gamzenin çukuruna ektim
yedi vermedi gül
ayaz değdi kavruldu kızıl kızıl
baharın fidanları...
tam da katarın başındaydım
sebepsiz bir ağrı asılır bazen
çekip giden kuşların ardında
aniden ağırlaşır gümüş kanatları kuşların
asılır da dökülüvermez ağırlığınca müjgandan...
külçem benim
ilk defa boynuma dolandı
uçurtma diye rüzgarın kuyruğuna taktığım
hayallerimin ipi...
acıdım
demedim kimseye bir şey ölürken
nasılsa son bu...
gel de tanı şimdi bulanık aynaya düşen yüzü
şu çillerin üzerinde duran mavi
az bana
çok babama
hiç kimseye benziyor.
bu pürüzlü
deveye okuttum da fermanı
pireye güç oldu ustura dökmek
gözden ırak olan haneye
giydirdim nihayet uyku denen gömleği
e bebeğim eee e e
e benim memleketimin
ah, şu ölümlü yüreğin önünde doğup batıyor durmadan güneş
biçare, bensiz olmaz mı sanıyorsun
sanıyor musun ki çömez ruhunun el yazmasıdır kader
kafesinin içinde çırpınan yüreği azad etsen
bağışlar mı hayat seni kendinden.
hiç var
gözlerimin arkasından geçiyor sanıyorum
sanıyorum perspektifin en başındaki
yol bile nokta...
ne vakte dek
işte tırtıl tırtıl umut kozasının içinde
boyuyor kanadını.
som ağlamaktı
yeşil bahçelerin kıyısından kıyısından
kuzeyli kış güneşi
son kişotun har değirmeni
ezcümle kelam
bi tamam...
taş duvarda ru be ru
bütün gün
ve gece
musa nın rabbine
isa nın rabbine
muhammedid in ve
yarattığı yıldızların
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!