Güneşin o eşsiz kokusunu denize armağan edip
hayallerime sindirdiği bir gün batımında,
şimdi ne de güzeldirler gittiği yerlerdeki cehennemleri cennete çevirenler.
Yılların yüzümde bıraktığı tatlı yorgunluk çizgilerine tebessüm ettiğim şu anımda,
şimdi ne de güzeldirler gittiği yerlerdeki cehennemleri cennete çevirenler.
Eriyen rüyam ve erimeyen gerçeğimle
güzelliğime güzellik katan mavimtrak düşlerimi yanıma
aldım.
Sigara kâğıtları bütün mahallelerde geçen tek para
birimim.
Tabii ki “Camel” dir en çok sevdiğim.
Surların gözlerindir, bilirim.
Gülümseyen bir ümittir şimdi bana hislerim.
Kaybolduğumu duyduğun an, gözler beni gözlerin.
Köprülerin ayaklarındır, bilirim.
Gülümseyen bir ümittir şimdi bana hislerim.
Çatımda yuvalanmış gün boyu denize uçan martılar.
Aşırı huzurdan ölecekler diye çok korkuyorum.
Gece gece uyandırsam ayıp mı olur dersin?
Son öpüşümdür o pembe yanağı.
Avuçlarımda kayboluyor sanki elleri.
Parmak uçlarımız da değmeyince birbirine…
Gitme demek o kadar zor ki!
Bitmeyen bir gül suyudur, içiyorum ellerinden.
Öyle büyülü ve yücedir ki ellerin, hayranlıkla baktığım.
Her iş geliyor ellerinden.
Ne de güzelsin!
Güller açtıkça
Hayat iki kulplu, sihirli bardak.
Bir kulpu doğuştan sahip oldukların,
diğer kulpu sonradan sahip olacaklarındır.
Hayatın esas tadını ise bardağa her durakta hayat iksirlerinden doldurup,
bu bardağı iki kulpundan sımsıkı tutup içerek alabilirsin.
Gün ağardı, henüz uyandım.
Yüzümü yıkadım ve ayıldım.
Yeni bir günün heyecanıyla yürüdüm, hayatın içine
Aklım sana hep tutunabilecek bir dal aradı.
Üzgünüm, sana açılan yollarım bağlandı.
Kırlangıcın uçarkenki azminden isterim,
bir de karıncanın yükümü hafifletmesini.
Sırra kadem basan gözyaşlarım ağladı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!