Önümden geçip giden bir kervanda, vuruldum saçlarının örgüsüne.
Hep, böyle başladı bildiğim uzaktan sevmeler.
Masum ve lekesiz, utangaç ve sessiz.
Telaşlı, bir okadarda tedirgin, duyulursa utanır diye.
İşte, benim büyüdüğüm coğrafyada,
Katar, katar, gelir keder elem.
Bırakın iki mısranın arasında, yalnız ölem.
Sesi yanık türkülerde, gölgeni görem.
Geçtiğin yollara, deste, deste, güller serem.
Bak, geçiyor yine sevda kervanı, yetirebilirmisin? körpe elvanı
Senden uzak, özlem özlem, yaşarım sevdanı.
Gözümde tütüyor, göçtüğümüz yaylar.
Göçebe obaları, yemyeşil çayırlar.
Yağmurda, zar zor kurulan, keçi kılından yapılmış, kara çadırlar.
Sabahın seherinde, sacın üstünd, buram buram kokan ekmekler.
Etrafında toplanıp, ettiğimiz sohbetler.
Kara çaydan da, Ocak'ta kaynayan çayın tadı.
Uzaktan, kulağa hafiften dolan, pepuk kuşunun ağıdı, feryadı.
Anamın, sabah yaptığı katmerin tadı.
Şimdi anılarda kalmış, unutulmuş adı.
Aklıma geldikçe, yaşlar süzülür gözümden.
Dönüp baktığımda, herşey bir bir gitmiş özümden.
Belkide kaybettiklerim, hep benim yüzümden.
Heba oluyorum yavaş,yavaş..
Bitmiyor, kendimle verdiğim bu kansız savaş.
Velhasıl, ne o günlere gidebildim.
Nede, kaybettiklerimi bulabildim.
Bundandır kimsesizliğim.
Feryat, feryat, bağırdığım sessizliğim
Biraz özlem, biraz hasret.
Biraz kızgın, biraz kıgınım yaşama.
Beni böyle sev, belkide paramparça
Ruhum,teslim olur akşama.
Kimsesiz Şiirler
Kayıt Tarihi : 4.5.2025 12:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!