Dağ başından küsmüş duman misali
Gidip’te dönmeyen yar’den utandım
Tükendi mecalim kalbe hicran düşeli
Gel gel diye yorduğum koldan utandım
Hayalleri bina ettim düşler üstüne
Sahte yüzler gördüm gerçek üstüne
Düştüğü hali geldikçe gözüm önüne
Adını sır sakladığım kuldan utandım
Yüze gölge düşürürken arsız simalar
İhaneti görmez sanır eski aynalar
Her telden oynar şimdiki yosmalar
Seni sevdim diyen dilden utandım
İlahi kısmet sanmıştım bu aşkı bize
İtibar etmedim sana çirkin tek söze
Korkarken sevgimiz ya gelir göze
Boş yere ağarttığım telden utandım
Dört mevsim ağlarken sevgili için
Yoz itlere varmış kısa bir heves için
Satmış sevdamızı sıcak bir nefes için
Seninle geçen yıldan, aydan utandım
Bende sevdası dokunulmaz kutsaldı
Mecnunun aşkı bu bize göre masaldı
Ar damarı çatlağın hatıra utancı kaldı
Mecnun’dan Leyla’dan çölden utandım
Defterimde birikmiş kusurlar dolu
Şimdi nasıl yürüsem dikenli yolu
Şaşırdım olmuşum nefsinin kulu
Bir türlü çıkmayan candan utandım
Kokan sevgiler değil kokan insandır
Ne günah işledim geldi başa dolandı
Gönlüne sultan ettim diyenin kökü yalandı
Kahrım,kendi kendime, ben benden utandım
Sormayın dostlar söylenmez her sır
Emanet bedeni ruhuma eyledim esir
Gönlümde çibana döndü küçücük nasır
Yokluğu güzeldi varlığından utandım
08/12/2020
Kayıt Tarihi : 11.12.2020 22:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)