Bir veda daha doğuyor dolu dizgin hayatın kalıntılarından
Bir göz yaşı daha akıyor tüm sevdalara sultan bir aşkın ardından
Nice oldu ki dün, mazide bir perde olmuş mutluluk
Ne yar kalmış nede yarın …
Zümrüt kokulu bahçeler gül rengi hayat
Hayallere bile sığmayan yemyeşil bir saltanat
herkes sevgilisi ile elele dolaşırken etrafta...
ben şehrin orta yerinde yalnızlığına ağlayan adamı oynadım...
sokaklarda avare ve çaresiz dolaşıp...
bir elimde tükenmiş tutkumu diğer elimde solmuş umutlarımı yeşersinler diye yağmurda ıslattım.....
canım bir hayal kursana içinde mutluluğun resmi olsun...
sen ol ben olayım...
Duruyordu karşımda kaskatı canı çekilmiş bedenin
İşte o an hissettim çekildiğini yüreğimi parçalayan dikenli telin
Hiç ummazdım bana bu kadar acı vereceğini bir ecelin
Ağlıyorum hem de hiç ağlamadığım kadar
Can çıkar bedenden de olmaz mı acısı
Doğmadan gecenin içinden sabaha ulaşan şafak
Açmadan gonca gül etrafındaki sarılı yaprak
Aşkın harlanan ateşinde kavrulan bedenime
Uzan ne olursun tut ellerimden aşkını haykırarak
Solmadı solmaz yüreğimdeki gül rengi sevdan
Bir kanarya konar ya yüreğine, yüreğin sinsice kanar,
Bir deli dalga nasılda birden bire şaha kalkar,
İşte öyle kanadı, öylesine şaha kalktı ki duygularım,
Bir kez daha anladım, ey ana sen gibi bulunmaz yar.
Fotoğrafını yollamışsın hasretten hüzün çökmüş yüzünü çektirip de,
Ey soğuk taşlarla kaldırımları örülmüş, ıssız sokak
Yol ver de geçeyim. Rahatsız etmem sessiz ve derinden
Sende tüm vefasızlarım gibi bana sırt çevirip de,
Yok olmaz dersen, geçmem be senin yeter ki;
Taşın var olsun
Bu son olsun aşkımı mısralara yazışım bu son şiirim olsun
Son olsun içimden kopan parçaları birleştirmeye çalışmam
Kaç defa daha haykırmalıyım seni kaç defa daha
Haykırmama aşina olmuş semaya
İçimden bir sen koptun, öyle bir kopuş ki bu
Anlatmaya dilim varmaz yüreğim nasıl dayansın
Sessiz bir bekleyişin eteklerinden tutmuşum sadece suskunluk var yalnızlığıma eş
Ne susuz kalmış dudaklarımda bir nefes, ne aklıma zarar, zamansız zaman gönlüme eş
Pencerem karanlık, hayata düşen ışığım sönük kaldı ve artık ne ışık verir bana güneş
Tahtadan eski bir çatı gibi, her yanım yavaş yavaş dökülüyor ve her yanımda bir kalleş…
Kahramanımı oldum herkes gibi yaşadığım hayatın, gölgelerde kalan umutlarım solgun
kim aldı gecenin bir vakti gözlerimden uykuyu ki ben uykusuz gecelere yar dedim yokluğunda,
elbisemin düğmelerimi koptu, kalbimin kopuk sevdasına uygun çıplak kalmış ve üşümüşüm buz gibi gece yarim olmuş,
solmuş, boyunları bükük kalan, bülbülleri kanlı yaşlar dökerken kendileri mutsuzluğa gömülen kan kırmızı güllerim,
ne sevdamdan ne katran olmuş gözyaşlarımdan vazgeçerim ki bu sadece benim derdim ve ben bu kederi yalnız tek çekerim
anlamıyorsun değil mi yada anlayarak zevk alıyorsun bu durumdan gözlerin sana yalan söylüyor diye haykırıp dururken
Titrememişti ellerim hiç, bu denli korkmamıştı bugüne kadar deli yüreğim;
Sen yazıldın ya, işte o zaman titreyen ellerimle korkan yüreğime yenik düştü benliğim.
Niye her yerde sen varsın, ama her yerde bakamıyorum artık yıldızlara bile;
Çünkü en çok onlar anlatır seni bana en çok onlar yansıtır tüm duygularımı çırılçıplak.
Dudağımda bir hece var dilime yapışmış adı aşk, birde sen varsın, aslında ikisi de aynıya
Çünkü sen zaten aşksın…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!