1) Karar verirken, vicdanının sesini duymazlıktan gelme. 2) İnanma duygunu diri tut. 3) Heveslerini kendine ilah edinme. 4) Sözünüzde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma. 5) Vazgeçilmez olmadığını kabul et. 6) Kendini sürekli övmekten uzak dur. 7) Anne ve babana 'off' bile deme. 8) Merhametli olmaktan asla vazgeçme. 9) Kendini, hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama. 10) Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kâbusu olmasın. 11) Önyargılarla hayatı kendine zehir etme. 12) İyilik yapma arzunu, şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, asla unutma. 13) İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma 14) Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin, hayatını esir almasına izin verme. 15) Yalandan uzak dur. 16) Bencil olma, tebrik etmeyi bil. 17) Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan. 18) Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol. 19) Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme. 20) En sevdiğin şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın keyfine var. 21) Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla. 22) En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma. 23) Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme. 24) Çıkarcı olma. Adil davran. 25) Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma. 26) Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart. 27) Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle. 28) Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine. Öfkenin dinmesini bekle. 29) Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme 30) Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş. 31) Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster. 32) İyiliği karşılık beklemeden yap. 32) Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma. 33) Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme. 34) Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma. 35) Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma. 36) Kendini fazla abartma. 37) Kibirli olma, alçakgönüllü davran.
Umut senden ne kadar yüksekteyse, o kadar sıçramayı öğreneceksin. Günlerce sürecek olsada bırakmayacaksın. Daha yükseğe, daha yükseğe sıçrayacaksın. Sonra umudu yakalayacaksın. Ve bir umut yakalamanın hiç de kolay olmadığını anlayacaksın. Bu kez o umudu kaybetmemek için sıkıca sarılacaksın. Bunları yaparken hiç merak etme kaçırırım diye bir şeyleri. Hayat sen istediğin sürece seni takip eder çünkü. Zaman hiçbir zaman geç değildir. Zaten aşk da hep zamansız gelir...
Merhaba sizi ŞAİRLER DÜNYASI adlı gurubuma davet ediyorum gelirseniz çok sevinirim katılırsanız onur verirsiniz güzel paylaşımlarda buluşmak dileğiyle.Sevgilerimle
Not: Gurubumuza üye olmanız için şair olmanız gerekmiyor Şair olmasanız bile şiir sever olmanız yeterlidir.
Bu linki girerekte ulaşabilirsiniz http://gruplar.antoloji.com/sairler-dunyasi/
***Aşk Ve Sarmaşık *** Aşk (ışk) kelimesinin sözlük anlamı, “sarmaşık” demektir.
Bahçeye düşen sarmaşık...tohumu,nasıl bütün bahçeyi sarıp sarmalar,hatta dışarı taşarsa; Gönüle düşen aşk tohumu da bütün bedeni sarıp sarmalar.Oradan etrafa yayılır.
Nice fidanlar, serviler,çınarlar bir sarmaşık tarafından sarılınca gitgide sarmaşık dalları arasında görünmez oluyorsa, aşk sarmaşığı da insan fidanını öyle kaplayıp görünmez ve yok eder.
Sarmaşığın özelliği;
Sarıldığı ağacı içten içe kurutması, bitirmesi, sonunu hazırlamasıdır. Aşk da insanı sarınca,onu içten içe eritip yok eder. Dıştan görünen yalnızca aşktır ve aşkı da çevresini göremez olur.
Çünkü sarmaşık onu öyle çevrelemiştir ki; dışarıda olup bitenleri ne duyar, ne görür; hatta duymak da görmek de istemez.
Aşka tutulan ağaçta,artık bütün buyruklar sarmaşık tarafından verilir ve âşık, “herkesi kör; dört yanı duvar sanır”.
Dıştan bakanlar,onun sarmaşığını görürler; ama ağaç,sarmaşıktan fırsat bulup çevresini göremez.
Sarmaşık,nasıl hızlıca büyüyüp ağacı kaplarsa, aşk da öyle hızlı gelişir ve âşık daha sabahtan akşama varmadan aşk sarmaşığıyla sarılıp geceyi onun koynunda geçirir.
'KIZILDERİLİ ATASÖZÜ' Bildiklerini anlat, ama akıl vermeye kalkma; Anlatılanları iyi dinle, ama hepsini... doğru sanma; Sessiz kalmak bir şey bilmediğin anlamına gelmez; Çok konuşmakta çok şey bildiğini göstermez; Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, Çok büyük görmekte korkaklıktır. Cesaret akıldan gelirse cesarettir, Bilgisizlikten gelirse cehalettir...
hoş geldin gözlerime... Kapılarımı yıkmaya geldin demek,kilitleri kırıp yüreğimin derinlerine sızmaya ve beni esir almaya öyle mi...Oysa ben hep kaçmıştım senden bunca zaman yıpratılmak korkusuyla..Ya da köşe bucak saklandığımı sanırken bile hep peşimdeydin belki de...Meğerse ne kadar yakınmışım sana; ne kadar içimdeymişsin hiç fark etmedim.. Nice sevda büyütüp göz bebeklerime sakladım ki bana seni getirene armağan edeyim diye... Bugün güneş pencereme daha parlak doğduğunda anladım hayatıma girdiğini...Kışlar daha bir bahardı sanki,baharlar daha bir yeşil gelecekti artık gönlümün kırlarına...Düşlerim daha pembe; pembelerim daha mavi dolaşacaktı gökyüzünde.... Gözlerim daha bir ışıldayacaktı sebepsiz pırıltılarla etrafı seyrederken,, ve hayat daha yaşanılır olacaktı artık seninle... Aslında beklemiyordum seni ama iyi ki geldin... Madem ki uzak diyarlardan geldin kalbime dolmak,içimi ısıtmak için... Madem ki baharı serdin yüreğimi üşüten ayazın üstüne ve ışığı oldun göz bebeklerimin... Madem ki gecenin grisine yıldızlar dokuyup, gündüzüme bir güneş daha kondurarak girdin hayatıma; .... Öyleyse AŞKIM,hoş geldin gözlerime..
Ne güzel şey birine canım gülüm aşkım demek Ne güzel şey sevip sevilmek aşkı yaşamak Ne güzel şey Allahı dinini imanını bilmek Ne güzel şey vatanını uğrunda ölecek kadar sevmek Ne güzel şey inandığı yolda korkmadan yürüyebilmek Ne güzel şey sevgiyi gönüllere ekebilmek Ne güzel şey aşk bahçesindeki gülleri derebilmek Ne güzel şey sonsuz hayatına yeniden doğabilmek Ne güzel şey insanlar için kendini feda edebilmek Ne güzel şey hoşgörüyle sevgiyle bakabilmek Ne güzel şey nezaketle teşekkür edebilmek Ne güzel şey hatasından dönerek özür dileyebilmek Ne güzel şey başım gözüm üstüne ölürüm senin için demek Ne güzel şey emretme imkanı varken rica edebilmek Ne güzel şey iyilik karşısında minnet duyabilmek Ne güzel şey sevgiyle gönüllerde taht kurabilmek Ne güzel şey onurlu gururlu şerefli olabilmek Ne güzel şey iffetli namusu izzetli davranabilmek Ne güzel şey asil ve vakurlu bir müslüman olabilmek Ne güzel şey gerçek bir vatansever gibi davranabilmek Ne güzel şey sevdiğine beni şımartıyorsun diyebilmek Ne güzel şey kazandığı şeylerden infak edebilmek Ne güzel şey ölmeyecek gibi dünyaya çalışabilmek Ne güzel şey ahret için iyilik salih ameller işleyebilmek Ne güzel şey kuşlarla,arılarla,çiçeklerle konuşabilmek Ne güzel şey insanlara huzur,mutluluk gülleri derebilmek Ne güzel şey neş'eyle uyanıp ülkemin güzel insanları diyebilmek Ne güzel şey takvaya sarılıp ihlasla huşuyla hak karşısında eğilmek Ne güzel şey insanları çıkarsız menfaatsiz koşulsuz sevebilmek Ne güzel şey hataları kırmadan rencide etmeden söyleyebilmek Ne güzel şey acı çekse de onun yüzünden ayrılıktan söz etmemek Ne güzel şey aşkı bulup ta onu dolu dolu yaşayabilmek Ne güzel şey Rabbini şehitlik mertebesi isteyecek kadar sevmek Ne güzel şey birine sevgiyle sarılıp ölesiye sevişebilmek Ne güzel şey yaratılanı yaratandan ötürü hoş görebilmek Ne güzel şey küçük şeylerden mutluluk hüzmeleri çıkarabilmek Ne güzel şey küçük bir çocuğun başını sevgiyle okşayabilmek Ne güzel şey sevdiği için kötü alışkanlıklarından vazgeçebilmek Ne güzel şey yalansız riyasız nefretsiz bir hayatı seçebilmek Ne güzel şey doğruluk en büyük hazinemdir diyebilmek Ne güzel şey başı gidecek de olsa dürüstlükten ayrılmamak Ne güzel şey iyinin güzelin hakkın hakikatin yanında yer almak Ne güzel şey kötülüğü eliyle diliyle engelleyip hak için buğz edebilmek Ne güzel şey kararlı tutarlı ölçülü ve dengeli olabilmek Ne güzel şey aşkım canımın içi biriciğim sultanım diyebilmek Ne güzel şey kuşlarla böceklerle sevda şarkıları dinleyebilmek Ne güzel şey ölmüş yakınlarımızı yasinlerle dualarla hatırlamak Ne güzel şey son nefesini imanla verecek ameller işleyebilmek Ne güzel şey yalnızca Allah için yaşamak onun için ölmek Ne güzel şey ana babalarımızın eş ve yakınların hayır duasını alabilmek Ne güzel şey can alsa da Allaha isyan etmeden tevekkül edebilmek Ne güzel şey kusurları örtmede güneş gibi cömert olabilmek Ne güzel şey tevazu ve alçak gönüllülük gösterebilmek Ne güzel şey aşk ı mecaziden aşk ı ilahiye geçebilmek Ne güzel şey yalnız insanların iyiliği için çaba sarfedebilmek Ne güzel şey iyiliği yaymak,kötülüklerden uzak durabilmek Ne güzel şey vatanını bayrağını milletini canından aziz bilmek Ne güzel şey ehli beyti sahabeyi tanıyıp onlara gönül vermek Ne güzel şey üzerine kılıçlar inse ok yağsa da hakkı söyleyebilmek Ne güzel şey kıskançlık kin nefret öfke ateşini sevgiyle söndürmek Ne güzel şey hatır gönül sayıp,makul konularda evet diyebilmek Ne güzel şey iyi ki doğdun nice yıllara aşkım sen çok yaşa demek Ne güzel şey birine sevgiyle sarılıp ölesiye sevişebilmek Ne güzel şey Tanrı armağanı eş ve çocukları için yaşayabilmek Ne güzel şey alın teriyle helal lokma kazanabilmek Ne güzel şey yaşamdan haz almak,haz verebilmek
Ne güzel şey birine iyi ki varsın,aşkım seni çok seviyorum diyebilmek...
SEVGİYİ TARİF ETMEYE KALKSAM SEVGİYİ TARİF ETMEYE KALKSAM, SENİ ANLATIRDIM DÜNYAYA... Korkunun olduğu yerde... aşk yoktur. Cesarettir sevmek. Düzenlere,oyunlara,kötülüklere meydan okumaktır. Sevmek; uzaklaşmaktır yalandan,bencilliği hiçe saymaktır. Bir başka açıdan da inanmaktır sevmek.Gerçekten inanmaktır, tümden inanmaktır. İnsan sevince; sevdiğine bütünvarlığı ile teslim olmamışsa, yeteri derecede sevmemiş demektir. Ve ona kayıtsız şartsız inanmıyorsa, sevgiden bahsetmeye bile hakkı yoktur.
Kıskançlık; inancımızın bütünlüğü ölçüsünde besler aşkı. Şüpheyse öldürür.Şüphenin olduğu yerde inancın yeri olmaz. Sevgiden bahsedilemez orada.Kıskançlıksa; kutsal bir duadır, dudağında sevenlerin.
Sevmek; var olmaktır bir bakıma,derinden bakılınca yokluğa benzer.Sevmek bütünlenmektir. Çok seven eksildiğini zanneder,oysa artmaktır sevmek, çoğalmaktır. Çevrenin gözlerimizden silinmesi, önce bir eksilme hissi verir insana. Fakat o her şeyimizi varlığı ile doldurdukça arttığımızı anlarız. O bir tek kazanç, bütün kayıplarımıza bedeldir.
Bir an gelir; her şeyi onunla değerlendirmeye başlarız. O bugün mutluysa yaşamak güzeldir. Kabımıza sığmayız. Şarkılar söylemek gelir içimizden. O kederliyse, gözlerimizde herşey kederlidir artık. Bütün güzellikler bir bir yitirirler anlamlarını. O anlarda ölümü düşünür de, yine ölemeyiz kurtulamamak için.
Yanmaktır, tutuşmaktır sevmek ve yaşadıkça hiç sönmemektir. Dinle, sana sevmenin ne olmadığını söyleyeceğim önce. Ne olduğunu sonra anlayacaksın.
Dinle, sevmek alışveriş değildir. Geometri değildir, aritmetik değildir. En değerli şeydir belki, ama karşılığında hiçbir şey alınmaz. Karşılıksız bir çeke atılmış kuru bir imza değildir sevmek. İskambil kağıdı değildir, zar değildir, bir dilim değildir, hesap pusulası değildir sevmek.
Sevginin bedeli yine sevgiyle ödenir, altınla değil. Sevilmekse; sevmenin mükafatıdır ancak, karşılığı değil. Bir sevgiye eş bir başka sevgi olamaz. Çünkü her sevgi birbirinden büyüktür. Sevgi tartılamaz, sevgi ölçülemez. Sevgi; gram değildir, mesafe değildir. Derinlik sanırsınız, yüksekliktir o. Sevgi; dudak değildir, göz değildir, saç değildir. Sandalye değildir sevgi, yatak değildir, çarşaf değildir. İçki değildir, içemezsiniz fakat herşeyden güzeldir sarhoşluğu. Geçip karşısına seyredemezsiniz, manzara değildir, tablo değildir, heykel değildir. Okuyamazsınız kitap değildir. Bilmece değildir, çözemezsiniz. İsteseniz de içinizden atamazsınız. Kan değildir, kesip damarınızı akıtamazsınız. Siz ağladıkca o güçlenir içinizde. Akmaz, gözyaşı değildir. Kuş değildir uçmaz, çiçek değildir koklanmaz. Bitmez çile değildir. Ne desen o değildir sevmek.
Zannediyor musunuz ki Yakup için Yusuf sadece bir evlatti...
Zannediyor musunuz ki Mecnun için Leyla sadece bir sevgili idi...
Zannediyor musunuz ki Bülbül için Gül sadece bir çiçekti...
Eger sadece Yakup için evlat.. Mecnun için sevgili.. Bülbül için çiçek olsaydi anlam
Ne Yusuf için gözler kör edilirdi... ve gelene kadar dünyaya küsülürdü..
Ne Leyla için çöllere düsülür ölümü ile ölünürdü..
Ne de Gül için onca dikenine ragmen gözyasi dökülür ve hala üzerine konulup kokusu koklanirdi...
Bunu anlamak için Yakup olmak lazim.. sadece Yakup olmak degil Yusuf gibi evlat sahibi olmak lazim... bu da yetmez.. en önemlisi yakup gibi sevmek lazim.. ve Yusuf'un yoklugunda gözleri dünyaya körlestirecek sevgi lazim...
Bunu anlamak için Mecnun olmak lazim.. sadece Mecnun olmak degil Leyla gibi bir sevgili lazim.. ve Mecnun gibi sevmek lazim.. Leyla'si Mevla'ya ulastiginda onunla Mevla'ya gitmeye hazir olmak lazim.. bu sevgiyi yüregine canina islemek lazim ki sevgi ve sevgili gittiginde cani da onunla gitsin ki sevgili olmadiginda o da olmasin..
Bunu anlamak için Bülbül olmak lazim.. sadece bülbül olmak degil Gül gibi bir çiçek lazim.. ve Gül'e bülbül gibi özlem duymak lazim.. koklamaya geldiginde batan dikenlere katlanmak ve akan kani görmemek lazim...
Yusuf gelmeden kim açabilirdi Yakub'un gözlerini.. Leyla ölünce kim yasatabilirdi Mecnun'u.. Gül'ü koklarken akan kanin kan olmadigini kim anlatabilirdi Bülbül'e
İnsan düşünmeli giderken Bir gün gidecekse o gün için binlerce kez düşünmeli belki de... Kan ter içinde uyanmalı geceleri uykularından.
Gidecekse çıktığı kapının eşiğinde arkasına dönüp bakmamalı. Çok düşünmeli o kapıya yürümeden evvel Ciğerleri parçalanmalı gidiyorsa.Eğer giderken acımıyorsa içi dönmemeli...Dönmemeli.... Düşünmeli insan!
Gittikten sonra ellerini bıraktığı insanın ne hale düşeceğini düşünmeli Dünyasının nasıl kararcağını düşünmeli! Bencil olmamalı insan! . Kendi mutluluğu için karşısındakinin mutsuzluğunu göze almamalı. Sevdiği kişi onunla olmaktan mutkuysa mutlu olmalı insan! Önemli olan karşısındakinin mutluluğu olmalı. Sevgisini buruşturup atmamalı bir kenara. O gidebilme cesaretini bulmamalı kendinde....
Seviyorum diyorsa içi titremeli insanın!
Seviyorum ama....Dememeli insan...Aması olmamalı sevmenin. Çekip gitmenin bir kılıfı olmaz ama illede gitmsi gerekiyorsa insanın çok geöerli bi sebebi olmalı Eften püften sebeplerden gitmemeli İnsan! ......
Ondan gitmesi gerekiyorsa illede hayatına başka birini almamalı daha yüreğindeki ilkin yangını sönmeden! .....
'Elimde olmaya sebeplerden gidiyorum ama Allah şahidim olsun ki senden başkası girmeyecek yüreğime.Ecel olsun bana senden başkası' diyebilmelii insan! ....
Bırakıp gittiğine hissettirebilmeli dürüstlüğünügitmesinin sebebinin zorunluluk olduğunu
Senden gidiyorum ama bunu bil yaşasam bile öldüm ben diyebilmeli! .... Osuzluğun ölüm olduğunu hissettirebilmeli karşısındakine..
Ve insan eften püften sebeplerden gidiyorsa gidişinden yıllar sonra aynı ukalalığını üzerine takıp dikilmemeli onun için yananın karşısına 'beni affet'diye.......
Ar damarı olmalı insanın! utanmalı insan! ! ! ! !
Yine insan duygularınıyıllarınıyaşananları çiğneyip giden insana geri dönme cesaretini vermemli. Buruşturup ettığı sevdasını hiçbirşey olmamış gibi düzeltmeyeciğini hissettirebilmeli! ....
Giderken takındığı kendinden emin ifadeyle dönmeyeceğini bildirmeli hayallerini yıkana... 'Nasıl olsa affeder' cümlesini kurdurtturmamalı karşısındakine Sevgisini kolay kolay gözden çıkaracak cesareti vermemeli
Karşısındaki onu kaybetmekten korkmalı.'Sevgimin küçümsediğini hissettiğim anada gururum onu çiğner diyebilmeli'....
Gururunu çıkartabilmeli insan gerektiğinde! ..... 'Sebepsiz gidişin dönüşü yoktur'u karşısındakinin her zerresine iyi işleyebilmeli
İnsan yumruğunu vurabilmeli masaya! ....
Karşısındaki ona ne yaparsa yapsın hiç kesilmeyecek bi sevgi deryası olarak göstermemeli insan kendini! :..
Benimde bir sabrım var diyebilmeli! .Sevgisiyle oynattırmamalı! . Kürkçü dükkanı olmamalı insan! ! ! Hakedene vermeli sevgisini! . Ve insan çok düşünmeli sevgisini verirken
Sevda aleminde güneşli günlerin yanısıra fırtınalı günlerinde olacağını bilmeli.... Çok iyi düşünmeli insan! .Bu dikenlerle dolu yolda onu bırakmayacak birini seçmeli yanına Yar diye... Karşısındakini tanıyarak sevmeli....
SEvdiğini diğerlerinden ayıran özelliklerini görmeli insan...Ve sonra sevmeli....
İnsan uzun uzun düşünmeli bu yola girerken.
Sevda köprüsünü sırattan ince olduğunu çok iyi bilmeli insan! ...
Sevda işinin yüreklilerin işi olduğunu bilmeli....
ama en önemlisi
Sevda aleminde sadece yüreklerin barınabileceğini çok iyi bilmeli insan! ! ! ! !
İnsan ruhu doğanın bir parçasıdır ve doğa gibi boşluk kabul etmez. İçinde sevgiyi barındırmayan insan nefretle dolar ve insanlıktan uzaklaşır.Nefret etmeden birine kötülük yapamazsınız.
Nefret etmeden birini öldüremezsiniz. Nefreti içinde barındırmak isteyen insan önce kendisinden nefret etmek zorundadır.
İçinde nefreti yaşatan insan yüreğindeki sevgiyi kovmuştur. Artık onu bulması çok zordur ve bunun bedelini ödeyecektir.
Sevgisizlik ağır bir yüktür ve insan bundan kurtulmak için çok kötü şeyler yapabilir. Acımak, sevgi değildir. Üstünlük iddiasıdır. Hoşgörü sevgi değildir, istemediğine katlanmaktır. Bağımlılık sevgi değildir, gereksinmenin karşılanmasıdır. Sevgi, değer vermesini bilmektir. Sevgi yaşama hakkını kabul etmektir. Sevgi, varolmaktan kıvanç duymaktır. Sevgi birlikte olmaktan sevinç duymaktır. Sevgi, eşitliğin duyumsanmasıdır.
Sevgi tüm yapay ayrımların yaşamdan çıkarılmasıdır. Sevgi bilinçtir, sevgi insan olmaktır.
Sevgiyi yaşamımızdan kovup, yerine parayı koyarsak eğer; para için yaşıyoruz, para için eğitim görüyoruz, para için meslek ediniyoruz, para için çalışıyoruz, para için birbirimizi çiğniyoruz, para için birbirimizi aldatıyoruz, para için savaşıyoruz demektir.
Sevgiyi yaşamımızdan kovup, yerine üstün olmayı koyarsak eğer; üstün olmak için yaşıyoruz, üstün olmak için yarışıyoruz, üstün olmak için kendimizden başkasının aşağı olmasına çalışıyoruz demektir. Sevgiyi yaşamımızdan kovup, nefreti içimize çağırırsak eğer; birbirimizden nefret ediyoruz, nefretle yaşıyoruz, nefretle çalışıyoruz, nefretle dövüşüyoruz, nefretle öldürüyoruz demektir.
Para, üstün olmak ve nefret etmek yaşamımızı dolduruyorsa eğer, yaşamımız da savaşlarla, dünyayı yağmalamakla, birbirimizi boğazlamakla geçer. Sevginiz olmadıktan sonra, daha çok paranız olsa, daha üstün olsanız, daha çok toprağınız, eviniz, arabanız, malınız olsa ne olur?
Kimi sevdimse yüreğine hangi vasıta ile gideceğimi Ve bileti nerden satın alacağımı bilemedim... Kime dokunduysam eksilen hep ben oldum Yazgıma düşenlerin gözleri Gökteki yıldızlar gibiydi ulaşamıyordum... Kime bağlansamdört yanlışıma karşılık bir doğrumu değil Bir yanlışıma karşılık tüm doğrularımı götürdü... Kimseye kızmıyorum artık! Suçlu aramaktan vazgeçtim Kimseye cevabı olmayan sorular sormuyorum Biraz kırgınım... Ama olsun daha güçlüyüm artık Sabahları gülerek uyanmıyorsam da Ağlamıyorum da... İstemiyorum artık çok fazla şey bilmek Yaşamak böyle bir şey demek...
Yaşını bilemiyorum ama belliki benden çok çok küçüsün sana kızım diye hitap edeceği.Önce büyük geçmiş olsun insanın anlına yzılan yazı ne ise onu mutlaka görecektir.Allah sana kuvvet versin kimin nerde ve nasıl olacağı belli olmaz.Allahım o gülen yüzü hiç bir zaman soldurmasın.Yavrucuğum.Saygı ve sevgilerimle.mutu bir yaşam diliyorum. Burhan Şahin
Kader torbasına elim uzattım. Dertlerim içinden sıralı çıktı. Kader defterine bir yol gözattım Dertlerim içinde karalı çıktı.
Ben’li cümleler kurma… yazılarına düşmesin karanlığım… içimdesin kanıyorum… beyaz sayfalarına bulaşmasın kirli kanım… sevdim seni… kendime bile itiraf etmekten korkacak kadar sevdim… bu yüzdendi senli cümlelerimi en derinime hapsedişim… bu yüzdendi uzanan elini görmezden gelişlerim… bu yüzdendi “gel” deyişlerini duymamazlık edişlerim…
Sevdim seni… nedensiz, beklentisiz, gerekçesiz, tanımsız… sevdikçe korktum kendimden… sevdikçe uzaklaştım senden… yeni hayaller, yeni düşler kuramayacak kadar yorgunum… sevme beni, benim bezmişliğim değmesin sıcacık yüreğine…
Sevme beni, korkuyorum… Alışık değilim bana dair yazılar yazılmasına… Bugüne kadar hep bendim içini döken beyaz sayfalara başkaları adına… Hep bendim satır satır kanayan…Şimdi senin satır aralarında kendi adımı hecelemek hiç görmemem gereken mavi bir düşü anımsatmakta… Bu düşe dalmak istemiyorum… Çünkü biliyorum, her düş karabasana dönüşmeye mahkum… Biliyorum her düş apansız bir uyanışla son bulmakta… Bu düşe dalmak istemiyorum, bu düşten uyanmak istemediğim için…
Sevme beni, korkuyorum… Bu ruh, bu yürek alışık değil yaralarının sarılmaya çalışılmasına… Ömrümce içimi cam kesikleriyle lime lime edenlere koştum ben… Benden beni çalıp geri vermeyenlere uzandı ellerim yıllarca… Hep bekleyendim, hiç olmadı bekleyenim… Şimdi ne olursa olsun bekleyenim olacaksın biliyorum ama inanamıyorum… Bilip de inanmamanın nasıl olduğunu sorma bana… Yine, ben anlatmasam da beni anlamana sığınıyorum…
Sevme beni, korkuyorum… O kadar uzun zaman beklentisiz, karşılıksız sevdim ki insanları ve o kadar uzun zaman beklentisiz, karşılıksız sevilmeyi bekledim ki, artık yitirdim inancımı… Artık onlardan biri olmak için kendime rağmen kendimle cebelleşirken çıktın karşıma… Sevme beni, kendime geri dönmemeliyim…
Sevme beni, korkuyorum… Korkumdan yazmadım sana bunca zaman… Korkumdan içimdesin… Ben’li cümleler olmasın satırlarında….Okuyunca içim içime sığmıyor… Yansımamı sende görmek yüreğimi yakıyor… Sen yazdıkça, çok eskide kalan bir masal belli belirsiz benliğime süzülüyor…
Sevme beni, korkuyorum… Şimdi zamansızlıklarımda boğuluyorum… Gereksiz meşguliyetler yarattım dünyevi istekler adına… Kaçışımı kolaylaştırsın diye önemli insan rollerine büründüm ahmakça… Kendimi kandırıp, kendimden kaçıp kaybolmanın, yok olmanın, hiç olmanın derdindeyim… “Ben” olarak tutunamıyorum…
O iki dudak arasından çıkan sözler tokat gibi yapışmıştı yüzüme... İlk anda inanmamıştım yanılıyor olmalıydı.(Sanırım bu benim ki gizli bir reddedişti.) Fakat bu reddedişin boşa olduğunu anlamam uzun sürmemişti. İşte o zaman hayat bana gerçek yüzünü ve anlamını göstermeye başlamıştı.
Hayatın gerçek yüzü ve anlamı... Pek çok insan bu konuda çok farklı şeyler düşünüp söyleye bilir... Çünkü her insana farklı bir yüzünü göstermiştir. Kimi Aşk acısını, sevdiğini kaybetmenin acısını, kimi geçim sıkıntısını, kimide yaşam mücadelesini vermektedir... Hangisi daha zor acaba... Muhakkak ki yaşam mücadelesi en zorudur sağlık olmadan gerisi boş gelir, Ya aşk acısı insanın sevdiğini kaybetmesi..! Bir o kadar zor ve dayanılmaz değil midir içinden hiç birşey gelmez dimi, yine dünya boş gelir, Peki ya geçim sıkıntısı...evet hayatımızda para amaç değil araç olmalı ama olmalı...
Ama yinede derim ki Allah herkese önce sağlık versin ve herşeyin hayırlısını nasip etsin.
Derdimiz, sıkıntımız, sorunumuz her ne olursa olsun isyan etmeden onunla savaşmak gerektiğini düşünüyorum. Bunuda hem dua ederek hemde elden gelen herşeyi yaparak bütün imkanları kullanarak, içimizde her zaman bir umut barındırarak yapmak gerekir.
Her günüm karanlık bir geceydi bitmek tükenmek bilmeyen ve sürekli sorguluyordum. Neden bunu yaşıyorum hayat bana ne anlatmak istiyordu...? (Hayatta hiç bir şeyin tesadüf olmadığını yaşadığımız herşeyin bir sebebi olduğunu düşünenlerdenim sorgulamam bundan) Her gün yeni birşey öğreniyordum yaşamla ilgili, yaşadıklarım bana kıymet bilmeyi öğretmişti.... Bilmiyormuydum...? Bildiğimi sandığımı gördüm.
Aslinda bunu farkında olmadan çoğumuz yapıyoruz. Zaman zaman söylüyorsunuzdur sizlerde ' 3 Günlük Dünya' kimseyi kırmaya gerek yok diye, güzelce kimseyi kırmadan, zarar vermeden hayatı dolu dolu yaşayıp bize ayrılan süreyi dolduralım diye...
Ben söylerdim bunu kendime ama sonrada bi bakıyorsun ki unutmuşum ve karşılaştığım en ufak bir sorunu deve yapmışım hem kendimi huzursuz etmiş hemde çevremdekileri... Ne oldu şimdi hani '3 Günlük Dünya'ydı' bunu bana ne unutturdu..! Sonsuz hayatın sırrınımı bulmuştum...? Elbette hayır. İşte hayatın ince çizgisinde gidip geldikçe gerçekten anladım...'3 Günlük Dünya'ıdı' gerçekten yaşadığım yerde 1 saniyemin dahi garantisi yoktu....
Peki ne olacaktı şimdi kıymetini bilemediğim herşeyi en önemliside sağlığımı kaybetmiştim ne yapacaktım...! Ağlamak mı...! Kahrolmak mı...! Tabiki hayır bu hiç birşeye yaramazdı. İsyan etmek kime ne kazandırmış ki... Hem ağlarsan bu beni daha güçsüz ve savunmasız yapmaz mıydı...? Mücadele edecektim kaybettiğim kaybettiğim herşeyi geri kazanacaktım. Nasıl mı..? Yürekten inanarak vede isteyerek...
Bütün bunları neden anlattım değil mi...? Hemen söyliyeyim, hani kaybettiklerim var ya işte onları ve daha fazlasını yüreğimdeki inanç ve istek sayesinde, Yüce Rabbim bana geri verdi. Bana yepyeni bir hayat bahşetti, ikinci bir hayat sundu evet okuduklarınız doğru ikinci hayatımı daha doğrusu erken başlayan ikinci baharımı yaşıyorum.
Diyeceğim şu ki hayat zaten bir sınav değil mi...? Hangi sınav kolay verilmiş ki hayat sınavı kolay olsun. Olmuşla ölmüaşe çare yok demişler... sırf bu sözden yola çıkarak diye bilirim ki; Hiç birşey imkansız değildir yeterki inannın ve isteyin...
Hayatı güzel yaşamak istiyorsak onun bize birşeyler vermesini beklememeliyiz.....
25.08.2012 - 11:37
1) Karar verirken, vicdanının sesini duymazlıktan gelme.
2) İnanma duygunu diri tut.
3) Heveslerini kendine ilah edinme.
4) Sözünüzde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma.
5) Vazgeçilmez olmadığını kabul et.
6) Kendini sürekli övmekten uzak dur.
7) Anne ve babana 'off' bile deme.
8) Merhametli olmaktan asla vazgeçme.
9) Kendini, hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama.
10) Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kâbusu olmasın.
11) Önyargılarla hayatı kendine zehir etme.
12) İyilik yapma arzunu, şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, asla unutma.
13) İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma
14) Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin, hayatını esir almasına izin verme.
15) Yalandan uzak dur.
16) Bencil olma, tebrik etmeyi bil.
17) Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan.
18) Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol.
19) Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme.
20) En sevdiğin şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın keyfine var.
21) Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla.
22) En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma.
23) Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme.
24) Çıkarcı olma. Adil davran.
25) Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma.
26) Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart.
27) Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.
28) Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine. Öfkenin dinmesini bekle.
29) Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme
30) Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş.
31) Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster.
32) İyiliği karşılık beklemeden yap.
32) Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma.
33) Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.
34) Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma.
35) Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma.
36) Kendini fazla abartma.
37) Kibirli olma, alçakgönüllü davran.
03.06.2012 - 17:35
Umut senden ne kadar yüksekteyse, o kadar sıçramayı öğreneceksin. Günlerce sürecek olsada bırakmayacaksın. Daha yükseğe, daha yükseğe sıçrayacaksın. Sonra umudu yakalayacaksın. Ve bir umut yakalamanın hiç de kolay olmadığını anlayacaksın. Bu kez o umudu kaybetmemek için sıkıca sarılacaksın. Bunları yaparken hiç merak etme kaçırırım diye bir şeyleri. Hayat sen istediğin sürece seni takip eder çünkü. Zaman hiçbir zaman geç değildir. Zaten aşk da hep zamansız gelir...
06.09.2011 - 21:50
Merhaba sizi ŞAİRLER DÜNYASI adlı gurubuma davet ediyorum gelirseniz çok sevinirim katılırsanız onur verirsiniz güzel paylaşımlarda buluşmak
dileğiyle.Sevgilerimle
Not:
Gurubumuza üye olmanız için şair olmanız gerekmiyor Şair olmasanız bile şiir sever olmanız yeterlidir.
Bu linki girerekte ulaşabilirsiniz
http://gruplar.antoloji.com/sairler-dunyasi/
13.08.2011 - 20:42
***Aşk Ve Sarmaşık ***
Aşk (ışk) kelimesinin sözlük anlamı, “sarmaşık” demektir.
Bahçeye düşen sarmaşık...tohumu,nasıl bütün bahçeyi sarıp sarmalar,hatta dışarı taşarsa; Gönüle düşen aşk tohumu da bütün bedeni sarıp sarmalar.Oradan etrafa yayılır.
Nice fidanlar, serviler,çınarlar bir sarmaşık tarafından sarılınca gitgide sarmaşık dalları arasında görünmez oluyorsa, aşk sarmaşığı da insan fidanını öyle kaplayıp görünmez ve yok eder.
Sarmaşığın özelliği;
Sarıldığı ağacı içten içe kurutması, bitirmesi, sonunu hazırlamasıdır.
Aşk da insanı sarınca,onu içten içe eritip yok eder. Dıştan görünen yalnızca aşktır ve aşkı da çevresini göremez olur.
Çünkü sarmaşık onu öyle çevrelemiştir ki; dışarıda olup bitenleri ne duyar, ne görür; hatta duymak da görmek de istemez.
Aşka tutulan ağaçta,artık bütün buyruklar sarmaşık tarafından verilir ve âşık, “herkesi kör; dört yanı duvar sanır”.
Dıştan bakanlar,onun sarmaşığını görürler; ama ağaç,sarmaşıktan fırsat bulup çevresini göremez.
Sarmaşık,nasıl hızlıca büyüyüp ağacı kaplarsa, aşk da öyle hızlı gelişir ve âşık daha sabahtan akşama varmadan aşk sarmaşığıyla sarılıp geceyi onun koynunda geçirir.
09.03.2011 - 10:10
Varlığın bahardı, yazdı. Yokluğun ayazdı, kıştı. Hayat umuda yokuştu; ama bize hep sabır yakıştı.
01.03.2011 - 11:03
'KIZILDERİLİ ATASÖZÜ'
Bildiklerini anlat, ama akıl vermeye kalkma;
Anlatılanları iyi dinle, ama hepsini... doğru sanma;
Sessiz kalmak bir şey bilmediğin anlamına gelmez;
Çok konuşmakta çok şey bildiğini göstermez;
Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olsun
bir insanı küçümsemek akılsızlık,
Çok büyük görmekte korkaklıktır.
Cesaret akıldan gelirse cesarettir,
Bilgisizlikten gelirse cehalettir...
28.02.2011 - 22:04
Zordur bataklık içinde temiz kalmak,yalanın,ihanetin ortasında dimdik durmak.Ama HAYATIN ilk koşuludur onurlu ve temiz vicdanlı kalmak
23.08.2010 - 15:44
Hoşgeldin Gözlerime
hoş geldin gözlerime... Kapılarımı yıkmaya geldin demek,kilitleri kırıp yüreğimin derinlerine sızmaya ve beni esir almaya öyle mi...Oysa ben hep kaçmıştım senden bunca zaman yıpratılmak korkusuyla..Ya da köşe bucak saklandığımı sanırken bile hep peşimdeydin belki de...Meğerse ne kadar yakınmışım sana; ne kadar içimdeymişsin hiç fark etmedim..
Nice sevda büyütüp göz bebeklerime sakladım ki bana seni getirene armağan edeyim diye...
Bugün güneş pencereme daha parlak doğduğunda anladım hayatıma girdiğini...Kışlar daha bir bahardı sanki,baharlar daha bir yeşil gelecekti artık gönlümün kırlarına...Düşlerim daha pembe; pembelerim daha mavi dolaşacaktı gökyüzünde....
Gözlerim daha bir ışıldayacaktı sebepsiz pırıltılarla etrafı seyrederken,, ve hayat daha yaşanılır olacaktı artık seninle...
Aslında beklemiyordum seni ama iyi ki geldin...
Madem ki uzak diyarlardan geldin kalbime dolmak,içimi ısıtmak için...
Madem ki baharı serdin yüreğimi üşüten ayazın üstüne ve ışığı oldun göz bebeklerimin...
Madem ki gecenin grisine yıldızlar dokuyup, gündüzüme bir güneş daha kondurarak girdin hayatıma; ....
Öyleyse AŞKIM,hoş geldin gözlerime..
Enver Nokay....
09.08.2010 - 14:26
*****ne güzel şey*****
Ne güzel şey birine canım gülüm aşkım demek
Ne güzel şey sevip sevilmek aşkı yaşamak
Ne güzel şey Allahı dinini imanını bilmek
Ne güzel şey vatanını uğrunda ölecek kadar sevmek
Ne güzel şey inandığı yolda korkmadan yürüyebilmek
Ne güzel şey sevgiyi gönüllere ekebilmek
Ne güzel şey aşk bahçesindeki gülleri derebilmek
Ne güzel şey sonsuz hayatına yeniden doğabilmek
Ne güzel şey insanlar için kendini feda edebilmek
Ne güzel şey hoşgörüyle sevgiyle bakabilmek
Ne güzel şey nezaketle teşekkür edebilmek
Ne güzel şey hatasından dönerek özür dileyebilmek
Ne güzel şey başım gözüm üstüne ölürüm senin için demek
Ne güzel şey emretme imkanı varken rica edebilmek
Ne güzel şey iyilik karşısında minnet duyabilmek
Ne güzel şey sevgiyle gönüllerde taht kurabilmek
Ne güzel şey onurlu gururlu şerefli olabilmek
Ne güzel şey iffetli namusu izzetli davranabilmek
Ne güzel şey asil ve vakurlu bir müslüman olabilmek
Ne güzel şey gerçek bir vatansever gibi davranabilmek
Ne güzel şey sevdiğine beni şımartıyorsun diyebilmek
Ne güzel şey kazandığı şeylerden infak edebilmek
Ne güzel şey ölmeyecek gibi dünyaya çalışabilmek
Ne güzel şey ahret için iyilik salih ameller işleyebilmek
Ne güzel şey kuşlarla,arılarla,çiçeklerle konuşabilmek
Ne güzel şey insanlara huzur,mutluluk gülleri derebilmek
Ne güzel şey neş'eyle uyanıp ülkemin güzel insanları diyebilmek
Ne güzel şey takvaya sarılıp ihlasla huşuyla hak karşısında eğilmek
Ne güzel şey insanları çıkarsız menfaatsiz koşulsuz sevebilmek
Ne güzel şey hataları kırmadan rencide etmeden söyleyebilmek
Ne güzel şey acı çekse de onun yüzünden ayrılıktan söz etmemek
Ne güzel şey aşkı bulup ta onu dolu dolu yaşayabilmek
Ne güzel şey Rabbini şehitlik mertebesi isteyecek kadar sevmek
Ne güzel şey birine sevgiyle sarılıp ölesiye sevişebilmek
Ne güzel şey yaratılanı yaratandan ötürü hoş görebilmek
Ne güzel şey küçük şeylerden mutluluk hüzmeleri çıkarabilmek
Ne güzel şey küçük bir çocuğun başını sevgiyle okşayabilmek
Ne güzel şey sevdiği için kötü alışkanlıklarından vazgeçebilmek
Ne güzel şey yalansız riyasız nefretsiz bir hayatı seçebilmek
Ne güzel şey doğruluk en büyük hazinemdir diyebilmek
Ne güzel şey başı gidecek de olsa dürüstlükten ayrılmamak
Ne güzel şey iyinin güzelin hakkın hakikatin yanında yer almak
Ne güzel şey kötülüğü eliyle diliyle engelleyip hak için buğz edebilmek
Ne güzel şey kararlı tutarlı ölçülü ve dengeli olabilmek
Ne güzel şey aşkım canımın içi biriciğim sultanım diyebilmek
Ne güzel şey kuşlarla böceklerle sevda şarkıları dinleyebilmek
Ne güzel şey ölmüş yakınlarımızı yasinlerle dualarla hatırlamak
Ne güzel şey son nefesini imanla verecek ameller işleyebilmek
Ne güzel şey yalnızca Allah için yaşamak onun için ölmek
Ne güzel şey ana babalarımızın eş ve yakınların hayır duasını alabilmek
Ne güzel şey can alsa da Allaha isyan etmeden tevekkül edebilmek
Ne güzel şey kusurları örtmede güneş gibi cömert olabilmek
Ne güzel şey tevazu ve alçak gönüllülük gösterebilmek
Ne güzel şey aşk ı mecaziden aşk ı ilahiye geçebilmek
Ne güzel şey yalnız insanların iyiliği için çaba sarfedebilmek
Ne güzel şey iyiliği yaymak,kötülüklerden uzak durabilmek
Ne güzel şey vatanını bayrağını milletini canından aziz bilmek
Ne güzel şey ehli beyti sahabeyi tanıyıp onlara gönül vermek
Ne güzel şey üzerine kılıçlar inse ok yağsa da hakkı söyleyebilmek
Ne güzel şey kıskançlık kin nefret öfke ateşini sevgiyle söndürmek
Ne güzel şey hatır gönül sayıp,makul konularda evet diyebilmek
Ne güzel şey iyi ki doğdun nice yıllara aşkım sen çok yaşa demek
Ne güzel şey birine sevgiyle sarılıp ölesiye sevişebilmek
Ne güzel şey Tanrı armağanı eş ve çocukları için yaşayabilmek
Ne güzel şey alın teriyle helal lokma kazanabilmek
Ne güzel şey yaşamdan haz almak,haz verebilmek
Ne güzel şey birine iyi ki varsın,aşkım seni çok seviyorum diyebilmek...
Nihat Gülle
04.08.2010 - 08:52
SEVGİYİ TARİF ETMEYE KALKSAM
SEVGİYİ TARİF ETMEYE KALKSAM, SENİ ANLATIRDIM DÜNYAYA...
Korkunun olduğu yerde... aşk yoktur. Cesarettir sevmek. Düzenlere,oyunlara,kötülüklere meydan okumaktır. Sevmek; uzaklaşmaktır yalandan,bencilliği hiçe saymaktır. Bir başka açıdan da inanmaktır sevmek.Gerçekten inanmaktır, tümden inanmaktır. İnsan sevince; sevdiğine bütünvarlığı ile teslim olmamışsa, yeteri derecede sevmemiş demektir. Ve ona kayıtsız şartsız inanmıyorsa, sevgiden bahsetmeye bile hakkı yoktur.
Kıskançlık; inancımızın bütünlüğü ölçüsünde besler aşkı. Şüpheyse öldürür.Şüphenin olduğu yerde inancın yeri olmaz. Sevgiden bahsedilemez orada.Kıskançlıksa; kutsal bir duadır, dudağında sevenlerin.
Sevmek; var olmaktır bir bakıma,derinden bakılınca yokluğa benzer.Sevmek bütünlenmektir. Çok seven eksildiğini zanneder,oysa artmaktır sevmek, çoğalmaktır. Çevrenin gözlerimizden silinmesi, önce bir eksilme hissi verir insana. Fakat o her şeyimizi varlığı ile doldurdukça arttığımızı anlarız. O bir tek kazanç, bütün kayıplarımıza bedeldir.
Bir an gelir; her şeyi onunla değerlendirmeye başlarız. O bugün mutluysa yaşamak güzeldir. Kabımıza sığmayız. Şarkılar söylemek gelir içimizden. O kederliyse, gözlerimizde herşey kederlidir artık. Bütün güzellikler bir bir yitirirler anlamlarını. O anlarda ölümü düşünür de, yine ölemeyiz kurtulamamak için.
Yanmaktır, tutuşmaktır sevmek ve yaşadıkça hiç sönmemektir. Dinle, sana sevmenin ne olmadığını söyleyeceğim önce. Ne olduğunu sonra anlayacaksın.
Dinle, sevmek alışveriş değildir. Geometri değildir, aritmetik değildir. En değerli şeydir belki, ama karşılığında hiçbir şey alınmaz. Karşılıksız bir çeke atılmış kuru bir imza değildir sevmek. İskambil kağıdı değildir, zar değildir, bir dilim değildir, hesap pusulası değildir sevmek.
Sevginin bedeli yine sevgiyle ödenir, altınla değil. Sevilmekse; sevmenin mükafatıdır ancak, karşılığı değil. Bir sevgiye eş bir başka sevgi olamaz. Çünkü her sevgi birbirinden büyüktür. Sevgi tartılamaz, sevgi ölçülemez. Sevgi; gram değildir, mesafe değildir. Derinlik sanırsınız, yüksekliktir o. Sevgi; dudak değildir, göz değildir, saç değildir. Sandalye değildir sevgi, yatak değildir, çarşaf değildir. İçki değildir, içemezsiniz fakat herşeyden güzeldir sarhoşluğu. Geçip karşısına seyredemezsiniz, manzara değildir, tablo değildir, heykel değildir. Okuyamazsınız kitap değildir. Bilmece değildir, çözemezsiniz. İsteseniz de içinizden atamazsınız. Kan değildir, kesip damarınızı akıtamazsınız. Siz ağladıkca o güçlenir içinizde. Akmaz, gözyaşı değildir. Kuş değildir uçmaz, çiçek değildir koklanmaz. Bitmez çile değildir. Ne desen o değildir sevmek.
28.07.2010 - 08:50
Bakma böyle suskun durduğuma! ! ...Yanardağların da sesi çıkmaz unutma...! !
26.07.2010 - 11:26
ZANNEDIYOR MUSUNUZKI
Zannediyor musunuz ki Yakup için Yusuf sadece bir evlatti...
Zannediyor musunuz ki Mecnun için Leyla sadece bir sevgili idi...
Zannediyor musunuz ki Bülbül için Gül sadece bir çiçekti...
Eger sadece Yakup için evlat.. Mecnun için sevgili.. Bülbül için çiçek olsaydi anlam
Ne Yusuf için gözler kör edilirdi... ve gelene kadar dünyaya küsülürdü..
Ne Leyla için çöllere düsülür ölümü ile ölünürdü..
Ne de Gül için onca dikenine ragmen gözyasi dökülür ve hala üzerine konulup kokusu koklanirdi...
Bunu anlamak için Yakup olmak lazim.. sadece Yakup olmak degil Yusuf gibi evlat sahibi olmak lazim... bu da yetmez.. en önemlisi yakup gibi sevmek lazim.. ve Yusuf'un yoklugunda gözleri dünyaya körlestirecek sevgi lazim...
Bunu anlamak için Mecnun olmak lazim.. sadece Mecnun olmak degil Leyla gibi bir sevgili lazim.. ve Mecnun gibi sevmek lazim.. Leyla'si Mevla'ya ulastiginda onunla Mevla'ya gitmeye hazir olmak lazim.. bu sevgiyi yüregine canina islemek lazim ki sevgi ve sevgili gittiginde cani da onunla gitsin ki sevgili olmadiginda o da olmasin..
Bunu anlamak için Bülbül olmak lazim.. sadece bülbül olmak degil Gül gibi bir çiçek lazim.. ve Gül'e bülbül gibi özlem duymak lazim.. koklamaya geldiginde batan dikenlere katlanmak ve akan kani görmemek lazim...
Yusuf gelmeden kim açabilirdi Yakub'un gözlerini..
Leyla ölünce kim yasatabilirdi Mecnun'u..
Gül'ü koklarken akan kanin kan olmadigini kim anlatabilirdi Bülbül'e
23.07.2010 - 20:48
BİR GENÇ KIZIN EN GÜZEL ÇEYİZİ ELDEN ELE DOLAŞAN BİR ZARF OLMAYIP SADECE SAHİBİNE AÇILAN BİR MEKTUP OLMASIDIR.
GENÇ BİR ERKEĞİNDE EN GÜZEL ARMAĞANI EŞİNE BAŞKASINA EL SÜRMEDEN TAŞIDIĞI NAMUS VE FAZİLETİDİR
BU CESUR VE FAZİLET DOLU TANITIM YAZINIZDAN DOLAYI SİZİ CANI YÜREKTEN KUTLUYOR VE SİZİ RABBİME EMANET EDİYORUM
24.06.2010 - 09:42
Sevmek Yüreklilerin İşi
İnsan düşünmeli giderken
Bir gün gidecekse o gün için binlerce kez düşünmeli belki de...
Kan ter içinde uyanmalı geceleri uykularından.
Gidecekse çıktığı kapının eşiğinde arkasına dönüp bakmamalı.
Çok düşünmeli o kapıya yürümeden evvel
Ciğerleri parçalanmalı gidiyorsa.Eğer giderken acımıyorsa içi dönmemeli...Dönmemeli....
Düşünmeli insan!
Gittikten sonra ellerini bıraktığı insanın ne hale düşeceğini düşünmeli
Dünyasının nasıl kararcağını düşünmeli!
Bencil olmamalı insan! .
Kendi mutluluğu için karşısındakinin mutsuzluğunu göze almamalı.
Sevdiği kişi onunla olmaktan mutkuysa mutlu olmalı insan!
Önemli olan karşısındakinin mutluluğu olmalı.
Sevgisini buruşturup atmamalı bir kenara.
O gidebilme cesaretini bulmamalı kendinde....
Seviyorum diyorsa içi titremeli insanın!
Seviyorum ama....Dememeli insan...Aması olmamalı sevmenin.
Çekip gitmenin bir kılıfı olmaz ama illede gitmsi gerekiyorsa insanın çok geöerli bi sebebi olmalı
Eften püften sebeplerden gitmemeli İnsan! ......
Ondan gitmesi gerekiyorsa illede hayatına başka birini almamalı daha yüreğindeki ilkin yangını sönmeden! .....
Giderken neyseleresıkıldımlara sığdırmamalı yaşananları....
'Elimde olmaya sebeplerden gidiyorum ama Allah şahidim olsun ki senden başkası girmeyecek yüreğime.Ecel olsun bana senden başkası' diyebilmelii insan! ....
Bırakıp gittiğine hissettirebilmeli dürüstlüğünügitmesinin sebebinin zorunluluk olduğunu
Senden gidiyorum ama bunu bil yaşasam bile öldüm ben diyebilmeli! ....
Osuzluğun ölüm olduğunu hissettirebilmeli karşısındakine..
Ve insan eften püften sebeplerden gidiyorsa gidişinden yıllar sonra aynı ukalalığını üzerine takıp dikilmemeli onun için yananın karşısına 'beni affet'diye.......
Ar damarı olmalı insanın! utanmalı insan! ! ! ! !
Yine insan duygularınıyıllarınıyaşananları çiğneyip giden insana geri dönme cesaretini vermemli.
Buruşturup ettığı sevdasını hiçbirşey olmamış gibi düzeltmeyeciğini hissettirebilmeli! ....
Giderken takındığı kendinden emin ifadeyle dönmeyeceğini bildirmeli hayallerini yıkana...
'Nasıl olsa affeder' cümlesini kurdurtturmamalı karşısındakine
Sevgisini kolay kolay gözden çıkaracak cesareti vermemeli
Karşısındaki onu kaybetmekten korkmalı.'Sevgimin küçümsediğini hissettiğim anada gururum onu çiğner diyebilmeli'....
Gururunu çıkartabilmeli insan gerektiğinde! .....
'Sebepsiz gidişin dönüşü yoktur'u karşısındakinin her zerresine iyi işleyebilmeli
İnsan yumruğunu vurabilmeli masaya! ....
Karşısındaki ona ne yaparsa yapsın hiç kesilmeyecek bi sevgi deryası olarak göstermemeli insan kendini! :..
Benimde bir sabrım var diyebilmeli! .Sevgisiyle oynattırmamalı! .
Kürkçü dükkanı olmamalı insan! ! !
Hakedene vermeli sevgisini! .
Ve insan çok düşünmeli sevgisini verirken
Sevda aleminde güneşli günlerin yanısıra fırtınalı günlerinde olacağını bilmeli....
Çok iyi düşünmeli insan! .Bu dikenlerle dolu yolda onu bırakmayacak birini seçmeli yanına Yar diye...
Karşısındakini tanıyarak sevmeli....
SEvdiğini diğerlerinden ayıran özelliklerini görmeli insan...Ve sonra sevmeli....
İnsan uzun uzun düşünmeli bu yola girerken.
Sevda köprüsünü sırattan ince olduğunu çok iyi bilmeli insan! ...
Sevda işinin yüreklilerin işi olduğunu bilmeli....
ama en önemlisi
Sevda aleminde sadece yüreklerin barınabileceğini çok iyi bilmeli insan! ! ! ! !
ALINTI
11.06.2010 - 21:37
Sevgi Yoksa Eğer...
İnsan ruhu doğanın bir parçasıdır ve doğa gibi boşluk kabul etmez. İçinde sevgiyi barındırmayan insan nefretle dolar ve insanlıktan uzaklaşır.Nefret etmeden birine kötülük yapamazsınız.
Nefret etmeden birini öldüremezsiniz. Nefreti içinde barındırmak isteyen insan önce kendisinden nefret etmek zorundadır.
İçinde nefreti yaşatan insan yüreğindeki sevgiyi kovmuştur. Artık onu bulması çok zordur ve bunun bedelini ödeyecektir.
Sevgisizlik ağır bir yüktür ve insan bundan kurtulmak için çok kötü şeyler yapabilir. Acımak, sevgi değildir. Üstünlük iddiasıdır. Hoşgörü sevgi değildir, istemediğine katlanmaktır. Bağımlılık sevgi değildir, gereksinmenin karşılanmasıdır. Sevgi, değer vermesini bilmektir. Sevgi yaşama hakkını kabul etmektir. Sevgi, varolmaktan kıvanç duymaktır. Sevgi birlikte olmaktan sevinç duymaktır. Sevgi, eşitliğin duyumsanmasıdır.
Sevgi tüm yapay ayrımların yaşamdan çıkarılmasıdır. Sevgi bilinçtir, sevgi insan olmaktır.
Sevgiyi yaşamımızdan kovup, yerine parayı koyarsak eğer; para için yaşıyoruz, para için eğitim görüyoruz, para için meslek ediniyoruz, para için çalışıyoruz, para için birbirimizi çiğniyoruz, para için birbirimizi aldatıyoruz, para için savaşıyoruz demektir.
Sevgiyi yaşamımızdan kovup, yerine üstün olmayı koyarsak eğer; üstün olmak için yaşıyoruz, üstün olmak için yarışıyoruz, üstün olmak için kendimizden başkasının aşağı olmasına çalışıyoruz demektir. Sevgiyi yaşamımızdan kovup, nefreti içimize çağırırsak eğer; birbirimizden nefret ediyoruz, nefretle yaşıyoruz, nefretle çalışıyoruz, nefretle dövüşüyoruz, nefretle öldürüyoruz demektir.
Para, üstün olmak ve nefret etmek yaşamımızı dolduruyorsa eğer, yaşamımız da savaşlarla, dünyayı yağmalamakla, birbirimizi boğazlamakla geçer. Sevginiz olmadıktan sonra, daha çok paranız olsa, daha üstün olsanız, daha çok toprağınız, eviniz, arabanız, malınız olsa ne olur?
Sevginiz yoksa hiçbir şeyiniz yoktur.
alıntı
11.06.2010 - 14:30
*
Çok göresim geldi nazlı nigarım
Niçin söylemiyor bilmem dillerin
Bülbül gibi arttı ah-u figanım
Niçin açılmıyor bilmem güllerin.
Talihim bozuktur ne deyim sana
Tazeleme derdim yazıktır bana
Yolun mu uğradı yoksa yabana
Niçin tebdil olmuş bilmem hallerin.
Muhabbet neşesi gitmiş yüzünden
Doyulmazken şive ile nazından
Aşk pınarı sel olurken gözünden
Niçin akmaz olmuş bilmem sellerin.
Aldanma bu güzel fani cihana
Ecel camın içirirler her cana
Sarılırken beyaz kollar gerdana
Niçin kalkmaz olmuş bilmem kolların.
Bu fakir Meluli sana duacı
Hayır görmem bundan ey başım tacı
O güleç yüzlerin ne kadar acı
Niçin zehir olmuş bilmem balların.
—Meluli—
07.06.2010 - 13:19
Kimi sevdimse yüreğine hangi vasıta ile gideceğimi
Ve bileti nerden satın alacağımı bilemedim...
Kime dokunduysam eksilen hep ben oldum
Yazgıma düşenlerin gözleri
Gökteki yıldızlar gibiydi ulaşamıyordum...
Kime bağlansamdört yanlışıma karşılık bir doğrumu değil
Bir yanlışıma karşılık tüm doğrularımı götürdü...
Kimseye kızmıyorum artık!
Suçlu aramaktan vazgeçtim
Kimseye cevabı olmayan sorular sormuyorum
Biraz kırgınım...
Ama olsun daha güçlüyüm artık
Sabahları gülerek uyanmıyorsam da
Ağlamıyorum da...
İstemiyorum artık çok fazla şey bilmek
Yaşamak böyle bir şey demek...
07.06.2010 - 09:59
doğarken ağaldığımsın
sana dair göz/yasımda
ölürken güldüğümsün
kederin teceli sanatında
03.06.2010 - 15:21
Yaşını bilemiyorum ama belliki benden çok çok küçüsün
sana kızım diye hitap edeceği.Önce büyük geçmiş olsun insanın anlına yzılan yazı ne ise onu mutlaka görecektir.Allah sana kuvvet versin kimin nerde ve nasıl olacağı belli olmaz.Allahım o gülen yüzü hiç bir zaman soldurmasın.Yavrucuğum.Saygı ve sevgilerimle.mutu bir yaşam diliyorum.
Burhan Şahin
Kader torbasına elim uzattım.
Dertlerim içinden sıralı çıktı.
Kader defterine bir yol gözattım
Dertlerim içinde karalı çıktı.
29.05.2010 - 21:35
***sevme beni***
Ben’li cümleler kurma… yazılarına düşmesin karanlığım… içimdesin kanıyorum… beyaz sayfalarına bulaşmasın kirli kanım… sevdim seni… kendime bile itiraf etmekten korkacak kadar sevdim… bu yüzdendi senli cümlelerimi en derinime hapsedişim… bu yüzdendi uzanan elini görmezden gelişlerim… bu yüzdendi “gel” deyişlerini duymamazlık edişlerim…
Sevdim seni… nedensiz, beklentisiz, gerekçesiz, tanımsız… sevdikçe korktum kendimden… sevdikçe uzaklaştım senden… yeni hayaller, yeni düşler kuramayacak kadar yorgunum… sevme beni, benim bezmişliğim değmesin sıcacık yüreğine…
Sevme beni, korkuyorum… Alışık değilim bana dair yazılar yazılmasına… Bugüne kadar hep bendim içini döken beyaz sayfalara başkaları adına… Hep bendim satır satır kanayan…Şimdi senin satır aralarında kendi adımı hecelemek hiç görmemem gereken mavi bir düşü anımsatmakta… Bu düşe dalmak istemiyorum… Çünkü biliyorum, her düş karabasana dönüşmeye mahkum… Biliyorum her düş apansız bir uyanışla son bulmakta… Bu düşe dalmak istemiyorum, bu düşten uyanmak istemediğim için…
Sevme beni, korkuyorum… Bu ruh, bu yürek alışık değil yaralarının sarılmaya çalışılmasına… Ömrümce içimi cam kesikleriyle lime lime edenlere koştum ben… Benden beni çalıp geri vermeyenlere uzandı ellerim yıllarca… Hep bekleyendim, hiç olmadı bekleyenim… Şimdi ne olursa olsun bekleyenim olacaksın biliyorum ama inanamıyorum… Bilip de inanmamanın nasıl olduğunu sorma bana… Yine, ben anlatmasam da beni anlamana sığınıyorum…
Sevme beni, korkuyorum… O kadar uzun zaman beklentisiz, karşılıksız sevdim ki insanları ve o kadar uzun zaman beklentisiz, karşılıksız sevilmeyi bekledim ki, artık yitirdim inancımı… Artık onlardan biri olmak için kendime rağmen kendimle cebelleşirken çıktın karşıma… Sevme beni, kendime geri dönmemeliyim…
Sevme beni, korkuyorum… Korkumdan yazmadım sana bunca zaman… Korkumdan içimdesin… Ben’li cümleler olmasın satırlarında….Okuyunca içim içime sığmıyor… Yansımamı sende görmek yüreğimi yakıyor… Sen yazdıkça, çok eskide kalan bir masal belli belirsiz benliğime süzülüyor…
Sevme beni, korkuyorum… Şimdi zamansızlıklarımda boğuluyorum… Gereksiz meşguliyetler yarattım dünyevi istekler adına… Kaçışımı kolaylaştırsın diye önemli insan rollerine büründüm ahmakça… Kendimi kandırıp, kendimden kaçıp kaybolmanın, yok olmanın, hiç olmanın derdindeyim… “Ben” olarak tutunamıyorum…
Sevme beni, korkuyorum…
Sevme beni, “Beni sevme” derken içimi parçalıyorum, içime kanıyorum…
Sevme beni, hak etmiyorum…
Sevme beni, seni seviyorum......
27.05.2010 - 08:38
***yeter ki inan***
O iki dudak arasından çıkan sözler tokat gibi yapışmıştı yüzüme... İlk anda inanmamıştım yanılıyor olmalıydı.(Sanırım bu benim ki gizli bir reddedişti.)
Fakat bu reddedişin boşa olduğunu anlamam uzun sürmemişti. İşte o zaman hayat bana gerçek yüzünü ve anlamını göstermeye başlamıştı.
Hayatın gerçek yüzü ve anlamı...
Pek çok insan bu konuda çok farklı şeyler düşünüp söyleye bilir... Çünkü her insana farklı bir yüzünü göstermiştir.
Kimi Aşk acısını, sevdiğini kaybetmenin acısını, kimi geçim sıkıntısını, kimide yaşam mücadelesini vermektedir...
Hangisi daha zor acaba... Muhakkak ki yaşam mücadelesi en zorudur sağlık olmadan gerisi boş gelir,
Ya aşk acısı insanın sevdiğini kaybetmesi..! Bir o kadar zor ve dayanılmaz değil midir içinden hiç birşey gelmez dimi, yine dünya boş gelir,
Peki ya geçim sıkıntısı...evet hayatımızda para amaç değil araç olmalı ama olmalı...
Ama yinede derim ki Allah herkese önce sağlık versin ve herşeyin hayırlısını nasip etsin.
Derdimiz, sıkıntımız, sorunumuz her ne olursa olsun isyan etmeden onunla savaşmak gerektiğini düşünüyorum. Bunuda hem dua ederek
hemde elden gelen herşeyi yaparak bütün imkanları kullanarak, içimizde her zaman bir umut barındırarak yapmak gerekir.
Her günüm karanlık bir geceydi bitmek tükenmek bilmeyen ve sürekli sorguluyordum. Neden bunu yaşıyorum hayat bana ne anlatmak istiyordu...?
(Hayatta hiç bir şeyin tesadüf olmadığını yaşadığımız herşeyin bir sebebi olduğunu düşünenlerdenim sorgulamam bundan) Her gün yeni birşey öğreniyordum yaşamla ilgili,
yaşadıklarım bana kıymet bilmeyi öğretmişti.... Bilmiyormuydum...? Bildiğimi sandığımı gördüm.
Aslinda bunu farkında olmadan çoğumuz yapıyoruz. Zaman zaman söylüyorsunuzdur sizlerde ' 3 Günlük Dünya' kimseyi kırmaya gerek yok diye,
güzelce kimseyi kırmadan, zarar vermeden hayatı dolu dolu yaşayıp bize ayrılan süreyi dolduralım diye...
Ben söylerdim bunu kendime ama sonrada bi bakıyorsun ki unutmuşum ve karşılaştığım en ufak bir sorunu deve yapmışım hem kendimi huzursuz etmiş hemde çevremdekileri... Ne oldu şimdi hani '3 Günlük Dünya'ydı' bunu bana ne unutturdu..! Sonsuz hayatın sırrınımı bulmuştum...? Elbette hayır.
İşte hayatın ince çizgisinde gidip geldikçe gerçekten anladım...'3 Günlük Dünya'ıdı' gerçekten yaşadığım yerde 1 saniyemin dahi garantisi yoktu....
Peki ne olacaktı şimdi kıymetini bilemediğim herşeyi en önemliside sağlığımı kaybetmiştim ne yapacaktım...! Ağlamak mı...! Kahrolmak mı...! Tabiki hayır bu hiç birşeye yaramazdı. İsyan etmek kime ne kazandırmış ki... Hem ağlarsan bu beni daha güçsüz ve savunmasız yapmaz mıydı...? Mücadele edecektim kaybettiğim kaybettiğim herşeyi geri kazanacaktım. Nasıl mı..? Yürekten inanarak vede isteyerek...
Bütün bunları neden anlattım değil mi...? Hemen söyliyeyim, hani kaybettiklerim var ya işte onları ve daha fazlasını yüreğimdeki inanç ve istek sayesinde,
Yüce Rabbim bana geri verdi. Bana yepyeni bir hayat bahşetti, ikinci bir hayat sundu evet okuduklarınız doğru ikinci hayatımı daha doğrusu erken başlayan ikinci baharımı yaşıyorum.
Diyeceğim şu ki hayat zaten bir sınav değil mi...? Hangi sınav kolay verilmiş ki hayat sınavı kolay olsun. Olmuşla ölmüaşe çare yok demişler... sırf bu sözden yola çıkarak diye bilirim ki; Hiç birşey imkansız değildir yeterki inannın ve isteyin...
Hayatı güzel yaşamak istiyorsak onun bize birşeyler vermesini beklememeliyiz.....
Hoşça ve Sevgiyle Kalın.....
08.05.2010 - 04:15
sevgili cemre,
kucak dolusu sevgimle :)
18.04.2010 - 17:08
bağzı sorun ların seni hayattan bıktırmamış hayat sevinciyle dolusun seni okuduğum kadarıyla bu büyük bir erdem.
25.03.2010 - 15:46
SEN YOKSAN
Ellerimi açtım yalvarıyorum
Sen yoksan güneş doğmasın bugün
Göz yaşlarımı akıtıyorum
Sen yoksan yağmur yağmasın bugün
Feryadım Dağlardan Aştı Gidiyor
Sevdan Yüreğime Düştü Gidiyor
Güneş Karlı Dağlara Küstü Gidiyor
Sen Yoksan Güneş Batmasın Bugün
Mahmut Ali BULUÇ
Toplam 29 mesaj bulundu