Bugün gökyüzü sisli puslu.
Tüm görkemiyle kucak kucak döküyor
koynundaki karları.
Rüzgâr hiç bıkmadan kovalıyor kristal beyazı,
Savura savura döndürüyor, Uğultuyla...
Çatılardan uçan kar camlara vuruyor,
ağaçların arasında dolaşıyor,
İniyor yere sessiz.
Bir tepenin ardında
yolları karla kaplı taş ev.
Evde yalnız bir kadın,
bir bardak şarap,
sallanan sandalye,
kocaman duvar saati...
İçerisi sımsıcak.
Şöminede çıtır çıtır yanan odunun sesi,
sıcaklığı kaplamış odayı.
Kor ateşin sıcak sesine
saatin ritmik tıkırtıları eşlik ediyor:
Tik, tak, tik, tak, tik, tak…
Saat?
Aşka çeyrek var.
Kayıt Tarihi : 20.2.2007 18:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bazı bekleyişler ses çıkarmaz; karın düşüşü gibi sessiz, bir şöminenin çıtırtısı gibi içe işleyen... Bu şiiri, sadece bir kadının yalnızlığı için değil, bir duvar saatinin ritmiyle geçen bütün bekleyişler için yazdım. Sevdiğini uzakta bekleyen herkes için… Kapısı çalınmayan evler, bitmeyen kış geceleri, duvarda asılı kalan umutlar için. Ve elbette, saatin her tik tak’ında biraz daha yaklaşan o aşk için. Aşka çeyrek var… Ve sen hâlâ gelmedin. Umut Engin Deniz
gizemli bir şiir yazan kalemi kutluyorum
TÜM YORUMLAR (13)