mum saçaklarında uzadıkça uzuyor gece
eğrildiği yerden doğrulmuyor hiç umutlar
vebalı bir hastanın çaresizliği gibi
gülümsüyor tüm ışıklar
her söze inana inana yürüdük
her güneşe takıla takıla taş kesildik
sonra gri bulutların dökülüşü gibi toptan
döküldük kara göllere
serpildi nicelerimiz ceset toplayan toprağın
iştahlı ağzına
üzerimizden savrulup geçti nice seneler yüzyıllar
savaş rüzgârları kanlı canlı korkularla sarstı tinselliğimizi
bizlerse cengi bıraktık anarşisi bol yaşamlarda süründükçe
düşlerimizi tırpanlayan kötücül eylemlerin
fukarası esiri olduk
bezginliğin yılgınlığın eteğinden tutup savrulduk
savruldukça yelkenleri suya indirdik açlıktan sersemlemiş
tavuklar gibi kanatlarımızı
çırpamaz olduk
kabuğumuza çekilip küçüldükçe küçüldük
sustuk zorbalığa haksızlığa yaktık ağaçları ormanları yıktık insanlığımızı
hatta hunharca tepindik üstünde merhametimizi öldürdük
dilsiz hayvanları
canlıları da
oysa tek bize ait değildi dünya hiç umursamadık
katlettik iyi cümleleri şen naralar attık güldük katliamlara
hep birlikte sefilliğimize acizliğimize
işte hayat böyle bir şeydi gücü gücü yetene dayılandıkça
iyice palazlanırdı kin ve nefretin kötücül çiçekleri
ölümcül sarmaşıkları sarardı dünyanın
kanlı cerahatlı yüzünü
yine de imtina etmezdik hiç aymazlığımıza
şişirilmiş egolarımıza yüklendikçe çınlardı kahkahalarımız çığlıklarımız
evrenin uğursuz solucan deliklerinde
halbuki güneş orada tam da tepemizde
sapasağlam duruyordu hâlâ parıl parıl
Tanrı bile umudunu kesmemişti
insanoğlundan ve yaratılışın
nüvesinden
melekler sürekli fısıldadıkça sağır kulaklarımıza
âmâ gözlerimizden taş kalbimizden
bir damla yaş düşmezdi
kurak kalplerimize azgın
nefislerimize
dağıttığımız parçalarıysa bir türlü toparlayamazdık
üstelik uzanmışız boylu boyunca karanlığın ziftten kucağına
kötülükle şişirilmiş göbeklerimizi
arsız arsız kaşırken
.......
ağlıyordu uzaklarda dağların sarp yüzlerinde buzlar içindeki
saflığın timsali bembeyaz kardelenler inatla azimle
her sabah açıyorlardı
güneşse
tesirsiz sıcağının soğuk üfürüğünden gülümserken buzlara
ve dudağının ufkunda güneşlenen zebil insancıklara
her şey olağanlığında akarken zamanın ötesine
...........
umudun körler mateminde
sevgi ne demekse hiç bilmiyorduk ve hiç öğrenemedik
aşk diye bir sözcükse yoktu zaten evrensel lügatımızda
..........
07072024
17:07
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 2.10.2025 18:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!