Hasret dilimde türkü şimdi,
Her gün söylediğim.
Umut Kaf dağında yorgun,
Ne çabuk geçti aylar, yıllar,
Hatırası bile kalmamış çocukluğumun.
Oysa ben daha dün Kürşattım;
Kremlin’i basmağa giderdim
Kırk yiğidimle düşlerimde.
Dursun Önkuzu’ydum, Süleyman Özmen’dim.
Kâh demir parmaklıklar ardını
Yusufiye yapar parlardım ışık gibi,
Kâh bir bayrağa sarılı giderdim omuzlarda.
Ardımdan ağıt yakarlardı,
Ama ben ölmezdim.
Kahpe kurşunlarla ölür, yeniden dirilirdim.
Ben bu yurda benim derdim.
Oysa nerede çocukluğum?
Şimdi ben nerdeyim?
Hasretim kendime Allah’ım hasret,
Bir aralayabilsem gözlerimi, bir uyanabilsem,
Yakamı bir kurtarabilsem şu canavarlardan.
Duyar gibiyim ezan yine okunur,
Görür gibiyim bayrak yine dalgalanırda;
Yinede bir kurt düşer içime
Ezan yine okunuyor, bayrak yine dalgalanıyorsa;
Ben neden kalkamam ayağa?
Birileri neden pembe, pembe masallar anlatır hep,
Caz’larla, sazlarla uyutmağa çalışır.
Bir bit yeniği var bu işte anlıyorum,
Ama hiçbir şey yapamıyorum.
Ah bir aralayabilsem gözlerimi,
Bir uyanabilsem.
Hasret dilimde türkü şimdi,
Her gün söylediğim.
Umut Kaf dağında yorgun!
Ne çabuk geçti aylar, yıllar.
Hatırası bile kalmamış çocukluğumun.
Kayıt Tarihi : 2.3.2011 00:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!