Hatice / Ayperi’nin iç dünyasını,
onun hayalleri, aşkı, kırgınlıkları
ve sahnelerde kaybettiği kimliğini
mistik ve lirik bir dille anlatan
özel bir risale sunuyorum.
Bu risale,
Ayperi'nin iç sesiyle yazılmıştır.
Anlatım, onun yaşlılığında geçmişe bakarken duyduğu pişmanlık, özlem ve arınma duygularıyla yoğrulmuştur.
Mistik, lirik, edebî ve içsel bir tarzda yazılmıştır:
Ayperi Risalesi
(Hatice’nin Fısıltısıdır)
Bism-i Fısıltı:
Ben Hatice’yim.
Beni Ayperi diye çağırdılar.
Bir yıldız yaptılar…
ama bir yıldıza yalnızlık da eşlik eder.
Işığım sönünce beni gökyüzünden değil, kalplerinden de sildiler.
Ve ben, fısıltıya dönüştüm.
Çünkü artık kimse beni duymuyordu.
Birinci Bab: Ben Hatice’yim
Benim sesim,
annemin iç çekişinden doğdu.
Babamın eve dönüş saatinde susan tabak çanak kadar gergindi.
Kasabanın dar sokaklarında,
herkesin sustuğu yerde,
ben şarkı söyledim.
Ablam Hanife sus derdi.
“Kadın dediğin sessiz olur.”
Ama ben içimde susturulmuş bin kadının melodisiydim.
Duyulsun istedim.
Özgür olayım istedim.
Ben sustukça içim çürüyordu;
Ve içimdeki çürümeyi,
şarkıya dönüştürdüm.
İkinci Bab: Ayperi Doğarken Hatice Unutuldu
Ayperi…
Ne garip bir isimdi.
Bir afişte parladı,
bir sahnede büyüdü,
bir mikrofonla öptü kalabalığı.
Ama Hatice ne oldu?
Ayperi gülümsedikçe, Hatice içine döndü.
Ayperi şarkı söyledikçe, Hatice sessiz kaldı.
Ayperi sevdikçe, Hatice yalnızlaştı.
Ayperi alkışlandı.
Hatice unutuldu.
Üçüncü Bab: Tarık’a Ağıt
Tarık…
Sen bir şarkının başıydın.
Nakaratını ben sandım.
Ama sen,
finali başka bir kadınla bitirdin.
Sahne ışıltılıydı, sen güzeldin.
Beraber kurduğumuz düş,
yalnızlığıma hamile kaldı.
Ben senin gözlerine inandım.
Sen benim sesime inandın.
Ama ne gözler kaldı, ne ses.
Sadece suskunluk…
Ve ben o suskunluğu içtim yıllarca,
kırık bir kadehten.
Dördüncü Bab: Hanife’nin Sessiz Cezası
Ablam…
Sen beni hiç alkışlamadın.
Ama ben seni her susuşunda sevdim.
Sen sessizliğinle yaraladın beni.
Ben şarkılarımla özür diledim.
Anladım ki;
Senin suskunluğun benim zaferimdi.
Benim sesim senin yalnızlığındı.
İkimiz de annemize benzeyen iki ayrı yalnızlıktık.
Biri içe döndü, diğeri dışa taştı.
Ama ikimiz de kırıldık.
Hem de aynı yerden.
Beşinci Bab: Dönüş, Fısıltının Kendine Yürüyüşüdür
Döndüm.
Yıllar sonra o eve, o aynaya, o eski sesime…
Ne gençliğim kaldı, ne saçlarımda ışık.
Ayperi öldü.
Ama Hatice hâlâ orada, evin arka odasında, annemin ördüğü tülbentin altında ağlıyor.
Ben şimdi fısıldıyorum.
Bağırmaya gerek yok.
Beni duyan kalmadı.
Ama ben duyuyorum artık kendimi.
İçimde hâlâ bir kız çocuğu var.
Kasabanın çeşme başında, şarkı söyleyen…
Yalın ayak, utangaç ama inatçı.
Hatime: Ayperi Susturulduğunda Hatice Dirilir
Ey okuyucu!
Şayet sen de bir gün kendine başka bir isimle çağrılırsan,
unutma:
İsimler geçicidir.
Ama içimizdeki çocuk, hep aynı sesi duyar.
Ben Hatice’yim.
Ayperi’ydim.
Ama şimdi sadece bir kadınım.
Yaşlanmış, kırılmış ama hatırlayan.
Şayet unutursan,
fısılda.
Çünkü ses gidince, fısıltı kalır.
Ve bazen bir kadın, sadece fısıldayarak dünyayı susturur.
Son fısıltı:
"Şarkımı unutanlara değil, beni susturanlara kırgınım."
Kayıt Tarihi : 8.8.2025 20:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
KONUSU: Birbirlerinin tam zıddı olan Hatice ve Hanife iki kardeştir. Hatice, şarkı söyleme tutkusu olan ve hayatının, hayallerinin peşinden gitmeye meyillidir. Ablası Hanife de bir o kadar tutucu, içine kapanık birisidir. Bir gün kasabaya yeni gelen müzisyen Tarık'ın Hatice'yi keşfetmesi, aralarında başlayan büyük aşk ve Türkiye'nin starları olma hevesleri onları İstanbul'a kadar sürükler. Uzun bir sürenin ardından kaçtığı evine dönen Hatice de kendisinin dönmesini bekleyen ve geçmişte yaşananların hesabını soran ablası Hanife'yi karşısında bulur. Hümeyra Hatice/Ayperi Farah Zeynep Abdullah Hatice'nin/Ayperi'nin gençliği Işıl Yücesoy Hanife Gözde Cığacı Hanife'nin gençliği Köksal Engür Erhan Kerem Bürsin Erhan'ın gençliği Mehmet Günsür Tarık Gürkan Uygun Kemal Taşçıyan Prodüktör Lale Başar Tarık'ın Annesi Reha Özcan Tarık'ın Babası Hülya Gülşen Hatice ve Hanife'nin Annesi Bülent Düzgünoğlu Hüsnü Hatice'nin ve Hanife'nin babası Evren Duyal Münire Gümeç Alpay Hande Jale Aylanç Hande'nin Annesi Meriç Aral Mediha 🎭 TEMA VE TEMATİK ÇÖZÜMLEME 1. Hayaller ve Gerçekler Arasında Sıkışmak Film, bireyin hayallerinin peşinden gitme arzusu ile içinde bulunduğu toplumsal ve ailevi gerçekler arasındaki çatışmayı işler. Hatice’nin müziğe ve aşka duyduğu tutku, geleneksel kasaba yaşamı ve ablası Hanife’nin muhafazakâr baskısı karşısında varoluşsal bir mücadeleye dönüşür. 🔹 Ana Tematik Karşıtlık: > Hayal ≠ Hakikat Sanat ≠ Toplum Aşk ≠ Aile Bireysel özgürlük ≠ Kolektif beklenti --- 2. Kız Kardeşlik ve Kadın Rollerinin Çatışması Hanife ve Hatice arasındaki ilişki, iki farklı kadınlık temsilini ortaya koyar. Hanife; gelenek, düzen ve itaati temsil ederken, Hatice; isyan, özgürlük ve tutkuyu temsil eder. Bu durum, Türkiye toplumundaki kadın rollerine dair sosyolojik bir temsildir. 🔹 Tematik Gerilim: > Uyumlu kadın modeli (Hanife) ↔ Asi kadın modeli (Hatice) --- 3. Zaman, Yaşlanma ve Hatırlanma Arzusu Filmin geçmiş ve şimdi arasında gidip gelen yapısı, zamanı bir karakter gibi işler. Yaşlı Ayperi’nin (Hümeyra) gençliğine dönerek anımsaması, yaşanmışlıkların ve pişmanlıkların izini sürme çabasıdır. Film, geçmişin hem bir sığınak hem bir yük olduğunu anlatır. 🔹 Zaman Teması: > Gençlik = Umut ve ihtiras Yaşlılık = Yalnızlık ve hesaplaşma --- 4. Müzik ve Aşk Arasında Kimlik Arayışı Ayperi için müzik, sadece bir meslek ya da sanat değil, kendini ifade etme biçimidir. Müzik sayesinde var olur, sahnede parladıkça bireyleşir. Ancak müzikle aşk arasında sıkışması, kimliğini zaman zaman kaybetmesine neden olur. 🔹 Kimlik Teması: > Sahnedeki Ayperi ≠ Evdeki Hatice --- 5. Yitirilmiş Aşk ve Hesaplaşma Tarık ile olan ilişki, sadece bir aşk hikâyesi değil; aynı zamanda bir hayal ortaklığının ve ihanetin anlatısıdır. Ayperi’nin kaçtığı geçmiş, onu bir gün geri çağırır. Ve döndüğünde hem ablası Hanife ile hem de kendi vicdanıyla yüzleşmek zorundadır. 🔹 Hesaplaşma Teması: > Kendini terk eden bir aşkla, kendini terk eden bir hayat arasında sıkışmak. --- 🧍♀️ KARAKTER TEMSİLLERİ VE SEMBOLİK ÇÖZÜMLEME --- 🎤 Hatice / Ayperi (Farah Zeynep Abdullah – Hümeyra) Temsil ettiği arketip: Asi, özgür ruhlu sanatçı Ana çatışması: Aile içi baskılar ve hayalleri arasındaki gerilim Dönüşümü: Gençlikte hayalperest, yaşlılıkta pişman ama gururlu Sembolik yönü: Anlatılmamış kadın hikâyelerinin sesi Karizması: Cesareti, tutkusu, sahnedeki ışığı ve yalnızlığı > Ayperi bir yıldız olmak ister; yıldız olur da. Ama bu yıldızlık, yalnızlığı da beraberinde getirir. --- 🧕 Hanife (Gözde Cığacı – Işıl Yücesoy) Temsil ettiği arketip: Geleneksel kadın, aile koruyucusu Ana çatışması: Kız kardeşiyle kıskançlık, kırgınlık ve sevgi üçgeninde sıkışmak Dönüşümü: Gençlikte baskıcı, yaşlılıkta kırılgan ve yalnız Sembolik yönü: Vicdan, düzen ve terk edilmişlik Karizması: Sessiz direnci, sertliği ve yargılayıcı bakışları > Hanife, Hatice’nin yaptığı tüm tercihlerin bedelini, terk edilmişlik duygusuyla öder. Aslında o da bir kurbandır. --- 🎸 Tarık (Mehmet Günsür) Temsil ettiği arketip: Romantik sanatçı, hayal kurucu Ana çatışması: Sanat ve aşk arasında bocalama Dönüşümü: Gençlikte idealist, zamanla hayallerden vazgeçen Sembolik yönü: Hayallerin erkeği; ama hayalleri gerçekleştiremeyen adam Karizması: Yaratıcılığı, duygusallığı ve kararsızlığı Tarık, Ayperi’nin aşkı olduğu kadar yarasıdır da. 🎙️Erhan (Kerem Bürsin – Köksal Engür) Temsil ettiği arketip: İkincil ama işlevsel karakter – yaşam tanığı Ana çatışması: Ayperi’nin geçmişiyle şimdisi arasında köprü olmak Sembolik yönü: Sessiz destek, yaşanmışlık ve sadakat Karizması: Sadeliğiyle öne çıkan bilge figür --- 💼 Kemal Taşçıyan (Gürkan Uygun) – Prodüktör Temsil ettiği arketip: Fırsatçı yapımcı Sembolik yönü: Sistem içindeki çıkar ilişkileri ve kadınların sömürülmesi --- 🎵 Müzik (Kenan Doğulu’nun besteleri) Filmin görünmeyen karakteridir. Müziğin estetik dili, Ayperi’nin iç dünyasını taşır. Özellikle retro pop tonları, dönemin ruhunu ve duygusal coşkusunu yansıtır. --- 🎬 GENEL DEĞERLENDİRME “Unutursam Fısılda”, Çağan Irmak’ın melankoli, müzik ve bireysel dram üçgeninde inşa ettiği en estetik filmlerden biridir. Dönemsel atmosfer, karakter çatışmaları, görsel dil ve müzikal yapı son derece başarılıdır. Film hem nostaljik bir Türkiye panoraması sunar hem de kadınların bastırılmış arzularına dair evrensel bir hikâye anlatır. Yönetmen Çağan Irmak Yapımcı TAFF Pictures Senarist Çağan Irmak Oyuncular Hümeyra Işıl Yücesoy Farah Zeynep Abdullah Mehmet Günsür Gözde Cığacı Kerem Bürsin Gürkan Uygun Köksal Engür Müzik Kenan Doğulu Görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki Kurgu Emrullah Hekim Cinsi Sinema filmi Türü Dram, romantik Renk Renkli Yapım yılı 2014, Türkiye Çıkış tarih(ler)i 29 Ekim 2014, Türkiye Süre 120 dakika Dil Türkçe Hasılat 18.819.582 ₺
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!