Bomboş bir trende tek başımayım.
Çanta mı bırakacak bir santim yer arıyorum.
Beş bin kilometre yolun, daha en başındayım.
Başlangıcın başından, sonun en başına gidiyorum.
Yolun sonu yok gibi geliyor sanki,
Bir yaprak gibi, dalımda solsam
Silemem yine kalbimden seni.
Sokakta evsiz bir kedi olsam,
İşte o zaman severdin beni.
Bildiğim tek şeydir adın, her saniye aklımda
Düşünür ağlarım, bir sokak lambası altında.
O katran siyahı gözlerin benim en saklımda
Gel yar tut ellerimden, uçsuz deryaya karşı.
Tan vakti güneşle ötüşen kuşların sesini,
Hep ulaşamadığını mı sever insan?
Mesafeler sevmeye engel mi?
Bir canan için geçerken candan,
Bir kalbi sonsuz sevmek yetmez mi?
Ağlarım, hatırıma geldikçe gülüşün.
Gülmeyi unutan gülerken, yanındakilerde güler..
Nasıldır kırmızılar saçarken, bir gülün solup gitmesi?
Sonbahar yahut kış akşamları gibi soğuktur keder,
Tıpkı, kırmızı bir gülde kırmızıya dair her şeyin bitmesin.
Gitmek mi? dersin bilmem kalmak mı?
Yaşamak mı? ya da ölmek mi?
Kızgın bulutlardan akan, yağmur serinde
Hangi suya baksam, sen akarsın derinde
Aklımdan çıkmayan, kömürden gözlerinde
İçinde sevdam var haberin olmasada senin.
Seher vakti batan, kırmızılar saçan güneşin
Adını düşününce, gözlerimi kapatıp,
Sıkça tahayyül eder oldum cemâlını,
Uzunca uzun, gözlerine bakıp,
Söyledim orada son kelâmımı...
Sana aşkım âzamet-i mutlâkadır.
Ayın beyaz ışığı vuruyorken yüzüme,
Yüzüm güler, aklımdaki adın değil.
Bir fotoğrafta bakıyorken gözlerine,
Gerekirken, olduğum yer yanın değil.
Kalbimin hızı artıyordu yekten,
Artık her şey boş geliyor. Sen de öyle.
Çok anlamlı gelmiyor artık ne gündüz ne gece.
Karanlığın ardına saklanmış yıldızlar bile.
Herşey de bir umut dolardı içime.
O da yok artık, içim de...
Kızıyorum ara ara kendime...
Sonsuz gökyüzünün altında
Yaşayan iki ayrı kişi..
Bakıp yıldızlara
Karışıp karanlığa
Unutmuş gibi..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!