Bulutların ardından üşümüş şehirleri okşuyor güneş. Rahmet bekliyor sabırla toprak. Devrilir birazdan gün yorgun anılarla yarının omuzlarına...
Yitirilmiş umutların kandilini yakıyor bir adam! Dışarıda mevsim zemheri. Ayrılık şarkıları söylüyor mutsuz insanlar, arz semanın dudağında yitirilmiş bir hazan...
Yarına dair gözyaşları biriktiriyorum nicedir, hayat dilimde yavan bir kelime. Acıların kırılmaz kanatlarıyla geçmek istiyorum bu dünyadan. Ayrılık böyle olmasaydı, payımıza düşen hicran olmasaydı...
Koca bir bardak olsa dünya, uzun bir vaha olsa yalnızlık. Bir beşik olsa sonsuzluk... Göğsümde küllenmiş koru bir bilsen sevgili, asırlara uzanıp ahımı sana duyurabilsem. Rüzgârın şarkı söyleyen o ninnili sesine tutunarak ellerimden tutsan, beni çağların ötesine götürsen. Titrek bir mum gibi sıcağına sokulsam, avuçlarının içine ruhumu sunsam...
Yıldız dolmuş gökyüzü ayaydın
Avutulmuş çocuklar çoktan sustu
Bir ben kaldım bir ben kaldım
Tenhasında gecenin avutulmamış ben
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettin ki bu yaşlar




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta