Aslımız deniz gibidir, dalgası hırçın olur
Türklere bulaşan, ecelini candan bulur
O kimliği taşımak, bambaşka bir gurur
Uyan ey şanlı Türk, bak tarih seni bekler
Yazdığımız destanlar, çağlar boyu sürdü
Romalı Malazgirt’te, tam da bunları gördü
Cenk meydanlarında, nice beynamaz öldü
Uyan ey şanlı Türk, bak tarih seni bekler
Geçtiğimiz yerde, toprak kanla yoğrulur,
Elbette bu millet, şahlanıp yine doğrulur.
Tarihe altın mühür, Türk’ün eliyle vurulur,
Uyan ey şanlı Türk, bak tarih seni bekler.
Türk gaflette sanma, kılıcı parlak kınında
Vatanın aşkı saklıdır, her damla kanında
Nerede ezilen varsa, orada oluruz anında
Uyan ey şanlı Türk, bak tarih seni bekler
Mührünü vur artık, bulunduğun zamana
Cihan tazime eğilsin, yol açılsın destana
Sana gerek var mı, verilecek bir fermana
Uyan ey şanlı Türk, bak tarih seni bekler
Attığın adım destan, çıkan sözün yemin
Yetişen her neferin, kendinden çok emin
Okyanusları aşmıştı, denizlerdeki gemin
Uyan ey şanlı Türk, bak tarih seni bekler
Ne rüzgâra ne Türk’e, kelepçe vurulmaz
Türkler şahlandı mı, karşısında durulmaz
Mefkûresi kızıl elma, Türk’e yurt sorulmaz
Uyan ey şanlı Türk, bak tarih seni bekler
Ötüken’den Avrupa’ya, kanatlanıp da uçan
Karadan gemi yürütüp, sahralardan geçen
Senin atan değil mi, çağ kapatıp çağ açan
Uyan ey şanlı Türk, bak tarih seni bekler
Kayıt Tarihi : 13.9.2025 02:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!