Senden kalan eski bir vazoyum
yere çarpıp kırdığından beri
artık tamiri zor bir kalp taşıyorum
paramparça dolanıyorum
rüzgarın savurduğu yöne doğru
Ey kerbü bela
otur ağla,kalk ağla
toprağını savur ağla
sen ki içinde
kasveti, nefreti
barındıran bir yersin
Her akşam kızıllığında bülbülün çilesi
Neyzenin nefesinden aşka dönüşür
Neyzen dokunur bülbülün yüreğine
Manevi iklimin semazenleri döner hu çekerek
Neyzen dokunur neyin deliklerine
Seni istemek
bir yol üstü lokantasında
bir bardak demli çay kıvamında
gözlerinin içine bakarak
hasretini nakit ödeyip
neler hissettiğini
Gecenin ayazında çıktım yola
Gökyüzünün en karanlık noktası karşıladı beni
Ürperdim, bir an düşündüm kabirr alemini
Dedim yolcu ordada mı böyle olacak
Yürüdüm hızlı hızlı koşarcasına
Aşk iki kişiliktir
üçünçüye yer yok
bir elmanın içinde
yarısı sensin
diğer yarısı o
ben nerdeyim biliyor musun
Bir yıldız gibiyim her gece
amaçsızca dolanırım peşin sıra
gölgelerin kaybolduğu kentlerde
karanlığı beklerim ardı ardına
Ben karanlığın bekçisiyim
sahil köylerinde yaşamayı çok sevdim,
ufacık evimin içinde anılarım
bir balıkçı teknesi
sevgiye yelken açardım her sabah
özgürlük derdi gözlerinin karası
yanında bir nefeslik sigara
Gözlerimin içinde yaşamaya seni çağırıyorum
Karasına tutun ellerinle
Bırakma ne olur
Bahtsız geçen ömrümün son deminde
Karanlık bir gecenin sessizliğinde
Vursun sahile bir dalga, vursun çaresizliğime
Gözlerime hüzün çöktü
Bir damla yaş aktı toprağına
Sesin vardı duvarda asılı
Her nefes alışımda
Yüreğimin sızısı kaldı
Odalarda, yalnız ve amaçsız




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!