Deniz Bulut Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkın ...

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    27.07.2012 - 01:05

    ŞAFAKTA AŞK


    şafakta aşk başkadır sevgilim,
    sabah ayazında ürpermek ve sokulmak sana,
    sıcaklığının sevgisinde kaybolmak,
    bir şarkı mırıldanmak birlikte yada bir duaya amin demek seninle…

    şafakta aşk başkadır sevgilim,
    günün ilk ışıklarını beklerken doğa
    senin ışığın çoktan doğmuştur gözlerime,
    kanat çırpmaya hazırlanan kuşlar hasetlenir
    uçuşuçuş mutluluktan salınan ipeksi kanatlarıma…
    net olmayan onca renkte bir gözlerinin rengi vardır farkedilen
    bir de teninin.

    şafakta aşk başkadır sevgilim,
    doğmaya ve yaşamaya hazırlanırken tüm canlılar,
    sen çoktan doğmuşsundur tüm umutlarla yeni baştan.

    duy sesimi ve bir şafak vakti gel sevgilim,
    umutlarım çiçek açsın tekrar bağrımda.

    bir şiir yaz bana sevgilim,
    kalemimi kırmadan,
    gönlüm solmadan,
    hala seni bekliyorken bir şiir yaz içinde ben olan.
    ütopya diye yanıp tutuşanlara inat
    yeni bir gezegen bulacağız kalemden dökülen renklerle.

    bir şafak vakti gitmiştin benden,
    bir şafak vakti tekrar geleceksin,
    sen bilirsin şafakta aşk başkadır sevgilim….

    seyide cinaloğlu doyran

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    26.07.2012 - 13:53

    PULP SEVİŞMELER

    Cebinde mayın taşıyan bir sarhoşun aşkıdır bakışlarındaki tedirginliğim.
    Düşmeye benzersin ütopik sevişlerimi avuçladığında kaderin.
    Seni oluksuz kanallardan kalbe damıtmak mümkün mü sevgili_?
    Salt natural!
    Duygu yoğun ve endam genişliği arasında kasıklarıma dik açı yapan bir engizisyon şüphesi saptıyorum gecenin edepsizliğinde.
    Mayasında orospuluk olan bütün batıl dinler adına susuşuyoruz seninle.
    Kuşlar gibi susuşuyoruz en fazla..
    Kargalar gibi, yarasalar, kartallar, baykuşlar gibi…
    Gece, ay ışığının önünde domalıp vücudum göğüs kafesinin üzerine tünediğinde kesik soluklu iki kuşun özgürlüğüdür bizim şarkımız.
    Dean martin destekli bir isyan ve 68 kuşağının ruhu yırtık acısını bulurken ben gözlerinde, yatağımdaki afrodizyak’a terbiyesizlik karışır.
    Polise taş atan iki orospu çocuğundan birisi memelerinse eğer diğeri onu dişleyen edepsizliğimdir.
    Aşk bu! nacizane kibarlığımı affet…
    Boğuluyorken okyanus, zevke gelirken okaliptus oyunlarının yüzüyüm sende.
    Bu genişleme çağında bacaklarının engizisyonundan geçip, taşak yalayan ateşli dudaklardan daha ölümcül bir siper bulamam günaha bulanmış dipsizliklerime.
    Kent kayıp gidiyor gözlerimden anlıyor musun_?
    Sevişme öncesi aşk kahramanlarıyken, doruk noktasında infilak ettiğimizde sonrası çökertilmiş bir organize suç örgütüne dönüşüyor sapır sapır dökülen takatsizliklerimiz.
    Kısaca aşk ikiye ayrılıyor günümüz sevgilerinde.
    Rahatlamadan sonra ve rahatlamadan önce!
    Pulp sevişmelerin konforu yayıldığında ayyuka çıkan zevklerin ateşli yatağında, ‘Aşk’ çarşafta unutulan bir döl’e verilen değer ile keder arası mesafede.

    Bundan sonrası travma, bundan sonrası baş dönmesi, mide bulantısı, sefer tası skandalları.
    Annenin gözünden kaçmayan, yastıklara iliştirilmiş ıslak pişmanlıklar.
    İtibar etme sen öyle her kapını çalan Çingene çocuğun bayram geldi demesine.
    Bayram her çocuk geldi dediği için gelmez (…)
    Bazen freni patlamış bir kamyonun şoför koltuğunda uyuyarak gelir.
    Bazen bir bar taburesinde, ruhuna tüneyen ayrılıkları suskunluğunla çekiçlerken parçalanan kalbindeki kayanın içinden çıkan elmasla gelir.
    Bazende bayramlar insanı silkemez!
    Gelmek istemez…
    Napıcaz o zaman sevgili!
    Korkusuna kına yaktığımız yalnızlıklarımızı baş ucumuza sıkıca sarıp mazeretlere mi sunacağız.
    Sen içinden şunu söyleyeceksin; Verseydim sevecekti beni, bütün bunlar vermediğim için oldu!
    Bende içimde diyeceğim ki; orospuya bak! beni tanımadan önce Kabataş taksim hattı gibi çalışıyorken bana büyük adadaki ruhban okulunun patroniçesi oldu.
    (bu arada okuldaki öğrenciler yumurtayla beni protesto edecek!)
    Birbirimize yapıştırdığımız mazeretlerimiz yakıştıysa artık arkamızı dönüp gidebiliriz.
    İzlenecek çok film var daha…
    Ben jackie chan’in öldüğünü hiç görmedim.
    Adam nasıl bir psikopatsa bütün kötüleri öldürüyor ama onca kalabalığın silahından çıkan hiçbir mermi ona isabet etmiyor.
    Film bu, Amerikan aksiyonlarına bakarsak dünyayı kurtaran kahramanlar geçidini izleriz.
    Ve inanırız onlara..
    Kendimizi inkar ettiğimiz gibi inanırız.
    Pulp sevişmelerimizi kameraya kaydederken yalnız anlarımızda kanayan acılarımıza masturbasyon yaptırmak için en gizli kuytularımızda saklarız.
    İyice sıkılmış bir portakal gibi yayılırsın içime.
    Gözlerin western bir kanunsuzluk hikayesine kayar, ben sana kayarım!
    Kızıl derililer pişman olur bize güvendikleri için.
    Bir türlü sevip affedemeyiz içimizdeki kızıl derilileri.
    Onlar kafa tasını yüzerek ustaca derisinden sıyırır eti, biz duygudan sıyırırız aşkı.
    Daha da kafayı çekince belden kopartırız fırtınayı.
    Görüyor musun bak, ne kadar yabancıyız birbirimize ve ne kadar yalancı.
    Uyuşuk sokak köpekleri gibi aşk sözcüklerimizi mırıldanırken, kaplanlar gibi saldırıyoruz egolarımızla ve mızmız palyaçolar gibi sırtımızı dönüp gidiyoruz arkası yarın ‘pulp sevişmeler diyarına.
    Seninle çocukluğumun arasında yüz yıllık bir teknoloji farkı oluyor, yaşadığımız her düş kırıklığında.
    Ve sen aşka ruhani teslimiyet sunmak yerine, oyunun yarı çapını genişletiyorsun bedeninin genişleyen çıkmaz sokaklarında.
    Ben tecavüze uğrayan kahramanların taciz suçlamalarına yanıt oluyorum, pulp sevişmelerin ruhumda açtığı derin tahribatla.
    İnsan kalbine zarar veriyor doğadan gelip doğallığını yitiren ne varsa;
    Ve bir okaliptus pulp sevişmelerin ruhuna bürünüyor kanayan suskunlukların kıvamında.
    Aşk mı_? onu bana sorma!
    Senin dilinde takvim / Benim dilimde kavim.
    İnancı yırtık tutkuların genleşen kalabalıklara sunumunda.

    C. KORKUT ÇOLAK

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    26.07.2012 - 03:45

    Çıkıp gelsen bir gün
    Akşam iş dönüşü
    Unutmuşken artık zile basmayı

    Anahtarımla açmaya çalışırken
    Sen açsan kapıyı
    Veya gelmişim
    Yorgun uzanmışken divanda
    Sen,
    Çalsan kapıyı
    Bilmesem sen olduğunu çalanın
    Kim o desem merakla
    Benim desen hiç aklımda yokken
    Dayanmaz herhalde yüreğim
    Karşımda görününce yüzün!
    Ola ki,
    Çıkıp gelsen bir gün…

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    26.07.2012 - 01:37

    Hoşgeldn
    Şiire Yorum Yapın Birazdan, hatta belki de
    Daha okunmamışken ilk mısrası bu şiirin,
    Gelebilir aklımda ki kancık pusu,
    Kanımda alkol
    Ciğerimde duman,
    Ve bir de hüzün
    Arabesk kıvamından,
    Güzel bir kadın olmalı
    Beynime dadanan bu ölüm,
    Sürekli onu düşünmem bundan,
    Her zaman bir temmuz sıcağı olmuyor hayat
    Ve şimdi şubat soğukluğu düşmüş
    Düşüüün düşüüün
    Ki tüm üşümem bundan,
    Kaç bin yıl daha yazılabilir şiir
    Kaç kez daha üşünebilir bir şiir yazılırken,
    Ki bir şiiri yazarken
    Kaç kalem daha kırılabilir,
    Düşüüün düşüüün
    Ki tüm
    Kim tüm bunlar
    Mesela
    Artık soğumuş bir dokunmak
    Artık sadece iki kelime ‘seni seviyorum’
    Sevişmek şehvetli bir orgazm,
    Ki mesela tüm bunlar
    Yalan,
    Yalanlardan bir yalan söylemek kalıyor sana
    O da
    Kendine yalan,
    Tüm ihanetler avucuna kalıyor
    Puştluklar …
    Bir puşt da seni seviyorum diyebilir
    İflah olmaz bir aşık da,
    Bir şair de aşık olabilir
    Bir puşt da,
    Birazdan
    Birazdan ki daha bitmemişken bu şiir
    Kapıma bir ölüm de gelebilir
    Bir …
    Gelebilen başka biri daha olsa…

    Barış Şentürk

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    25.07.2012 - 23:50

    Seneler Geçsin, Sen Beni bil ben seni bileyim istiyorum. Benim olduğun kadar dostlarının, Dostlarının olduğun kadar benim ol istiyorum. Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım. Yaşayalım ki, Öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip, içip arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi. Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi, evimizde, bir şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız. Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek. Böylece yaşamalıyız işte. Sonra çocuklarımız olmalı, Düşünsene senin ve benim olan bir canlı. Geceleri ağladıkça sırasıyla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın. Ve ben söylenerek sıranı almalıyım. Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, Söylenerek yumurta kırmalısın. Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız. Zaman su gibi akıp giderken, Herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı. Her şeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. Mutluda olsa, Kötüde olsa, Yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı. Saçlara düşünce yada gidince aklar, Çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehirden. Kavgasız, Her sabah cinayetle uyanılmayan, Sessiz bir yere gitmeliyiz. Geceleri balkonda denizi seyredip, Sandalyelerimizde sallanmalıyız. Eve gelip benden kahve istemelisin. Çocuklar gelmeli ziyaretimize, Geçmişteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız. Öyle sevmelisin ki beni, Bu yazdıklarım korkutmamalı seni, Tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, Sadece mutluluk olmalı yüzümüzde Birbirimiz sevmenin gururu olmalı HERŞEYDE..

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    25.07.2012 - 15:33

    Günüm seninle başlasın istemiştim..
    Çok değil ki…
    Bir içten gülüşünle ışısın gecem.
    Uzun suskunlukların dilsiziydim.
    Sesin aksın istemiştim dupduru.
    Dağ suları gibi serin..
    Yüreğimin ölü topraklarına…
    Kirpiklerin gölgelesin yüzüm
    Gözlerin ömrümün göğü olsun.
    Demiştim.
    çok değil ki...

    Şükrü Erbaş

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    25.07.2012 - 10:22

    ZENGİNLİK SİZCE NEDİR.?

    Merdivenleri yardımsız çıkabilmektir.
    Pencereden bakıp, yoldan geçenleri görebilmektir.
    Her akşam kendi kapını kapatabilmektir.
    Saçının okşanmasıdır.
    Kolundaki saatin geleceği göstermesidir.
    Bir sonraki hafta için plan yapabilmektir.
    Güzel günleri bekleyebilmektir.
    Bazen bir tabak makarnadır.
    Bazen iki tane domates ve bir taze ekmektir.
    Kendine inanabilmektir.
    Zenginlik varlığından mutluluk duyabildiğin herşeydir...
    Fakirlikse...
    Bir kez tanıyıp,
    Sonra yokluğunu öğrenmektir...

    (İclal Aydın)

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    24.07.2012 - 19:09

    HER DİLDE / Rıfat ILGAZ

    Hangi dilde ağlar çocuklar,
    Hangi dilde güler
    Ağlamak her dilde tek anlamda
    Çince, İngilizce, Türkçe…

    Burnunu çeke çeke ağlamak
    Belki biraz çocukça.
    Ağlamak, hüngür hüngür,
    Ağlamak, içini çeke çeke
    İnsanca!

    Benim güzel çocuğum,
    Ya ağlatmak nece?
    Kölelerden, tutsaklardan başlatıp
    Günümüzün ozanlarına kadar…
    Gözleri bağlı
    Sorgularda, işkence evlerinde?

    Çağına yakışır yaşamayı
    Sevmeyi, düşünmeyi, çalışmayı
    Kısıtlayan tüm yasaklar
    Yasalardan değil yalnız,
    Sözlüklerden bile atılmalı!

    Zorla güzellik yok!
    Ozan da olsa dizelerinde
    Ağlatmaya zorlamak bizi,
    Ne ozanca, ne insanca, ne uygarca

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    24.07.2012 - 04:39

    Bizi asacaklar seviştik diye

    Hadi gel…
    Sız parmaklıklarımdan içeri
    Mavi bir ışıkla del karanlığımı
    Al eline vuslatı,
    koy göğsüme soluyuşları
    Kesik kesik seviş benimle.
    Yaralarımı sarmadan
    Çürüklerimi sormadan.
    Şıp, şıp, şıp…
    Kanımız damlasın, yere
    Gardiyanı kudurtsun iniltilerimiz
    Geceyi delsin, harami dokunuşlar.
    Gölgemiz iz bıraksın,
    taş duvarlarına
    Bu karanlık, hücrenin
    Anlatsın bizi...
    Bizden sonraki mahkûmlarına
    Bu sabahın günü,
    çavmayacak yüzümüze
    Asacaklar bizi, seviştik diye
    İz bıraktık artık.
    Ağlama gül…
    Sallanan cesedimize gül!
    Bizi geren, güne gül…

    Tekmile Kirlioğlu

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    23.07.2012 - 21:13

    Sesinde ne var biliyor musun
    Bir bahçenin ortası var
    Mavi ipek kış çiçeği
    Sigara içmek için
    Üst kata çıkıyorsun

    Sesinde ne var biliyor musun
    Uykusuz Türkçe var
    İşinden memnun değilsin
    Bu kenti sevmiyorsun
    Bir adam gazetesini katlar

    Sesinde ne var biliyor musun
    Eski öpüşler var
    Banyonun buzlu camı
    Birkaç g...ün görünmedin
    Okul şarkıları var

    Sesinde ne var biliyor musun
    Ev dağınıklığı var
    İkide bir elini başına götürüp
    Rüzgarda dağılan yalnızlığını
    Düzeltiyorsun.


    Sesinde ne var biliyor musun
    Söyleyemediğin sözcükler var
    Küçücük şeyler belki
    Ama günün bu saatinde
    Anıt gibi dururlar

    Sesinde ne var biliyor musun
    Söylenmemiş sözcükler var

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    23.07.2012 - 16:52

    AŞK

    Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
    Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
    Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
    Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
    Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
    Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
    Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
    Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
    Sanki hiç olmamıştı

    Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
    Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
    İstanbullar
    Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların
    dünyaların
    Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
    Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
    Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
    Çünkü iki kişiydik

    Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
    Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
    Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
    İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
    Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
    Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
    Sonrası iyilik güzellik.

    Cemal Süreya

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    23.07.2012 - 11:06

    ANLAR
    Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
    İkincisinde, daha çok hata yapardım.
    Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
    Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
    Çok az şeyi
    Ciddiyetle yapardım.

    Temizlik sorun bile olmazdı asla.
    Daha çok riske girerdim.
    Seyahat ederdim daha fazla.
    Daha çok güneş doğuşu izler,
    Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
    Görmediğim bir çok yere giderdim.
    Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
    Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
    Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
    Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
    Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
    Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
    Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
    Gitmeyen insanlardandım ben.
    Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
    Eğer yeniden başlayabilseydim,
    İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
    Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
    Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
    Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
    Ama işte 85′ indeyim ve biliyorum…
    ÖLÜYORUM…

    * Jorge Luis Borges

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    23.07.2012 - 02:39

    Kendinizi başkasına anlatmayın..
    Sizi sevenin buna ihtiyacı yoktur.
    Sevmeyen de inanmayacaktır zaten…
    Onun hayatında bir seçeneksen,
    Onun senin bir önceliğin olmasına izin verme.
    İlişkiler en iyi dengeli olduğunda yürür…
    Uyandığında iki seçeneğin var…
    Tekrar uyuyup bir rüya görmek, ya da uyanıp rüyanın peşinde koşmak…
    Bize değer verenleri ağlatır, vermeyenler için ağlarız…
    Bizim için hiç ağlamayacaklara değer veririz…
    Garip ama gerçek…
    Bir kez bunu anlasak değişmek için hiçbir şey geç değil…
    Mutluyken söz, üzgünsen cevap, öfkeliysen karar verme…
    Zaman nehir gibidir…
    Aynı suda iki kez yıkanılmaz…
    An’ı yaşa, geçen su bir daha gelmez…
    Hep meşgulsen, hiç müsait olamazsın…
    Hep zamanının olmadığnı söylersen, hiç zamanın olamaz…
    Hep “yarın yapacağım” dersen, yarın hiç gelmez…

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    23.07.2012 - 00:19

    Seni seviyorum sadece


    Sahte, kahkahanın altındın da
    Bir örtü kaldı benliğim…

    Örtüsü, içimi derinden yakan
    aralanmayan soğuk bir perde...

    Hangi yöne tutunsam peşimi bırakmayan,
    martıların çığlığına kapılmış
    bulanık denizin içinde yüzüyor ruhum...

    Aynam diyorsun! doğruyda eğer! .
    Ne diye soluyorum gün ve gün...


    İnanmak gelmiyor içimden sevgini
    Adımlarımın izlerini sildikçe...

    Sevmeyi bilebilseydin eğer,
    Gururun sığınağına gömmezdin bizi..

    Ruhumu anlatıyor gökyüzü...


    Şimşekler kıvrıldıkça kapkara
    bulutların arasında
    şiddetle vurdukça damlalarını
    sele dönüyor içimdeki damlalar...

    Kahkahalar örtmüyor içimde üşüyen
    yüreğimi...

    sevmeyi derinden duyabilseydin eğer!
    gururun kollarına atmazdın bizi...

    Sunduğun ceza, ezayla!
    Şimdi ise, senden uzakta! ..


    SENİ SEVİYORUM SADECE…


    10/01/2012

    Gülayşe

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    22.07.2012 - 19:27

    SULARDA GÜNEŞ OLMAK

    I
    Kıyıda kum çakıl yosun. Gidenlerden
    Boşuna değil martıların hırçınlığı
    Köprülerin altından geçen sular var ya
    Kürsülerde lafını ettiğimiz
    Biraz da köprülerin üstünden akmalı

    II

    Yeşilin sarıya dönüşü korkutmasın seni
    Morarıp silinmesin maviliklerin
    Kırmızının akıp gitmesi damarlarından
    İşimiz kolay değil o denli
    Kargaların içgdüsel ölmezliğine inat
    İnsanca ölebilmeli

    III

    Ne ilkyaz bulutlarında yıkanan
    Bir mezar taşının uzun ömürlü
    Ne kış güneşinde silkinen selvisin
    Bir mezarlık değilsin anıların gömüldüğü
    Yeşilin bitkiselliğini sürdürmeye gelmedin

    IV

    En güzel sarılara düşsel
    Bir ayçiçeği güneşte tek başına
    Bir de karanlık
    sularda güneş olmak
    Bu daha güzel

    RIFAT ILGAZ

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    22.07.2012 - 14:57

    Bir gülümseme :)
    Sevginin ve insan olmanın anahtarıdır.
    Bir gülümseme :)
    İç dünyamızın güzelliklerini, dışa yansıtır.
    Bir gülümseme :)
    Külfeti yoktur, fakat çok şey kazandırır.
    Bir gülümseme :)
    Evde saadet, iş yerinde muvaffakiyet.
    Bir gülümseme :)
    Başkalarına ikramda bulunmak demektir.
    Bir gülümseme :)
    vereni fakirleştirmeden, alanı zenginleştirir.
    Bir gülümseme :)
    Bir an sürer, ama ebediyen yaşar.
    Bir gülümseme :)
    Yorgun olan insanı dinlendirir.
    Bir gülümseme :)
    Ümitsiz olana neşe ve hayat bahşeder.
    Bir gülümseme :)
    Karanlık bir çehreyi aydınlatabilir.
    Bir gülümseme :)
    Satın alınmaz, rica ile elde edilemez.
    Bir gülümseme :)
    Ödünç verilmez, çalmak da mümkün değildir.
    Bir gülümseme :)
    Kendiliğinden verilmedikçe işe yaramaz.
    Bir gülümseme :)
    Ona ihtiyacı olanlara ilaç gibi gelir.
    Bir gülümseme :)
    Sevgi köprülerini sağlamlaştırır.
    Bir gülümseme :)
    Bazen bir hayat kurtarır.
    Bir gülümseme :)
    Bazen gülümseyemeyeni gülümsetir.
    Bir gülümseme :)
    Sadaka yerine geçer, sevap kazandırır.
    Bir gülümsemeyi, gülümsemeye ihtiyacı olana bol bol verin.
    Bir gülümsemeye, gülümseyemeyenlerin ihtiyacı olduğunu Unutmayın! Bir gülümseme için hiç kimse,
    Ona ihtiyaç duymadan yaşayacak kadar zengin ve kuvvetli değildir. İKİ İNSAN ARASINDAKİ EN KISA MESAFE GÜLÜMSEMEKTİR. :)))
    GÜLEN GÜZEL YÜZÜNÜZ HİÇ SOLMASIN, HEP GÜLSÜN...! !

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    22.07.2012 - 10:12

    Hayat kısa,
    Kuralları yık,
    Kolay affet,
    Yavaş öp,
    Kalpten sev! …
    Kahkahalara boğul,
    ve yüzünü güldürmeyi başaran hiç bir şeye,
    Asla SIRTINI DÖNME!

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    21.07.2012 - 23:53

    **DUYGULARIM***

    Duygularım şuurum oldum
    Aldı seni bilincime hapsettin beni
    Yaz.ıyordu ellerim yazıyordu dillerim
    Yazıyordu yüreğim geçmişe geleceğe
    Sahipsizce ve umursamasızca

    Efkarlı gözlerinde keman oldum yay oldum
    Sana şair oldum şiir oldum duygularımda
    Koşuyorum kucak kucak hasretle sana
    Sensizliğe bir soluk almak için

    Boğuluyorum yalnızlığın ağrısında
    Gel diyorum yeterki sen gel yanıma
    Beni hüsranlar boğmayacak
    Dağılıyorum bir uçtan bir uca
    Gece uzun gece zifiri karanlık
    Örtüyor kaderimdeki karanlığı
    Ve sen geliyorsun usulca aklıma

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    21.07.2012 - 10:18

    Sana bakmak..

    Yalnızlığımın orta yerinde, yokluğuna prangalıyım
    Bir bakışı bile ararmı insan.?
    Sıcak sevgi dolu gözlerini özledim,
    Yüreğimi eriten gülüşlerini,
    Olmadık yerlerde beni mutlu eden, sözlerini özledim.!

    Sana bakmak aşkı,
    Sana bakmak hayatı yaşamaktı.
    Aynı şehirde, aldığım her nefeste
    Cigerlerime kadar hissetmekti seni.

    Sana bakmak; aşkı anlamaktı,
    Şimdi bu koca şehirde yalnız,
    Kimsesiz, nefessiz yaşıyorum.
    Yorgun kalbimin acı çıglıkları geceye karışırken,
    Gecenin matemi yoldaş oluyor sensizliğime.!

    Düşlerimin tam ortasına düşüyorsun her gece.!
    Nefesim daralırken
    Uykularım firar,
    Yüreğim senin ardında sürgün.
    Kirpikleri ıslanıyorken gözlerimin
    Ben sana susuyorum.!
    Çalan şarkılar
    Tek sığınagım oluyor,
    Sözlerin içinde senden cümleler arıyorum...

    Dalıp gidiyorum derinlere işte,
    Fırtınalarım yine beni boğmakta.

    Anlasana yar.!
    Yüreğimi sende bıraktım,
    Sen giderken hayata dair bütün gemileri yaktım.!

    Sesim kısılana kadar adını hayrkırıyorum her gece
    Sonra hüznü kaplıyor yüzümü sensizliğin,
    Kararıyor hayat gözümde, görmez oluyorum hiç bir şeyi.
    Sen ise önümden geçiyorsun duyarsızca, dönüp bakmadan.!

    Oysa seni sevmek seni anlayabilmekti
    Senin beni anlayamadığın kadar
    Seni özleyebilmekti.
    En çokta sana bakmak;
    Aşkı yaşamaktı.
    Yaban gülü…….

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    20.07.2012 - 14:41

    Göç oldu bir acıdan öbür acıya
    oysa sağrısı kurumamıştı atımızın
    daha dün sürüp gelmiştik buralara
    bugün göründü yine yolların ucu

    Devrildi kıl çadırlar seher vakti
    usulca uyandırıldı çocuklar
    ve kadınlar bohçası çözülmemiş
    bir keder gibi gibi düştüler yola

    Turnalar gitti biz gittik
    bitmedi peşimizdeki nal sesleri
    nerde konaklasak tedirgindik
    kuruyordu ırmaklar ve göller

    Bir yangın gibi taşıyıp durduk
    kederi ve acıyı göğsümüzde
    yer gök duman içindeydi sanki
    genzimizi yakıyordu ayrılıklar

    Zulüm bırakmadı peşimizi hiç
    biz gittik o buldu izimizi
    konar göçer olduk yedi iklimde
    tanığımızdır dağlar taşlar

    Yalnız bir öfke ışıltısı kaldı
    gözlerimizin yorgun sularında
    yaşamak bir inat oldu artık
    yaşamak bir direnme oldu zulme

    Ve işte devrildi yine kıl çadırlar
    göç başladı bir acıdan bin acıya
    Geride akşamın küllenen ateşi
    ve susturulmuş çocuk sevinçleri kaldı

    AHMET TELLİ

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    20.07.2012 - 13:02

    Hala anlayamadınız değil mi?
    Önemli olan haklı ya da haksız olmak değil. Kavganın kazananı yoktur. Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz.
    Önemli olan kalp kırmamak.
    Önemli olan yargılamadan, karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek.
    Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak, bilge olmaktır. Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi kontrol etmeye devam edecek.
    ... Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız...

    Albert Einstein

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    20.07.2012 - 10:18

    İNSAN VE DÜNYA

    Adam,bir haftanın yorgunluğundan sonra Pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü.

    Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba oğluna söz vermişti bu hafta sonu sinemaya götürecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim dedi sonra düşündü:

    -Ohh be kurtuldum en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez.

    Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi ve “baba haritayı düzelttim,artık sinemaya gidebiliriz”dedi.

    Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hala hayretler içindeydi ve bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk şu cevabı verdi:

    - Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı.

    İNSANI DÜZELTTİĞİM ZAMAN

    DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELMİŞTİ.

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    09.07.2012 - 17:43

    AYDIN MISIN?

    Kilim gibi dokumada mutsuzluğu
    Gidip gelen kara kuşlar havada.
    Saflar tutulmuş top sesleri gerilerden,
    Tabanında depremi kara güllelerin,
    Duymuyor musun?

    Kaldır başını kan uykulardan,
    Böyle yürek böyle atardamar
    Atmaz olsun!
    Ses ol ışık ol yumruk ol
    Karayeller başına indirmeden çatını..
    Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm
    Alıp götürmeden büyük denizlere,
    Çabuk ol!

    Tam çağı işe başlamanın doğan günle,
    Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden,
    Her satırında buram buram alın teri,
    Her sayfası günlük güneşlik
    Utanma suçun tümü senin değil,
    Yırt otuzunda aldığın diplomayı,
    Alfabelik çocuk ol!

    Yollar kesilmiş alanlar sarılmış,
    Tel örgüler çevirmiş yöreni,
    Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende,
    Benden geçti mi demek istiyorsun?
    Aç iki kolunu iki yanına,
    Korkuluk ol!

    Rıfat ILGAZ

  • Deniz Bulut
    Deniz Bulut

    09.07.2012 - 10:28

    Sensizliğin işgalci kuvvetleri hakimiyetini sürdürmekte bedenimin her metre karesinde...Akıl almaz işkencelere maruz bırakılıyor yokluğun tarafından yüreğim. Aşk, sevgi dinlemeden katlediliyor tüm ruhum. Gönlümün feryadı acı damlalarıyla karışıp yaşlar akıtıyor gözlerimden. Ve hiç direniş gösteremiyorum bu zulmüne. Kaderin mandasına girip beni sömürmesine tanık olmaktan başka hiçbir seçeneğim olmayacağının kanaati içinde, nefes alıp veriyorum huzursuzca, mutsuzca... Yaşamamın vuslat çağına erişmesi için umutla dilek dilemekte buluyorum kurtuluşu. Bu saatten sonra da sadece beklemek düşüyor kalbime... Kelimelerin çaresiz kaldığı o noktanın tam merkezindeyim işte şu an. O yüzden susmaktan yana kullanıyorum hakkımı ve artık susuyorum...

Toplam 1172 mesaj bulundu