“Gönül kapım sonuna kadar açık”
“Orada beklemeye gel!” deseydin !
Telefonlar var artık şöyle bir tık,
“Adresi eklemeye gel” deseydin !
Sorun dildeyse sesimi keserim
Apansız bir kaçıştı benimkisi
Bütün yollar sana çıktı dönmedin
Senin için hiç inmiyor perdesi
Gönül gözüm hep açıktı görmedin
Ararken helâlden sıcak çorbayı
Altmış yıl geçmiş dünyaya geleli
Düşlerime yağdı bunca yıldır kar
Kör topal yürürüm bildim bileli
İşlerime yağdı bunca yıldır kar
İşlerine gelmeyen her sonuca
“ cık cık” ederek “vay!” diyeceğim
Kazığa tutunup çıkınca uca
Hangi yüzle bakıp “oyyy!!” diyeceğim
Uçuruyor bizi “yalan tufanı”
Yönetmelik hazır, yönergemiz bu !
Nasıl kafa yaptı, çekip şurubu ?
" Höst!" deyip uyandır uyuyan grubu:
Kimisi öğretmene not verecekmiş!
Müsteşar sallarsa müdür yakalar.
Kimse yalandan dem vurmasın oturup
Kendini koltuğa satana söveceğim
Karşısındakine hırlayıp susturup
Tabağına kemik atana söveceğim
Okuldan sınıftan olmazken haberi
Yılardır bağlıydı elim ayağım
Tüy bitti dilimde çöz diye diye
Bitti takatim yıkıldı durağım
Koşturup duruyor gez diye diye
Saksağana çevirdi bülbülümü
Sana derim Sultan Süleyman sana
Milletin sesini duyan mı kaldı
Kimse aldırmaz meşhur fermanına
Gücün olsa baksan uyan mı kaldı
Viyana’ya değil döndük batıya
Kimse merak etmesin buyum işte
Aç kalmış midede kazıntıyım ben
Günü gün etmişim köşede dipte
Kaşınan yarada sızıntıyım ben
Fındık bahçesinde meşe odunu
İlk doğan güneşle zifir karanlığı
Sen unutsan bile ben unutmuyorum
Ruhunu saran şu kafir karanlığı
Sen unutsan bile ben unutmuyorum
Dermansız, ilaçsız yara deşenleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!