Deniz Bulut Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkın ...

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    26.06.2012 - 07:26

    Kapitalizmin içyüzünü anlatan ufak bir fıkra,

    Bir zamanlar köyün birine bir adam gelmiş ve tanesi 10$ 'dan maymun alacağını söylemiş. Köyde çok maymun olduğu için köylüler sevinçle ormana koşup maymunları yakalamaya başlamışlar. Adam, binlerce maymunu 10$ dan satın alınca ortalıkta maymunlar azalmış, yakalaması zorlaşmış. köylüler tam maymun yakalamaktan vazgeçecekken adam tanesine 20$ vereceğini söylemiş. Tekrar heveslenen köylüler tekrar maymunları yakalamaya başlamışlar. Bir süre sonra da fiyatı 25$ a çıkarmış. ancak bırak yakalamayı, maymuna rastlamak bile çok zorlaşmış. bunun üzerine adam fiyatı 50$ a çıkardığını, ancak kendisinin işi olduğu için şehre gitmesi gerektiğini, yardımcısının onun yerine alım yapacağını söylemiş. O yokken yardımcısı köylülere demiş ki; şu büyük kafesteki maymunlar var ya ben onların tamamını size tanesi 35$ dan satayım, siz de adam gelince ona 50$ dan satarsınız. Köylüler bütün birikimlerini bir araya toplayarak bütün maymunları satın almışlar. Sonra ne adamı nede yardımcısını bir daha gören olmamış.

    1 milyar insanın susuz
    2 milyar insanın elektriksiz
    3 milyar insanın aç yaşadığı kapitalist bir dünyada
    bu hastalığa konulmuş basit bir teşhis, basit bir fıkradır

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    23.06.2012 - 00:30

    Rakı gibisin be hayat
    Bir yanın zehir zıkkım,
    Bir yanın ab-ı hayat
    Bir yanın yaz- bahar,
    Bir yanın şubat
    Rakı gibisin be hayat
    Gözyaşlarına gebe bir kahkaha sonrası
    Bir yanın hüzünlü bir şarkı, bir yanın oyun havası
    Bir yanın buruk bir veda, bir yanın vuslat
    Rakı gibisin be hayat
    Burnumda keskin anason kokusu anılar
    Bir yanın tozpembe hayallere dalar
    Bir yanın tüm gerçekler kadar berbat
    Rakı gibisin be hayat
    İçime çektiğim yarin eşsiz kokusu
    Yüzüme kapanan umut kapısı
    Bir yanın hep bir çocuk saflığı
    Bir yanın efelenir ana avrat
    Rakı gibisin be hayat
    İçtikçe bir daha içesim gelir
    Dertler vız gelir bir an, bir an ölmek vız gelir
    Bir yanın meltem esintisi,
    Bir yanın kasırgadan hoyrat..
    Rakı gibisin be hayat
    Boyalı bir fahişenin kadehte ki kaymış dudak izi
    Tadımlık mezelerinden hangisidir acep kamaştıran dilimizi?
    Bir yanın hep özlenen o sevgili
    Bir yanın; ağızda akşamdan kalma o paslı tat...

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    21.06.2012 - 22:53

    Senı çaresız yuregımle sevdım.
    ellerım uzanmasada yuregımı yolluyorum.
    caresızce uzaktan baksın yeter.
    bas ucuma hayalını koydum
    senınle sabahlıyorum bazen
    bazende ruyama koyuyorum uytudugum zanam senı
    senı gozyaslarımla yarınımla sevdım hayalımsın dıye...
    gozyasllarımda senı gordum ben aglarken..
    senı aldıgım nefesle tattıgım aşkla sevdım.
    senı ıctıgım suya eslık ettım kalbıme.
    yudumladım her susadıgımda acıktıgımda.
    ben senı boyle sevdım..ben senı boyle sevdım....

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    21.06.2012 - 20:50

    Diriliş
    bu son kasılmasıydı doğuma umutlarımın
    son ürpertisiydi gögüs kafesimde ki minik serçenin
    gökyüzünde bir yıdız gibi tek başına
    binlerce yıldız arasında,kimsesiz bırakılmıştı

    koştu arkasından gün ışığının, ayaklar çıplak
    hızlı adımlar ve sabırsızlıkla
    yetişemedi!
    eriyip gitti dünyası, alaca karanlığında gecenin
    çaresiz geri dönecekti

    ahhh
    deyip derin bir iç çekti
    ne sağır,ne körmüşüm,diye geçirdi içinden
    kimden korkuyor, kimden kaçıyorum
    bir insan ne kadar kaçabilir kendi gerçeğinden
    iyi ve kötü, var ile yok’un arasında
    ince bir çizgi,büyük bir yanılgıydı hayat
    tıpkı dünden sonra,yarından önce....gibi

    insanları düşündü,yürüdükleri yolları
    kimse bir başkasının yürüdüğü yolda,
    ne kadar ilerlemiş olduğunu bilemezdi
    kaç kez hayatın taktığı çelmeyle,tökezleyip düştüklerini
    kim bilir kaç kez suya kapılıp gitmişti umutları
    kaç kez savrulmuşlardı hoyrat rüzgarda
    kaç kez parçalara bölünmüşlerdi kayalara çarpa çarpa
    dostluğun belli olduğu günde
    kaç kez gölge düşmüştü duru suyun alnına
    derken

    elleri cebinde,esmer gözlü bir çocuk geçti önünden
    sevinçli bir gülümseme düştü yüzüne
    uyan dedi uyan,derin uykundan
    hayat güzel!
    aç gözlerini bir bak
    gökyüzü bütün güzelligiyle burada,ırmaklar coşkulu akıyor
    orman dikmiş gözlerini bize bakıyor
    çiçekler desen,bu sarılar,morlar,kırmızılar
    nasılda sızıyorlar ışığa
    esen yelle,cilveli danslarıyla ne güzeller anatanrıçanın kucağında

    mavi maviydi,hep aynıydı gökyüzü,yıldızlar,ay ışığı
    ırmaklar,denizler,güller çiçekler,serçeler
    yalnızca sen görmesini bilemedin
    çünkü sevmesini bilemedin
    seni sevmelerine ise izin vermedin
    şimdi gülümse ve ak gökyüzüne ırmaklarla
    bu bir diriliş!

    Seval Akkuş

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    20.06.2012 - 21:33

    günümüzde insan olmanın
    çok ağır bedeli var..
    ya parçası olacaksın alçaklığın
    ya seni parçalarlar..
    oysa insan olmak,
    çoğalabilmektir başkalarıyla..
    insansın,
    birinin canı yanarken
    senin de canın yanıyorsa! ....

    - Ataol Behramoğlu -

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    20.06.2012 - 16:13

    Züleyha’nın Yusufluğu..
    Kollukçular Yusuf’u alıp götürdükten ve hüzünlü gece Nil’in üzerinde bir ürperti gibi asılı kaldıktan sonra hiç uyumadan ertesi sabahı buldu Züleyha ama, hayatı her zamanki tadında bulmadı. İçten içe derin bir öfke önce, sonra nedeni belirsiz bir kendinden hoşnutsuzluk hali. Her zaman doğruyu gösteren yürekte istikamet tayini. Aşkını düşündü Züleyha, şimdiye kadar hiç düşünemediği hallerdeydi.

    Tapınaklarda genç rahiplerin buhur yakma görevini yerine getirmesinden bile erken saatte Züleyha ırmağa bakarak düşünmeye başladı. İlk kez Nil’in güllerinden yapılmaz tacını başına, yasemenden bileziğini ayağına takmamıştı. Züleyha ilk kez gece kadar sade sabah kadar yalındı.

    Yusuf, dedi Züleyha, sen benim, evvel düşen şehrimsin, ahir düşen şehrimsin. Ezel düşen şehrimsin, ebed düşen şehrimsin. Yusuf, dedi Züleyha; kalbim sen, benimsin yalnız benimsin, kalbin ben, seninim yalnızca seninim. Yusuf, dedi Züleyha, sen masumsun, sen de bilirsin, ben de bilirim. Şu dört duvar, şu sıkı sıkı kapalı kapı, döşemenin üzerinde ezilen sarı gülün yaprakları tanık ki suçun yok senin. Fakat güzelsin. Güzelliğin yoruyor beni,çünkü mümkünü var, suret kasrında bir suret değilsin.

    Suçlu değilsen de bana, beni suçlu kılacak kadar güzelsin. Mümkünü olan bir güzelliğin sahibiysen Yusuf, ve bu güzellik yoruyorsa beni, sen dünyanın en masum mücrimisin. Suçlu, suçunu her zaman bilerek işlemez Yusuf ve güzellik bazen suça dönüşür.

    Yaratılmışların en güzeli karşısında,ruhum kadar bedenim, kalbim kadar kalbimden çıkıp da bütün bedenimi deveran eden kanım ve damarlarım, ve bütün zerrelerim akıyorsa sana, ben de dünyanın en mücrim masumu değil miyim?

    Çünkü, dedi Züleyha, güzelliğin bir derin kuyu senin. Bir düşenin kurtuluşu kolay olmaz. Ne mutlu kalbine sen düşene, ve ne mutlu senin kalbine düşene. Tufandan kurtulmak için kendi derinliğine akan bir ırmak gibi; akmasam sana ölürdüm Yusuf, aktım, yine öldüm. Kendi ölümümün şeklini seçmem özgürlüğümse susarak ölmeyi değil, söyleyerek ölmeyi seçtim. Tortulanarak ve bulanarak değil, taşarak ve coşarak ölmeyi istedim. Hükmümün Yusuf olduğu yerde ölümlü olduğumu bildim.

    Ve yine dirilecek olmamın emniyetiyle ölümlü oluşumu çok sevdim. Yusuf, dedi Züleyha, bütün bir hayat, kınanma, horlanma, yitirme, her şey kalbimin üzerinden geçecek ve ben kalbimin altında kalacağım. Bana dair ve bana rağmen var olan bir dünyada büyüklüğü, yitirdiklerinin çokluğuyla ölçülen bir Züleyha kalbi olacağım. Senin zindan karanlığın benim özgür aydınlığıma denk düşecek, o kadar ki karanlık olacağım Sancıyla elimi attığım fundalıklar mavi çiçeklere dönüşmedi henüz, ama aslolan kalp olacak ve hayatı sonradan bulacağım.

    Yusuf, dedi Züleyha, aşk zorlu bir sınav,ben bu sınavı en baştan ve gönüllü mü kaybettim? Hayır işte! Yitirmiş görünsem de kazancımsın sen benim. Ve şer gibi görünsem de göreceksin, yitirdiğin ne varsa benim sana açtığım kuyuda, hayrın olacağım sonunda. Yusuf, dedi Züleyha, sana, gel kaderim ol, demem. O kadar ki, güldeki sevda, çöldeki ateş, denizdeki su kadar kadersin bana. Bak alnına, iki kaşının ortasına. Orada benim mührüm var. Alnımın yazısı olduğun kadar, alnına da yazıyım.

    Değil mi ki sen Yusuf güzelisin, gömleğin çoktan yırtık senin. Ve değil mi ki ben tecelli etmesem eksik kalır sana dair kader. “Senin kaderin benim tecellim.”, kaderimde zindan varsa, Yusufluğum su götürmez benim.

    Nazan Bekiroğlu / Yusuf İle Züleyha

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    20.06.2012 - 14:50

    Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun
    asolan yürektir.
    Yürek sesi ne bilmeyenler,
    ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda
    duygusunu.
    Elbet bitecek güneşe hasret günler.
    Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler
    değil,
    güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

    Nazım Hikmet Ran

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    20.06.2012 - 08:13

    Sana Geliyorum

    Gözlerine bakarak aldığım yolun
    Rotası ne yöne bilmiyorum
    Bildiğim sana geldiği tüm yolların
    Hiçbir iz bırakmadan geçmişten
    Ele vererek senli yarınları
    Saklı düşleri deşifre ederek çıktığım bir yol bu
    Kirpiklerin yelkeni oluyor yolculuğun
    An gelir saklar beni derinliğinde
    An gelir özgür bırakır kollarında
    Her yanım sen
    Her yanım alabildiğine gözlerin
    Kaçak değil bu sevda
    Düpedüz sen kokuyor
    Deniz, gökyüzü
    Yolculuk başladı
    Kapat son kez kirpiklerini
    Hadi!
    Sakla beni gözlerinde.

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    19.06.2012 - 08:52

    Akan suyu severim ben
    Işıldayan karı severim
    Bir yeşil yaprak
    Bir telli böcek
    Yeşeren tohum
    Güneşte görsem
    Sevinç doldurur içime
    Bir günü
    Güzel bir günü
    Güneşli bir günü
    Hiçbir şeye değişmem
    Onun için savaşı sevmem
    Onun için zulümü sevmem
    Onun için yalanı sevmem
    Bilirim yaşamaz güneşte
    Bilirim yaşamaz yanyana aşkla
    Ne haksızlık
    Ne korku
    Ne açlık

    ** Necati Cumalı

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    18.06.2012 - 15:50

    Başlamak İstersen Yeni Bir Hayata
    Gölgeni Yedek Bırak Ardında
    Aşk tesadüfleri sever
    Kader ayrılıkları
    Yıllar geçmeyi sever
    İnsan aramayı

    Güller açmayı sever
    Zaman soldurmayı
    Eller birleşmeyi sever
    Yollar ayrılmayı
    Hayat tekrarları sever
    Yeniden başlamayı

    Kuşlar dalları sever
    Kanatlarsa uçmayı
    Herkes geçmişi öder
    Bir yol ayırımında

    Başlamak istersen yeni bir hayata
    Gölgeni yedek bırak ardında

    Murathan Mungan~~

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    18.06.2012 - 14:02

    Çay, Simit ve Peynirle

    Basit yaşayacaksın basit,
    Mesela,susayınca,su içecek kadar basit.
    Dört çıkacak, ikiyle ikiyi çarptığında.
    Tek düğmesi olacak elindeki cihazın,
    Tek bir düğme, tek bir cümle gibi.
    Sevince, lafı dolandırmadan söyleyeceksin,
    Seni seviyorum gibi..
    Basit bir öpücük yetecek sana,
    Basit, sıcak bir öpücük ve o öpücükle dolacak tüm günlerin.
    O öpücük için yapacaksın,hayatının kavgasını,
    O öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.
    Kabak çekirdeği verecek sana,rakamların veremediği mutluluğu.
    El yazısıyla yazılmış, eğri büğrü bir mektup olacak.
    En değerli kağıdın, hep yanında taşıdığın,atmaya kıyamadığın.
    İki harekette giyiniverecek,iki harekette soyunuvereceksin.
    Kısacık olacak,uyanman ve sokağa çıkman arasındaki süre...
    Kısacık olacak sıcacık kollara dolanman,
    Kendin bile, anlayabileceksin yazdıklarını,
    Bakışların bile anlatabilecek kendini.
    Beklentilerin de basit olacak,
    Kaf dağının, önünde bekleyecek mutluluklar,
    Bir ıslıkta bulabileceksin,en uzun dostluk romanını,
    Ya da, bir damla gözyaşı yaşatacak sana,hayatının en ucuz romanını.
    Pankreasının sağlığına dua edeceksin, kapatırken gözlerini.
    Bir kaşarlı tost olacak aradığın,
    Nasıl oturacağını, bilemediğin sofrada,
    Parmakların en kıymetli çatalın.
    Yine aynı parmaklar çözecek,en karmaşık denklemleri.,
    Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana kontrplak bir gitarda,
    Doğru basılmış bir fa diyezin mutluluğunu,
    Parfümün temizlik kokacak,

    Bilmiyorum diyeceksin, bilmediğinde ve çok normal olacak bilemediğin...

    Saatin sadece saati gösterecek,

    Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın,

    Küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.

    Basit yaşayacaksın basit

    Sanki bir gün yaşamın sona erecekmiş gibi basit,

    Çay, Simit ve Peynirle.....

    Yalçın Ergir

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    17.06.2012 - 16:06

    BU KADAR SEVMEDİM Kİ - CEZMİ ERSÖZ


    Dönemem terk ettiğim hiç bir yere
    Dolaşıp duruyorum sokaklarda
    Dilimde o son duam
    Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki
    Sonsuzluk gibi çıkıyordu
    Bu söz içimden
    Umutsuz bir yakarış gibi
    Hiç bitmeyecek bir hasret gibi
    Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    17.06.2012 - 10:36

    Babasını yitirmiş ve evladı ergenlik çağına gelmiş bir erkek, babalar gününde ne hisseder?
    Çağlayan bir nehirle, toprağa çekilmiş bir suyun arasındaki devri herhalde...
    Su, telaşla hızlanarak havuza doğru koşarken doludizgin, o arkadan gelecek, kendisini çoğaltıp yenileyecek ırmakların muştusuna kulak kabartır.
    Kıymetini bilir dünyanın, irfanın, hayatın, yıldızların...
    Serinlikten çok, derinlik arar.
    Böyledir babasını gömmüş evlatlar...
    Ve evladını büyütmüş babalar... Can DÜNDAR

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    17.06.2012 - 08:35

    Seni Sevmek

    Seni sevmek
    Mavi bir okyanusa
    Kayıkla açılmak gibi

    Seni sevmek
    Bir kuşun kanadında
    Gökyüzüne yükselmek gibi

    Seni sevmek
    Hafif bir rüzgarla
    Bir ağaç yaprağının kıpırdanışı gibi

    Seni sevmek
    Sana her an sevdiğimi haykırırken
    Bir türlü duyuramamak gibi

    Seni sevmek
    Gözlerimle aşkımı anlatmaya çalışırken
    Dilimin tutulması gibi

    Seni sevmek
    Her duyduğum şarkıda
    Seni aramak gibi

    Seni sevmek
    Her an seni düşünmek
    Ama bir türlü söyleyememek gibi

    Seni sevmek
    Seni düşünerek ölmektense
    Seni düşünmekten ölmeyi tercih etmek gibi

    Seni sevmek
    Sana hissettiklerimi anlatacak
    Bir sözcük dahi bulamamak gibi

    Seni sevmek
    Bir ağacın yapraklarının baharda
    Yeşermesini izlemek gibi

    Seni sevmek
    Dalgalı bir denizde
    Gözü kapalı yüzmek gibi

    Seni sevmek
    Delice olan herşeyi
    Düşünmeden yapmak gibi



    Seni sevmek
    En büyük fırtınaları
    İçinin derinliklerinde hissetmek gibi

    Seni sevmek
    Herşeyi senin için
    Riske atacak kadar çılgın olmak gibi

    Seni sevmek
    Sana ulaşmak için
    Her yolu denemek gibi

    Seni sevmek
    Seni düşünmek sonsuza dek
    Ve senin için ölmek gibi

    Seni sevmek
    Gecenin bir vaktinde
    Adını haykırarak ağlamak gibi

    Seni sevmek
    Belki de hiç ulaşamayacağım bir ışıktan
    Umut beklemek gibi

    Seni sevmek
    Bazen her an ölmek
    Ama bir kez ölmekten korkmak gibi

    Seni sevmek
    Hep beklemek
    Ama hiç ulaşamamak gibi

    Ozan Kıratlı

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    17.06.2012 - 01:29

    YAŞATAMAM

    Ağustosunda üşüyorum gecelerin
    Soğuk bir yalnızlık var gözlerimde
    Neresi güzel ki sensiz düşlerin
    Tarifsiz bir acı var şimdi tüm benliğimde

    Artık güneş eskisi gibi doğmuyor sabahlarıma
    Sanki anlamsız her şey yarınlarım hiç nedensiz
    Sen varsın inan el açıp yalvardığım dualarımda
    Belkide giriyorum türlü günahlara inan hiç sebepsiz

    Geceler çökmüş üstüme tüm karanlığıyla ışıksız
    Ömrüm geleceğini görmüyor sensiz ve de yarınsız
    Sensiz hiçbir şeyin tadı yok her şey inan anlamsız
    Varmıyım yokmuyum bilmem
    Belkide gidiyorum zamansız

    Baharında gül oldu açtı gözlerim
    Sonbaharında soldum da düştüm yaprak yaprak
    Zemheride kar oldu buz tutmuş ellerim
    Yazında güneş oldum tenim sanki susuz bir toprak

    Gel gör ki senden sonra karıştı mevsimler
    Şaşırdı pusulam yönümü bulamam
    Yıkar beni bilirim bu hazin bitişler dayanamam
    Ne yapsam ne etsem faydasız bu acıya katlanamam
    İnan imkânsız olur ben senden öte bir aşk yaratamam

    Dön gel hadi ne olursun dön gel
    Biliyorum unutamam seni bir başkasını sevemem
    Anlayamazlar dilimden ben de anlatamam
    İnan şu seven gönlümde bir başkasını yaşatamam…

    Şiir: Sedat Kesim

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    17.06.2012 - 00:11

    KONUĞUM OL

    Bir akşam konuğum ol
    oturup konuşalım biz bize
    Anıların çubuğunu yakıp
    uzatalım geceyi biraz

    Geçmişe bir el sallayıp
    yaşanan günleri konuşalım
    ve günlerin üstüne çöken
    dumanlı, isli havaları

    Kendimize daha az zaman
    ayırsak da olur geceden
    Çünkü boğulabilir insan
    yalnız kendini düşünmekten

    Kapağı açılmayan kitaplar
    unutulmuş aşklar gibidir
    Kitaplardan söz edelim
    ve onların gizli kalmış
    sessiz tadlarından

    Sabaha doğru perdeyi
    aralayıp ufka bakalım
    ve bir çocuk gibi
    hayretle seyredelim
    güneşin kızıllığını

    Konuşulmadan kalan
    daha çok şey vardı
    diye düşünerek çıkalım
    güneşle kucaklaşan balkona
    — Üşütmesin sabah serinliği

    Bir bardak demli çay
    burukluğu gibi kalsın
    gecenin ve sabahın tadı
    yaşasın anılarımızda

    Konuğum ol, oturup
    konuşalım bir akşam
    ve uzatalım geceyi
    sözün çubuğunu yakarak

    Ahmet Telli

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    16.06.2012 - 14:31

    Acının Gizlediği Armağan


    Bir gün okyanusta yol alan bir gemi kaza geçirerek battı.
    Gemiden sağ kurtulan adamı, dalgalar küçük, ıssız bir adaya kadar sürükledi.

    Adam ilk günler kendisini kurtarmasını için Allah'a yakardı ve yardım bulurum umuduyla ufka baktı.Ama ne gelen oldu, ne giden…

    Daha sonra rüzgardan, yağmurdan ve zararlı hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklardan bir kulübe yaptı.

    Sahilde bulduğu, gemiden arta kalan konserve, pusula gibi eşyaları bu kulübeye koydu.Günler hep aynı şekilde geçiyordu.

    Balık avlıyor, pişirip yiyor ve ufku gözlüyor, kendisini kurtarması için Allah'a dua ediyordu. Bir gün tatlı su getirmek için yürüyüşe çıkmıştı, geri döndüğünde kulübesinin alevler içinde yandığını gördü.

    Duman, dans ede ede göğe yükseliyordu.Başına gelebilecek en kötü şeydi bu.Keder ve öfke içinde donakaldı.

    Şimdi bu ıssız adada, başını sokabileceği bir kulübe bile kalmamıştı.
    'Allah'ım, bunu bana nasıl yapabildin? ' diye feryat etti.

    O geceyi keder ve üzüntü içinde geçirdi.
    O kadar dua ettiği halde, başına bu olay geldiği için sitemler etti.
    Ertesi sabah erken saatlerde, adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı!

    Bitkin adam kendisini kurtaranlara sordu; 'Benim burada olduğumu nasıl anladınız? '

    Cevap onu hem şaşırttı, hem de utandırdı:
    'Dumanla verdiğiniz işareti gördük! '


    Canımızı sıkan, göz yaşlarımızı inci gibi döküveren olaylar sessiz bir kurtuluş çağrısı, bir mutluluk davetiyesi belki de…
    İlk bakışta dayanılmaz gelen acı anlar, sonrasında kalbimizi kuş gibi hafifleten, ruhumuzu ısıtan tatlı tecrübelere dönüşüyor.


    Aydınlıkta seçemeyeceğimiz bir ışık, karanlık basınca fenerimiz oluyor.
    Keyfimiz yerindeyken burun kıvırdığımız tavsiyeler, yaslı anlarımızda imdadımıza yetişiyor.

    İyilik hallerinde sırt çevirdiklerimiz, zor anlarda sırtımızı dayadıklarımız oluyor.


    Hikayede yanan kulübenin dumanıyla kurtuluş umudunun yeşermesi gibi,
    yaşamımızdaki kırık dökükler, yıkıntı ve ziyanlar,
    kayıp ve yenilgiler yenilenmenin, yeniden doğuşun tohumlarını ekiyor aslında…
    Acı, derinlerinde gizlenen tatlı hediyelerle dolu.

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    15.06.2012 - 20:23

    • Yemine gerek görmeyecek kadar sözlerine sadık ol.
    • Yersiz yeminlere kendini alıştırma, en iyisi yemin gerektirmeyecek kadar doğru konuş.

    • Bir dosta sahip olmak istiyorsan, ilk önce sen bir dost ol.

    • Bir insanın yüzündeki ifade, taşıdığı giysilerden daha önemlidir.

    • Başkalarını da örnek al ama, kendini tanı, olduğun gibi görün ve buna inan, çünkü dünyada senin gibisi yoktur.

    • Gülümseyin; öyle samimi ve sıcak olun ki her sıktığınız ele,ruhunuzu da katın.

    • Dökülen süte ağlamanın bir faydası yokur. Yapacağımız şey bundan sonra dökmemektir.

    • Başkaları ile ilgilenirsen iki ay içinde birçok dostlar kazanabilirsin; başkalarının seninle ilgilenmesini beklersen, iki yılda bile tek dost kazanamazsın.

    • En tesirli konuşma en kısa olanıdır.

    • Başkalarına kendilerinden bahsetme fırsatı veriniz.

    • İnsanlara istediğinizi yaptırmanın tek bir yolu vardır. Evet,sadece tek bir yol. Karşımızdaki kişide işi yapma isteğini uyandırmak.

    • Çeneni çalıştırmadan önce, kafanın motorlarının çalışıp çalışmadığını kontrol et!
    İnsan zekanın karşısında saygıyla eğilir, ama iyi davranış ve şefkatin önünde diz çöker.

    • Allah'ın insanlar hakkındaki hükmünü ömürleri sona erdikten sonra verdiğine inanırken biz kim oluyoruz da insanları birkaç kez görmek, iki-üç yazı okumak, birkaç dedikodu dinlemekle yargılama hakkına sahip olabiliyoruz!

    Dale Carnegie

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    15.06.2012 - 16:18

    HAYATIN ANLAMI

    Eski zamanlarin birinde bir adam hayatin anlaminin ne olduguna takmis kafayi.. Buldugu hiçbir cevap ona yeterli gelmemis ve baskalarina sormaya karar vermis.. Ama aldigi cevaplarda ona yetmemis.Fakat mutlaka bir cevabi olmali diyormus..Ve dolasip herkese bunu sormaya karar vermis.. Köy,kasaba,ülke dolasmis bu arada zamanda durmuyor tabiki... Tam umudunu yitirmisken bir köyde konustugu insanlar ona -Su karsi ki daglari görüyormusun,orada yasli bir bilge yasar! istersen ona git belki o sana aradigin cevabi verebilir. ' demisler. Çok zorlu bir yolculuk sonunda Bilgenin yasadigi eve ulasmis adam. Kapidan içeri girmis ve bilgeye Hayatin anlaminin ne oldugunu somus. Bilge sana bunun cevabini söylerim ama önce bir sinavdan geçmen gerekiyor demis... Adam kabul etmis.. Bilge bir çay kasigi vermis adamin eline ve içinede silme bir sekilde zeytinyag doldurmus. Simdi çik ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel... Yalniz dikkat et kasiktaki zeytinyag eksilmesin eger bir damla eksilirse kaybedersin.. Adam gözü çay kasiginda bahçeyi turlayip gelmis.Bilge bakmis evet demis kasikta yag eksilmemis,peki bahçe nasildi? Adam saskin..Ama demis ben kasiktan baska bir yere bakmadim ki... Simdi tekrar bahçeyi dolasiyorsun kasik yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demis Bilge... Adam tekrar bahçeye çikmis gördügü güzellikler büyülemis muhtesem bir bahçedeymis çünkü... Geri geldiginde bilge, adama bahçe nasildi diye sormus... Adam gördügü güzellikler karsisinda büyülendigini anlatmis.. Bilge gülümsemis,ama kasikta hiç yag kalmamis demis ve eklemis: 'Hayat senin bakisinla anlam kazanir ya sadece bir noktayi görürsün hayatin akip gider sen farkina varmazsin.. Yada görebilecegin tüm güzelliklerin tam ortasinda hayati yasarsin akip giden zamanin anlam kazanir... '
    'Hayatinin anlami senin bakislarinda gizlidir'

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    14.06.2012 - 23:10

    Adını yasemen çiçegi koydum
    Kim oldugumu bile bilmeden
    Yasemen çiçegi
    O da bilmiyor benimiçimdeki sevgiyi
    Hep onu kökünden koparan
    Rüzgarlar onu seviyor sanıyor

    Küçük yasemin çiçegi hırpalıyor
    Bendeki benim yüregi
    Zorluyor gönül bahcemin kapısını
    Girmek için içeri
    Sonra aniden rüzgar esiyor onun gönlüne
    Sanıyorki rüzgar onu seviyor

    Rüzgar hırpaladıkça onu savurdukça
    topragından söküp onu aldıkça
    Acısını benden biliyor
    Oysa o rüzgar beni seviyor diyor
    Canının acımışlıgını benden biliyor

    Nedense hep böyle oluyor
    Çeviriyor uzattıgım elimi
    Kendini köklerinden koparıp savuran rüzgara veriyor
    Farkında bile olamadan bendeki yürek sızısını
    Hep ben degilrüzgar onu seviyor biliyor

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    14.06.2012 - 16:27

    BANA ÖYLE BİR GÖNÜL VER Kİ:
    Bir kuruluşun tepe noktasında yetkili olsam bile,
    bunu asla başka şekilde kullanmamalıyım.
    Günlük yaşamda 'ben' yerine, daha çok 'sen' sözcüğünü kullanabileyim...

    BANA ÖYLE BİR SEVGİ VER Kİ:
    Sonsuz bir hazine gibi bitmesin, çoğalsın daha da sevdikçe,
    doldursun sarsın çevremi.
    Hatta düşmanlarımı da sevebileyim...

    BANA ÖYLE BİR SAĞLIK VER Kİ:
    Düşünebileyim, konuşabileyim.

    BANA ÖYLE BİR ERDEM VER Kİ:
    İbadet edebileyim, iyilik etmeyi ve sevinçten buğulanmış gözlerle, teşekkür
    edenlere;
    bir şey yapmadım, anımsamıyorum diyebileyim.

    BANA ÖYLE BİR YETENEK VER Kİ:
    İyi eş, baba, anne, iyi komşu, iyi arkadaş, iyi vatandaş olabileyim.

    BANA ÖYLE BİR UMUT VER Kİ:
    Bugüne kadar yapmış olduğum hatalar için
    karamsarlığa düşmeyeyim, her şeyden aklanmış olarak yaşama
    yeniden başlamak üzere bağışlanabileceğimi bileyim.

    BANA ÖYLE BİR ANLAYIŞ VER Kİ:
    Düşünebildiğim, yargılayabildiğim, inandığım, kahrolduğum, varolduğum şu
    anda bu sözleri söyleyebildiğim için şükredebileyim

    BANA ÖYLE BİR TALİH VER Kİ:
    Yıllar sonra beni hatırlayanlar 'herkese iyilik eden, tüm insanları seven,
    o düzeyde de sevilen bir kişiydi ' diye konuşsanlar ve ben de huzur içinde
    olabileyim.

    BANA ÖYLE BİR İRADE VER Kİ:
    Birgün yenilip, içimdeki şeytanın kurallarına doğru yönelirsem;
    bu bir düşünce ise düşüncemi, bu bir adım ise ayağımı, bu bir uzanma ise
    elimi durdurabileyim.

    BANA ÖYLE BİR SABIR VER Kİ:
    Sükûneti bulayım, durabileyim, düşünebileyim...

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    14.06.2012 - 00:49

    Umutsuz olmadım hiç hayatta
    Sen incitirken bile yürüdüm tek başıma
    Sevdiğimi göğsüme sere sere…
    Başkasıyla bölüşmedim kendim derledim
    Ama oldu ama olmadı benim eserim dedim…
    Kabullendim eksikliğimi, öğrendim yarım ya da tüm
    Sığınmadım başkasının gölgesine...
    Nezaketi inceliği ruhuma içine gizli
    Dokunmadım kimsenin yarasına beresine
    Ki! dokundurmam içimdeki derinliğime…
    Ben kendimden sevgimden emin
    Ben kendimden sevgimden eminim
    Hissettiğim içinde yaşıyorum
    Önümde bir yol var yürüyeceğim
    Yanımda ki! O sen değilsen
    Yürürüm tek başıma
    Başka gölge istemem en ufacık bile…

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    13.06.2012 - 21:45

    dostları olmalı insanın,
    aynen gemilerin limanları gibi
    zaman zaman uğradığın
    yükünü boşalttığın
    dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda

    sonra açık denizlere uğurlamalı seni,
    geri döneceğin günü bekleme umuduyla
    bazan rüzgara o açmalı yelkenini
    yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla
    halatlarını çözmeli
    seni çok
    ama çok özlemeli

    dostları olmalı insanın,
    ermiş, bilge hayatı ezbere okuyabilen
    düşünmediklerini düşündüren
    seni bir cambaz ipinde güvenle tutabilen
    gerektiğinde senin’çün ateşi yutabilen

    yolunu ışıtan ustan olmalı,
    şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini
    sana vermeli soğuk bir kış gününde
    üzerindeki tek gömleğini

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    13.06.2012 - 00:41

    Bir Gün
    Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde
    Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa
    Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde
    Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa
    Bil ki seni düşünüyorum

    Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin, acil
    Örtün karanlıkları masmavi denizlerde
    Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl
    O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde
    Bil ki seni bekliyorum

Toplam 1172 mesaj bulundu