ve
üzerimde kabanım,
uzun uzadıya yollardayım.
her adımım da biraz daha
-biraz daha-
olurda ölürsem bir gün, tek arzum var;
elini elimde değil,
nefesini boynumda isterim.
elini elime alamam, günahkarım.
nefesini isterim boynumda;
geçenlerde yemek yapmayı öğrendim.
önce biraz sen koyuyoruz tencereye,
tatlı yanakların pembeleşinceye kadar.
sonra biraz sen,
kıvamını alana kadar senden ekiyoruz.
ve yemeğin tadı için çok az sen!
elimi tutar mısın?
ben de seni seviyorum...
taşı kaldırır mısın?
senden nefret bile etmiyorum...
olmayınca zorlamayacaksın.
mesela canını çok sıkıyorsa;
azad edeceksin kendini, onun kafesinden.
afaroz edeceksin kendini, taptığın o'ndan.
gerekiyorsa uyuz ve şerefsiz bir itmiş gibi,
koparıp kaçacaksın zincirini, onun mabedinden.
nefes alamadığım,
adım atamadığım,
önümü göremediğim,
özgürce konuşamadığım,
kendimi anlatamadığım,
ölmeyi düşünmediğim,
zaman akıp gidiyorken,
zamansız anmalarım seni,
z'amansız yanmalarımdır.
hayat
her şeye rağmen,
an an andıkça seni,
kan kan oluyor yüreğim.
unutamıyorum.
affedemiyorum.
üzüleceksin,
bir gıram huzur aradım
dudaklarında
dudaklarından çıkacak o
‘bende seni seviyorum’
kelamına
dualarımı yanımda olmana adadım
tamam.
unuttum.
buna kendimde inandım.
tek bir eksik kaldı,
Rabbim sende inan, lütfen.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!