Aşkım!
Sen neleri aştın, bunlar nehrin önüne yığılan molozlar!
Sen ki barajlar yıktın şehirler aştın:
Elbet Deniz'e bakacak yarattığın duvar!
Aşkım!
Sen inanınca donup kalacak Afrika
yanıp kavrulacak Antartika!
Sen inanınca yırtılıp atılacak
ne kadar kanun ne kadar kural varsa...
Aşkım!
Bakışların ki delip geçiyor toprağı!
Sözlerin ki harekete geçiriyor tüm uyuyan volkanları!
Nasıl düşersin umutsuzluğa, nasıl iddia edersin ben varken yalnızlığını? !
Aşkım!
Görmüyor musun ki çatladı çatlayacak sabır taşım!
Buna rağmen içten içe ağlıyor, sana belli etmeden sabaha varıyor aklım!
"Titre", desem faydası yok, bir mozole gibi duruyor gözümün önünde varlığın!
Aşkım!
Bana hikayesini anlatıp duruyorsun patlayan yıldızların!
Peki, hangi gece sensizlikten daha büyük temsilcisi olabilir karanlığın? !
Ve hangi sabah mutsuz olabilir ki varlığınla uyandığım? !
Aşkım!
Şüphesiz yollar uzun ve bitmeye yemin etmiş sabır!
Elbette güçlü düşman elbette yok sığınabileceğimiz tek bir yatır!
Bir atom bombası dumanı gibi çökerken üzerimize bu tarifsiz kahır
Elbette yalnızca dizlerim seni tatlı bir uykuya yatırır!
Aşkım!
Korkun ki korkumdur dizlerimi titreten
Başın dizime değdiğinde dizlerim birer oramiral ki tüm Deniz'leri inleten!
Kayıt Tarihi : 7.2.2015 13:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!