HAYAT BİR ÇOCUĞA NASIL ANLATILMALI ? Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti, 'Sen eğitimcisin, neler öğretmem gerekiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum' dedi. Sorusu kolaydı ama yanıtı zordu, akıl vermesi basitti ama uygulaması karmaşıktı, anla ...
30.09.2012 - 17:30
Kayıp
Kalbime çentikler atıyorum gittiğin günden beri.
Bir dosta bile gülemiyorum artık güvenip.
Başını okşamıyorum yoldan geçen çocuğun.
Artık dinleyemediğim şarkılar için,
Anlamını kaybeden şiirler için,
rengini yitirdiğim denizler için,
Benden aldığın tüm değerler için
Seni öyle incitebilirim ki..
O yüzden...git şimdi.
Ne kadar gidersen o kadar iyi.
Ümit Uzunhasanoğlu
30.09.2012 - 11:12
Yıldızlar seranatı var bu gece
Aşkın delice yakan nefesi vuruyor yüzüme
Arzularımın denizinde boğuluyorum
Delice istiyorum seni
Seninle yanmak, bedeninde ateş olmak
Çıldırmak senle
...................çıldırmak istiyorum seni
Kavrulan bedenlerimiz arzuyla yansın istiyorum.
Seninle yıldız olmak istiyorum gökyüzünde
Gecenin durmak bilmeyen dişlilerinde eriyor zaman
Ben seni düşlüyorum
Senle yanıyorum bu gece
Delice.
.........Ruhumun çöllerine sağnak sağnak yağmur misali istiyorum seni
Nasıl susuzlukta yanar tutuşur toprak
Nasıl sevgisiz yürekler yanar tutuşur sevgiye hasret
Öylece yanıp tutuşuyorum seninle...
Yıldızlar seranatı var bu gece
Ben sana hasret sana deli
Sen uzak şehirlerin yedivereni,gül çiceği
Delice,
.........delice istiyorum seni...
29.09.2012 - 22:40
Gece yarısı.Son otobüs.
Biletçi kesti bileti.
beni ne bir kara haber bekliyor evde,
ne rakı ziyafeti.
Beni ayrılık bekliyor.
Yürüyorum ayrılığa korkusuz ve kedersiz.
İyice yaklaştı bana büyük karanlık.
Dünyayı telaşsız, rahat seyredebiliyorum artık
Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği,
elimi sıkarken sapladığı bıçak.
Nafile, artık kışkırtamıyor beni düşman.
Geçtim putların ormanından baltalayarak
nede kolay yıkılıyorlardı.
Yeniden vurdum mihenge inandığım şeyleri,
çoğu katkısız çıktı çok şükür.
Ne böylesine pırıl pırıl olmuşluğum vardı,
ne böylesine hür.
İyice yaklaştı bana büyük karanlık.
Dünyayı telaşsız, rahat seyredebiliyorum artık.
Bakınıyorum başımı kaldırıp işten,
karşıma çıkıveriyor geçmişten
bir söz
bir konu
bir el işareti.
Söz dostça
koku güzel,
el eden sevgilim.
Kederlendirmiyor artık beni hatıraların daveti
hatıralardan şikayetçi değilim.
Hiçbir şeyden şikayetim yok zaten,
yüreğimin durup dinlenmeden
kocaman bir diş gibi ağrımasından bile.
İyice yaklaştı bana büyük karanlık.
Artık ne kibri nazırın, ne katibin şakşağı.
Tas tas ışık döküyorum başımdan aşağı,
güneşe bakabiliyorum gözüm kamaşmadan.
Ve belki, ne yazık,
hatta en güzel yalan
beni kandıramıyor artık.
Artık söz sarhoş edemiyor beni,
ne başkasının ki, nede kendiminki.
İşte böyle gülüm,
iyice yaklaştı bana ölüm.
Dünya, her zamankinden güzel, dünya.
Dünya, iç çamaşırlarım, elbisemdi,
başladım soyunmağa.
Bir tren penceresiydim,
bir istasyonum şimdi.
Evin içerisiydim,
şimdi kapısıyım kilitsiz.
Bir kat daha seviyorum konukları.
Ve sıcak her zamankisinden sarı,
kar her zamankinden temiz.
29.09.2012 - 21:25
Afrikalı Bir çocuğun şiiri..
2005 Yılında En iyi şiir olmaya aday Gösterilmiş...
İşte o şiir;
Doğduğumda Siyahtım.
Büyürken Siyahtım.
Güneşe Çıktığımda Siyahtım.
Korkunca Siyahtım.
Hastayken Siyahtım..
Öldüğümde Hala Siyahım...
Ve Sen Beyaz Çocuk...
Doğduğunda Pembesin.
Büyürken Beyazsın.
Güneşe Çıktığında Kırmızı.
Üşüdüğünde Mor.
Korktuğunda Sarı.
Hastayken Yeşil.
Öldüğünde de gri’sin.
Sen şimdi bana renklimi diyorsun?
29.09.2012 - 11:01
DENİZ GEZMİŞ
Esirgemem sözümü çıkıp gelse de ölüm
Geri götüremez adımlarımı
ve yıldıramaz hiçbirsey, gülüm
ne dikenler bıraktım ardıda ne dikenler
ki uçları hala kanıyor ayaklarımda,
oysa karanfiller ekmiştim yollara,
aşk ile mızrap vurup sevdalı sazıma,
kavgamı türkülemiştim, yarın bakışlı çocuklara
ve semahlar dönmüştüm turnalar gibi hak aşkına halk aşkına,
kim söyleyebilir öldüğümü kim,
siz türkü gibi dağılırken dağ yollarına
ve toprak gibi yeşerirken memleketim,
kim söyleyebilir solduğumu kim...
BEN ÖLMEDİM Kİ......
Denizlerin dalgasıyım
Ben halkımın kavgasıyım
Yarınların sevdasıyım
YENİLMEDİM Kİ.....
28.09.2012 - 19:13
ATEŞ GİBİSİN
sende öyle bir hava varki
öyle endamlısın ki,
yürürken herkes bakıyor
yüzünde gamze çiçek açıyor
dudağın kıp kırmızı köz olmuş yakıyor
gözlerin güneş gibi gözlerime doğuyor,
saçların ipek gibi yumuşacık omuzlarında
tel tel olmuş savruluyor rüzgarda,
ellerin değiyor ellerime sıcacık
sıcaklığı iliklerimde kaynatıyor su gibi
buharlaşıp ucuyor etlerim
kemiklerim kemiklerim yığılıyor yere
27.09.2012 - 22:03
Sere Serpe
Uzanıp yatıvermiş, sere serpe;
Entarisi sıyrılmış hafiften;
Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor;
Bir eliyle de göğsünü tutmuş.
İçinde kötülüğü yok, biliyorum;
Yok, benim de yok ama...
Olmaz ki!
Böyle de yatılmaz ki!
Orhan Veli Kanık
27.09.2012 - 11:38
'...Hasretini,
yokluğunu,
sensizliği bir ateş yanığı gibi öyle acıyla duydum ki yüreğimin etinde,
gitgide çoğalarak
gitgide derinden işleyerek
öyle dayanılmaz oldu ki bu
seni boğabilirdim senden kurtulmak için
çünkü seni o kadar seviyorum...'
Nazım Hikmet Ran
27.09.2012 - 07:26
Hala seviyorum
Ne yapsan da ne etsen de
Geçmez biliyorum
Azalsan da çoğalsan da
Bende üzdüm sende üzdün boşverelim mi
Bende küstüm sende küstün vazgeçelim mi
Bende üzdüm sende üzdün boşverelim mi
Bende küstüm sende küstün vazgeçelim mi
İnsanlar arasında en iyisi değilim
Bunu bende biliyorum
Ama şuanda bu evde kiracı da değilim
Kendim gidiyorum
Biraz da yüzümdeki o bakışa deliyim
Zar zor gülüyorum
Sen dahil kimseden davacı da değilim
Hala seviyorum
26.09.2012 - 18:41
BİRGÜN ANLARSIN
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
Duyarsın,
Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.
Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
Düşer saçların önüne, ama bembeyaz.
Uzanır, gökyüzüne ellerin.
Ama çaresiz,
Ama yorgun,
Ama bitkin.
Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın.
Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
Beklemeyi, ümit etmeyi.
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
Lanet edersin yaşadığına...
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.
Yazar: ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
25.09.2012 - 23:21
bana adımı söyleme hiç sevmiyorum adımı ağzından duymayı bana Sevgilim de, çocuğum de, yavrum de bana adımı söyleme.. öyle uzun ki adım; aniden uykuya dalıyorum oysa biraz daha konuşsan geçecek şuramdaki sancım.. uzanıp uzun uzun düşünmek Seni, dünyayı yepyeni güzelliklerle yeniden yaratır gibi.. elinle kapladığın yorganı örtünüp Seni duymak, Seni düşünmek, Seni bulmak.. haritaya yeni bir ada yazdırır gibi..
25.09.2012 - 18:58
SAZLAR SUSTU SÖZLER SUSTU
Sazlar sustu, sözler sustu
Dünyadan bir yıldız daha kaydı
Neşet ERTAŞ, kara toprak dedi
Sazlar sustu, sözler sustu
Kara toprak bağrını açtı
Neşet ERTAŞ hakka kavuştu
Bozlak ağıtları babasız kaldı
Sazlar sustu, sözler sustu
Kim diyecek, kendim ettim kendim buldum
Kim vuracak, o sazın acı teline
Kim diyecek, zahidem kurbanın olam
Sazlar sustu, sözler sustu
Türkiye bir Neşet ERTAŞ’ı kaybetti
Kırşehir’in gülleri soldu
Sazlar sözler rafta kaldı
Sazlar sustu, sözler sustu
24.09.2012 - 21:45
İKİ TEN
İki tende bir olmak ne kadar güzeldir
Aramızdaki mukaddes savaş bu özeldir
Uykular artık gözlerimi terk etmelidir
İnatçı titreyişler, çılgın kucaklayışlar
Öpsün yanan tenimi uykulu okşayışlar
Dudağını dudağıma koy, ellerini ellerime
Bedenini ört benim yorgun tenime
Kopsa kıyametler, yaksa tenindeki tuzlar
Bırak istediğince yansın alevli arzular
Ağlayıp gülelim ikimiz mutluluktan
Sabahlara kadar ant içelim seninle durmadan.
24.09.2012 - 08:24
ÇEŞM-İ CİHAN
Tepeden bakarsın hayran kalırsın
Ömrümde böylesini görmedim sanırsın
İndikçe sahiline deryaya dalarsın
Var mı senin gibisi Çeşm-i Cihanım
Yeşili mavisi martı sesleri
Yoktur senin gibi Karadeniz'in incisi
Görmeye görülmeye yaşamağa değersin
gönülde baharı yaşatırsın Çeşm-i Cihanım
N.Ö
23.09.2012 - 07:09
Kısa..1
Piyer Lotide ılık bir rüzgar esiyordu..
Beyazlamış saçları rüzgarda uçuşuyordu, yaşlı kadının.
Yanağından süzülen yaşlar solmuş bir resmi ıslatıyordu.
Çay söylemedi.
Onsuz içmezdi.
Beklediği gelmedi.
Kadın bir daha çay içmedi.
O kahvede her yıl aynı gün
eski bir şarkı dinlendi..
Kısa..2
Biliyormusun ben senin kaburgalarından yaratılmadım.
Ben senin gülüşünden,
merhaba deyişinden,
bir ekmeği bölüşünden,
bir çocuğu öpüşünden doğdum.
O gün..o şehirde,o limanda, ve o vapurda,
merhaban dan değil..elvedandan öldüm.
Kısa..3
Sakarya da çığlık çığlığa bir sessizlik..
Kimsenin duymadığı şarkılar söylemekteyim.
İçimde tıklım tıklım bir yalnızlık,
son bin yılımı düşünmekteyim.
Sırtımda kanamakta dost yaraları.
Bundan yazmaktayım, bundan asiyim.
Kısa..4
Birini sevemezsin;
Bir vapurdan martılara ekmek atmamışsan.
Balık tutmamışsan,
Kumdan kale yapmamışsan.
Birini sevemezsin.
Aşk için bir çaput bile bağlamamışsan.
Birini sevemezsin;
Göğsünde yatıp ağlamamışsan..
Kısa...5
Her gece bir tren geçer içimdeki istasyonlardan.
Elimde şehirler, çiçekler solar.
Ben yine de bana gelmeyecek bir yolcuyu beklerim..
Kısa 6
Beni tanır mı misket oynadığım sokaklar,
Dizimi yaraladığım şu okul avlusu,
İlk aşık olduğum pencere kenarı.
Beni tanır mı üzerine uzandığım kumlar,
gözümü alan deniz..
Doğduğum şehir beni hatırlar mı şimdi.
Yoksa şehirlerde unutur mu, insanlar gibi.
Ümit Uzunhasanoğlu
23.09.2012 - 00:07
Unutmak mı, delisin,
Gitmesem de bekler orada deniz.
Gelirsem, bilmelisin
Benim beklememdir burada deniz.
Gitmek gibi geleceğim
Denizin delisine.
Delinin denizi gibi
O ne kadar giderse.
Özdemir Asaf
22.09.2012 - 20:34
Birileri ekmek bulamıyorsa,
herhalde, ötekiler fazla tıkındığı içindir;
yükümlülükler birilerinin boğazını sıkıyorsa,
o zaman, gereğinden fazla hakka konmuş
başka birileri var demektir..'
Stefan Zweig
22.09.2012 - 10:53
EMPATİ
Alevi bir zenci,
Ateist bir mohikanım.
Dersim'li bir laz, Lazistan'lı bir Kürdüm.
Berlin'li bir Pigme, Kongolu bir Germenim.
Siz Avrupalı'ysanız, ben Türk'üm.
Siz Türkseniz, ben Kürdüm.
Siz sunniyseniz, ben alevi,
Siz aleviyseniz ben şafii.
Siz müslümansanız, ben kafirim.
Siz çoğunluksanız, ben azınlık.
Siz erkekseniz, ben kadın.
Yani siz her neyseniz, ben 'öteki'yim.
Tanışıyor muyuz? Adım empati.
15.09.2012 - 16:56
SICAK SAKLAYIN GECELERİMİ
geçici ayrılık benimkisi
ilkyaz çiçeğine gebeyim
ağıtlar yakmayın adıma
ben ölmedim ölmeyeceğim
sıcak saklayın gecelerimi
karlar altından çıkıp geleceğim
düşlerinizin ateşinden
ılık bir rüzgar gibi eseceğim
demlice bir çay koyun üstüne
aç çocuk gibi besleyin sobayı
nasıl tütüyorsanız gözlerimde
öylece tütsün buharı
uzunca serin yatağımı
boyunca uzansın ayağım
el aman deyince gece
usulca kıvrılır yatarım
can canım canlarım
hazır mı koynunuzdaki yerim
gün olur gecikmiş çocuk gibi
bağıra çağıra gelirim
Nevzat Celik.//
13.09.2012 - 18:45
ADAM OLMAK
çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse
sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
hem kendine güvenebilirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
yalanla karşılık vermezsen yalana
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana
düşlere kapılmadan düş kurabilir
yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
ne kazandım diye sevinir
ne yıkıldım diye yerinir
ikisini de önem vermeyebilirsen eğer
söylediğin doğruyu ve gerçeği büken düzenbaz
kandırabilir diye safları dert edinmezsen
ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz ve
yeniden koyulabilirsen işe
döküp ortaya varını yoğunu
bir yazı turada yitirsen bile
yitirdiklerini dolamaksızın diline
baştan tutabilirsen yolunu
yüreğine, sinirine “dayan” diyecek
direncinden başka şeyin kalmasa da
herkesin bırakıp gittiği noktaya
sen dayanabilirsen tek başına
herkesle düşüp kalkıp yine de erdemli kalabilirsen
unutmayabilirsen halkı krallarla gezsen de
dost da düşmanda incitemezse seni
ne küçümser ne de büyültürsen çevreni
her saatin her dakikasına
emeğini katarsan alın terine
hakçasına bölüşürsen vicdanındaki adaleti
her şeyiyle dünya önüne serilir
korktuğun yerde el öpmez
hükümran olduğun yerde ezmezsen
oğlum adam oldun demektir
üstelik adam gibi bir adam.
Rudyard KİPLİNG
12.09.2012 - 21:30
Gül goncası dudağına
Sürdüm
Hasret kokan nefesimi
Gül kurusu
...Kadife teninde
Yaktım
Tenimin özlemini
Buğulu gözlerinde
Boğuldu
Bakışlarım aşka
Yüreğim
Sevdana tutuştu
İçim volkan gibi
Ha patladı
Ha patlayacak
Hadi sevgili
Sil
Tenimdeki özlemi
Nefesimdeki hasreti
Yoksa
Küle döneceğim
11.09.2012 - 17:35
bir yağmur mevsiminde yitirdim yüzümü
dilimi incelikli bir sözün eşiğinde,
yollar yapılar çarşılar boyu
yükselen bile yalnızlığı geçerek geldim.
düşen her damla kanıma düştü
tenim kupkuru;
söylenen her söz biraz daha
biraz daha büyüttü suskunluğumu.
yüzümü bir çamur mevsiminde yitirdim...
Şükrü Erbaş
09.09.2012 - 21:30
Nisan yağmuru gibi yağdında geldin
İçime sevgini doldurup geldin
Zaman senleyken dursun geçmesin istedim
Ayrılığın hep özlem oldu doldu içime
Meğer sen bir sihirmişsin
Ellerimde kaldı sensizliğim
Tadılmamış bir diyar gibisin
Tatmadığım bir sevgimmişsin
İçime taşıyor bitmeyen yokluğun
Nefesinle sen bir hayat gibisin
Can verir varlığın canıma
İçime akıp çıkmayan gibisin
Nisanım ol sen hep yağ gönlüme
N.Ö.
05.09.2012 - 14:00
AŞK,
Aşk, iyi geceler öpücügünü uzun tutmaktir. Beklentidir.
Aşk, delicesine flört ederken yanindakinin hiçbir sey yapmama hakkini teslim etmektir. Saygidir.
Aşk, zaaflariniz oldugunu ortaya çikarir. Kabullenmektir.
Aşk, simdi zamani degil diye beklemeyi bilmektir. Sabirdir.
Aşk, saçlarda baslayip topuklarda biten bir gezintidir. Kesiftir.
Aşk, Seviselim demeden sevismek, yanindakinin ne istedigini bilmektir. Anlasmaktir.
Aşk, baglandigini sandiginda, karsindakine hayir deme sansini tanimaktir. Inceliktir.
Aşk, korumaktir. Sorumluluktur.
Aşk, ciddi bir tokalasmayi kikirdamaya dönüstürmektir. Mizahtir.
Aşk, durma yoksa seni öldürürüm lafini duymaktir. Şehvettir.
Aşk, evinizdeki her seyin yerinin degistirilmesini kabullenmektir. Teslimiyettir.
Aşk, sevgilinizin ne oldugunu bütün çiplakligiyla görmektir. Gerçektir.
Aşk, saatin kaç oldugunu bilip aldirmamaktir. Neşedir.
Aşk, sizi kucaklayan kollarin, gittikçe daha çok sarilmasidir. Mutluluktur.
Aşk, gecenin bir vaktinde sen uyu, benim gitmem gerek dediginizde, uyanik kalip seni biraz daha görmeyi tercih ederim cevabini almaktir. Sicakliktir.
Aşk, tanidiginizi zannettiginiz insanin yeni yanlarini kesfetmektir. Tazeliktir.
Aşk, uyandiginizda rüyanizi yaninizda bulmanizdir. Düslerin gerçek olmasidir.
Aşk, kocaman yatagin üçte birine sikismaktir. Yakinliktir.
Aşk, evin anahtarkidan bir kopya daha yaptirmaktir. Güvendir. Yatagin üçte birine sikismaktir. Yakinliktir.
Aşk, evin anahtarkidan bir kopya daha yaptirmaktir. Güvendir.
Aşk, hosçakal dedikten sonra tekrar karsilasacagini bilmektir. Kaderdir.
Aşk, gerindiginde sizlayan vücut lafinin anlamini bilmektir. Derstir.
Aşk, ecza dolabini açtiginda, dismacunu kapagini kapatilmamis bulmaktir. Uyumdur.
Aşk, hosçakal dedikten sonra tekrar karsilasacagini bilmektir. Kaderdir.
Aşk, gerindiginde sizlayan vücut lafinin anlamini bilmektir. Derstir.
Aşk, ecza dolabini açtiginda, dismacunu kapagini kapatilmamis bulmaktir. Uyumdur.
Aşk, pencereden disariya baktiginda kiminle oldugunu hatirlamaktir. Düsüncedir.
Aşk, rüzgarin agaçlarin arasinda dolasirken çikardigi sesi dinleyip sevgilisinin yaninda olmadigina hayiflanmaktir. Yalnizliktir.
Aşk, asla anlatilmayacak hikayelerdir.
Toplam 1172 mesaj bulundu