HAYAT BİR ÇOCUĞA NASIL ANLATILMALI ? Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti, 'Sen eğitimcisin, neler öğretmem gerekiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum' dedi. Sorusu kolaydı ama yanıtı zordu, akıl vermesi basitti ama uygulaması karmaşıktı, anla ...
04.09.2012 - 17:07
Nasıl bakıştık biz, anlayamadım
Sonucu bir yere,bağlayamadım
Sevinç doruktaydı, ağlayamadım
Sevmişim ben seni,diyemedimki
Kahveler içildi, sohbet tamamdı
İçerisi sıcak,sanki hamamdı
Yeni başlıyorduk,cevap devamdı
Sevmişim ben seni,diyemedimki
Sanki ondan sonra, hep yanımdaydın
Attığım adımda, her anımdaydın
Sanki hep içimde,ve kanımdaydın
Sevmişim ben seni,diyemedimki
Kararlar verildi, düğünde sıra
Bütün dostlarını,hep tek tek ara
Mevlam vermesin hiç, gönülde yara
Sevmişim ben seni,diyemedimki
Düğün dernek oldu,hayat başladı
Bütün herkes senden,çokta hoşlandı
İlk evladın oldu,sanki aslandı
Sevmişim ben seni,diyemedimki
Sevgiyi dışarı, vurmak bir sanat
Sakin tutturma ha,bana bir inat
Beraber sürecek,yarım bu hayat
Sevmişim ben seni,diyemedimki
Bir,iki,üç oldu,üçü güç oldu
Üçü yapmak ise,sanki suç oldu
Olunca sanki,ocaklar doldu
Sevmiştim ben seni,diyemedimki
Yaz gününde giymiştim,takım elbise
Bundan almak lazım,bir takım hisse
Bunlar düzme değil,gerçek ve esse
Sevmişim ben seni,diyemedimki
Karşi köyden kalktın,geçtin beriye
Bütün ailen,kaldı geriye
Hayat bağlanmıştır, artık seriye
Sevmişim ben seni diyemedimki
04.09.2012 - 12:24
Ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...
Ne güzel şey hatırlamak seni:
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti...
Parmakların ucunda kalan kokusu sardunya yaprağının,
güneşli bir rahatlık
ve etin daveti:
kıpkızıl çizgilerle bölünmüş
sıcak
koyu bir karanlık...
Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazmak sana dair,
hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek:
filânca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
edasındaki dünya...
Ne güzel şey hatırlamak seni.
Sana tahtadan bir şeyler oymalıyım yine:
bir çekmece
bir yüzük,
ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
Ve hemen
fırlayarak yerimden
penceremde demirlere yapışarak
hürriyetin sütbeyaz maviliğine
sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...
Ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...
04.09.2012 - 01:00
Sevmek ölümüne, delice
Bir sahil kasabasında
balıkçı barınağında açmışsın rakıyı
düşünmessin geçmişdeki anıları
anlamsız bir fırtına kopar yüreğinde..
savrulursun..
yorulursun..
acır yüreğin hiç acımadığı kadar...
belkide aptallık benimkisi diyeceksin...
ama hep
SONSUZA KADAR SEVECEKSİN
03.09.2012 - 07:23
Kim bilir senin yokluğunu benim kadar
Gecesini gündüzüne bağlar
Sevdan kör yokluğun sağır
Kim duyup sesini yüreğine bağlar
Kim dokunmadan hisseder seni
Seviyorum deyip yorar kendini
Uzaklığın kadar yakın olup
Senin için yanıp kavrulup
bir gülüşüne hasret kalıp
kalbini verirmi benim kadar.
N.Ö.
02.09.2012 - 08:46
İşte tüm detaylarıyla yeni müfredat!
Haber
Velilerin ‘66 ay’ çilesi devam ederken birinci sınıf öğrencileri için uygulanacak uyum ve hazırlık çalışmalarına ilişkin kitap hazırlandı.
Çocuklar Türkçe, Matematik ve Hayat Bilgisi’ni oyunla öğrenecek. Sudoku, tangram ve mandala gibi oyunlar oynayacak.
Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran 4+4+4 sistemiyle bu yıl okula başlayacak 66 ayını tamamlayan öğrencilere ilk 3,5 ay uygulanacak uyum ve hazırlık çalışmalarına ilişkin kitaplar hazırlandı. Buna göre çocuklar ilkokul 1. sınıfa; boyama, çizgi birleştirme, eşleştirme, resimler arası farkları bulma gibi oyunlarla uyum sağlamaya çalışacak. Oyunlarda, çocuklardan; sesleri dinlemesi, algılaması, ayırt etmesi ve duyduğunu anlatabilmesi istenecek. Çocuklara olay sıralama, hikaye oluşturma, günlük basit sorunlara çözüm bulma gibi mantık geliştirme egzersizleri yaptırılacak. Yeni müfredata göre 3,5 aylık süre boyunca çocuklara yalnızca “a” ve “e” harfleri ile 1’den 10’a kadar rakamlar öğretilecek. Çocukların zeka gelişimi için, sudoku, tangram ve mandala gibi oyunlar ders içi etkinlik kapsamına alınacak. Çocukların günlük hayatta karşılaşacakları basit bilgiler de çocuklara anlatılacak.
14 HAFTALIK
Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan öğrenci çalışma kitapları ve öğretmen kitabı, ilk 14 haftalık süreyi kapsıyor. Uyum ve hazırlık çalışmalarını içeren Öğretmen Kitabı’nın giriş bölümünde, öğretmenlere, ilkokul 1. sınıfa doğrudan okuma yazma çalışmalarıyla başlamak yerine, çocuklara keyif alacakları sınıf içi oyunlar düzenlenmeleri, boyama ve çizme etkinlikleri, kesme yapıştırma çalışmaları yaptırmaları ve müzikli oyunlar oynatmaları önerildi.
UYUM VE HAZIRLIK
Yeni müfredata göre Türkçe dersi, uyum ve hazırlık çalışmaları süresince “görsel okuma, dinleme, sesleri tanıma, ses benzerliği, iletişim kurma, görsel algının geliştirilmesi, dikkat becerilerinin geliştirilmesi, ses farkındalığı ve yazı bilincinin oluşturulması, çizgi çalışmaları gibi becerilerin yapılandırılması”nı kapsayacak.
Hayat Bilgisi dersi kapsamında genel olarak sınıfına ve okuluna uyum; kendini, arkadaşlarını ve okulunu tanıma, sınıf ve okul kurallarını öğrenme, özbakım becerilerini edinme, değerleri tanıma, günlük yaşam becerilerinin yanı sıra, araştırma ve yeni şeyler öğrenme isteğinin kazandırılması gibi becerilerin edinimi sağlanacak.
ALGIYI DESTEKLEME
Matematik dersi kapsamında da öğrencilerin muhakeme yapma ve problem çözme becerilerini geliştirmek amacıyla sıraya koyma, kıyaslama, hatırlama, eşleştirme, günlük hayatta sayıları kullanma, basit ölçme çalışmaları yapma, nesneleri gruplama, örüntü tamamlama, görsel algıyı destekleme gibi çalışmalar yapılacak.
Öğretmen Kılavuz kitabında, ilkokul 1. sınıf öğrencileri için okulun ilk günlerinde onların kaygılarını azaltmak için yapılması gerekenler de sıralandı. Uyum haftası süresince öğrencilere, teneffüsün ders arası olduğunu, teneffüsün oynama, tuvalete gitme, burun silme, su içme, bir şeyler yeme gibi ihtiyaçları karşılamak için gerektiğini, zille başlayıp ve zille bittiğinin açıklanması önerildi.
Uyum haftasında öğrencilere boyama ve müzik etkinlikleri yaptırılacak, “Kutu Kutu Pense, Çömel Kurtul, Yuvarlanan Toptan Kaç, Salyangoz Oyunu” gibi oyunlar oynatılacak.
‘Zor gelebilir’ uyarısı
Etkinliklerin kolaydan zora, basitten karmaşığa, yakından uzağa öğrenme ilkelerine göre tasarlandığı ancak yine de bazılarının öğrencilere kolay, bazılarının ise zorlayıcı gelebileceği belirtilen kılavuz kitapta, bu durumda öğretmenlerin etkinlikleri öğrencilerin gelişim özelliklerine, okul veya sınıfın olanaklarına göre değiştirebileceği belirtiliyor. Kitaba göre, matematik etkinlikleri, hem matematiğin doğal yapısı hem de çocukların gelişim düzeylerine uygun olarak “oyun” teması dikkate alınarak tasarlandı.
Yalnızca ‘a’ ve ‘e’
Öğrenciler için hazırlanan kitaplar ile çocukların boyama, çizgi birleştirme, eşleştirme, resimler arası farkları bulma gibi oyunlarla, ilkokula uyum sağlaması amaçlanacak.
Oyunlarda çocuklardan sesleri dinlemesi, algılaması, ayırt etmesi ve duyduğunu anlatabilmesi istenecek. Bunun yanı sıra çocuklara olay sıralama, hikaye oluşturma, günlük basit sorunlara çözüm bulma gibi mantık geliştirme egzersizleri yaptırılacak. Yeni müfredata göre 3,5 aylık süre boyunca çocuklara yalnızca “a” ve “e“ harfleri ile 1’den 10’a kadar rakamlar öğretilecek.
DUA, ZİKİR VE SECDE 6. SINIFTA BAŞLIYOR
Yeni eğitim sisteminde 5. sınıftan itibaren haftada 2’şer saat seçmeli olarak okutulacak Kur’an-ı Kerim ve Siyer derslerinin müfredatlarının ayrıntıları belli olmaya başladı
Buna göre, Kur’an dersinde öğrencilere Kur’an’ın nasıl okunacağı detaylarıyla öğretilecek. Kur’an dersi kapsamında okuması da yazması da karmaşık olduğu bilinen Arapça harfler ve kullanım şekilleri öğrencilere tek tek anlatılacak. Talim Terbiye’nin onayından geçen Kur’an-ı Kerim dersi müfredatına göre, derste öğrencilere Kur’an-ı Kerim’in nasıl okunacağı öğretilerek, öğrencilerin kitabın mesajını kavraması sağlanacak.
KUR'AN-I KERİM'İ NİÇİN OKUMALIYIZ?
5. sınıf: Öğrenciler “Kur’an-ı Kerim’i niçin okumalıyız? ” sorusuna yanıt arayacak. “Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım” ünitesinde Kur’an kıssaları, duaları, kavramları hakkında bilgi edinecek. Arapça harfler, harflerin okunuşu öğrencilere tek tek öğretilecek. Kur’an okumayı öğrendikleri zaman ise Bakara suresini okumaları; subhaneke, salli barik, ihlas, kevser gibi duaları da ezberlemeleri sağlanacak.
6. sınıf: Kur’an-ı Kerim’i güzel okumanın önemi aktarılacak. Öğrencilere tevcit, yani “kurallarına göre güzel okuma” dersi verilecek. Dua, zikir, tesbih ve secde kavramları hakkında bilgiler de bu ders kapsamında öğrencilere aktarılacak. Bakara ve Yasin surelerini okuyacak, Amentü, Felak, Nas gibi sureleri ezberleyecek.
7. sınıf: Kur’an-ı Kerim’in islam dinindeki yerini öğrenecek; mesajını anlamaya çalışacak. Yıl boyunca Kur’an okuma çalışmalarında da aşama kaydedilecek. Böylece harfleri uzatma, harflere vurgu yapma gibi bilgilerle, öğrencilerin Kur’an’ı daha profesyonelce okuması sağlanacak. Kafirun, Fil, Kureyş, Maun sureleri ezberlenecek.
8. sınıf: Hz. Yakub, Hz. Yusuf gibi peygamberlerin kıssaları öğrencilere aktarılacak. Furkan, Rahman, Cuma gibi ayetlerin okunacağı derste, Asr, Kadir suresi ve Ayetül Kürsi anlamlarıyla birlikte ezberlenecek.
Hz. Muhammed’in hayatı 5. sınıfta
Dersin seçmeli olarak alınabileceği ilk yıl olan 5. sınıfta, Hz. Muhammed’in temizlik anlayışı işlenecek. Peygamberin temizliği, Allah inancının bir gereği olarak gördüğü vurgulanacak.
Hz. Muhammed’in yıkanma, saç bakımı, tıraş olma, tırnak kesme, tuvalet adabı, el ve yüz temizliğine ilişkin söz ve uygulamaları öğrencilere açıklanacak. 6. sınıfta ise öğrenciler, Hz. Muhammed’in beslenme alışkanlıkları hakkında bilgi sahibi olacak. Peygamberin beslenmede ölçülü davrandığı, yiyecekleri israf etmediği, hijyene önem verdiği anlatılacak. 7. sınıfa geldiklerine ise Hz. Muhammed’in neler giydiğini, kılık kıyafete verdiği önemi öğrenecek. 8. sınıfta ise Hz. Muhammed’in eğlence ve spor anlayışı işlenecek. Peygamberin insanları spora nasıl teşvik ettiği, çeşitli spor dallarında yarışmalar düzenlediği öğrencilere anlatılacak.
Uzakdoğu oyunları müfredatta
Kitapta çocukların sayılarla oynanan zeka oyunu “sudoku”; taş, kemik, plastik veya tahtadan yapılmış olan geometrik biçimlerdeki yedi adet parçayı bir araya getirerek çeşitli formlar oluşturma esasına dayalı “tangram” ve Hindistan kökenli; şekilleri belli bir düzene göre boyama esasına dayanan “mandala” etkinliklerine de yer verilecek. Çocuklara günlük hayatta karşılarına çıkabilecek bazı basit bilgiler de yine 1. sınıfta aktarılacak. Örneğin, tavuğun nasıl yumurtladığı, denizden balığın nasıl tutulduğu çocuklara kes-yapıştır yöntemiyle öğretilecek.
‘Ali gel’ ve ‘Ayşe git’ tarih oldu
Eskiden okuma fişlerinde sıklıkla kullanılan Ali, Ayşe gibi geleneksel isimler de, hazırlanan yeni ders kitapları ile birlikte tarih oldu. Çalışma kitabında yer alan etkinlikler, “Bilge” adlı karakter üzerinden düzenlendi. Kitaplarda geçen diğer isimler de günümüzde yaygın kullanılan isimlerden seçildi. “Emel, Efe, Arda, Ege, Ela” gibi isimlerdeki karakterler de kitapta yer aldı.
Çalışma Kitabı’nda ilkokul birinci sınıf öğrencileri için tangram, sudoku ve mandala gibi oyunlar hazırlanmış.
Peki uzmanlar ne dedi?
66 aya uygun ama büyük olanı soğutur
Prof. Dr. Haluk Yavuzer (İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı ve Çocuk Psikolojisi Uzmanı) : Bu 14 haftalık süre boyunca uygulanacak müfredat, 84 aylık çocukların okulda sıkılmasına, soğumasına neden olacak. Belki de buna bağlı okul fobisi yaşayabilecek. Öte yandan burada bir zorlama var. Öğretmenler, okulların fiziki yapıları bu müfredata uygun olmadığı için ciddi manada zorlanacaklar. İnşallah 1 sene geciktirme yoluna gidilir.
Sevil Yavuz (Uzman Pedagog) : Bu müfredatta MEB, anasınıfı müfredatını kullanmış. Ancak bu müfredat, sınıflarda yuvarlak masayı gerektirir. Şubelerin, öğretmenlerin çocuklarla tek tek ilgilenebilmesine fırsat tanıyacak kadar az sayıda öğrenciden oluşması gerekir. Öğretmenlerin okul öncesi eğitim formasyonuna sahip olması gerekir. 60-66 aylık çocukların duygusal gelişimleri, ilkokul için hazır değil. İngiltere’deki sistem kopyalanmış görünüyor ama Türkiye buna hazır değildi.
Prof. Dr. İrfan Erdoğan (Eski Talim Terbiye Kurulu Başkanı) : Müfredatta herhangi bir sorun yok. Talim Terbiye Kurulu detaylı bir program sunmasa bile, sınıf öğretmenleri okul öncesi yaşta çocuklara uygun eğitim verebilir. Çalışma kitabında öğrenciler için çizilen çerçevenin uygun olduğunu düşünüyorum. Sınıf sayısı da öğrenci sayısı da üç aşağı beş yukarı belli. Öğretmenlerin öğrencilere ilgi göstermesinde sorun çıkmaz.
Ünsal Yıldız (Eğitim-Sen Genel Başkanı) : Göründüğü kadarıyla MEB, 72 ay öncesindeki çocukların ihtiyaçlarını görme çabası içinde. Ancak 72 ila 84 aylık çocuklar için bu 14 ay nasıl bir zaman kaybı olacak, hiç düşünülmemiş. Bu müfredatla ilkokul eğitimi fiilen 3 yıla düşmüş oluyor. Sınıf öğretmenlerinin pedagojik formasyonu yeterli değil ki bu çocuklara okul öncesi eğitim verebilsin.
02.09.2012 - 03:48
Yasaklımdın..
Beni güzel hatırla..
Parmaklarımın teninde gezen sevgi dokunuşlarını hep hisset.
Sevgiye dair ne duyarsan sesimi hatırla.
Unutma sesimin sesinle buluştuğunda ki o aşkı
İbadet eder gibi olan sana bağlılığımı
Tenimde ki her zerrenin sana olan tutkusunu...
Beni güzel hatırla..
Uğruna ölür gibi olan yüreğimi,yüreğinde hep yaşat
En özel yerine yerleştir kokumu
Saçımın bir telini sakla yastığına,
her başını koyduğunda hatırlatsın beni sana.
Sen,bakmalara doyamadığım,
dokunmaya kıyamadığımdın..
Seni sevdim ben,
çok sevdim...
Sen bende hep artacaksın
Ne olur beni sende azaltma..
Beni güzel hatırla.
Sen kıyamadığımdın..,
Adına şiirler yazdığım,ağıtlar yaktığım
Bir yudumluk sevgin için nefesine,
nefesimi tutsak ettiğim..
Saçının bir tek siyahına kurban olduğum,
SEN,
dilimin ucunda söyleyemediğim YASAKLIMDIN__
(23.02.2012)
Gülseven Aksoy
01.09.2012 - 10:17
Bir kız vardı Japonyada
ufacık, tefecik bir kız,
Bir bulut vardı dünyada
işi: öldürmekti yalnız.
Bu bulut bu kızcağızın
öldürdü nineciğini,
külünü göğe savurdu,
sonra, yine apansızın
gelip babasını vurdu,
sonra da kızın kendisini.
Ve doymadı ve doymadı
yeni kurbanlar arıyor.
Atom ölümüdür adı,
karanlıkta bağırıyor.
Büyük bir birlik kuralım,
canavarı susturalım.
Savaş cengine gidelim,
canavarı yok edelim.
Nâzım HİKMET
31.08.2012 - 09:37
Ve Sonunda
Ben, gökyüzünden düşen bir yağmur damlasıydım
Damlalarla birleştim
Ve onlarla yeryüzünde gezindim.
Akıntılar oluşturup
Bir yönde aktık,
Aktık.
Bu yön belliydi zaten.
Bu yönde akarken dereler oluşturduk
Ve sonunda nehirler
Sonunda denize doğru çağlayıp akan ırmaklar.
Sonra denize ulaştık,
Denizle buluştuk,
Binlerce deniz olduk
Ve sonunda
uçsuz bucaksız okyanus olduk
Bizler sonunda okyanuslara dönüştük.
Ve şimdi bir okyanus kadar büyüğüz
Bir damlanın sonunda
Koskoca bir okyanus olduk.
Özlem Şahin
30.08.2012 - 01:26
DOSTUM
Şiir yüzlü kızlar,
Şiir dilli adamlar,
Aşka âşık, âşıklar
Eskidendi dostum...
Hüzün sızan akşamlar,
Ateş tadan mumlar,
Ucu yanık mektuplar,
Eskidendi dostum...
Sağılmamış bulutlar,
Sömrülmemiş topraklar,
Eğilmeyen başlar,
Eskidendi dostum...
Kalem tutan parmaklar,
Dünyaya sığmaz ruhlar,
Sanat kokan diyârlar,
Eskidendi dostum....
Yalansız ağızlar,
Tok açlar,
Aleykümlü selamlar
Eskidendi dostum...
Kadın gibi adamlar,
Yaşlanmayan kadınlar,
Âlim gibi aptallar
Bunlar yeni dostum...
Büyük büyük binalar,
Küçük küçük insanlar,
Sönük sönük hayatlar
Bunlar yeni dostum...
Düşman gibi dostlar,
Çıplak çıplak âşıklar,
Dev gösteren aynalar
Bunlar yeni dostum
Serin serin yağmurlar,
Derin derin mezarlar,
O'na giden yollar
Hâlâ aynı dostum.
29.08.2012 - 17:23
Andy Rooney der ki:
Yaşım ilerledikçe, en çok 40 yaşını aşmış kadınlara değer vermeye başladım. İşte bunun sebeplerinden bir kaçı:
40 yaşını geçmiş bir kadın asla sizi gecenin bir yarısı uyandırıp 'NE düşünüyorsun? ' diye sormaz. Umurunda değildir çünkü NE düşündüğünüz.
40 yaşını aşmış bir kadın TV deki maçı seyretmek istemiyorsa, söylene söylene TV'nin karşısında yanınızda oturmaz. Yapmak istediği bir şeyi yapar. Ve bu genellikle daha enteresan bir şeydir.
40 yaşını aşmış bir kadın kendini yeterince iyi tanır ve kendinden emindir. Kim olduğunu, NE olduğunu, NE istediğini, ve kimden istediğini bilir.
40 yaşını aşmış çok AZ kadın onun hakkında ya da yaptıkları hakkında NE düşündüğünüzü önemser.
40 yaş üstü kadın çoğunlukla büyük aşklara, ömür boyu sürecek bağlılıklara doymuştur. Hayatında en son ihtiyacı olduğu şey bir başka mız mız, devamlı söylenen, NE yapacağına karışan, yapışkan bir aşıktır.
40 yaşını aşmış kadın, ağırbaşlıdır. Bir operanın ortasında ya da pahalı bir restoranda sizinle çığlık çığlığa kavga etmesi çok nadirdir. Ha tabi hak ettiyseniz, sizi vururken de hiç tereddüt etmez, sonuçlarına katlanmayı da planlayarak.
40 yaşını aşmış kadın övgüler yağdırmakta çok bonkördür, çoğu hak edilmemiş bile olsa. Çünkü takdir edilmemenin NE olduğunu iyi bilir.
40 yaşını aşmış kadın sizi bayan arkadaşlarıyla rahatlıkla tanıştıracak kadar kendine güvenir. Daha genç bir kadın, en iyi arkadaşını bile görmezlikten gelebilir, yanındaki adama güvenmediği için.
40 yaşını aşmış bir kadın Kıpkırmızı bir ruj sürdüğünde bu ona çok yakışır. Ama daha genç kadınlarda böyle değildir. Çiğ durur.
40 üstü kadınlar açık sözlü, doğrucu ve dürüsttürler. Onun için NE anlam taşıdığınızı merak etmenize gerek yoktur.
Ne kadar geri zekalı olduğunuzu bir çırpıda açık açık söyleyiverir. Eğer bir geri zekalı gibi davrandıysanız.
Kadınlar yaşları ilerledikçe medyumlaşırlar. Ona günah çıkarmanıza hiç gerek yoktur. Onlar her haltınızı bilirler..
40 yaş üstü kadınlar, sevgi ile kalın...
29.08.2012 - 10:22
Günaydın, gül kokulu yar....!
Günaydın, kalem parmaklım,
Günaydın, sedef tırnaklım,
Günaydın gizemli yar....!
Günaydın, çözemediğim,
Günaydın, hasretine dözemediğim...
Günaydın, al yanaklı,
Günaydın, kiraz dudaklı...
Günaydın tılsımlı yar....!
Günaydın, sırrına eremediğim,
Günaydın, kokusunu yele veremediğim......
Günaydın, hilal kaşlım,
Günaydın, sırma saçlım....
Günaydın, benim sandığım,
Günaydın, gözümden bile kıskandığım,
Günaydın, sevdasıyla ıslandığım..
Günaydın, iki gözüm,
Günaydın, bitmeyen sözüm...
Günaydın, eşim, yoldaşım,
Günaydın sevdalı başım.....
Günaydın eşsiz kadınım,
Günaydın, analardan, bacılardan yakınım....
Günaydın, sevdalı bakanım,
Günaydın, yüreğimi yakanım...
Günaydın, ince bellim,
Günaydın, bülbül dillim....
Günaydın, yaşam kaynağım,
Günaydın, tek dayanağım....
Günaydın, hayat arkadaşım, eşim,
Günaydın. batmayacak güneşim....
Günaydın, olmaz sa, olmazım,
Günaydın, her nağmede tek sazım.....
Günaydın, sultanım,
Günaydın, gören kalp gözüm,
Günaydın, günaydın,
Son nefesimde SON SÖZÜM
29.08.2012 - 08:02
GÜNÜN MENÜSÜ;
Bir ölçü 'Günaydın'
İki ölçek 'İyi Günler'
Birazcık 'İlgi'
...Bir tutam 'Anlayış'
Normal ölçüde 'Nezaket'
Bir tatlı kaşığı 'Tolerans'
Malzemeyi iç dünyanızdan alın,
Yıkamaya gerek yok tertemizdir,
Gönül teknenizde yavaşça karıştırın,
Kokusu her yanınıza sinince,
İçine duygu şerbeti ekleyip karıştırın,
Karışımı hayat tabağının üzerine yavaşça boşaltın,
Üstünü sevgi marmelatı ile süsleyin,
Gökkuşağının renginden bir kaç parça serpiştirin,
Gün boyunca afiyetle yiyin,
Sadece kendiniz yemeyin,
Herkese verin..
15.08.2012 - 19:56
Sen bilemezsin, paslı hançerdir yalnızlık
Gelir, en can alacak yerimden vurur
Sen bilemezsin, gecenin en uzak bir saatinde
Bir böcek nasıl girer beynime, kımıldar durur?
Sen bilemezsin, çaresizlik nasıl boğar insanı?
Yaşamak bir yerde nasıl çekilmez olur?
Tutunacak bir dal aramaktan, koşmaktan, özlemekten
El yorulur, ayak yorulur, yürek yorulur.
Sen bilemezsin bu türlüsünü ölümün
Bilemezsin, bir tek kibritin cılız aleviyle
Benzine bulanmış bir insan nasıl tutuşur?
Bu belki sevmektir bir yerde, belki unutamamak
Bu, kişinin kendi içinde eriyip, yok olmasıdır
Bilmesen de anlamaya çalış biraz, ne olur.
Ümit Yaşar Oğuzcan
12.08.2012 - 09:50
Günaydın Beyler Günaydın
Görev sizde ey idare
Hortumları kesin diye
Gerek kalmasın vergiye
Günaydın beyler günaydın
Suçlular her kim ise
Adaletle yüzleşirse
Haksızlık giderilirse
Günaydın beyler günaydın
Gemi karaya vurmadan
Yurttaş aradan çıkmadan
Ellere avuç açmadan
Günaydın beyler günaydın
Ne ar kaldı nede hayâ
Namus düştü işportaya
Hatırlat ana babaya
Günaydın beyler günaydın
Dürüstlük düştü ayağa
İnsanlıksa beş paraya?
Kurtuluş kaldı duaya
Günaydın beyler günaydın
Derman vardır her yaraya
Son verelim kanamaya
Gerek var mı ağlamaya?
Günaydın beyler günaydın
Çözüm lafla değil bilin
Çareyse neşter indirin
Sancıları hep dindirin
Günaydın beyler günaydın
08.08.2012 - 19:47
BİR DAMLA GÖZLERİMDE
Dilim sussa da
kelimeler susmuyor
kelimeler acımasız
yalansız dökülüyor akşamın koynuna...
Oysa yalana ihtiyacım var.. kendimi kandırmalıyım
susturmalıyım yürek sesimi..
Gerçeğin acımasızlığını örtmeliyim ki dayanabiliyim...
İnsanın kendisini kandırması nasıl bir şeydir? _
Yz:Gülseven Aksoy.
06.08.2012 - 21:23
AH ŞU YAZMALAR DOSTUM..
Ah yazmak dostum benim,sen de olmasaydın nasılda, ulaşırdım karanlıkta bir tutam aydınlığa.
Sevmek bilmem kaçıncı ülke diyorlar,nasıl bilirdim de, inanırdı kalbim..!
Bu yazmalarda olmasaydı eğer, gecenin bu yarısında ne ısıtırdı şu yalnızlıktan büyümüşte küçülmüş yüreği!
Söyle hadi sen can! ,belki de gülümsüyorsun candanda içeride, ama ben var ya ben gözlerinin buğusuna karışıp da yalnızlıklarımı süpürüyorum sonsuz a,irili, ufaklı bu kör ve sağır yalnızlıklar dökülüyorlar benden.
Ben şimdi tekil ve acımasız bir yalnızlığı almışım, bir pencere önüne sürüklemişim seni düşünüyorum da öyle ısıtıyorum yüreğimi.
Geceler ve içinde sayfalarca senler var dostum, bir soluk çayım elimden hiç düşmüyor, belki biraz acımtırak ama içinde sen var, her aldığım yudum içime hep bir soluk daha sen üflüyor.
Trenler,raylar, istasyonlar,vedalar ve kavuşmalar ve hep bavullar var sırada dolu ya da boş bavullar, sen üzülme can dost ben bomboş bir bavul olmam baktığım duvarlarda seni çizer gözlerim ve sana ağlar yüreğim.
İçimde bir sofra kurulur her akşam ve oturursun sen baş köşeye gülümser bal gözlerin tıpkı yazılarındaki GİBi gülümser,işte ben o dakika hayaller kurarım, ya kızma can dostum evimdeki en güzel aş senin hayalin, onu da çok görme bana.
Ah, şu yazmalar da olmasaydı dostum neye sarılırdım ben gece yi sabaha ne ulaştırırdı acep.
İçimde hep bir figan feryat ne sustururdu beni,,dostum,dur hele korkmayasın öyle ben var ya ben susmuş suspus olmuş bir yüreğim, beni konuşturanda, güldürende sensin be can dost sensin.
Adımlarımı caddelere taşıyorsun benim, belki bir sayfa dolusu da umut ekiyorsun şakağıma sonrada hayalime kırmızı bir yazmayla giriyorsun,,heyt be can, dost dikensiz gül ekiyorsun yüreğime.
OLSUN BE SENDE KANAMAKTA GÜZEL,KANAT BE SEN CAN DOST..!
SEN HER GECE GEL BANA
Virgülün’ü,ünlemini,iki noktanı da al gel sen hiç vazgeçmeden gel.
AŞK BENDE NOKTA YEMİŞ GÜLÜM, AMA BEN HAYALLERİMDE EN İYİ DOST OLURUM SANA.
Şu yazmalarla AK, BANA GECEME GÜNDÜZ’Ü ME DAMIMA, yorgun omuzlarıma, iki oda bir mutfak arasında dolaşan gölgeme.
Sen hep gel emi, gözlerim uykuya akana kadar sana ve senin bal gözlerine takılsınlar, baharı kısada olsa yaşasınlar can dost,ellerim gecenin ayazında şu yazılardaki yüreğinle ısınsında ah be gülüm, üşüdüm demesin,ağlamasın usulca…!
AĞLAYAN YALNIZLIKLAR OLSUN BE DOSTUM.!
Hatice Nilüfer Karataş DİRİLEN
02.08.2012 - 21:44
Uslu Çocuk Olmayacağım Anne
Uslu çocuk olmayacağım anne
Daha dün öğle vakti dövdüler beni anne
Zorla çekip aldılar elimden uçurtmamı
Günlerce emek verip süslediğim rengarenk uçurtmamı
Bıraktılar gökyüzüne mavi deniz üzerinden ucup gitti
Adını bile bilmediğim yerlere
Artık uslu çocuk olmayacağım anne
Gitmeyeceğim bir daha kuran kursuna
Müftü murtazanın kızınada laf atacağım
Bakkal muhtarın camınıda kıracağım
Okulda mahhallede uslu durmayacağım anne
Çok sevdigim tarih dersinde parmakta kaldırmayacağım
Anlatmayacağım çaldıran savaşlarını
Topal Timurun Sivasa nasıl girdiğini
Patrona Halil isyanında şair Nedimin
Damdan dama hoplarken nasıl düşüp öldüğünü anlatmayacagim
Çalışmayacağım artık egsozcu Ekremin yanında
Çünkü o her aksam çırakların
Bahsis kumbarasını kırıp şarap içiyor
Uslu çocuk olmayacağım anne
Kavgalarda birinci sırada duracağım
Zalimlerden hesap soracağım
Her akşam üst bas yırtık gece karanlığında geleceğim eve
Ben uslu çocuk olmayacağım anne
Taki uçurtmam geri gelene kadar
Taki özgürlüğü geri alana kadar
Uslu çocuk olmayacağım anne
Kemal ADALI
02.08.2012 - 12:12
*İlkelerin olacak*
Seni satın alamayacaklar.
Aptalların uydurduğu
atasözlerine inanmayacaksın:
'Paranın satın alamayacağı şey yoktur.'
'Herkesin bir fiyatı vardır.'
gibi sözlere kanmayacaksın.
Onurunla, kimliğinle ve
beyninle akıllı yaşacaksın.
Üreteceksin, seveceksin,
sevileceksin, inançlarının
arkasında duracaksın.
Sevgilerin karşılıksız,
yardımların gizli olacak.
Seni attan, ottan ayıran
özelliğin farkına varacaksın.
Çünkü sen insansın,
ve bunu yakalayabildiğin gün,
bembeyaz yaşayacaksın.
MÜJDAT GEZEN
01.08.2012 - 01:08
Terk Edilmeyen Şehir
Gitmek istemesen de
Göndermez seni bu şehir
Tutmuştur arsız bir çocuğun
Anasının eteğinden tuttuğu gibi,
Çekiştirip durur aklını
Caddelerinde senin adın yazar
Ara sokaklar fısıldaşır gülüşlerini
Çocukluğun ve gençliğin vardır kaldırımlarda
Sonra aşkların,çiğneyemezsin
Buluşma yerlerindeki sıkı sarılışların
Dizilir önüne kalp çırpınışların
Her kuytuda ayrı bir dere akar sessiz
Ardından göz pınarlarını kurutan
sağnaklar yağar,
Çıkamazsın kuruya,
Sevdiklerin ve sevinçlerin hep bir ağız olmuş,
Son konçertoyu sunuyorlardır
Meşhur çıkmaz sokaklarında
Ellerinde kalırken hüzün damlacıkları
Sevinç çığlıkların eşliğinde dans eder,
Bırakmaz seni bu şehir
Her nereye gitsen de gelir peşinden
Mühürlenmiştir anları ve anıları
İlk ocağın ve tüten ateşin
Biliyorum döneceksin
dayanamayıp geri,
Beklerken söyleyecek bu şehir
Seni ve türkülerini...
01.8.2012/ANKARA
31.07.2012 - 19:35
Beni, ben olduğum için sev,
Sev ve beni anımsa.
Tükenmesin sevgin,
Değişmesin zamanla.
Beni gülüşümle sev,
Sev ve gülüşümü anımsa.
Bir gülüş bin acıyı siler,
Gül yaşamın boyunca.
Beni kendin kadar sev,
Sev her şeyi paylaştıkça,
Dostluğumuz bitmesin,
Sürsün biz yaşadıkça.
Beni işte böyle sev,
Benim gibi çılgıncasına.
Yalnız benim ol,
Bu gün yarın ve daima.
31.07.2012 - 11:29
BİR FOTOĞRAFA
Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
Tıkandığım o an,
Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım.
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...
Nazım Hikmet
29.07.2012 - 19:17
Seveceksin
Oynamayacaksın
Kalbi kandırmayacaksın
Hayalleri yalan etmeyeceksin
Aşk yalan demeyeceksin
Sevginin kıymetinin her an olsun bileceksin
İlk önce onu seveceksin
Sonra kendini
Aşığım diye bağıracağına
Haykıracağına
Sessiz sessiz seveceksin
Yana yana seveceksin
Özleye özleye seveceksin
Çaresiz kalsan da
Yalnız olsan da
Aşkından dönmeyeceksin
'Seviyorum' diyorsan
Arkasında duracaksın
Terk edip gitmeyeceksin
'Kafam karıştı' demeyeceksin
Kafa işi akıl işi değil aşk
Aşk kalp işi
Yürek işi
Yüreğin varsa eğer duracaksın arkasında
'Seviyorum' diyeceksin
Yanacağını bilsen de
Çaresiz kalsan da
Yalnız öleceğini bilsen de
'Seviyorum' dedikten sonra
Geri adım atmayacaksın
Aşığım diyorsun
Aşık olduğundan emin olacaksın
Aşk zordur
Sevgi azalır.
Çoğalır
Aşk ise büyür
Öyle bir büyür ki
Öyle bir ağır gelir ki
Taşımasını bilmezsen bu yükü
Altında kalırsın
Öyle bir aşık olacaksın ki
O yükü yüreğin taşıyacak
Öyle bir aşık olacaksın ki
Aklın bitirse
Yüreğin 'Aşığım! ' diye bağıracak
Öyle bir aşık olacaksın ki
Çaresiz kaldığında
'Aşığım ben! ' deyip
Ayağa kalkmasını iyi bileceksin
Çaresiz kalırsın
Yalnız kalırsın
Gözyaşı dökersin
Hayallerin silinir
Hayatın gözlerinin önünde erir
Sen dersin ki:
'Aşk bana hiç bir şey getirmedi
Hep aldı gitti'
Seversin seversin sonuna kadar
Sonra bir bakmışsın
O yükü taşımaya yardım etmeye gelmiş
Bir bakarsın ki
İmkansızı severken
İmkansız sana gelmiş
Öyle bir mutlu olursun ki
Anlatılmaz.
Yüreğin öyle bir hafifler ki
Anlatmaya çalışırsın
Sevdiğine
Yarine dersin ki:
'Nerede kaldın? '
'Geldim' der, ateşini gördüm' der
'Sevgini bildim' der.
Bir gün sonra yine gider.
O sende yine bir aşk bırakmıştır.
Her şey yine bitiktir.
Ondan kalan en güzel hatıra
Seni seviyorum derken
Gözlerindeki o gülücüktür...! !
Çarelerin imkansız,imkanların çaresiz kalınca.! Bir tek Umudun,Kalır.! Yaşamak....ve hayatta kalabilmek tir sadece amaç.!
27.07.2012 - 13:47
biz..!
hiç kimsenin bilmediği..
bilemediği bir çiçeğin meyveleriydik..
tıpkı bir cennet meyvesiydi yüreklerimiz..
birbire kaynaşan..
kaynadıkça da olgunlaşan..
iki meyve gibiydik.. cennetten bir parça yüreklerimizle..
biz..!
seninle bir bütünü tamamlayan..
biz..! seninle evreni dağlayan bir yangın yarattık
tıpkı yüreklerdeki misali..
yanan..
kavuran..
kocaman bir aşk ateşi yaşattık
şimdilerde..
görebiliyormusun sevdam..
yaktığımız ateşi..! !
seni öylesine seviyorum ki..
tarifi yok
.. tarifi yok..
yok dünyada bir emsali..! !
öyle işte..!
ayrı yataklarda.. aynı rüyalara dalan iki yürek..
ancak düşlerde tamamlanan bir dilek..
tıpkı gözlerde başlayan..
sonsuza uzanan bir nurlu ışık..
biz aşkı meleklerden bile özel yaşattık.. biz.. işte.. biz..! !
27.07.2012 - 02:17
...güneşin saçlarından örgüler ördüm çocukluğuma / hamaklarda büyüttüm düşlerimi / düşe kalka,hep kanayıp durdu / çağlamaz mı yüreğimiz / şimdi / susuz ve çorak bir sabaha bıraktım gülüşlerimi / yağmura karışsın diye / koşsan da fanilasız bir geceyi öper tenimiz / yeter ki gün düşmesin geriye...ahmet tan/sabahat
Toplam 1172 mesaj bulundu