Üstad Bediüzzaman
Bir güneş gibi doğdu şarkın dağlarına,
Felaket ve helaket asrının başında,
Said dediler ona valide ve pederi,
Daha küçük yaşta Kur'anı hıfzetti.
İçindeki doymak bilmez ilim aşkı,
Daha büluğa ermeden onu gurbete attı,
Üç ayda ezberledi seksen kitabı,
Cesur, izzetli bir nadide fıtrattı.
İcazet aldı henüz on dört yaşında,
Vakit kaybetmeden başladı hemen irşada,
Yenince Van'daki bütün alimleri,
Tahsile başladı bu sefer müsbet ilimleri.
Avrupa paylaşmak isterken "hasta adam"ı,
Geldi İstanbula diriltmek için İslamı,
Medresetüzzehra fikrini sundu padişaha,
Lakin herşey suya düştü cihan harbi çıkınca.
Döndü şarka savunmak için vatanı,
Topladı etrafına cümle keçe külahlıları,
Yaralanıp esir düştü götürdüler Rusyaya,
İdama mahkum oldu kıyam etmeyince komutana.
Anlayınca komutan kalbindeki imanı,
Özür dileyip geri aldı kararı,
Firar etti esaretten bolşevik ihtialiyle,
Geldi İstanbula Allahın inayetiyle.
Yıkılmıştı altı asırlık koca çınar,
Başlamıştı dini tahribe içerideki kurtlar,
Çağrıldı meclise dua etmek için,
Dedi hainler namaz kılmıyorunuz niçin.
Barlanın bir köyünde başladı işe
Elmas hakikatler yazıldı elden ele,
Nurlat yayıldı bir köyden cümle aleme,
İnşirah saldı tüm kalpelere verdiği müjde.
Mal makam verdiler olmadı,
Hapsedip sürgün ettiler korkmadı,
Şeytandan ve siyasetten Allaha sığındı,
Zira zaman iman kurtarmak zamanıydı.
Küfrün beli kırıldı diyordu asrın müceddidi,
Mesleğimiz muhabbettir boşverin husumeti,
Hakkını helal edip tüm zalimlere,
Göçtü bu dünyadan bir garip gibi sessizce.
Kabri bilinmesin istiyordu bu büyük alim
Naaşından bile ürperiyordu zalim
Yıktılar mezarını bir gece götürdüler meçhule,
Vasiyetide yerine geldi biiznillah zalimin eliyle.
Ahmet Küçük 5
Kayıt Tarihi : 27.9.2025 12:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!