HAYAT BİR ÇOCUĞA NASIL ANLATILMALI ? Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti, 'Sen eğitimcisin, neler öğretmem gerekiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum' dedi. Sorusu kolaydı ama yanıtı zordu, akıl vermesi basitti ama uygulaması karmaşıktı, anla ...
27.07.2012 - 01:05
ŞAFAKTA AŞK
şafakta aşk başkadır sevgilim,
sabah ayazında ürpermek ve sokulmak sana,
sıcaklığının sevgisinde kaybolmak,
bir şarkı mırıldanmak birlikte yada bir duaya amin demek seninle…
şafakta aşk başkadır sevgilim,
günün ilk ışıklarını beklerken doğa
senin ışığın çoktan doğmuştur gözlerime,
kanat çırpmaya hazırlanan kuşlar hasetlenir
uçuşuçuş mutluluktan salınan ipeksi kanatlarıma…
net olmayan onca renkte bir gözlerinin rengi vardır farkedilen
bir de teninin.
şafakta aşk başkadır sevgilim,
doğmaya ve yaşamaya hazırlanırken tüm canlılar,
sen çoktan doğmuşsundur tüm umutlarla yeni baştan.
duy sesimi ve bir şafak vakti gel sevgilim,
umutlarım çiçek açsın tekrar bağrımda.
bir şiir yaz bana sevgilim,
kalemimi kırmadan,
gönlüm solmadan,
hala seni bekliyorken bir şiir yaz içinde ben olan.
ütopya diye yanıp tutuşanlara inat
yeni bir gezegen bulacağız kalemden dökülen renklerle.
bir şafak vakti gitmiştin benden,
bir şafak vakti tekrar geleceksin,
sen bilirsin şafakta aşk başkadır sevgilim….
seyide cinaloğlu doyran
26.07.2012 - 13:53
PULP SEVİŞMELER
Cebinde mayın taşıyan bir sarhoşun aşkıdır bakışlarındaki tedirginliğim.
Düşmeye benzersin ütopik sevişlerimi avuçladığında kaderin.
Seni oluksuz kanallardan kalbe damıtmak mümkün mü sevgili_?
Salt natural!
Duygu yoğun ve endam genişliği arasında kasıklarıma dik açı yapan bir engizisyon şüphesi saptıyorum gecenin edepsizliğinde.
Mayasında orospuluk olan bütün batıl dinler adına susuşuyoruz seninle.
Kuşlar gibi susuşuyoruz en fazla..
Kargalar gibi, yarasalar, kartallar, baykuşlar gibi…
Gece, ay ışığının önünde domalıp vücudum göğüs kafesinin üzerine tünediğinde kesik soluklu iki kuşun özgürlüğüdür bizim şarkımız.
Dean martin destekli bir isyan ve 68 kuşağının ruhu yırtık acısını bulurken ben gözlerinde, yatağımdaki afrodizyak’a terbiyesizlik karışır.
Polise taş atan iki orospu çocuğundan birisi memelerinse eğer diğeri onu dişleyen edepsizliğimdir.
Aşk bu! nacizane kibarlığımı affet…
Boğuluyorken okyanus, zevke gelirken okaliptus oyunlarının yüzüyüm sende.
Bu genişleme çağında bacaklarının engizisyonundan geçip, taşak yalayan ateşli dudaklardan daha ölümcül bir siper bulamam günaha bulanmış dipsizliklerime.
Kent kayıp gidiyor gözlerimden anlıyor musun_?
Sevişme öncesi aşk kahramanlarıyken, doruk noktasında infilak ettiğimizde sonrası çökertilmiş bir organize suç örgütüne dönüşüyor sapır sapır dökülen takatsizliklerimiz.
Kısaca aşk ikiye ayrılıyor günümüz sevgilerinde.
Rahatlamadan sonra ve rahatlamadan önce!
Pulp sevişmelerin konforu yayıldığında ayyuka çıkan zevklerin ateşli yatağında, ‘Aşk’ çarşafta unutulan bir döl’e verilen değer ile keder arası mesafede.
Bundan sonrası travma, bundan sonrası baş dönmesi, mide bulantısı, sefer tası skandalları.
Annenin gözünden kaçmayan, yastıklara iliştirilmiş ıslak pişmanlıklar.
İtibar etme sen öyle her kapını çalan Çingene çocuğun bayram geldi demesine.
Bayram her çocuk geldi dediği için gelmez (…)
Bazen freni patlamış bir kamyonun şoför koltuğunda uyuyarak gelir.
Bazen bir bar taburesinde, ruhuna tüneyen ayrılıkları suskunluğunla çekiçlerken parçalanan kalbindeki kayanın içinden çıkan elmasla gelir.
Bazende bayramlar insanı silkemez!
Gelmek istemez…
Napıcaz o zaman sevgili!
Korkusuna kına yaktığımız yalnızlıklarımızı baş ucumuza sıkıca sarıp mazeretlere mi sunacağız.
Sen içinden şunu söyleyeceksin; Verseydim sevecekti beni, bütün bunlar vermediğim için oldu!
Bende içimde diyeceğim ki; orospuya bak! beni tanımadan önce Kabataş taksim hattı gibi çalışıyorken bana büyük adadaki ruhban okulunun patroniçesi oldu.
(bu arada okuldaki öğrenciler yumurtayla beni protesto edecek!)
Birbirimize yapıştırdığımız mazeretlerimiz yakıştıysa artık arkamızı dönüp gidebiliriz.
İzlenecek çok film var daha…
Ben jackie chan’in öldüğünü hiç görmedim.
Adam nasıl bir psikopatsa bütün kötüleri öldürüyor ama onca kalabalığın silahından çıkan hiçbir mermi ona isabet etmiyor.
Film bu, Amerikan aksiyonlarına bakarsak dünyayı kurtaran kahramanlar geçidini izleriz.
Ve inanırız onlara..
Kendimizi inkar ettiğimiz gibi inanırız.
Pulp sevişmelerimizi kameraya kaydederken yalnız anlarımızda kanayan acılarımıza masturbasyon yaptırmak için en gizli kuytularımızda saklarız.
İyice sıkılmış bir portakal gibi yayılırsın içime.
Gözlerin western bir kanunsuzluk hikayesine kayar, ben sana kayarım!
Kızıl derililer pişman olur bize güvendikleri için.
Bir türlü sevip affedemeyiz içimizdeki kızıl derilileri.
Onlar kafa tasını yüzerek ustaca derisinden sıyırır eti, biz duygudan sıyırırız aşkı.
Daha da kafayı çekince belden kopartırız fırtınayı.
Görüyor musun bak, ne kadar yabancıyız birbirimize ve ne kadar yalancı.
Uyuşuk sokak köpekleri gibi aşk sözcüklerimizi mırıldanırken, kaplanlar gibi saldırıyoruz egolarımızla ve mızmız palyaçolar gibi sırtımızı dönüp gidiyoruz arkası yarın ‘pulp sevişmeler diyarına.
Seninle çocukluğumun arasında yüz yıllık bir teknoloji farkı oluyor, yaşadığımız her düş kırıklığında.
Ve sen aşka ruhani teslimiyet sunmak yerine, oyunun yarı çapını genişletiyorsun bedeninin genişleyen çıkmaz sokaklarında.
Ben tecavüze uğrayan kahramanların taciz suçlamalarına yanıt oluyorum, pulp sevişmelerin ruhumda açtığı derin tahribatla.
İnsan kalbine zarar veriyor doğadan gelip doğallığını yitiren ne varsa;
Ve bir okaliptus pulp sevişmelerin ruhuna bürünüyor kanayan suskunlukların kıvamında.
Aşk mı_? onu bana sorma!
Senin dilinde takvim / Benim dilimde kavim.
İnancı yırtık tutkuların genleşen kalabalıklara sunumunda.
C. KORKUT ÇOLAK
26.07.2012 - 03:45
Çıkıp gelsen bir gün
Akşam iş dönüşü
Unutmuşken artık zile basmayı
Anahtarımla açmaya çalışırken
Sen açsan kapıyı
Veya gelmişim
Yorgun uzanmışken divanda
Sen,
Çalsan kapıyı
Bilmesem sen olduğunu çalanın
Kim o desem merakla
Benim desen hiç aklımda yokken
Dayanmaz herhalde yüreğim
Karşımda görününce yüzün!
Ola ki,
Çıkıp gelsen bir gün…
26.07.2012 - 01:37
Hoşgeldn
Şiire Yorum Yapın Birazdan, hatta belki de
Daha okunmamışken ilk mısrası bu şiirin,
Gelebilir aklımda ki kancık pusu,
Kanımda alkol
Ciğerimde duman,
Ve bir de hüzün
Arabesk kıvamından,
Güzel bir kadın olmalı
Beynime dadanan bu ölüm,
Sürekli onu düşünmem bundan,
Her zaman bir temmuz sıcağı olmuyor hayat
Ve şimdi şubat soğukluğu düşmüş
Düşüüün düşüüün
Ki tüm üşümem bundan,
Kaç bin yıl daha yazılabilir şiir
Kaç kez daha üşünebilir bir şiir yazılırken,
Ki bir şiiri yazarken
Kaç kalem daha kırılabilir,
Düşüüün düşüüün
Ki tüm
Kim tüm bunlar
Mesela
Artık soğumuş bir dokunmak
Artık sadece iki kelime ‘seni seviyorum’
Sevişmek şehvetli bir orgazm,
Ki mesela tüm bunlar
Yalan,
Yalanlardan bir yalan söylemek kalıyor sana
O da
Kendine yalan,
Tüm ihanetler avucuna kalıyor
Puştluklar …
Bir puşt da seni seviyorum diyebilir
İflah olmaz bir aşık da,
Bir şair de aşık olabilir
Bir puşt da,
Birazdan
Birazdan ki daha bitmemişken bu şiir
Kapıma bir ölüm de gelebilir
Bir …
Gelebilen başka biri daha olsa…
Barış Şentürk
25.07.2012 - 23:50
Seneler Geçsin, Sen Beni bil ben seni bileyim istiyorum. Benim olduğun kadar dostlarının, Dostlarının olduğun kadar benim ol istiyorum. Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım. Yaşayalım ki, Öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip, içip arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi. Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi, evimizde, bir şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız. Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek. Böylece yaşamalıyız işte. Sonra çocuklarımız olmalı, Düşünsene senin ve benim olan bir canlı. Geceleri ağladıkça sırasıyla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın. Ve ben söylenerek sıranı almalıyım. Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, Söylenerek yumurta kırmalısın. Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız. Zaman su gibi akıp giderken, Herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı. Her şeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. Mutluda olsa, Kötüde olsa, Yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı. Saçlara düşünce yada gidince aklar, Çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehirden. Kavgasız, Her sabah cinayetle uyanılmayan, Sessiz bir yere gitmeliyiz. Geceleri balkonda denizi seyredip, Sandalyelerimizde sallanmalıyız. Eve gelip benden kahve istemelisin. Çocuklar gelmeli ziyaretimize, Geçmişteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız. Öyle sevmelisin ki beni, Bu yazdıklarım korkutmamalı seni, Tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, Sadece mutluluk olmalı yüzümüzde Birbirimiz sevmenin gururu olmalı HERŞEYDE..
25.07.2012 - 15:33
Günüm seninle başlasın istemiştim..
Çok değil ki…
Bir içten gülüşünle ışısın gecem.
Uzun suskunlukların dilsiziydim.
Sesin aksın istemiştim dupduru.
Dağ suları gibi serin..
Yüreğimin ölü topraklarına…
Kirpiklerin gölgelesin yüzüm
Gözlerin ömrümün göğü olsun.
Demiştim.
çok değil ki...
Şükrü Erbaş
25.07.2012 - 10:22
ZENGİNLİK SİZCE NEDİR.?
Merdivenleri yardımsız çıkabilmektir.
Pencereden bakıp, yoldan geçenleri görebilmektir.
Her akşam kendi kapını kapatabilmektir.
Saçının okşanmasıdır.
Kolundaki saatin geleceği göstermesidir.
Bir sonraki hafta için plan yapabilmektir.
Güzel günleri bekleyebilmektir.
Bazen bir tabak makarnadır.
Bazen iki tane domates ve bir taze ekmektir.
Kendine inanabilmektir.
Zenginlik varlığından mutluluk duyabildiğin herşeydir...
Fakirlikse...
Bir kez tanıyıp,
Sonra yokluğunu öğrenmektir...
(İclal Aydın)
24.07.2012 - 19:09
HER DİLDE / Rıfat ILGAZ
Hangi dilde ağlar çocuklar,
Hangi dilde güler
Ağlamak her dilde tek anlamda
Çince, İngilizce, Türkçe…
Burnunu çeke çeke ağlamak
Belki biraz çocukça.
Ağlamak, hüngür hüngür,
Ağlamak, içini çeke çeke
İnsanca!
Benim güzel çocuğum,
Ya ağlatmak nece?
Kölelerden, tutsaklardan başlatıp
Günümüzün ozanlarına kadar…
Gözleri bağlı
Sorgularda, işkence evlerinde?
Çağına yakışır yaşamayı
Sevmeyi, düşünmeyi, çalışmayı
Kısıtlayan tüm yasaklar
Yasalardan değil yalnız,
Sözlüklerden bile atılmalı!
Zorla güzellik yok!
Ozan da olsa dizelerinde
Ağlatmaya zorlamak bizi,
Ne ozanca, ne insanca, ne uygarca
24.07.2012 - 04:39
Bizi asacaklar seviştik diye
Hadi gel…
Sız parmaklıklarımdan içeri
Mavi bir ışıkla del karanlığımı
Al eline vuslatı,
koy göğsüme soluyuşları
Kesik kesik seviş benimle.
Yaralarımı sarmadan
Çürüklerimi sormadan.
Şıp, şıp, şıp…
Kanımız damlasın, yere
Gardiyanı kudurtsun iniltilerimiz
Geceyi delsin, harami dokunuşlar.
Gölgemiz iz bıraksın,
taş duvarlarına
Bu karanlık, hücrenin
Anlatsın bizi...
Bizden sonraki mahkûmlarına
Bu sabahın günü,
çavmayacak yüzümüze
Asacaklar bizi, seviştik diye
İz bıraktık artık.
Ağlama gül…
Sallanan cesedimize gül!
Bizi geren, güne gül…
Tekmile Kirlioğlu
23.07.2012 - 21:13
Sesinde ne var biliyor musun
Bir bahçenin ortası var
Mavi ipek kış çiçeği
Sigara içmek için
Üst kata çıkıyorsun
Sesinde ne var biliyor musun
Uykusuz Türkçe var
İşinden memnun değilsin
Bu kenti sevmiyorsun
Bir adam gazetesini katlar
Sesinde ne var biliyor musun
Eski öpüşler var
Banyonun buzlu camı
Birkaç g...ün görünmedin
Okul şarkıları var
Sesinde ne var biliyor musun
Ev dağınıklığı var
İkide bir elini başına götürüp
Rüzgarda dağılan yalnızlığını
Düzeltiyorsun.
Sesinde ne var biliyor musun
Söyleyemediğin sözcükler var
Küçücük şeyler belki
Ama günün bu saatinde
Anıt gibi dururlar
Sesinde ne var biliyor musun
Söylenmemiş sözcükler var
23.07.2012 - 16:52
AŞK
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
İstanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların
dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik
Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.
Cemal Süreya
23.07.2012 - 11:06
ANLAR
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85′ indeyim ve biliyorum…
ÖLÜYORUM…
* Jorge Luis Borges
23.07.2012 - 02:39
Kendinizi başkasına anlatmayın..
Sizi sevenin buna ihtiyacı yoktur.
Sevmeyen de inanmayacaktır zaten…
Onun hayatında bir seçeneksen,
Onun senin bir önceliğin olmasına izin verme.
İlişkiler en iyi dengeli olduğunda yürür…
Uyandığında iki seçeneğin var…
Tekrar uyuyup bir rüya görmek, ya da uyanıp rüyanın peşinde koşmak…
Bize değer verenleri ağlatır, vermeyenler için ağlarız…
Bizim için hiç ağlamayacaklara değer veririz…
Garip ama gerçek…
Bir kez bunu anlasak değişmek için hiçbir şey geç değil…
Mutluyken söz, üzgünsen cevap, öfkeliysen karar verme…
Zaman nehir gibidir…
Aynı suda iki kez yıkanılmaz…
An’ı yaşa, geçen su bir daha gelmez…
Hep meşgulsen, hiç müsait olamazsın…
Hep zamanının olmadığnı söylersen, hiç zamanın olamaz…
Hep “yarın yapacağım” dersen, yarın hiç gelmez…
23.07.2012 - 00:19
Seni seviyorum sadece
Sahte, kahkahanın altındın da
Bir örtü kaldı benliğim…
Örtüsü, içimi derinden yakan
aralanmayan soğuk bir perde...
Hangi yöne tutunsam peşimi bırakmayan,
martıların çığlığına kapılmış
bulanık denizin içinde yüzüyor ruhum...
Aynam diyorsun! doğruyda eğer! .
Ne diye soluyorum gün ve gün...
İnanmak gelmiyor içimden sevgini
Adımlarımın izlerini sildikçe...
Sevmeyi bilebilseydin eğer,
Gururun sığınağına gömmezdin bizi..
Ruhumu anlatıyor gökyüzü...
Şimşekler kıvrıldıkça kapkara
bulutların arasında
şiddetle vurdukça damlalarını
sele dönüyor içimdeki damlalar...
Kahkahalar örtmüyor içimde üşüyen
yüreğimi...
sevmeyi derinden duyabilseydin eğer!
gururun kollarına atmazdın bizi...
Sunduğun ceza, ezayla!
Şimdi ise, senden uzakta! ..
SENİ SEVİYORUM SADECE…
10/01/2012
Gülayşe
22.07.2012 - 19:27
SULARDA GÜNEŞ OLMAK
I
Kıyıda kum çakıl yosun. Gidenlerden
Boşuna değil martıların hırçınlığı
Köprülerin altından geçen sular var ya
Kürsülerde lafını ettiğimiz
Biraz da köprülerin üstünden akmalı
II
Yeşilin sarıya dönüşü korkutmasın seni
Morarıp silinmesin maviliklerin
Kırmızının akıp gitmesi damarlarından
İşimiz kolay değil o denli
Kargaların içgdüsel ölmezliğine inat
İnsanca ölebilmeli
III
Ne ilkyaz bulutlarında yıkanan
Bir mezar taşının uzun ömürlü
Ne kış güneşinde silkinen selvisin
Bir mezarlık değilsin anıların gömüldüğü
Yeşilin bitkiselliğini sürdürmeye gelmedin
IV
En güzel sarılara düşsel
Bir ayçiçeği güneşte tek başına
Bir de karanlık
sularda güneş olmak
Bu daha güzel
RIFAT ILGAZ
22.07.2012 - 14:57
Bir gülümseme :)
Sevginin ve insan olmanın anahtarıdır.
Bir gülümseme :)
İç dünyamızın güzelliklerini, dışa yansıtır.
Bir gülümseme :)
Külfeti yoktur, fakat çok şey kazandırır.
Bir gülümseme :)
Evde saadet, iş yerinde muvaffakiyet.
Bir gülümseme :)
Başkalarına ikramda bulunmak demektir.
Bir gülümseme :)
vereni fakirleştirmeden, alanı zenginleştirir.
Bir gülümseme :)
Bir an sürer, ama ebediyen yaşar.
Bir gülümseme :)
Yorgun olan insanı dinlendirir.
Bir gülümseme :)
Ümitsiz olana neşe ve hayat bahşeder.
Bir gülümseme :)
Karanlık bir çehreyi aydınlatabilir.
Bir gülümseme :)
Satın alınmaz, rica ile elde edilemez.
Bir gülümseme :)
Ödünç verilmez, çalmak da mümkün değildir.
Bir gülümseme :)
Kendiliğinden verilmedikçe işe yaramaz.
Bir gülümseme :)
Ona ihtiyacı olanlara ilaç gibi gelir.
Bir gülümseme :)
Sevgi köprülerini sağlamlaştırır.
Bir gülümseme :)
Bazen bir hayat kurtarır.
Bir gülümseme :)
Bazen gülümseyemeyeni gülümsetir.
Bir gülümseme :)
Sadaka yerine geçer, sevap kazandırır.
Bir gülümsemeyi, gülümsemeye ihtiyacı olana bol bol verin.
Bir gülümsemeye, gülümseyemeyenlerin ihtiyacı olduğunu Unutmayın! Bir gülümseme için hiç kimse,
Ona ihtiyaç duymadan yaşayacak kadar zengin ve kuvvetli değildir. İKİ İNSAN ARASINDAKİ EN KISA MESAFE GÜLÜMSEMEKTİR. :)))
GÜLEN GÜZEL YÜZÜNÜZ HİÇ SOLMASIN, HEP GÜLSÜN...! !
22.07.2012 - 10:12
Hayat kısa,
Kuralları yık,
Kolay affet,
Yavaş öp,
Kalpten sev! …
Kahkahalara boğul,
ve yüzünü güldürmeyi başaran hiç bir şeye,
Asla SIRTINI DÖNME!
21.07.2012 - 23:53
**DUYGULARIM***
Duygularım şuurum oldum
Aldı seni bilincime hapsettin beni
Yaz.ıyordu ellerim yazıyordu dillerim
Yazıyordu yüreğim geçmişe geleceğe
Sahipsizce ve umursamasızca
Efkarlı gözlerinde keman oldum yay oldum
Sana şair oldum şiir oldum duygularımda
Koşuyorum kucak kucak hasretle sana
Sensizliğe bir soluk almak için
Boğuluyorum yalnızlığın ağrısında
Gel diyorum yeterki sen gel yanıma
Beni hüsranlar boğmayacak
Dağılıyorum bir uçtan bir uca
Gece uzun gece zifiri karanlık
Örtüyor kaderimdeki karanlığı
Ve sen geliyorsun usulca aklıma
21.07.2012 - 10:18
Sana bakmak..
Yalnızlığımın orta yerinde, yokluğuna prangalıyım
Bir bakışı bile ararmı insan.?
Sıcak sevgi dolu gözlerini özledim,
Yüreğimi eriten gülüşlerini,
Olmadık yerlerde beni mutlu eden, sözlerini özledim.!
Sana bakmak aşkı,
Sana bakmak hayatı yaşamaktı.
Aynı şehirde, aldığım her nefeste
Cigerlerime kadar hissetmekti seni.
Sana bakmak; aşkı anlamaktı,
Şimdi bu koca şehirde yalnız,
Kimsesiz, nefessiz yaşıyorum.
Yorgun kalbimin acı çıglıkları geceye karışırken,
Gecenin matemi yoldaş oluyor sensizliğime.!
Düşlerimin tam ortasına düşüyorsun her gece.!
Nefesim daralırken
Uykularım firar,
Yüreğim senin ardında sürgün.
Kirpikleri ıslanıyorken gözlerimin
Ben sana susuyorum.!
Çalan şarkılar
Tek sığınagım oluyor,
Sözlerin içinde senden cümleler arıyorum...
Dalıp gidiyorum derinlere işte,
Fırtınalarım yine beni boğmakta.
Anlasana yar.!
Yüreğimi sende bıraktım,
Sen giderken hayata dair bütün gemileri yaktım.!
Sesim kısılana kadar adını hayrkırıyorum her gece
Sonra hüznü kaplıyor yüzümü sensizliğin,
Kararıyor hayat gözümde, görmez oluyorum hiç bir şeyi.
Sen ise önümden geçiyorsun duyarsızca, dönüp bakmadan.!
Oysa seni sevmek seni anlayabilmekti
Senin beni anlayamadığın kadar
Seni özleyebilmekti.
En çokta sana bakmak;
Aşkı yaşamaktı.
Yaban gülü…….
20.07.2012 - 14:41
Göç oldu bir acıdan öbür acıya
oysa sağrısı kurumamıştı atımızın
daha dün sürüp gelmiştik buralara
bugün göründü yine yolların ucu
Devrildi kıl çadırlar seher vakti
usulca uyandırıldı çocuklar
ve kadınlar bohçası çözülmemiş
bir keder gibi gibi düştüler yola
Turnalar gitti biz gittik
bitmedi peşimizdeki nal sesleri
nerde konaklasak tedirgindik
kuruyordu ırmaklar ve göller
Bir yangın gibi taşıyıp durduk
kederi ve acıyı göğsümüzde
yer gök duman içindeydi sanki
genzimizi yakıyordu ayrılıklar
Zulüm bırakmadı peşimizi hiç
biz gittik o buldu izimizi
konar göçer olduk yedi iklimde
tanığımızdır dağlar taşlar
Yalnız bir öfke ışıltısı kaldı
gözlerimizin yorgun sularında
yaşamak bir inat oldu artık
yaşamak bir direnme oldu zulme
Ve işte devrildi yine kıl çadırlar
göç başladı bir acıdan bin acıya
Geride akşamın küllenen ateşi
ve susturulmuş çocuk sevinçleri kaldı
AHMET TELLİ
20.07.2012 - 13:02
Hala anlayamadınız değil mi?
Önemli olan haklı ya da haksız olmak değil. Kavganın kazananı yoktur. Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz.
Önemli olan kalp kırmamak.
Önemli olan yargılamadan, karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek.
Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak, bilge olmaktır. Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi kontrol etmeye devam edecek.
... Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız...
Albert Einstein
20.07.2012 - 10:18
İNSAN VE DÜNYA
Adam,bir haftanın yorgunluğundan sonra Pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü.
Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba oğluna söz vermişti bu hafta sonu sinemaya götürecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim dedi sonra düşündü:
-Ohh be kurtuldum en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez.
Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi ve “baba haritayı düzelttim,artık sinemaya gidebiliriz”dedi.
Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hala hayretler içindeydi ve bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk şu cevabı verdi:
- Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı.
İNSANI DÜZELTTİĞİM ZAMAN
DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELMİŞTİ.
09.07.2012 - 17:43
AYDIN MISIN?
Kilim gibi dokumada mutsuzluğu
Gidip gelen kara kuşlar havada.
Saflar tutulmuş top sesleri gerilerden,
Tabanında depremi kara güllelerin,
Duymuyor musun?
Kaldır başını kan uykulardan,
Böyle yürek böyle atardamar
Atmaz olsun!
Ses ol ışık ol yumruk ol
Karayeller başına indirmeden çatını..
Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm
Alıp götürmeden büyük denizlere,
Çabuk ol!
Tam çağı işe başlamanın doğan günle,
Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden,
Her satırında buram buram alın teri,
Her sayfası günlük güneşlik
Utanma suçun tümü senin değil,
Yırt otuzunda aldığın diplomayı,
Alfabelik çocuk ol!
Yollar kesilmiş alanlar sarılmış,
Tel örgüler çevirmiş yöreni,
Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende,
Benden geçti mi demek istiyorsun?
Aç iki kolunu iki yanına,
Korkuluk ol!
Rıfat ILGAZ
09.07.2012 - 10:28
Sensizliğin işgalci kuvvetleri hakimiyetini sürdürmekte bedenimin her metre karesinde...Akıl almaz işkencelere maruz bırakılıyor yokluğun tarafından yüreğim. Aşk, sevgi dinlemeden katlediliyor tüm ruhum. Gönlümün feryadı acı damlalarıyla karışıp yaşlar akıtıyor gözlerimden. Ve hiç direniş gösteremiyorum bu zulmüne. Kaderin mandasına girip beni sömürmesine tanık olmaktan başka hiçbir seçeneğim olmayacağının kanaati içinde, nefes alıp veriyorum huzursuzca, mutsuzca... Yaşamamın vuslat çağına erişmesi için umutla dilek dilemekte buluyorum kurtuluşu. Bu saatten sonra da sadece beklemek düşüyor kalbime... Kelimelerin çaresiz kaldığı o noktanın tam merkezindeyim işte şu an. O yüzden susmaktan yana kullanıyorum hakkımı ve artık susuyorum...
Toplam 1172 mesaj bulundu