi yeni düşüncelere, bilgilere, yaklaşımlara açalım. Kendimizi değerlendirmeye, geribildirim almaya açalım.
Algılarımızı, sezgilerimizi sonuna kadar açalım. Hayallerimizi gerçek kılmak için, harekete geçelim.
Kestiğimiz her kurdeleden, kendimize 'Aferin' kurdelesi yapalım!
Çocukluk yapalım!
Yaşlanmayı keselim artık. İçimizdeki çocuğun en önemli gereksinimi oyun ve yaratıcılık. Hem kendimiz eğlenelim, hem de çocuklarla zaman geçirelim. Dans edelim, resim yapalım, keşfedelim, öğrenelim!
Aldığımız her nefeste gençleşelim...
Kendimize sarılalım!
İçe dönelim, kendimizi tanıyalım ve olumlu yanlarımızı, güçlü yanlarımızı sevelim! Kendimize verdiğimiz değeri arttıralım.
Başka varlıklara yardım ettikçe, saygı duydukça, hak verdikçe, barıştıkça, affettikçe, teşekkür ettikçe her yeni an, her yeni gün kendimizi daha iyi hissedeceğimiz kesin.
Tüm güzellikler yaşamınızı tıka basa doldursun sevgili dostlarım! Hepinize kocaman sevgiler!
13.06.2011 - 11:19
TUM SIRA SANA DA GELECEK
Dün daha dün sana kaçmıştım, senin içindeki şirin köylere, ne güzel de saklamıştın beni be dostum sen de ne bağlar varmış yeşil tıpkı gözlerin gibi yeşil tüm karaları öldürüyor beni zehirli sarmaşıklardan saklıyor. Dostum ben sende sevdim çam ağaçlarını ben sen de ne kadar uzun ve yeşil olduklarını gördüm biliyormusun bakarken gözlerim en dibe vurdu,toprağı sende sevdi,biliyormusun ben sende çamuru da sevdim hiç paçam bu kadar güzel çamur olmamıştı çamur güzelmiş be dostum senin köylerinde ve senin bağlarında dahada güzelmiş..
Ah dostum sofranda lezzetliymiş,ekmeğinin tadı gibi sevgin gibi ananın un kokan eli gibi.
Dostum aşk geçmedimi o yeşil bağlarından o tatlı üzümlerin aşkı doğurmadı mı sana en güzel şerbetleri vermedi mi, bekliyormusun hala..
Bekle o şirin köylerinde o yeşil bağlarında bekle dostum benim sıra sana da gelecek sen küsme aşka yeter ki arkanı dönme,dostum aşk sana helal..! !
ananın ak sütü gibi helal.. SEN UMUDA UMUT SANA KÜSMESİN YETER Kİ
Sen engeller sıralama bir kez de sevmeyi dene dostum.
Senin köylerin güzel senin köyünün kızlarının esvapları hep yeşil hep kırmızı. Ah dostum senin köyünün çocukları gülümsüyorlar kocaman..biliyormusun halen çarık giyiyorlar.. dikeni seviyorlar, yarayı da seviyorlar..
Ah dostum sen neden korkuyorsun yaradan yaralanmaktan yaralan be dostum bu aşk var ya senide yaralasın götürsün seni Fıra ta fıratın kıyısına
Dostum be nasıl gidecem deme aşk bu işte fırata da götürür, Ağrıya da,dostum Urfaya da gidersin bir bakmışsın en güzel türküleri çığırıyorsun.
YA aşk bu işte dedim ya arkan ne kadar da dönük olsa da sana da gelecek senin köyünde türküler söylenecek, has dostum benim köyünün kadınları en güzel zılgıtları çekecek. Erkekleriyse de horonlar tepecek.
Unutma sakın kapın büyük olabilir tokmağın güçlü ah dostum ah AŞK DAHA BÜYÜK VE DAHADA GÜÇLÜ...senden senin köyünden. Senin hırçın del,i sularından..aşk var ya aşk senin köyün çobanını bile dağa kaçırtır
Hele kolay gelsin dostum sana. Hadi durma devşir kuruyan otlarını yakında aşk bitecek taptaze bahçende,köyünün laleleri kadar kırmızı,hele bir kokla da gör sen..
Dostum ananı çığır açsın saklı sandıkları,aşk seni almaya geliyor biliyormusun bu aşk sırayı da şaşırmış beni bile atlamış SANA GELİYOR SANA...
SIRA SANA GELMİŞ, umuda açmışsın kapını oda sana açmış geliyor..
helal helal de anana onun ak sütü gibi helal devşirsin laleleri aşka... ananın elleri var yakında öpülecek o elleri aşkta koklayacak..
YA DOSTUM şu köyünün çobanına haber uçur çocuklarla köyünün mavi gözlü çocuklarıyla
AŞKI KAÇIRMASIN HA DAĞLARA..
ŞİMDİ BEN YOLCU...yeni köylere belkide büyük ülkelere..belkide senin köyünün lalelerinden dahada kırmızısını bulmaya..Dostum benim umudu torbamda azık yapmışım, sırtımda büyük bir kambur kaçarım giderim tozu dumana katar seni bulurum,pusulam sana çevrilmiş,geliyorum bekle ey aşk.
Şimdi kal sen dostumda tüm dostlarda ben beklerim, beklemek ve yazmak benim işim aşk
DOSTUMA DA GELDİN YA SIRA MUTLAKA BANA DA DA GELİR BİLİRİM AŞK......
ÖYLEYSE HADİ KOLAY GELE SANA AŞK.....
H. Nilüfer KARATAŞ
13.06.2011 - 08:02
Büyüyor içimde özlemin
Bir bulut misali gözlerim
İçimde dinmeyen sızım
Gel artık çok özledim
Ayrılık vurdu beni dağlara
...Bilinmedik yollara
Sen bende bitmeyensin
Gel artık çok özledim
Prangalar vurdum ayaklarıma
Koşmasın istedim bir hayalin peşinden
Öylesine sevmişki bu yürek seni
Fayda etmedi yoklugunda hiçbirşey
Sürüklendi yüreyim hayalinin peşinden
Gel ben seni çok özledim....
11.06.2011 - 19:26
Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın..Özledin, içtin, ağladın, g...üldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın..Peki o ne yaptı deme..Herkes kendinden sorumludur aşkta..Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu..Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için..? Hayatı ıskalama lüksün yok senin..Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın..Her zamanki gibi yaşayacaksın sen..Acılara tutunarak yaşamayı; Öğreneli çok oldu.. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil..Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki..Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor..Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu..? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana..Yine içeceksin rakını balığın yanında..Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası..Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun asolan yürektir..Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; Yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte..Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu..Elbet bitecek güneşe hasret günler..Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...*
10.06.2011 - 18:52
Bütün kızlar, erkeklerin lodoslarına karşı
Hem giyinmiş hem soyunmuşlar
Hem de kapanmışlar içlerine
Badem taneleri gibi
Ve lodos vurdukça
...O eteklerini kaldıran lodos
Doğdukça doğurdukça kendilerini
Kocasız bir bebek gibi...
Öpüp okşayacakmış...
Başka ve o yaşta ne beklersin ki
Kayaların başında
O dallı giysileriyle
Kimi bekler ki onlar
Poseydon'dan başka
Bu kayalarda durmuş
Bu kızlar ne bekler ki
Bir aşk için boğulmaktan başka...
Hepsi de karaya vurup
Zaytinlerle keçiboynuzlarına
Kendilerini dağıtıp verip
Kökten çıkan dallardan
Yapraklar olmaya...
Rüyası bu Datça'nın
Kadınları okudukça
Okunacak bir güzel kadınlık ve güzellik
Datça olacak Datça
Kadınların yarımadası...
Boşuna değil o dediğim
Burası Afrodiça
Ve gördüğüm bütün herşey
Sevda, Aşk ve Tazelik
Ve Zeytinlerden ve yaşamaktan
Başka bişeyi olmayanların yeri...
Kara Maça'ya karşı...
Fallarda kurtulmuş görünen
Ademi Bademiyle
İyi bilir bir kişiynen
Yaşamı bilmeyiynen
Yaşanan belki de bir haç
Denizin üstüne vurulmuş..
Ama şeklini derhal bozabilir
En ufak bir esinti
Mesela bir hilal de olabilir.
Korkutucu olan şey benim gördüğüm
Ne haç, ne acı, ne haraç olmasıdır...
Burayı ben gözlerimi kapadıktan sonra dünyaya
Yaşamayı hızla öğrenemediğimizden ötürü
Bu yarımadaya, yarım yarım derken
Ufalaya ufalaya
Zaten bitirmişsiniz ya...
Ufalarsanız eğer
İki elim boynunuzdadır derler a...
Ben de bu yarımadayı
Kucağıma kapıp öleceğim,
Ne gavurun, ne müslümanın...
Hiçbiriniz görmeyeceksiniz artık o güzel yeri
İşte bu şairin ve ölümün emri..
Mekanım Datça Olsun
Can Yücel/Hıdırellez
10.06.2011 - 11:54
Günaydın
Günün aydın olsun,
gönlünse şen,
gamdan,kederden ırak,
yüzün...hep gülsün.
Resetle,geçmişini,
içini karartan,
ufkunu daraltan,
olumsuzluk adına,
tüm yaşanmışlar,
hepside silinsin,
yıldırmasın seni,
hayatın,iniş ve çıkışları,
ilikleri donduran,tipili,
fırtınalı kara kışları.
her karanlık gecenin...
mutlak,nurlu bir sabahı vardır.
doğan her yeni gün,yeni bir dünya,
yeni bir hayat demektir,
Kim bilir...beklediğin, o gün,
belkide...bu GÜNDÜR...!
09.06.2011 - 23:10
Aslında hiç kimse sevmedi,
Bir ben sevdim seni...
Severmiş gibi değil,
Kana kana sevdim seni.
Tıka basa...sevdim...
...Dolu dolu sevdim...
Aslında kimse sevmedi seni,
Sevmekten çekindi
Oysa ben; Yana yana sevdim seni...
Bile bile sevdim...
Aklımdan zorun var gibi,
Aklıma silah dayanmışcasına,
Mecburmuş gibi,
Ve başka çarem yokmuşcasına,
Bir ben sevdim seni...
Aslında bir sen sevmedin beni,
Herkesi sevdiğin gibi...
CAN YÜCEL
08.06.2011 - 12:08
Taşın Hikayesi
Genç bir Yönetici, yeni Jaguarı içinde kurulmuş, biraz da hızlıca, bir mahalleden geçiyordu. Park etmiş arabaların arasından yola fırlayan bir çocuk olabilir düşüncesiyle dikkatini daha çok yol kenarına vermişti. Bir şeyin yola fırladığını görünce hemen fren yaptı ama aracı durana kadar geçen mesafede yola çocuk fırlamadı. Bunun yerine, yepyeni arabasının yan kapısına büyükçe bir taş çarptı. Adam hızlıca frene yüklendi ve taşın fırlatıldığı boşluğa doğru geri geri gitti.
Sinirlenmiş olan genç adam arabasından fırladı ve taşı atan çocuğu kaptığı gibi yakında park etmiş olan bir arabanın gövdesine sıkıştırdı. Bunu yaparken de bağırıyordu: Sen ne yaptığını sanıyorsun serseri? Bu yaptığın ne demek oluyor? O gördüğün yepyeni ve pahalı bir araba ve attığın o taşın mahvettiği yeri düzelttirmek için kaportacıya bir sürü para ödemek zorunda kalacağım. Neden yaptın bunu?
”Küçük çocuk üzgün ve suçlu bir tavır içindeydi. “Lütfen, amca, lütfen kızmayın. Ben çok üzgünüm ama başka ne yapabilirdim, bilemedim. Taşı attım çünkü işaret etmeme rağmen diğer arabalar durmadı. Çocuk, gözlerinden süzülen yaşları elinin tersiyle silerek park etmiş bir aracın arkasına işaret etti. “abim orada. Yokuştan aşağı yuvarlandı ve tekerlekli sandalyesinden düştü ve ben onu kaldıramıyorum.”
Çocuğun şimdi hıçkırıklardan omuzları sarsılıyordu ve şaşkın adama sordu: “Onu kaldırıp tekerlekli sandalyesine oturtmama yardım edebilir misiniz? Sanırım abim yaralandı ve benim için çok ağır.
Ne diyeceğini bilemez halde, genç yönetici boğazındaki düğümden yutkunarak kurtulmaya çalıştı. Yerde yatan sakat çocuğu kaldırıp tekerlekli sandalyesine oturttu, cebinden temiz ve ütülü mendilini çıkartıp, çeşitli yerlerinde oluşmuş ve kanayan yara ve sıyrıkları dikkatlice silmeye çalıştı.
Bir şeyler söyleyemeyecek kadar duygulanmış olan genç adam, abisinin tekerlekli sandalyesini iterek yavaş yavaş uzaklaşan çocuğun ardından bakakaldı. Jaguar marka arabasına geri dönüşü yavaş yavaş oldu ve yol ona çok uzun geldi.
Arabanın yan kapısında taşın bıraktığı iz çok derin ve net görülür şekildeydi ama adam orayı hiçbir zaman tamir ettirmedi. Oradaki izi, şu mesajı hiç unutmamak için sakladı:
Hiçbir zaman yaşamın içinden, seni durdurmak ve dikkatini çekmek için birilerinin taş atmasına mecbur kalacağı kadar hızlı geçme.
Yaratıcı ruhumuza fısıldar ve kalbimizle konuşur. Bazen, onu dinlemek için vaktimiz olmuyorsa, bize taş fırlatmak zorunda kalır.
Fısıltıyı dinle… veya taşı bekle.
Seçim senin.
07.06.2011 - 14:36
Bugünler de herkes gitmek istiyor.
Küçük bir sahil kasabasına,
Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara.
Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey.
Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği..
Öyle yanına almak istediğin üç şey falan yok..
Bir kendisi..Bu yeter zaten.
Herşeyi, herkesi götürdün demektir.
KEŞKE KENDİNİ BIRAKIP GİDEBİLSE İNSAN.
Ama olmuyor..
Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor.
Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.
Böyle gidiyoruz işte. Bir yanımız kalk gidelim,
Öbür yanımız...otur diyor.. Otur diyen kazanıyor..
O yan kalabalık zira..İş güç, sorumluluk,
Çoluk çocuk, aile, güvende olma duygusu..
En kötüsü alışkanlık..
Alışkanlığın verdiği rahatlık..
Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor...
Kalıyoruz..Kuş olup uçmak isterken,
AĞAÇ OLUP KÖK SALIYORUZ...
-Can Yücel-
07.06.2011 - 08:15
ASIL OLAN SEVGİ!
Ölüm değil beni korkutan! Boş bir yaşamın ardından varacağım “o” yer sıkıyor canımı. Nedir ki? Kırklı yıllar, ellili yıllar, billahi çok değil! Hele hele çizilen bu yolda bize hiç gelir. Ne beklersin yaşamdan “çorbacı? ” Ne bekler yaşam senden? İkiniz de tüketirsiniz hoyratça zamanı. İşte geride kalanlar sıkar biraz canımı...
Yedi yaşında başlarsın okula, sayma ondan öncesini. Sonra, yıllar yılı gider gelirsin, kara tahtalı değirmene, berrak zamanını öğütmek için. Yirmi iki civarı alırken diplomanı, tüketivermişsindir üçte birlik zamanı...
”Diploma yetmez! ” diyor topal “şarapçı”, “iyi bir işbul hele bakalım! Askerliğini de yap birde, sonra evlen bakalım...” İşte bir on yıl daha uçuveriyor ansızın. Yaş oluveriyor otuzbeş! Gerçekten yarısı mıdır yolun? Belki de yarısından da yakın. Geriye bakma sakın ey küheylan!
Kopuverir zincirleri yaşamın, bir iplik gibi ansızın; 'Hele bir borçlarımızı ödeyelim, sonra daha iyi yaşarız. Şimdilik biraz sabır' diyor karım Nazife! Eee doğru da söylüyor hani... “Hele bir başımızı sokacak yuva olsun da gerisi kolay” diyor. Eee bu da doğru hani...
İşte böyle yitiyor hep on seneler, eriyen buzlar misali. Karım, çocuklarım, kooperatif başkanım, yardımcım, tek tük arkadaşlarım... Ve Tv' deki haber spikeri! Bu kadar çevremdekiler. Bunlara bakıyor yıllardır gözlerim. İşte bu yüzdendir ki, “miyopsun! ” diyor doktorum. “Tak......'ne iki numara. “
Ellinci yaşgünümü, kimse fark etmiyor bile. Ufaklığın diploma töreni var. Ne biçim alış veriş bu? Anlayamadım gitti! Yapmak istediğim bir çok şey, özlem kapısında yitti...
Hırs ile mutfağa, ne varsa atıştırmak için, sıcacık bir el tutuyor elimi “perhiz yapmalısın artık! ” diyor karım Nazife. Eee foğru da söylüyor hani. Kalan on yılımın birkaç yılı hastalıkla geçiyor. Gerisi de torunların peşinde...
Eee 'ulan hani yaşayacaktık! ' diye bağrınıyorum. 'sakin ol! tansiyonun düşecek' diyor karım Nazife. Eee doğru da söylüyor hani. Nedir yaşamın kısır döngüsü anlayamadım gitti. Elimdeki tek sermayem de bir gün gibi bitti. ”İyi yaşadık, hoş yaşadık” diyor karım Nazife. “Patronların da pek severlerdi çok da çalışırdın hani. Bak herşeyimiz var, büyüdü sayılır çocuklar da, daralacak ne derdin var? Haydi neşelen artık.” Eee doğru da söylüyor hani. Bir karı, birkaç çocuk, bir ev ve araba. İşte yaşamın bilançosu...
Hayır! Hayır! Korkuyorum ölümden! Boşa geçen bir yaşamın ardından nasıl gidilir ki “oraya”? Özgürce çizmeliydim yaşamımı zorda olsa, özgürce ulaşmalıydım sona, yalnızlıkla bile yaşansa… Kanaviçe gibi dokumalıydım, güzellikleri, gizemleri. Ter basıyor fırlıyorum yataktan. “Dönüp durma” diyor, karım Nazife, yarı uykulu. 'sıkıca örtün de uyu' Eee doğru da söylüyor hani.
Tüketmek için bunca acele ettiğiniz takvim yapraklarına, onca hızla çevirdiğiniz akreplere yelkovanlara, içine gönüllü daldığıniz o insafsız rutin çarkına şöyle bir uzaktan baktığınızda ne hissediyorsunuz? 'Ne kadarı benim hayatım,' diye soruyor musunuz? Ne kadarını başkaları yaşamış benim yerime ya da ben başkalarının? 'Aynadakinin ne kadarı benim, ne kadarı oynadıklarım?
Sevgiyi koydum kum saatinin dolu dizgin akıp giden kumlarının her bir zerresine. Çünkü bir tek sevgi var elimizde; bunca yıldan damıtılıp gelen... Yine bir tek o kalacak, yaşanacak yıllarından geriye... Bir tek sevgi olacak bunca telaştan artakalan... Ötesi yalan...
06.06.2011 - 20:17
Bana insanlari anlatmayin.
Ben insanlari yasayarak anlayanlardanim.
Bana dostluk nedir diye sormayin.
Ben dostlarim için ölümle bulusanlardanim.
...
Bana sen kimsin diye sormayin.
Ben kendimi anlatmayi sevmeyenlerdenim.
Bana ne is yaparsin nerede takilirsin diye sormayin.
Yanimda olmayi hakettiginizde kim oldugumu anlatacaklardanim.
Bana ask nedir diye sormayin.
Bir kere asik oldum mu gözü baskasini görmeyenlerdenim.
Bana sansli misin diye sormayin.
Ben sansi kendi yaratanlardanim.
Bana can ne demek diye sormayin.
Canimdaki canlar için can yakanlardanim.
Bana neden hep susuyorsun diye sormayn.
Köpeklerin konusup aslanlarin susacagini bilenlerdenim.
Bana köpeklerden söz etmeyin.
Efendileri için hizmet edenlerden bahsetmeyi sevmeyenlerdenim.
05.06.2011 - 17:37
Seziyorum ki kaçacaksın..
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende
Biliyorum ki kopacaksın
...Tutamam saçlarından
Ama kokunu bırak bende
Anlıyorum ki ayrılacaksın
Cok yıkkınım yıkılamam
Ama rengini bırak bende
Duyumsuyorum ki yiteceksin
En büyük acım olacak
Ama ısını bırak bende
Ayrımsıyorum ki unutacaksın
Acı kurşun bir okyanus
Ama tadını bırak bende
Nasıl olsa gideceksin
Hakkım yok durdurmaya
Ama kendini bırak bende
Aziz NESİN
05.06.2011 - 08:10
Bilmelisin ki...
Duvarda asılı diplomalar insani insan yapmaya yetmez.
Bilmelisin ki...
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.
Bilmelisin ki...
Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.
Bilmelisin ki...
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da!
Bilmelisin ki...
Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok, ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Bilmelisin ki...
Aile hep insanın yanında olmuyor. Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil.
Bilmelisin ki...
Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.
Bilmelisin ki...
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Bilmelisin ki...
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.
Bilmelisin ki...
Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz
Bilmelisin ki...
İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
Bilmelisin ki...
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar. Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Bilmelisin ki...
Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.
04.06.2011 - 07:47
Balım***
Dudağından düşmesin adım
Soran olursa söyle balım
Seviyorum seni işte bu halım
Yarınlara kalmayalım
gel otur yanıma şöyle
bana aşk şarkıları söyle
Rüzgâr estikçe sen kokuyor saçlarım
Bilsinler seni sevmek hep suçlarım
Sen yay kemandır kaşlarım
Yarınlara kalmayalım
gel otur yanıma şöyle
bana aşk şarkıları söyle
03.06.2011 - 15:47
Aşk yumuşacık olmalı sarmalı sevdiğini,
Aşk huzur vermeli göğsüne başını koyduğunda başka hiçbir şey istememeli,
Aşk güven vermeli, dayanmak için başka omuz aramamalı,
Aşk sıcacık olmalı başka dostluk yaşatmamalı,
Aşk yapıcı olmalı eksiklikleri doldurmalı,
Aşk doyasıya yaşanmalı başka bir şey önceliği olmamalı,
Aşk tutku dolu olmalı hesapsızca yaşanmalı,
Aşk ayaklarını yerden kesmeli engel tanımamalı,
Aşk sağlam durmalı her sarsıntıda yıkılmamalı,
Aşk kararlı olmalı hedefine ulaşmalı,
Aşk heyecanlı olmalı yüreğini yerinden oynatmalı,
Aşk macera dolu olmalı yaşanmamışları yaşatmalı,
Aşk sahip çıkmalı ben varım yeter demeli,
Aşk hassas olmalı kırmamalı, kırıkları toplamalı,
Aşk vicdanlı olmalı ağlatmamalı,
Aşk sarhoş etmeli unutturmalı tüm yaşanan acıları,
Aşk güçlü olmalı sarmalı kanayan yaraları,
Aşk karşılıklı olmalı bir taraf yıpranmamalı,
Aşk gurur yapmamalı aşkından gurur duydurmalı,
Aşk yakalanmışken bırakılmamalı tadı çıkarılmalı
03.06.2011 - 12:04
YALNIZ GECELERİMDE.....
SisIi geceIerin çığ gibi büyüyen yaInızIığında
kahır yükIü yağmurIarın yağdığı...
pus renkIi ısIak caddeIerde
parke taşIarına haykırıyorum
sana oIan suskunIuğumu
yorgun geceIerde hasretin büyüyor
kenar sokakIarın köhne ışığında
deIicesine özIüyorum seni
Gece kuşIarının amansız çığIıkIarında
can çekişirken umutIarım
gözyaşIarım senin için akıyor
her damIasında senIi anıIarım
YALNIZ GECELERİMDE yaşıyor
ve ben seni herşeyinIe
gözIerinde bırakıIan duyguIarIa seviyorum SEVGİLİM.
02.06.2011 - 13:58
HER İNSAN MUTLU OLAMAZ!
Her insan mutlu olamaz...
Çünkü; gereğinden fazla özler dünü,
Hak ettiğinden fazla düşünür yarını...
Ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü...
......Her insan mutlu olamaz...
Çünkü; gereğinden fazla özler hayatından çıkanları
Hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri
Ve asla göremez yanı başındakileri...
02.06.2011 - 08:49
Güçlü olduğu halde güçsüzmüş gibi yapmaktan yorulmuş her kadına karşılık, zayıf olduğu halde güçlü gibi görünmekten yorulmuş bir erkek vardır.
Aptalı oynamaktan yorulmuş her kadına karşılık, sürekli “her şeyi bilmesi” beklentisinin altında ezilen bir erkek vardır.
'Duygusal kadın” diye adlandırılmaktan bıkmış her kadına karşılık, ağlamak ve nazik olmak hakkı elinden alınmış bir erkek vardır.
Rekabet ettiği zaman “kadınsı değil” diye nitelenen her kadına karşılık, erkekliğini kanıtlamasının tek yolu rekabet olan bir erkek vardır.
Cinsel nesne olarak görülmekten bıkmış her kadına karşılık, cinsel gücü hakkında kaygılanıp duran bir erkek vardır.
Çocukları tarafından “elinin kolunun bağlandığını” düşünen her kadına karşılık, aile babalığının zevklerini doyasıya yaşaması engellenmiş bir erkek vardır.
Doğru dürüst bir işte çalışması ya da eşit işe eşit ücret alması engellenmiş her kadına karşılık, başka bir insanın bütün parasal sorumluluğu omuzlarına yüklenmiş bir erkek vardır.
Kendisine bir otomobilin karmaşık yapısı öğretilmemiş her kadına karşılık, yemek yapmanın vereceği tatminden habersiz bırakılmış bir erkek vardır.
Özgürlüğüne giden yolda bir adım atan her kadına karşılık, özgürlüğe ulaşmanın biraz daha kolaylaşmış olduğunu fark eden bir erkek vardır.
Toplam 1172 mesaj bulundu