fırtınalı temmuzların güvertesinde bir
martı olsan ağlar mevsimlerden çekilir
gürültüyle; çünkü elleri kıymetlidir hüznün
brandalar hep ters örtülür yeryüzüne işmar eder
gökyüzünden birer ikişer düşerken yere tanrılar..
ipi çektikçe genleşiyor etim
ve sen bi’tuhaf sessizliktin
ben de biraz secdesiydim
çocuk siktir git dualarında
Hatıranı unutursan eğer
boğazına bir teneke parçası saplanır.
gece üç mesela
evde yalnızsın
ve alkol tükenmek üzere;
buz dolabını tekmelemek istiyorsun
Bütün gece Alice in Chains.
ve bütün gece sıkışıp kalmak
biraz kabahat bir odaya
Günün birinde anlayacaksın;
bir pazar günü öğle sonrasında
evde atlet külot dolaşırken
ve elindeki son bira tenekesiyle
geceyi bekleyen iki oktavlık
teninle ve denizi enlemesine kuşatırken
Anneler öğle yemeklerini paketliyor
Çocuklar silahlarını
bir utancın gizlediği sakinlikle,
hamburgerlerini ısırıyorlar
kolalarını yudumluyorlar
tekmeye kafa uzatıyorlar
Bütün gece Alice In Chains..
ot çim zerzevat ve akrabaların düşer
ve arkadaşların düşerse eğer seni de aşağıya çeker
pervane çalışır, müzik dinlenir, kapı çalar
Beni unutursan seni en yakın karakola
şikayet ederim
çünkü vaktim yok
basit yenilgilere
intikamım pahalı olur
beni yeterince tanımıyorsun
Masadan aldığım rakıyı bırakıyorum masaya.
artık sorun yok, mide ve kramplar için tüm eczaneler
öyleyse bırak öylece yere düşsün ter içinde güvercinler
çünkü imkansızdır üniformalı sivrisineklere
onların işi gülmek yüzüne;
tezgahtarlar ve reyon görevlileri
seyyar satıcılar ve dilenciler
patronlar ve uzak arkadaşlar
sivil politik, sıradan poetik
bardaktan aldığında bir fırt
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!