Ateşin Prensesi - Hakkında Yazdığı Tanıtım Ya ...


Ateşin Prensesi


DAĞ KOKULU GELİNCİK

Dağlarımda boy açan kırmızı gelincik,
Turkuaz mavisi sulardan ürktün.
Zaman düşlerine sığmamış,
O yüzden anıların solgun,
Bakışların gelincik kırmızısı renginde.
Saçlarından yıldızlar düşerken,
Yüzüne esmedi mehtap rüzgarı.
Sen naif, sen kırılgan sen yalnızlığın kadını.







Dağ esintisi rüzgarlar,
Dudağında gök mavisi olmuş.
Kim bilir kaç mevsim,
Kaç akşam gözlerinden solmuş.
Benim dağ kokulu gelinciğim,
İçimde yaşattığım ah o asi gençliğim.
Şimdi kelimelerin bittiği yerdesin,
Acıları gözlerinde toplamışsın,





Biliyorum ki nice kasırgalar esti,
Nice zamanlar yüreğin isyan etti.
Gözlerinde bulutlar yağmurlarla yürüdü.
Benim dağ kokulu gelinciğim,
İçimde yaşattığım ah o asi gençliğim
Hiç aklına gelir miydim,
Geceleri suskun gündüzleri vurgun,





Mutlu olmak için yarınları beklediğin,
Yüreğini silip yeniden yazdığın
Bir duvar örmüşsün kendinle ben arasında,
Bir adım ötemde yalnızlığın ortasında.
Benim dağ kokulu gelinciğim,
İçimde yaşattığım ah o asi gençliğim




İsmail EROĞLU




Dağ Başında Gelinciktim

Söz üstüne söz koymadın
Dilim kan tükürdü
Ecelime el koymadın
Ne kadar mutlu idim yanında
Şimdi gözümde yaş koymadın

Ben dağ başında gelincik
Karşında boynu kıldan inceciktim
Bir annem okşadı saçımı birde sen
Ölüm bile olsan peşinden gelecektim

Şimdi ne yollar benziyor yola
Ne baktığım yüzler insana
Suretimden yaratılmış taş oldum
Bu bedende yaşayan can koymadın

Ben dağ başında gelincik
Karşında boynu kıldan inceciktim
Sular bile akmazdı sen yanımdayken
Şu dünyada nefes alma sebebimdin

Gözlerim bakarken göremez oldu
Umut bahçemde çiçekler soldu
Buz dağları düştü sineme
Alev alev yüreğimde köz koymadın

Ben dağ başında gelincik
Karşında boynu kıldan inceciktim
Sonsuz olmasa da bu hayat
Ömrüm boyu hep seni sevecektim

Lanet olsun seni tanıdığım güne
Nasılda aldanmışım gülen yüzüne
Kaybolan yıllarımı kim geri verecek
Benim içimde bir ben koymadın

Murat Ginlik





DAĞ KOKULU GELİNCİK

Dağlarımda boy açan kırmızı gelincik,
Turkuaz mavisi sulardan ürktün.
Zaman düşlerine sığmamış,
O yüzden anıların solgun,
Bakışların gelincik kırmızısı renginde.
Saçlarından yıldızlar düşerken,
Yüzüne esmedi mehtap rüzgarı.
Sen naif, sen kırılgan sen yalnızlığın kadını.








Dağ esintisi rüzgarlar,
Dudağında gök mavisi olmuş.
Kim bilir kaç mevsim,
Kaç akşam gözlerinden solmuş.
Benim dağ kokulu gelinciğim,
İçimde yaşattığım ah o asi gençliğim.
Şimdi kelimelerin bittiği yerdesin,
Acıları gözlerinde toplamışsın,




Biliyorum ki nice kasırgalar esti,
Nice zamanlar yüreğin isyan etti.
Gözlerinde bulutlar yağmurlarla yürüdü.
Benim dağ kokulu gelinciğim,
İçimde yaşattığım ah o asi gençliğim
Hiç aklına gelir miydim,
Geceleri suskun gündüzleri vurgun,




Mutlu olmak için yarınları beklediğin,
Yüreğini silip yeniden yazdığın
Bir duvar örmüşsün kendinle ben arasında,
Bir adım ötemde yalnızlığın ortasında.
Benim dağ kokulu gelinciğim,
İçimde yaşattığım ah o asi gençliğim



İsmail EROĞLU