Harika Yaman Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkı ...

  • Selim Temiz
    Selim Temiz

    19.11.2009 - 12:35

    ESKİ MERSİN

    İrdelemek gerekir en saklı sırları
    Unutma orman kenarı yeşil kırları
    Otlayan büyükbaşları koy manzaraya
    Mevsim ilkbahar ise doyma manzaraya.

    Akdeniz sahili ne sıcak ne de soğuk
    Dolmuş camları nefesten buğulu boğuk
    Mersin sokakları inler korna sesi
    Aniden duyulur acı bir siren sesi.

    Eskiden diye hayıflanırız hepimiz
    Şapka çıkarılırken şimdi yok kepimiz
    Hatırşinas az ve öz bir topluluk idik
    Sahilleri kum, denizi mas mavi idik.

    Portakal bahçeleri limanla iç içe
    Tarım alanı sulanırken su içe, içe
    Alın teriyle kokardı feodal bağlar
    Yaylası yüksekten selam verirdi dağlar.

    Tarihi mekânları ayrı bir güzellik
    Zengin, fakir bulunur iken her özellik
    Damak tadı nefis yemekleri çok doğal
    Sözüyle özüyle sadıktı, kalpler doğal.

    Şimdi birbirine girmiş eski değerler
    Ah diye iç çeken cümlelerde meğerler
    Sahip çıkınız demişti Mustafa Kemal
    Naçar, bir pişmanlık içinde cümle cemal.

    Kapı açık kalırdı seyahat zamanı
    Buğday tarlalarından gelirdi samanı
    Hırsız nedir bilmezdi Mersin ve Mersinli
    Ah ki ah, binler ah ediyor, ah Mersinli! ..

  • Meral Dağkıran
    Meral Dağkıran

    03.09.2005 - 11:06

    SUSKUNUM SANA

    Hangi şiire başlasam suskunum sana
    Dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun
    Güneşte kavrulan bir kum tanesi
    Çatlayan dudaklarım oluyor her gece
    Yağmura suskun yaşamaya suskun
    Haykırabilsem
    Belki bir nehir köpürebilir sesimde
    Silinebilir kuraklığın bütün izleri
    Upuzun çöller vadileşebilir içimde

    Hangi güzelliği özlesem suskunum sana
    Yürek boşluğunda bir of kadar suskun
    Özlüyorum seni masmavi
    Koşuyorum sana bembeyaz
    Ve kahroluyorum bir anda kapkara
    Ah oluyorum
    Of oluyorum
    Ve susuyorum
    Oysa haykırabilsem
    Işık yumağı bir pınar olur soluğum

    Hangi türküye uzansam suskunum sana
    Ağıt ağıt, özlem özlem suskun
    Tut ki vurulmuşum
    Aşktan ve kandan bir damla olmuşum
    Bir saçlarının rüzgarına
    Bir de ağzının kıyılarına konmuşum
    Hangi dalga silebilir beni senden
    Hangi kasırga koparabilir
    Ben saç tellerinde bir ezgi olmuşum
    Coşkuların her şahlanışında
    Sana deprem deprem susmuşum
    Ve sana susmaktan inan ki yorulmuşum

    Yeter olsun gözlerinde ışık fırtınası
    Sözlerinde baskı yasası yeter
    Hangi kavgayı özlesem suskunum sana
    Zafer sabahlarında gece kadar
    Bayram sabahlarında yas kadar suskun
    Böyle güzelliklere de
    Böyle suskunluklara da lanet olsun
    Al bu suskunluğumu al artık
    Al ki
    Bütün gürültüler kahrolsun

    Adnan YÜCEL

Toplam 2 mesaj bulundu